Z Kuşağının Sevilmemesi

Şimdi anlatsak da anlayamayacak çok büyük kısmınız. Aranızdaki istisnaları bir kenara koyuyorum, çok büyük kısmınız için dediklerim geçerli.

  • Emek vermek ne demek bilmiyorsunuz. Bir şeyi gerçekten istemek ve onun için yıllarca, doğru düzgün uyumadan sabah akşam tatil ya da iş günü nedir bilmeden çalışmadınız. En basit örnek, elin alman, fransız, İsveç, İsviçre, Hollanda kökenli insanlar günümüzü yakalamak için İngilizce öğrenmek gerektiğini bilip daha da fazlasını öğreniyorlar. Sizler ben Türk'üm, İngilizce öğrenmek zorunda değilim diyorsunuz. Bunun için bile çaba göstermek yerine aptalca bir argümanla kaçmaya çalışıyorsunuz. En gelişmiş ülke vatandaşları bile çağı yakalamak için 3-4 dil öğrenirken sizler cahil kalmak için çabalıyorsunuz.
  • Çok kötü eğitim verilen bir nesil oldunuz. Bu sadece sizin için geçerli değil, gördüğüm ülkelerin neredeyse hepsi için geçerli.
  • Büyük kısmınız psikolojik açıdan asla anne ve baba olmaması gereken sağlıklı zihin yapısına sahip olmayan ebeveynler tarafından büyütüldünüz. Soruyorum, kaçınız huzurlu bir aile ortamında ve eğitiminiz için bütün kaynakların (o kaynakları %95 sağlayamaz) önüne serildiği bir ailede yetiştiniz?
  • Ebeveyn "olmaması" gereken anne ve babalarınız sizlerle uğraşmamak için elinize bir cihazı tutuşturup kendi halinize bıraktı. Çoğunuz doğru düzgün bir rehbere sahip olmadan büyüdünüz, üstelik sizi yetiştirenler size bir şey vermişler gibi karşılığını bekledikleri için bunun ağırlığının altında ezildiniz.
  • Sizlere gerçek bilgiye nasıl ulaşılabileceği öğretilmedi. Çoğunuz bir konu hakkında nasıl araştırma yapılır bilmiyor. %99'unuz için kaynak wikipedia (işin kötüsü Türkçe viki) ya da çevrenizde birilerinin mabadından sallaması oluyor. Araştırma kabiliyetiniz yok, araştırmaya hevesiniz yok bunun da üstüne hiçbir şey başaramamış bireyler olarak çok gereksiz bir egonuz var. Buna yeğenlerim de dahil...
  • Benim neslimde de yalan ve sallama çok yaygındı da sizin neslinizde bir konu hakkında hiçbir şey bilmediği halde kafasındaki şeyleri "gerçekmiş" gibi sallamayanına çok çok az denk geliyorum. 20 yaşın altında olup da "bilmiyorum" diyene en son ne zaman denk geldim hatırlamıyorum.
  • Sizler insanların ayrıştırıldığı bir çevrede büyütüldünüz. Karşıt görüşlere, başka inançlara ve sizin gibi olmayan şeylere karşı tahammülünüz yok. Çoğunuz bir şeylere nefret besliyor bu yüzden, anlamaya çalışmak yerine asla haddiniz olmayan yargılama yoluna gidiyorsunuz.
Gördüğünüz gibi, bunun suçunu çoğunlukla sizlere değil daha çok ailelerinize yüklüyoruz. Sizi suçladığımız kısım ise sizden büyükler bu gerçekleri yüzünüze vurduğu halde anlamamakta ısrar etmeniz.

Not: Bu da son olsun. Bahanelere kaçmaya çok fazla alıştınız. Bir şeyi başkaları sizin yapmanıza izin vermiyor değil, sizler onu başarmak için yeteri kadar çabalamadınız.

Hocam sizden önceki kuşakta aynı sözleri sizlere söylüyordu yani sizi eleştiriyordu. İnsanları eleştirmek niye hoşunuza gidiyor gerçekten anlamıyorum.
Başkalarının kusurları kolayca görülür ama kendi kusurumuz görülmez; kişi komşusunun kusurlarını ayıklar bulur, kendi kusurlarını ise kumarda hile ile zar saklar gibi saklar.
Guatama buddha.
 
Hocam sizden önceki kuşakta aynı sözleri sizlere söylüyordu yani sizi eleştiriyordu. İnsanları eleştirmek niye hoşunuza gidiyor gerçekten anlamıyorum.
Bizden önceki neslin bizi eleştirdiği konular başkaydı.

Başkalarının kusurları kolayca görülür ama kendi kusurumuz görülmez; kişi komşusunun kusurlarını ayıklar bulur, kendi kusurlarını ise kumarda hile ile zar saklar gibi saklar.
Kusurlar gizlenmek yerine söylenir. Yıllarca yapılan hatalardan biri de bu, sen birilerini o kusuru için uyarmazsan o kusurunu düzeltmez. Ben kendi kusurlarımın gayet farkındayım, bunlar bana söylendiği için çoğunu düzeltme yoluna gittim. Düzeltilemeyenler, alışkanlıkların ağır bastığı konular tabii ki oluyor, sizler için de böyle olacak ama en azından bazı şeyleri düşünmeniz gerekiyor. Eleştirmek de eleştirilmek de kötü değildir, bunları yapanlara engel olmaya çalışmak iyi bir şey değildir. Eleştiri olmazsa gelişim de olmaz.

@klavyesulukpeçete Türkçe yama konularına bir göz gezdir, İngilizce öğrenin diyenlere verilen cevapların yarısını oluşturuyor onu diyenler. :D
 
Kuşak kavramını ben saçma buluyorum. Ne bileyim ben 2004 doğumluyum ama kendimi 1800'lerde doğmuş gibi hissediyorum. Eski tarz müzikler dinliyorum, eski tarz silahları araştırıyorum. 2000 sonrası nesildeki insanları aynı göstermenin hiçbir mantığı yok. Her insanın farklı fikirleri var.
 
En zor dönemi onlar çekmiş biz bolluk içinde yaşıyoruz gibi davranıyorlar.
Asıl zor dönemi 1940-1970 arası doğanlar yaşadı, onların da bizi eleştirdikleri konulardan biri girişkenlikteki yetersizliğimizdi. Bazılarımız bu eleştirileri dikkate alıp kendini düzeltti, kararlarında daha cesur oldu ve iyi işler yaptılar. Bu eleştiriler olmasaydı bunu yapan kişiler kendini düzeltir miydi?

Her neslin kendi dönemine göre artıları ve eksileri var, eksi yönlerini söylemezsen o nesil içindekiler bunların nasıl farkına varacak? Şimdiki neslin artısı birey olma mantığının bize göre daha ileride olması, eksiklerini ise yukarıda yazdım.

Bu arada yukarıda yazdığım eleştirilerde benim neslimin en başları ve bir önceki neslin son üyelerinin çocuk yetiştirmedeki başarısızlıklarını da eleştirdim. Taş sadece Z kuşağına değil, benimki de dahil önceki 2 nesle de gidiyor.

Bir nesil bir konuda hata yapıyorsa bu hataya zemin hazırlayanlar onları yetiştiren nesillerdir. Yalnız bu hataların eleştirilmesine bile tahammül edememek de en az bu kadar büyük bir hatadır.
 
Son düzenleme:

Geri
Yukarı