Bu konuyu tamamen içimdekileri dökmek için yazıyorum, kendi deneyimlerim ve gördüklerimin kırpılmış bir versiyonudur.
Öncelikle, hayat toz pembe değil fazla romantik olmayın. Okuduğumuz kitaplardaki karakter kişilikleri gerçek hayatta yok, aynı şekilde dizideki karakteristik kişilikler de gerçek hayat dediğimiz bu sıkıcı evrende yok. Belki de gerçek hayat yoktur ve bunların hepsi Tanrı'nın rüyasıdır, bu nedenle uyandırmamaya özen gösterelim değil mi?
Kişilik nedir?
Herhangi bir bireyin karakteristik ve ona özgün olan, o kişiyi diğer insanlardan ayıran tanımlamaya kişilik deriz.
Ancak burada önemli bir nokta var ki o da bu açıklama farkettiğiniz gibi bu tanımı kimin yaptığına değinmiyor. Çünkü her insan sizi farklı görür. Bu nedenle bu tanımı yazarken böyle yazdım.
İnsanların tanımlamaları içerisinde küçülmeyin, aynı şekilde kendinizi olduğunuzdan büyük görmeyin. Ne ben buyum deyip saçma sapan davranışlarınıza anlam yükleyin ne de ben buymuşum deyip birisi size "APTAL" dedi diye aptalmış gibi davranın. Eğer böyle davranırsanız aptal olursunuz.
Malesef bazı zekadan yoksun, aklı olmadığı halde fikirleri olan -fikirleri de yok aslında, var olan fikirlerden birini kendisine edinmiş ve kendisinin sanıyor- insanlar her şeyi abartmaya meyilli olduğundan kendisini vurdum duymaz yapar ve bununla da gurur duyarlar. Onlar için bu dayanak benim yukarıdaki paragrafta yazdığım birkaç cümledir, ne yazık ki anlam derinliğini anlayabilecek ve zihninde sorgulayabilecek muvafakat yeteneğinden yoksunlar.
Sizler birer ot değilsiniz, bir sebep bulun ve ona sıkı sıkı tutunun. İlla bugün, yarın veya yıl sonuna bulman gerekmiyor. Fakat bulman gerekiyor, en azından göz kapakların düşüyorken ve kas tonun son kez etkisiz hale geliyorken ben bir amaç için yaşamışım/bir şeyler yapmışım diyebil. Eğer sen kendini kendine karşı savunamıyorsan emin ol çok fena çakılacaksın, gerçekten acı verici olabilir.
Anlatmam gerekenlerin çok dışına çıktım ama iyi kafa açmış hissediyorum kendimi.
Öncelikle, hayat toz pembe değil fazla romantik olmayın. Okuduğumuz kitaplardaki karakter kişilikleri gerçek hayatta yok, aynı şekilde dizideki karakteristik kişilikler de gerçek hayat dediğimiz bu sıkıcı evrende yok. Belki de gerçek hayat yoktur ve bunların hepsi Tanrı'nın rüyasıdır, bu nedenle uyandırmamaya özen gösterelim değil mi?
Kişilik nedir?
Herhangi bir bireyin karakteristik ve ona özgün olan, o kişiyi diğer insanlardan ayıran tanımlamaya kişilik deriz.
Ancak burada önemli bir nokta var ki o da bu açıklama farkettiğiniz gibi bu tanımı kimin yaptığına değinmiyor. Çünkü her insan sizi farklı görür. Bu nedenle bu tanımı yazarken böyle yazdım.
İnsanların tanımlamaları içerisinde küçülmeyin, aynı şekilde kendinizi olduğunuzdan büyük görmeyin. Ne ben buyum deyip saçma sapan davranışlarınıza anlam yükleyin ne de ben buymuşum deyip birisi size "APTAL" dedi diye aptalmış gibi davranın. Eğer böyle davranırsanız aptal olursunuz.
Malesef bazı zekadan yoksun, aklı olmadığı halde fikirleri olan -fikirleri de yok aslında, var olan fikirlerden birini kendisine edinmiş ve kendisinin sanıyor- insanlar her şeyi abartmaya meyilli olduğundan kendisini vurdum duymaz yapar ve bununla da gurur duyarlar. Onlar için bu dayanak benim yukarıdaki paragrafta yazdığım birkaç cümledir, ne yazık ki anlam derinliğini anlayabilecek ve zihninde sorgulayabilecek muvafakat yeteneğinden yoksunlar.
Sizler birer ot değilsiniz, bir sebep bulun ve ona sıkı sıkı tutunun. İlla bugün, yarın veya yıl sonuna bulman gerekmiyor. Fakat bulman gerekiyor, en azından göz kapakların düşüyorken ve kas tonun son kez etkisiz hale geliyorken ben bir amaç için yaşamışım/bir şeyler yapmışım diyebil. Eğer sen kendini kendine karşı savunamıyorsan emin ol çok fena çakılacaksın, gerçekten acı verici olabilir.
Anlatmam gerekenlerin çok dışına çıktım ama iyi kafa açmış hissediyorum kendimi.
