Kapitalizm vs Komunizm

Kapitalizm mi? Komünizm mi?


  • Oy verenlerin toplamı
    211
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Komünizm insan doğasına aykırıdır diyenler için de buyurun şu metin:

"Öldürmek" bugün dünyanın her yerinde olumsuz karşılanan, korkulan ve yasaklanan bir eylemdir. ancak doğaya bakıldığında, hayvanların birbirlerine bir şeyleri kabul ettirebilmek için kavga ettikleri ve yaşayabilmek için sık sık birbirlerini öldürdükleri, bunun doğalarının bir gereği olduğu görülebilmektir. Günümüzden milyonlarca yıl önce de ilk insanlar için öldürmek hayatta kalabilmenin koşullarından biri olabilmekteydi ve uzun yıllar boyunca insanların birbirini öldürmesi normal ve doğal bir şey olarak devam etti. Ancak insanlığın yaşayış koşulları iyileşip geliştikçe, insani değerler de zamanla gelişti ve bugünkü halini aldı. böylece ilk insanların doğasına uygun olan pek çok şey zamanla insanlık dışı olarak kabul edilir oldu ve giderek azaldı. Bugün halen insanlar birbirini öldürebiliyor ancak bu durum gelişmişlik düzeyi arttıkça seyrekleşiyor ve insanlar doğal ortam içinde birbirlerini öldürmek yerine, başkalarının canlarını korumayı ve kurtarmayı ön plana çıkarıyorlar. İnsanlığın öldürmeye karşı tavrının zaman içerisinde gösterdiği değişim, insan doğasına uygun olan şeylerin ve insanın doğasının da zaman içinde değişebileceğine ilişkin örneklerden biridir.
(Alıntıdır.)

İnsan doğasını maddi koşullar belirler.
-Karl Marx
 
Komünizm insan doğasına aykırıdır diyenler için de buyurun şu metin:

"Öldürmek" bugün dünyanın her yerinde olumsuz karşılanan, korkulan ve yasaklanan bir eylemdir. ancak doğaya bakıldığında, hayvanların birbirlerine bir şeyleri kabul ettirebilmek için kavga ettikleri ve yaşayabilmek için sık sık birbirlerini öldürdükleri, bunun doğalarının bir gereği olduğu görülebilmektir. Günümüzden milyonlarca yıl önce de ilk insanlar için öldürmek hayatta kalabilmenin koşullarından biri olabilmekteydi ve uzun yıllar boyunca insanların birbirini öldürmesi normal ve doğal bir şey olarak devam etti. Ancak insanlığın yaşayış koşulları iyileşip geliştikçe, insani değerler de zamanla gelişti ve bugünkü halini aldı. böylece ilk insanların doğasına uygun olan pek çok şey zamanla insanlık dışı olarak kabul edilir oldu ve giderek azaldı. Bugün halen insanlar birbirini öldürebiliyor ancak bu durum gelişmişlik düzeyi arttıkça seyrekleşiyor ve insanlar doğal ortam içinde birbirlerini öldürmek yerine, başkalarının canlarını korumayı ve kurtarmayı ön plana çıkarıyorlar. İnsanlığın öldürmeye karşı tavrının zaman içerisinde gösterdiği değişim, insan doğasına uygun olan şeylerin ve insanın doğasının da zaman içinde değişebileceğine ilişkin örneklerden biridir.
(Alıntıdır.)

İnsan doğasını maddi koşullar belirler.
-Karl Marx
Eski kuşak,tatlı su solcuları parayı bulunca yani sermaye sahibi olunca kapitalist oldu be yoldaş.
 
Eski kuşak, tatlı su solcuları parayı bulunca yani sermaye sahibi olunca kapitalist oldu be yoldaş.
Maalesef, örgütlü bir mücadele verilemediği için şu anlık devrim yapılamıyor. 15-16 Haziran eylemi gibi salt işçi hareket hareketlerinin olduğu dönemlerden işçilerin %99'unun burjuva partilerine oy verdiği bir zamana geldik.
 
Komunizm bana göre iyi bir şey değil. Ben niye gidip kendi mal varlığımı birisiyle paylaşıyım?
 
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Arpaçaylı Filozof Arif'i izlemeni tavsiye ederim. Solcu olduğu için hakim olamamış. Gerçekten çok bilge bir adam.
 
Komünizm bana göre iyi bir şey değil. Ben niye gidip kendi mal varlığımı birisiyle paylaşayım?
Yüksek ihtimalle toplumun alt sınıfına mensupsunuz. Dolayısıyla mal varlığınız sadece size yetiyor, bu sizin kişisel ihtiyaçlarınız içindir, üretim aracınız yok, dolayısıyla siz de emekçı sınıfa mensupsunuz, herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacına göre.

Ha öyle değilseniz, daha üst bir sınıfa mensup iseniz kazandığınız para işçinin emeği ile kazanılıyor. Kısaca özetlemek gerekirse 5 liralık bir mal işçiye veriliyor, işçi bunu senin evinde işleyip 100 liralık bir eşya haline getiriyor, işçiye 15 lira veriyorsun geri kalan sana kalıyor. Bu sisteme kapitalizm diyoruz. Sosyalizmde ise üretim aracınız varsa kamulaştırılacak ve ortak hale getirilecek kusura bakmayın.
 
Hazır konu hortlamışken SSCB'de halk sürünüyordu zırvasına da belgeli cevap verelim madem.

ABD'de 124 milyon ton çelik üretildiği dönemde SSCB'de 150 milyon ton çelik üretilebilir hale gelinmiş ve SSCB dünyada bu alanda birincidir. Ayrıca demir üretiminde 144 milyon ton ile birinci, alüminyum üretiminde 2,3 milyon ton ile ikinci, otomobil üretiminde 1,6 milyon adet ile altıncı, pamuklu tekstil üretiminde 1,5 milyon ton ile birinci, sentetik tekstil üretiminde 0,5 milyon ton ile üçüncü, elektrik üretiminde 1200 milyar kilowatt/saat ile ikinci, buğday üretiminde 120 milyon ton ile birinci, yulaf üretiminde 18 milyon ton ile birinci, şekerpancarı üretiminde 93 milyon ton ile birinci, patates üretiminde 85 milyon ton ile birinciydi.
(Kaynak: Meydan Larousse Ansiklopedisi, ek cilt 21, s. 39 ve ek cilt 23 s. 783)

Sağlık hizmetlerinde, ABD'de 100 bin kişiye 972 hastane yatağı ve 282 doktorun düştüğü dönemde, bu rakamlar SSCB'de 100 bin kişiye 1210 hastane yatağı ve 347 doktordu.
(Kaynak: Memo Larousse Ansiklopedisi, 4. cilt, s. 993)

Eğitim alanında, ABD'de öğretmen başına 21 öğrencinin düştüğü dönemde, bu sayı SSCB'de öğretmen başına 15 öğrenciydi.
(Kaynak: Memo Larousse Ansiklopedisi, 2 cilt, s. 639)

Türkiye'de kişi başına alınan günlük kalori miktarının 2300 olduğu, ABD'de 3461 ve İngiltere'de 3249 olduğu dönemde, Bulgaristan'da kişi başına 3000, SSCB'de 3360, Polonya'da 3479 kaloriydi.
(Kaynak: Memo Larousse Ansiklopedisi, cilt 2, s. 638, ansiklopedinin yararlandığı kaynak: Documantation Francaise)

SSCB'de kişi başına düşen günlük 3360 kalorinin %38,4'ünü tahıllar, %6,3'ünü patates, %9,3'ünü et ve tavuk, %1,8'ini balık, %9,9'unu süt ve yumurta, %10,9'unu ise katı ve sıvı yağlar oluşturduğu görülüyor, aynı raporda adı geçen ve o dönemde sosyalist üretim ilişkilerinin hakim olduğu Polonya'da kişi başına günlük 3479 kalorinin %35,2'sini tahıllar, yüzde 6,8'ini patates, yüzde 10,4'ünü et ve tavuk, % 1'ini balık, %12,6'sını süt ve yumurta, % 13,9'unu katı ve sıvı yağlar oluşturuyor. Aynı tabloda ABD'de kişi başına günlük kalori miktarı 3641 iken %18,2'sini tahıllar, %2,9'unu patates, %20,6'sını et ve tavuk, %0,6'sını balık, %11,7'sini süt ve yumurta, %16,6'sını ise katı yağlar oluşturuyor. Aynı dönemde İngiltere'de kişi başına günlük kalori miktarı 3249 ve bunun yüzde 21,1'i tahıllardan, %6,3'ü patatesten, %15,8'i et ve tavuktan, %0,7'si balıktan, %12'si süt ve yumurtadan ve %18,1'i de katı ve sıvı yağlardan oluşuyor. Aynı dönemde, AET üyesi olan Portekiz'de kişi başına düşen kalori miktarı günlük 3204, bunun %39,3'ü tahıl, %6,1'i patates, %10,5'i et ve tavuk, %1,5'i balık, %4,3'ü süt ve yumurta, %15,5'i de sıvı yağlar olarak görülüyor.
(Kaynak: Memo Larousse Ansiklopedisi, cilt 2, s. 638, ansiklopedinin yararlandığı kaynak: Documantation Francaise)
Öncelikle kaynak paylaşmanız çok güzel. Lâkin komunizm çok yüksek bilinçsel farkındalık gerektirir. Toplumun hepsi yüksek bilinç düzeyinde olmalı ve kendisi dışındakileri düşünebilme kapasitesine erişebilmelidir. Bu yüksek bilinç düzeyine sahip olan insanlar olmasına karşın-örneğin Karl Marx- dünyadaki insanların aslında çoğu aptaldır. İnsanlığı şu anki seviyeye bu zekî insanlar getirmiştir. Ama burada toplumsal bir hareketten bahsediyoruz. Yani sadece azınlıktaki bu zeki insanların değil, toplumun tamamının bunu yapması gerekiyor. Ki maalesef dediğim gibi insanlıkta bu bilinç düzeyine sahip çok az insan var.

Öldürme eylemi örneğine gelirsek: gerçekten çok sağlam bir argüman lâkin bir şeyler eksik. Öldürme eyleminde yüksek zihin seviyesinde olmasak bile kendimizi rahatça öldürülen kişinin yerine koyabiliriz. Bunun sebebi fiziksel acının olmasıdır. İnsan fiziksek acıya karşı diğer acılardan empati bakımından daha hassastır. Yani örneğin hayalarına beyzbol topu gelen bir erkeği gören erkek birey istemsiz bir biçimde kendi hayalarında da acı hisseder. Ve bu tamamen istemsiz olur. Ama sokakta yatan bir insanı gören yine aynı adam duygusal olarak acı hissetse de bu istemsiz değil bilinçlidir. Ve bunu hissetmek de yine yüksek bilinç düzeyi gerektirir. Bir diğer deyişle bir olay beynin hayatta kalma güdülerinin olduğu bölümü tetiklerken diğeri bilincin ve mantığın olduğu bölümü tetikler.
Ve eklemek isterim insanlığın neredeyse hepsinde hayatta kalma güdüleri varken, maalesef sadece azınlığın sağlam bir mantığı vardır.
 
Ha öyle değilseniz, daha üst bir sınıfa mensup iseniz kazandığınız para işçinin emeği ile kazanılıyor. Kısaca özetlemek gerekirse 5 liralık bir mal işçiye veriliyor, işçi bunu senin evinde işleyip 100 liralık bir eşya haline getiriyor, işçiye 15 lira veriyorsun geri kalan sana kalıyor. Bu sisteme kapitalizm diyoruz. Sosyalizmde ise üretim aracınız varsa kamulaştırılacak ve ortak hale getirilecek kusura bakmayın.

Ben niye üretim araçlarımı devlete veriyim?

Komunizm iyi olduğunu savunuyor gibisin. Fakat şu anki komunist ülkelere bakarsan örnek Kuzey Kore. Halkı fakir, gelişmemiş ve yalanlarla yönetiliyor. Küba ise her şey ücretsiz fakat 1960'lı yıllarda takılmış. Türkiye'de komunizm hiçbir zaman olmaz olamazda.
 
Öncelikle kaynak paylaşmanız çok güzel. Lâkin komunizm çok yüksek bilinçsel farkındalık gerektirir. Toplumun hepsi yüksek bilinç düzeyinde olmalı ve kendisi dışındakileri düşünebilme kapasitesine erişebilmelidir. Bu yüksek bilinç düzeyine sahip lan insanlar olmasına karşın-örneğin Karl Marx- dünyadaki insanların aslında çoğu aptaldır. İnsanlığı şu anki seviyeye bu zekî insanlar getirmiştir. Ama burada toplumsal bir hareketten bahsediyoruz. Yani sadece azınlıktaki bu zeki insanların değil, toplumun tamamının bunu yapması gerekiyor. Ki maalesef dediğim gibi insanlıkta bu bilinç düzeyine sahip çok az insan var.

Öldürme eylemi örneğine gelirsek: gerçekten çok sağlam bir argüman lâkin bir şeyler eksik. Öldürme eyleminde yüksek zihin seviyesinde olmasak bile kendimizi rahatça onun yerine koyabiliriz. Bunun sebebi fiziksek acının olmasıdır. İnsan fiziksek acıya karşı diğer acılardan empati bakımından daha hassastır. Yani örneğin hayalarına beyzbol topu gelen bir erkeği gören erkek birey istemsiz bir biçimde kendi hayalarında da acı hisseder. Ve bu tamamen istemsiz olur. Ama sokakta yatan bir insanı gören yine aynı adam duygusal olarak acı hissetse de bu istemsiz değil bilinçlidir. Ve bunu hissetmek de yine yüksek bilinç düzeyi gerektirir. Bir diğer deyişle bir olay beynin hayatta kalma güdülerinin olduğu bölümü tetiklerken diğeri bilincin ve mantığın olduğu bölümü tetikler.
Cevabınız için teşekkürler hocam. Bilinçsel farkındalık meselesinde komünizme direkt geçilmesi mümkün olmadığı için geçiş aşaması olarak sosyalizm ortaya atılmıştır.

İnsan doğası meselesinde ise ölüm sadece bir örnekti.

Benzeri bir durum kölecilik için de geçerlidir. İnsanoğlu insanların eşya muamelesi gördüğü, mal alınıp satılır gibi ticaretinin yapıldığı ve bunun "doğal" kabul edildiği dönemlerden geçmiştir. Ancak tüm bunlar bugün artık normal olmayan, doğal olmayan uygulamalar olarak görülmektedir. Bu bağlamda, bugün normal kabul edilen ve insanların başka insanların emeğini sömürerek yaşamasının normal karşılandığı kapitalist sömürü düzeninin de zamanla hoş karşılanmayacağı günlerin geleceği açıktır. Bu durum ve tarihsel gelişimin seyri, dünyadaki tüm insanların eşit olmasının insan doğasının gerçeklerine aykırı olduğunu iddia edenlerin aslında yanıldığını, insan doğasının zaman içerisinde, içinde bulunduğu, yaşadığı ortama bağlı olarak değişebildiği gerçeğini ortaya koymaktadır. (Alıntıdır.)

Bir de şunu ekleyeyim.
1615584777542.png

Ben niye üretim araçlarımı devlete vereyim?

Komünizm iyi olduğunu savunuyor gibisin. Fakat şu anki komünist ülkelere bakarsan örnek Kuzey Kore. Halkı fakir, gelişmemiş ve yalanlarla yönetiliyor. Küba ise her şey ücretsiz fakat 1960'lı yıllarda takılmış. Türkiye'de komünizm hiçbir zaman olmaz olamaz da.
Yanlış cevap. Komünist ülke diye bir şey yoktur. Komünizm nihai sosyalizmdir, ülkelerde uygulanamaz. Ülkelerde uygulanabilen sosyalizmdir. Kuzey Kore'de ise monarşik sosyalizm hakimdir, Marksist sosyalizm değil. Üstte attığım SSCB örneğinde hiç de batının anlattığı gibi olmadığı görülüyor. Bir de şu büyük yanlışı düzeltelim. Komünizmde devlet yoktur, üretim araçlarının mülkiyeti ortaktır. Sosyalizmde ise proletarya diktatörlüğü yani mutlak işçi iktidarı üretim araçlarını elinde tutar.
 
@fidelcastro herkes eşit olduğu gibi bir şey söylüyorsun fakat bu bir saçmalık. Okul hayatı boyunca hiçbir şey yapmayım lise mezunu olan biriyle. Üniversite okuyup yüksek lisans yapan birisi niye aynı maaşı veya aynı şartlarda yaşasın?

Bu yüzden sosyalizm gibi saçma düşünceler saçmalıktan başka bir şey değildir.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı