Türkiye'ye şeriatın gelmesi bu düzende yaşamak isteyenler için bir "devrim" olarak nitelendirilebilir fakat Türkiye'de devrimleri halk yapmaz, devlet ve onun içindeki elit kesim (asker, yargı, bürokrasi) yapar. Türkiye'de devrimler -tarihe bakıldığında da- tepeden inme şekildedir. Kararı yöneticiler almış, devlet politikası hâline getirmiş ve halka kabul ettirmiştir.
Mevcut durumda devletin şeriat getirme ihtimali imkânsızdan da öte. Şer-i hukuk çok ağır. İnsanların kafasına göre yontabileceği bir hukuk değil, yaptırımları belli. Mesela en basitinden şer-i hukuk fuhuşu yasaklar, alkolü yasaklar, kumarı yasaklar, faizi yasaklar.
Türkiye'de memurların maaşı fuhuştan alkolden ve bahisten gelen vergiyle ödeniyor. Hazineye ciddi katkı sunuyorlar. Faiz desen Türkiye'deki faizin eşi benzeri dünyada yok. Her ne kadar Cumhurbaşkanı dini öne çıkararak faizi baskıladığını söylese bile mevcut durumda "kur korumalı faiz" var ülkede.
Belirli bir birikiminiz varsa bu parayı ya dolaşıma sokar yatırım yaparsınız ya faize bırakırsınız ya da dövize yönelirsiniz. Türkiye'nin mevcut ekonomik şartlarında yatırımdan kaçınıyor insanlar. Paranın değerini korumak için iki seçenek kalıyor: Faiz ve döviz.
Türk lirasının dolara karşı hezimeti sonrası insanlar faizden vazgeçti çünkü 2017-2018'de 1 milyon liranın getirisi 9 bin lira 12 bin lira arasında değişiyordu. Bugün 30 bin liraya dayanmış durumda fakat yine de dolar bazında eriyor para. 2017-2018'deki 9-12 bin lira bugünkü 30 bin liradan değerliydi. Bu yüzden insanlar parası pul olmasın diye dövize yöneldiler. İktidar bunun önüne geçmek için "sen paranı faize koy, korkma, anaparan dövize karşı erirse ben üstünü tamamlayayım." dedi. Kur korumalı faiz bundan ibaret. Yani ortada faizi kaldırma değil, teşvik etme var.
Şer-i hukuk incelenirse devletin bugün uyguladığı birçok politika ile çeliştiğini görürsünüz. Devleti yöneten kadrolar, kişiler veya kişi mevcut durumda böyle bir şeye yaklaşamaz.
Hadi diyelim yaklaştı, ideolojisine göre adım attı.
Devlet birçok gelir kalemini kaybedecektir. Bununla birlikte tecrit edilecektir. Türkiye her ne kadar bugün ciddi sorunlar yaşasa bile ekonomik olarak Avrupa Birliği'ne bağımlıdır. Türkiye'nin malının yarısından fazlasını ab alıyor, Ab'den Türkiye'ye ciddi yatırımlar var. Türkiye'nin demokrasiden uzaklaşıp şer-i hukuka göre yönetilmesi sonrası batı sermayesi komple çekilirse Türkiye'nin ekonomisi taş devrine döner.
Vergiler yok, sermaye çekildi, para dönmüyor. Maaş ödeyemiyorsun, ekonomik kriz değil iflas gerçekleşti. O saatten sonra ülke genelinde yüzde kaçın milliyetçilik islamcılık umurunda olur? Bugünleri mumla arayacağımızı düşünün; parası olanın bile ülkeye giren malları bulamayacağını, temel ihtiyaç ürünlerinde karaborsanın başlayacağını düşünün. Yüzde kaç umursar ideolojileri yönetim şeklini?
Devlet tepeden inme şekilde şeriatı dayatmak istiyorsa bunlara çözüm bulmalı. Bunlara çözüm bulması da şu an için mümkün değil. Bu açıdan bakınca devletin bunu değil yapma deneme ihtimali bile yok, hadi denedi anlattığım sebeplerle halkın tepkisi büyük olacaktır ve şeriatı isteyen herhangi bir kesim de yok bence Türkiye'de.
Bugün ağzından Allah'ı kitabı düşürmeyenler de şeriat gelirse en pişman olacak kesim olacaktır keza devlet kurumlarında yolsuzluğun, adam kayırıp hak yemenin şer-i hukukta yaptırımları çok büyüktür. Hırsızlığın, zinanın dönüşü yoktur. Şer-i hukuk esnemez.
Sözde alnı secdede gezenlerin birçoğu yolsuzluk içinde, ağzından kul hakkını düşürmeyenlerin sülalesi devlet kurumlarına girdi. Sabah Allah deyip akşam eskorta gidiyorlar. Şeriat gelse internete ulaşamayacak "şeriat gelsin ne olacak ki?" diyen tesettürlü kızlar Instagram'ı elinden düşürmüyor, üniversite kampüsünden fotoğraf atıyor. Şeriat en çok bugün ağzından Allah'ı kitabı düşürmeyenleri etkiler. Bu toplum rahatını bozmak istemez.
Yani özetle ne devlet ne halk ne de uluslararası konjonktür bunun için uygun değil, imkân ve ihtimali yok bunun. Günlük sosyal medya paylaşımlarına, siyasetçilerin Anadolu'dan oy almak için yaptığı konuşmalara inanıp bu suni tartışmalarla vakit kaybetmemek gerek. Türkiye'nin sorunu şu an sığınmacılar, buna odaklanmak gerek.