Tanrı insanlara kaldıramayacağı acılar yükler mi?

oblomovv

Decapat
Katılım
6 Eylül 2021
Mesajlar
834
Makaleler
1
Bir YKS sınavı düşünün. Sınava giriş zorunlu. Girmeme lüksün yok. Beynine bir program yüklenmiş ve sınavı ona göre yapacaksın. Sonuçlar zaten belli. Sen özgür iradem ile şıkları işaretliyorum sanıyorsun ama senin beyninin kapasitesi sınavını daha iyi ya da daha kötü yapmana el vermiyor. Doğru şıkkı bulabileceğine inanıyorsun uğraşıyorsun uğraşıyorsun fakat tam cevabı bulacakken bulamıyorsun. Bunun sonucunda da çabaladım ama yapamadım diyorsun. Halbuki senin seviyen önceden belirlenmiş. Neyse bu konuyu bırakalım. Asıl değinmek istediğim şey bu değil.

Size bir numara veriliyor tamamen rastgele bir şekilde ve o numara ile sınava giriyorsunuz. Sınava gireceğiniz okula geldiniz fakat okulun içine girince her salonun farklı olduğunu gördünüz. Kimi salonlar normal masa ve koltuklardan oluşurken bazı koltukların üstünde demir çiviler var. Bazılarının masasının üstü kızarmış demir saçtan yapılmış. Dokunduğun an yanıyorsun. Başka salonlara baktığında ise rahat koltuklar kuş gibi hafif masalar içecek servisi VIP hizmeti vs ne ararsan var.

Herkesin sınavı aynı olsaydı sınavın bir anlamı kalmazdı diyenler olacak illa biliyorum. Peki size şunu soruyorum dürüstçe cevap verin. Çivili koltukta sınavı çözen kişi mi daha çabuk pes eder yoksa VIP salonda çözen kişi mi daha çabuk vazgeçer. Evet belki VIP salondaki arkadaş rehavete kapılır sınavı batırır bu olağan bir durum. Öbür taraftan da çivili koltuktaki arkadaş çabalayıp sınavı geçebilir.

Fakat benim tam olarak cevabını beklediğim kısım çivili koltuktaki arkadaşın rızası olmadan girdiği sınavı pes edip yarıda bırakmasına ya da başarısız olmasına çok büyük bir ceza vermenin mantığı nedir? Açıkça bu arkadaş bu sınavı kaldıramamış. Kaldıramamasında haklı sebepler var mı? Evet var. Peki neden bu arkadaşa büyük cezalar veriyoruz? VIP salonda sınava girip akıllı davranarak sınavı geçen bir arkadaşın yaşadığı zorluk ile çivili masada kızgın demir saçtan yapılmış bir ortama dayanamadığı için sınavını yapamayan veya yarıda bırakan arkadaşın yaşadığı zorluk derecesini bir kıyaslayın.

Dediğim gibi bu sistem doğru olabilir mi? Evet. Güç onda. Belki de olması gereken bu. Ben yanılıyorum ama bunları sorgulamadan da edemiyorum. Hiç kimse de bunun bana mantıklı izahını yapamadı.
 
Hocam umarım doğru anlamışımdır. Alakasız bir şey yazarsam kusura bakma. Diyelimki sınav bir imtihan koltukta bizim yaşamımızdaki rahatlığımız ve zenginliğimiz. Rahat olan kişi sınavı yani imtihanı bir kenara bırakıp kendi zevki sefasını sürerse sınavı kaybeder. Eğer sınava odaklanıp zevkini bir kenara bırakırsa o kazanır. Yani rahatın imtihanı rahatlığıyla ve yaşam kalitesiyledir. Acı çeken kişiye gelirsek yazacağım şeyi biraz daha düşünmem gerek. Normalde aklımda bir şey var ama yazı tam oturmadı.
 
Yarıda bırakma kısmından kastınız muhtemelen mücadeleyi bırakmak veya intih@r etmek. İntih@rın neden günah olduğu ve yasaklandığı kısma değinmeyeceğim çünkü benim de şüphelerim var fakat yukarıda bahsettiğiniz sorunların tamamını insanlar ortaya çıkarıyor ve zorlaştırıyor. Kutsal kitaplarda adalet emredilirken buna uymayan ve adaletsizliği yayan yine insan. Basit yaşamı zorlaştırmak tanrının amacı değil insanın amacı. Bunun için bu konuda tanrıyı değil insanları suçlamalıyız. Sizin bahsettiğiniz çivili koltuğu da aslında tanrı oraya koymadı. O çiviyi insan icat etti.
 
Ahirete inanıyorsun diye varsayıyorum. Yükler. Ve bu sürede sen isyan etmez isen dinine, inancına, sana ahirette hayat sınavını zorluğuna göre karşılığını verir. Mesela müslümanlığa göre o zorluklara rağmen hala şükür etmeye devam ediyorsan, sevabın katlanıyor, hatta o sırada yaptığın bazı günahlar bile affolur diye biliyorum.
 
Yarıda bırakma kısmından kastınız muhtemelen mücadeleyi bırakmak veya intih@r etmek. İntih@rın neden günah olduğu ve yasaklandığı kısma değinmeyeceğim çünkü benim de şüphelerim var fakat yukarıda bahsettiğiniz sorunların tamamını insanlar ortaya çıkarıyor ve zorlaştırıyor. Kutsal kitaplarda adalet emredilirken buna uymayan ve adaletsizliği yayan yine insan. Basit yaşamı zorlaştırmak tanrının amacı değil insanın amacı. Bunun için bu konuda tanrıyı değil insanları suçlamalıyız. Sizin bahsettiğiniz çivili koltuğu da aslında tanrı oraya koymadı. O çiviyi insan icat etti.

Çiviyi icat edebilecek kadar kötülük nereden geldi peki? Zorla tabii tutulduğum bir sınavda başkalarının suçunu çekmek zorunda bırakılıyorum ve bu zorluklarla baş edemediğim için mücadeleyi bırakıyorum. Benden bu kadar belki. Fazlasını kaldıramıyorsam. İnancım da buna bağlı olarak gittiyse. Ben neden cezalandırılıyorum.
 
Hocam umarım doğru anlamışımdır. Alakasız bir şey yazarsam kusura bakma. Diyelimki sınav bir imtihan koltukta bizim yaşamımızdaki rahatlığımız ve zenginliğimiz. Rahat olan kişi sınavı yani imtihanı bir kenara bırakıp kendi zevki sefasını sürerse sınavı kaybeder. Eğer sınava odaklanıp zevkini bir kenara bırakırsa o kazanır. Yani rahatın imtihanı rahatlığıyla ve yaşam kalitesiyledir. Acı çeken kişiye gelirsek yazacağım şeyi biraz daha düşünmem gerek. Normalde aklımda bir şey var ama yazı tam oturmadı.
Dediğin şeyi zaten yazdım. Rahat olanlar rehavete kapılıp sınavı geçemeyebilir. Sorunum o değil. Sorunum yüklenen acılara dayanamayıp kaybedenlerle.
 
Bizi test etmek için. Hemde böylece bizi cennete veya cehennemine alabilecek. Tabii neden insanları kendi sonsuz gücü varken yarattı ben bilmiyorum. Belki bir cevap vardır.

Ama sorun şu tanrı iyi insan olmana göre davranmıyor kendisi için bir şey yapmış mısın ona bakıyor yüce adaletli olan tanrı iyi bir insan olsan fakat ataist olsan ceheneme atıyor ama kötü insan olup Müslüman olursan kul hakkı hariç tüm günahları af ederim diyor çok iyi adalet sağlıyor.
 

Geri
Yukarı