Evrende yalnız mıyız?

Bu konuda benim teorim şudur: Doğmadan önce 13.8 milyar yılı nasıl deneyimlediysek öldükten milyarlarca hatta trilyonlarca yılı da öyle deneyimleyeceğiniz. Yani bilinç kapandığında zaman kavramı da değerini kaybedecek ve algı olmayacak.

Diğer noktada ışık hızına ulaşmak teoride ya da pratikte imkansızdır. Sonsuz enerji gerektirir çünkü bir madde ışık hızına yaklaştıkça kütlesi artar ve bir noktada sonsuz olması imkansızdır. Ancak uzay-zamanı bükebilirsek ki bu teorik, o halde mesafeleri kısaltabiliriz. Uzun yolları kısaltan tüneller açmak gibi tıpkı. Solucan deliklerinin işlevi budur. Warp teknolojisi de bunu hedefler. Bunlar uygarlığın bu düzeyinde bilim kurgudan ibaret.
Doğmadan önce neyi deneyimledik ki? Bilinç yoktu, ben sadece yaşadığım 26 yılı biliyorum öncesi yok. Sonrası da böyleyse sanırım sorularımıza hiç cevap bulamayacağız :(

Işık hızına çıkmasak da ışık hızının %95 ine çıksak peki?

İkisi birden denebilir. Bu durum, bir varlığın var olabilmesi için onun mutlaka görünür olmasının gerekmediğini; hatta onu sürekli olarak görebiliyor olmanın, o varlığın eksikliğine işaret edebileceğini felsefi açıdan düşündürür. Eğer dördüncü bir uzaysal boyuta erişimimiz olsaydı, evinizdeki tüm bireyleri tek bir noktadan aynı anda görebilirdiniz; ancak onlar sizi algılayamazdı.

Not: Bilim kuralları dışında demek hata olur günümüz bilim kuralları demek daha doğru olacaktır.

Aklınızda canlanması açısından izleyebilirsiniz.
Ben ama inanmak değil bilmek istiyorum. Bunu insanoğlu teknolojisiyle, evrimiyle ileride sağlayabilir mi acaba?
 
Evet iki seçenekte oldukça korkutucu. Bence insanoğlu olarak bunu öğrenebilecek kadar geliştiğimizi düşünmüyorum. Eğer evrende bizden başka varlıklar varsa onlar da henüz bu kadar gelişmiş değil belli ki. Sana vardır desem elimdeki veriler sadece dünya benzeri gezegenlerin var olduğuna dair çok da keskin olmayan bulgular olacak. Yok desem bunu kanıtlayacak elimde hiçbir veri yok. Umuyorum ki vardır ve bizden oldukça gelişmiş canlılardır. Çünkü insanoğlunun en az %50'si hala yontma taş devrinde gibi yaşıyor. Bizden daha az gelişmiş varlıkları düşünemiyorum bile.
 
Evet dediğiniz doğru galaksi yıldız gezegen oluşması çok daha kolay ama orada bir hayat başlatabilmek, üzerine zeki varlıklara kadar evrimleşebilmek çok çok nadir ve pek çok olasılığın bu zeki varlık evrimleşmesini destekler olmasını gerektiriyor. Ne kadar bu cümlelerinize katılsam da aklımızın almadığı bu büyük evrende bu koşulları sağlayan o kadar fazla potansiyel galaksi olabilir ki, hayat oranı ne kadar düşük olursa olsun çok fazla kombinasyon olduğu için o koşulları aynı dünya gibi sağlayan pek çok yer de olabilir. Burayı kafamda çözemiyorum.

Bilgi elde edemedikçe bu hep soru olarak kalmaya devam edecek ve ben hangi konu olursa olsun eğer elde yeterli bilgi yoksa o şeyin olma olasılığından bahsetmek yerine olmama olasılığından bahsetme taraftarıyım. Çünkü insan beyni ya olursa, ya başıma gelirse şeklinde evrimleştiğinden dolayı her zaman olma olasılığını düşünerek hareket ediyor. Bence bunun tam tersini düşünerek hareket etmek gerekir.
 
Doğmadan önce neyi deneyimledik ki? Bilinç yoktu, ben sadece yaşadığım 26 yılı biliyorum öncesi yok. Sonrası da böyleyse sanırım sorularımıza hiç cevap bulamayacağız :(

Işık hızına çıkmasak da ışık hızının %95 ine çıksak peki?
Işık hızı boşlukta saniyede 300 bin kilometre yol alır. Bir uzay aracını bu hızlara çıkarabilecek bir güç yok. Böyle bir güç olsa da buna dayanabilecek yapıya sahip değiliz. Saniyede 200 bin kilometre bile mümkün değil. Şu anda en hızlı uzay aracı saniyede 200 kilometre hızla hareket ediyor.
 
Ben ama inanmak değil bilmek istiyorum. Bunu insanoğlu teknolojisiyle, evrimiyle ileride sağlayabilir mi acaba?
Aciz bir varlık olduğumuzu kabullenmemiz gerekir; zira daha yüksek bir boyuta geçsek bile, bunu algılayamayabiliriz. Çünkü üçüncü boyutun ötesi, bizim duyularımız ve kavrama yetimiz açısından karşılıksızdır tıpkı iki boyutlu bir varlığın derinliği algılayamaması gibi.
 
Evet iki seçenekte oldukça korkutucu. Bence insanoğlu olarak bunu öğrenebilecek kadar geliştiğimizi düşünmüyorum. Eğer evrende bizden başka varlıklar varsa onlar da henüz bu kadar gelişmiş değil belli ki. Sana vardır desem elimdeki veriler sadece dünya benzeri gezegenlerin var olduğuna dair çok da keskin olmayan bulgular olacak. Yok desem bunu kanıtlayacak elimde hiçbir veri yok. Umuyorum ki vardır ve bizden oldukça gelişmiş canlılardır. Çünkü insanoğlunun en az %50'si hala yontma taş devrinde gibi yaşıyor. Bizden daha az gelişmiş varlıkları düşünemiyorum bile.
Belki de bizden çok fazla daha gelişmişler var ama bize o kadar uzaktalar ki daha sıra buralara gelmemiş yakın çevrelerini tarıyor olabilirler. Umarım öyle bir şey varsa bizim bu yaydığımız radyo dalgalarına bir gün rastlarlar ve yönlerini buraya çevirirler.

Işık hızı boşlukta saniyede 300 bin kilometre yol alır. Bir uzay aracını bu hızlara çıkarabilecek bir güç yok. Böyle bir güç olsa da buna dayanabilecek yapıya sahip değiliz. Saniyede 200 bin kilometre bile mümkün değil. Şu anda en hızlı uzay aracı saniyede 200 kilometre hızla hareket ediyor.
Eğer her potansiyel uygarlık benzeri şekilde böyle sınırlandıysa geçmiş olsun kimse birbirini bulamaz öyle yaşayıp ölüp gideriz😀

Bir şekilde antimadde, kimyasal enerji, nükleer enerji, lazer falan bir yolunu bulmak lazım ışık hızı olmasa bile ona yakın bir şey olması lazım ve tabi insan vücudu buna nasıl dayanır bunu da çözmek lazım. Bugün formula 1 süren pilot bile zorlanıyor.
 
Belki de bizden çok fazla daha gelişmişler var ama bize o kadar uzaktalar ki daha sıra buralara gelmemiş yakın çevrelerini tarıyor olabilirler. Umarım öyle bir şey varsa bizim bu yaydığımız radyo dalgalarına bir gün rastlarlar ve yönlerini buraya çevirirler.
Çok basit düşünüyorsunuz. Uzak diyorsunuz ama kime göre uzak. Boyutlar arası seyahat uzakları yakın kılabilir ama insan gibi aciz bir varlık için bu imkansızdır. Eğer söz konusu bir varlık onuncu boyutta varlık gösteriyorsa, bu durumda aynı anda birden çok yerde bulunması veya bizim "ayrı" olarak gördüğümüz mekânları birlikte kapsaması teorik olarak düşünülebilir. Yani bu mekanlar iç içe bile olabilir.
 
Hayır değiliz bir bizdemi her şey mükemmel gittide koskoca evrende gitmedi? İnsan sudan çıktı sonra 2 ayağının üstne kalktı, alet yaptı bir bizdemi her şey bu kadar iyi gitti?
 
Belki de bizden çok fazla daha gelişmişler var ama bize o kadar uzaktalar ki daha sıra buralara gelmemiş yakın çevrelerini tarıyor olabilirler. Umarım öyle bir şey varsa bizim bu yaydığımız radyo dalgalarına bir gün rastlarlar ve yönlerini buraya çevirirler.


Eğer her potansiyel uygarlık benzeri şekilde böyle sınırlandıysa geçmiş olsun kimse birbirini bulamaz öyle yaşayıp ölüp gideriz😀

Bir şekilde antimadde, kimyasal enerji, nükleer enerji, lazer falan bir yolunu bulmak lazım ışık hızı olmasa bile ona yakın bir şey olması lazım ve tabi insan vücudu buna nasıl dayanır bunu da çözmek lazım. Bugün formula 1 süren pilot bile zorlanıyor.
Sınır bildiğimiz fizik yasaları. Bu evrenin her yerinde geçerli. Fakat uzayı bükmek daha olası. Ayıca antimadde ile ilgili çalışmalarda emekleme aşamasındayız. Bunu bizim neslimizin göremeyeceği aşikar. Evrenin yaşını 1 yıla indirsek insanlığın tüm geçmişi 3 saniye gibi. Bu bilinmezlikler bizi tanrıya itiyor. Aksi halde bu cevapsızlıklar beyinde dengesizlik ve anlamsızlık yaratıyor.
 
Aciz bir varlık olduğumuzu kabullenmemiz gerekir; zira daha yüksek bir boyuta geçsek bile, bunu algılayamayabiliriz. Çünkü üçüncü boyutun ötesi, bizim duyularımız ve kavrama yetimiz açısından karşılıksızdır tıpkı iki boyutlu bir varlığın derinliği algılayamaması gibi.
Bizden milyar yıllar önce yaşayan tek hücreli canlılarda ve milyonlar yıl önce yaşayan canlılarda da ama 3 boyut algısı yoktu. Sonrasında da ancak kısmen algı oluştu ve sürüngen canlılarla birlikte tamamıyla 3 boyut algısına sahip olduk ve günümüze kadar geldik. Milyon veya milyar yıl sonra eğer hala dünya diye bir yer varsa acaba insanoğlu veya sonraki benliğimiz yeni bir algı daha kazanabilir mi acaba
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı