Allah her şeyi biliyorsa sınavın amacı ne?

Ancak borcun yazılması için kendine müracaat edilen kâtibin onu yazması farzdır. Kendinden başka yazabilecek birileri varsa farz-ı kifâye, yoksa farz-ı ayn olur. Bu sebeple idârî âmirlerin belgeleri yazacak bir güvenilir kâtip tâyin etmeleri, mühim sorumluluklarından biridir. (elmalılı, hak dini, II, 980)

Âyet-i kerîmede şâhit tutulacak kişilerle alakalı olarak “sizin erkeklerinizden” kaydının konması, şâhitlerin şu vasıfları taşıması gerektiğini açıklar:

- Şâhitler çocuk olmayacak, ergenlik çağına gelmiş kimselerden olacaktır.

- Şâhitler mü'minlerden olacaktır. Zira gayr-i müslimlerin, mü'minler hakkında şâhitlik yapmaları câiz değildir. Sadece yolculuk esnasında ölmek üzere olan Müslüman'ın yapacağı vasiyete şâhitlik yapmalarına cevaz verilmiştir. (bk. Mâide 5/106)

Bir borcun belirlenmesi için öncelikle iki erkek şâhit gereklidir. İki erkek şâhit bulunamadığı takdirde, bir erkek iki kadın şâhit yeterlidir. Bunlar râzı olduğunuz ve adâletle şâhitlik yapacak (bk. Talâk 65/2) kimselerden olmalıdır. Görüldüğü üzere âyet-i kerîmede “bir erkek şahit”e karşılık olarak “iki kadın şâhit” talep edilmiştir. Gerekçe olarak da “biri yanıldığı takdirde diğerinin ona hatırlatması” (bakara 2/282) şeklinde bir açıklama yapılmıştır. Zira şâhitliğe ehliyet ve liyakatin şartlarından biri de gerektiği şekilde hıfzedebilmek, akılda iyi tutmak ve unutmamaktır. Ancak şâhidin, şâhitlik yapması için hâdiseyi başından sonuna kadar her an hafızasında tutması ve aklından çıkarmaması şart değildir. Şâhitlik yapacağı sırada hakkiyle hatırlaması ve aklına getirmesi yeterlidir.

Kadının şâhitliğinin erkeğe göre yarım olması, onlar için bir eksiklik veya bir zâfiyet değildir. Bu onların fizikî ve ruhî yapılarının taşıdığı özelliklerin bir gereğidir. Allah teâlâ, hanımlara duygu derinliği, incelik, şefkat, merhamet, hayâ, fedâkârlık, çocuk bakımı ve neslin muhâfazası gibi meziyetler ihsân etmiştir. Onların bünyesi nârin, hisleri fevkalâde kuvvetli ve merhamet duyguları yüksek olduğundan hayâtın çeşitli safhalarında birtakım sürprizlerle karşılaştıklarında bazen bedenî ve rûhî zaaflara düşerler. İşte onların şâhitliğinin erkeğe göre yarım olmasının sebeplerinden biri budur. Bu İslam'ın; erkek ve kadına ait fıtrî ve değişmez olan husûsiyetleri dikkate almasından doğan mükemmel bir hükümdür.

Cenâb-ı hak, erkeği, hayat mücâdelesi ve evin geçimiyle mükellef kılmış, bu vazîfeyi lâyıkıyla îfâ edebilmesi için, bedenen daha kuvvetli, rûhen de daha metin yapmıştır. Kadın ise nesli korumaya, evlât yetiştirmeye ve onu en zayıf ve âciz zamânında bakıp gözetmeye, himâye etmeye memur kılınmıştır. Bu sebeple onun vazîfesi, bedeninin değil, rûhunun daha derin duygu ve hassâsiyetlerle techîz edilmesini gerektirmiştir. Bunun içindir ki, çocuğun ilk acziyet devresinde onu derin bir merhamet ve muhabbetle kucaklayıp büyütmek için kadına ilâhî bir mevhibe olarak aşırı bir hissîlik verilmiştir.

Bu hissî yapısıyla bir merhamet mecrâı olan anneye, yaratılış maksadının ve gücünün dışında bir vazîfe yüklenirse, menfî bir netîce ortaya çıkar. Dolayısıyla bir kadının suçluya acıyıp merhamet ederek adâleti yanıltma ihtimâli yüksektir. Bu da onun şâhitliğinin yarım olması husûsunda vârid olan ilâhî hükmün hikmetlerinden biri olmuştur. Diğer taraftan İslam, şâhitliği insanın psikolojik yapısına göre tanzîm eder. Yerine göre erkeğin şâhitliği nazar-ı îtibâra alınmazken yerine göre de kadının şâhitliği tam olarak kabul edilir. Meselâ erkeklerin muttalî olma ihtimali bulunmayan yerlerde sadece kadınların şâhitliği yeterli sayılır. (mecelle, md. 1685)

Yok, bunu ben de okudum. Ben sizin fikrinizi merak ettim.
 
Yok, bunu ben de okudum. Ben sizin fikrinizi merak ettim.

Fikir derken anlamadım siz herhalde burada neden 1 erkek 2 kadın falan onu soruyorsunuz. Ben tefsire bakmadan önce de fikrim zaten kadın savunmasız olduğu için karşı taraf onu t*vüz falan ederek yalancı şahitlik yaptırabilir. Kezâ tefsirde onu söylüyor.
 
1. Arkadaş ne yazık ki yanılıyor. İnsan evrimi konusunda şu an kesin bir gerçektir elbette ekleme çıkarmalar olabilir ama fosiller ve bulunan kanıtlarca insanın evrimleştiği bilinir, türleşmede tartışılan bir şey değil zaten evrimin sonucu türleşme oluşmuştur. Teori kavramının ne olduğunu bilmemenin getirdiği bir problem var ama dediğim gibi dinsel açıdan yine problem yok, yoruma açık.
3. Konuya da baktım arkadaş arapça olarak diyor ve yoruma açık hale getiren budur, kesin konuşması bir şey değiştirmiyor çünkü kelimenin zaten bir ton anlamı var. Eğer ilk insan anlamında ise yaratma dediğim gibi çelişkidir ama akıl sahibi ilk insan -bu da aşırı açık bir perspektif, homo habilis bile zeka olarak aşağı değildi- ise ucu açıktır.


Şahitlik olarak erkek ve kadının aynı sayılmamasına örnek ama ataerkil bir topluma direkt eşitlik dersen işte orada problem çıkardı. Dinde cariye, köle vardır ama azat etmelerini önerilir mesela, dönemsel olarak problem yok ama kitap evrensel ise saçma geliyor.
@Tiscard hocam bu konuda neye katılmadığınızı söyler misiniz? Üstte yanlış anladınız demiştiniz.
 
Videoları bir daha izliyorum hocam az kaldı cevap verecem aklımdasınız 😀


Nuh suresi 14.ayete bakınız hocam.
Burada evre kelimesini her yöne çekebilirsin. Kast ettiği anne karnındaki evre de olabilir veya evrimdeki evrelerde ama evrimdeki evrelerden bahsediyor ise az detay verilmeli. Dinde en büyük problem yoruma aşırı açık olması, daha keskin cevaplar olsaydı keşke.
 
Burada evre kelimesini her yöne çekebilirsin. Kast ettiği anne karnındaki evre de olabilir veya evrimdeki evrelerde ama evrimdeki evrelerden bahsediyor ise az detay verilmeli. Dinde en büyük problem yoruma aşırı açık olması, daha keskin cevaplar olsaydı keşke.
Arapça zengin bir dil hocam.
 

Technopat Haberler

Geri
Yukarı