Ekonomik Krize Hazır Olun

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Cidden ekonomi kötüye gidiyor. Babam anlatımıştı doksanlı yıllarda kriz patlak verince bir sabah aniden 1$=70TL

Ne yetmişi, 80'de 94 TL imiş, 90'larda 200.000-300.000 TL, 2000'lerde ise 1 milyon TL. Zaten o zamanki yöneticilerin çok çok çok berbat etmesi yüzünden halk biraz iyiyi bulduğu zaman, tahttan indirmiyor.Çünkü korku hakim olmuş. Herkes 1 gecede fakir kalmaktan korkuyor. O zamanki pislikler doğru düzgün yönetse, daha iyisine sahip olabilirdik şu an. Ama dediğim gibi korku hakim.

Eski kurlar.
http://www.odaci.com/eskikur.xls

Ha bu kurlar milletinin parasını çalma taktiğidir. Çünkü seni paran bir gecede erir ama 6 ay maaşa zam alamaazsın, 6 ayda ürünlere zam yapamazsın ama sattığın mal, alacağını karşılamaz. Ama bu arada insanlar sürünür, % 100 zamlar da maaşa enflasyona göre olur, yine yıllık gelirin düzelmez. Bu kadar parayı değersizleştirecek kadar para basıp ne halt yemişlerdir bilemeyeceğim, hangi akılla yapmışlar.
 
Ekonomik kriz aslında her zaman vardır ilk başlangıcı bunalımdır. Piyasalar hep gergindir, patlak vereceği zamanı kimse bilemez. Ülkemizi geçtim dünyada şartlar düzgün bir şekilde ilerlemiyor. Çin-Amerika ekonomi savaşının etkilerini ileride bütün ülkeler hissedecek orası ayrı bir konu. Ben yakın dönemde ülkemiz de bir kriz patlayacağını düşünmüyorum ama piyasanın şuan ki halinden daha fazla gerileceğini düşünüyorum ve vatandaşların %'de kaçlık dilimi bu duruma dayanabilecek bilmiyorum en mantıklısı en kötü senaryonun olacağı şekilde kurmak değil de piyasanın rahatlatılması için atılacak adımları merakla beklemek.
 
Ekonomik kriz zaten vatandas icin 2-3 senedir var bence. Devlet sagolsun faizlere vs. cok bencilce müdahele edebiliyor bu yüzden onlar tarafindan bir sorun yok. Ama idare lambasi da patlamak üzere. Sadece dis borcumuz 450 Milyar Dolar arkadaslar.

Yani ekonomik kriz zaten var sadece resmiyete dökemiyorlar ve dökemezler secime kadar.

Sevgiler :)
 
Dediklerinizin çoğuna katılmakla birlikte, karşı çıktığım durumları izah edeceğim.

Öncelikle, saman ithalatı denen şey, zengin besicilerin özel olarak yaptığı bir olaydır. Tamamiyle kişiye bağlı bir durum. İster yurt içinden alır, ister yurt dışından. Kendi ineklerini yetiştiren büyük Steakhouse'lar kendi yetiştirdikleri büyük başlar için yurt dışından özel yemler temin ederler. "Samanı bile ithal eden ülke" kavramına, bizzat bu işlerin içerisinde olan birisi olarak asla katılmıyorum. Ki şuan ciddi bir şekilde ambargo uygulanıyor bize hem tarım-hayvancılık yönünden hem de silah sanayisi yönünden.

Üretim azalmıyor aslında, ülke büyüyor, nüfus artıyor, harcamalar artıyor, balon şeklinde büyüyen lüks ihtiyacı(!) artıyor. Bu yüzden ithalat da artıyor. İhracatın azaldığı bir dönem neredeyse yok sayılır. Ama ithalat ihracattan fazla büyüdüğü sürece (ki fazla büyüyor) bu böyle kötü yönde devam edecek. Cari açık da, dolar da artmaya devam edecek.

Fabrikaların özelleştirilmesi ile ilgili, fazlasıyla geç kalınmış bir adım. Dış güçlerle hiç bir alakası yok.
Bunu 2 farklı örnek ile vereyim. Birinci örnek SpaceX. Nasa'nın senelerdir yapamadığını adamlar çok kısa bir sürede başardılar. Neden mi? SpaceX özel bir kuruluş, kar amacı güdüyor. Bu yüzden risk alarak daha fazla yatırım yapıyor, başarıya daha hızlı ulaşıyor.
Bu örnek uçuk ise şunu vereyim. 17 Adet şeker fabrikası özelleştirilecek diye kıyamet kopuyor. O 17 şeker fabrikasının ismini daha önce kaçınız duydu? Kaçınız orayla bağlantı kurdu? Çok nadir. Peki Konya Şeker Fabrikası? Konya Şeker, Devletin özelleştirdiği bir kuruluş. Kar amacı güden bir kuruluş. Bu yüzden sürekli büyüyen, büyüme ihtiyacı olan bir kuruluş. Hiç biriniz 17 şeker fabrikasının ismini daha önce duymamıştır belki. Ama birçoğunuz Torku markasını görmüştür. Konya Şeker'in yönetiminin kurduğu, Konya Şeker'den kazanılan paralarla finanse edilen bir marka. Ve hayatımızın içerisinde. O fabrikalar devletin elinde olduğu sürece böyle sönük kalmaya, birçoğu da her yıl zarar çıkarmaya devam edecek. Özelleştirilene dek.

Ekonomik krizden dem vurup da yastık altında altın biriktirin demek hiç yakışık kalmamış. Yastık altında tutulan para, piyasadan uzak tutulan para, daha çok cari açık, daha yüksek kur, daha az yatırım demek. Devir artık dolar gibi sanal para devri. Paranız ne kadar bankada durur da sanal olursa, o kadar ekonomik katkı sağlar. Dolar gibi sanal para dedim, çünkü basılı olan dolar miktarı, bankalar ve piyasalar arası dönen miktarın sadece %1'i kadar. TL bazında bu miktar çok çok fazla.

Bu konuları düzeltmek istedim sadece. Onun dışında en etkili ve en hızlı yöntem şuan için tasarruf önlemleri olacaktır. Tasarruf önlemlerinden kastım ise asla 5 Nisan kararları tarzı önlemler değil. Şu an için sadece israfı yarı yarıya önlesek bile cari açık kapanacak. Bakalım devletimiz(hükümet değil, devlet.), kriz gelmeden gereken adımları atabilecek mi.

Ek olarak, millette para olmadığı kısmına asla ama asla katılmıyorum. Sadece ÇiftlikBank'a bile 1 Milyar liradan daha fazla yatırım yapacak para var bu millette. Ve daha nicesi var...
Öncelikle sana teşekkür ederim. Bana şunu çok net gösterdin. Bizim insanımız at gözlüğü takmanın yanı sıra harbi harbi bencilin tekiymiş. Sende bu modele örnek teşkil ediyorsun. Kendi durumunuz yerinde olabilir. Bu herkesin böyle olduğu anlamına gelmez.
Bu millet elinde ki üç kuruş parayı bankaya yatırmanın derdindeyken yabancı sermaye resmen döviz üzerinden bu halkı hortumluyor. Çünkü, artık bankalar zarar etmedikleri için dolaylı yolla, fatura yine millete kesiliyor.
Şeker fabrikaları, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ve Cumhuriyetin ilk icraatlarından. Hükümet yıllardır, inşaat sektörlere gündelik ihtiyacını karşılamak için ölü yatırım yapmayıp, israftan kaçınsaydı; o şeker fabrikaları asırlık birer esere dönüşürdü ve zarar da etmezdi. Bugün hükümet devleti baştan aşağı özelleştirerek kendi bacağına sıkıyor ve haberi yok. Yarın bir gün, bu özelleştirilen yerlerin zararı hazineye yük olmaya başlayınca yine vergileri yükseltecekler. Ki en iyi yaptıkları iş!
İthalat neden ihracattan daha fazla zannediyorsun? Üretmiyoruz! Milletimiz tembelleşti! İnsanlar ekonomik durumlarına göre baz alındığında, çok devasa kredi kartı borçlarına sahip.''Kendisinin olmayan faizli parayı harcayarak, zengin geçinen sefil bir halk.'' Bankalar insanların aklını karıştıyor ve buna kapitalizm denir.
Ayrıca bende çiftçi bir aileden geldiği mi belirtmek isterim. Gübreyi, tohumu ve mazotu İsrailden alıp; milli geçinmek olmuyor öyle.
Mesaj otomatik birleştirildi:

Peki bunlar hangi insanlar ? Ben değilim. Çevremdeki insanlar da değil. Belki de bulunduğum milyonluk ildeki 500 kişi... Artık şu kafadan uzaklaşın. Zengin insanlara değil de orta halli insanlara bakın. Şuan telefon alabiliyor muyum ? Hayır. Bilgisayar ? Hayır. Daha da kötüsü bazı insanlar borç içerisinde yaşıyor. Binlerce liralık telefon konusuna gelelim. Binlerce liralık telefon alması önemli değil. Bunu borçsuz alması veya taksitle aldıysa bu borcu rahatlıkla ödeyebilmesi gerekir. Ve çoğu insan maalesef iki kategoriye de girmiyor.
Yırtık ilk çamaşırla, marka kullanan bir milletiz...
 
Olan fakire olacak. Zenginler yine bugün olduğu gibi Beşiktaş, Nişantaşı vs güzel arabalarıyla para harcamaktan çekinmeyecekler. Kriz sadece fakire var arkadaşlar zenginler paralarını kaçırır yurt dışına ailecek yerleşir keyfine bakar sizde birbirinizi kemirirsiniz.
 
Ekonomik kriz gelmeden hemen gidip Iphone 10S plus+ alayım. Aman yine onlar kazanacak ama olsun cebimden daha az para çıkacak hehehe. Fakiriz ama aptal değiliz.
 
Ülkenin için de; halen bu ülkenin arşa çıkması için canını dişine takan insanlar var. Bu insanlar gerek savunma sanayisin de, gerekse bilimsel araştırmalar yapma da veya ülkenin bir çok alanın da çalışmaktadır. Ülke şuan "yaşanabilir" bir durum da ise halen iyi insanların varlığı yüzündendir, 95 yıl önce Yıldırım Ordusu Komutanı Mareşal Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşlarının o zaman bu tür işlerin gerçekleşeceğini bilip gerekli önlemleri alması yüzündendir... Bazıları kürsüye çıkıp bir elde kutsal kitap, ağzın da ise diğer kesimlere lanetler okuyarak halkı uyutuyor, halk uyanmaktan korkuyor; istemiyor. Halk ne zaman artık uyuyacak bir "yatağı/yurdu" kalmadığın da uyanacaktır... O zaman da iş işten geçmiş olur mu ? Bilemiyorum...
 
Öncelikle sana teşekkür ederim. Bana şunu çok net gösterdin. Bizim insanımız at gözlüğü takmanın yanı sıra harbi harbi bencilin tekiymiş. Sende bu modele örnek teşkil ediyorsun. Kendi durumunuz yerinde olabilir. Bu herkesin böyle olduğu anlamına gelmez.
Bu millet elinde ki üç kuruş parayı bankaya yatırmanın derdindeyken yabancı sermaye resmen döviz üzerinden bu halkı hortumluyor. Çünkü, artık bankalar zarar etmedikleri için dolaylı yolla, fatura yine millete kesiliyor.
Şeker fabrikaları, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ve Cumhuriyetin ilk icraatlarından. Hükümet yıllardır, inşaat sektörlere gündelik ihtiyacını karşılamak için ölü yatırım yapmayıp, israftan kaçınsaydı; o şeker fabrikaları asırlık birer esere dönüşürdü ve zarar da etmezdi. Bugün hükümet devleti baştan aşağı özelleştirerek kendi bacağına sıkıyor ve haberi yok. Yarın bir gün, bu özelleştirilen yerlerin zararı hazineye yük olmaya başlayınca yine vergileri yükseltecekler. Ki en iyi yaptıkları iş!
İthalat neden ihracattan daha fazla zannediyorsun? Üretmiyoruz! Milletimiz tembelleşti! İnsanlar ekonomik durumlarına göre baz alındığında, çok devasa kredi kartı borçlarına sahip.''Kendisinin olmayan faizli parayı harcayarak, zengin geçinen sefil bir halk.'' Bankalar insanların aklını karıştıyor ve buna kapitalizm denir.
Ayrıca bende çiftçi bir aileden geldiği mi belirtmek isterim. Gübreyi, tohumu ve mazotu İsrailden alıp; milli geçinmek olmuyor öyle.

Benim durumumun iyi olduğunu nereden çıkardınız? Bencil olduğum kanısına mesajımın hangi kısmından vardınız?
İsrail ne zamandır bize gübre ve mazot satıyor, merak ediyorum.. Tohum için ise, "özelleştirilmiş" şeker fabrikası, Konya'da bir tohum fabrikası açıyor. Bitmek üzere. Tam anlamıyla faaliyete geçtiğinde tohum ithalatı da tıpkı saman ve gübre ithalatı gibi özele indirgenecek.
Anlamadığınız kısım şu, bir fabrika devletin elindeyken sadece çalışır. O fabrika ne zaman ki özelleştirilir, o zaman üretim yapmaya başlar. Verdiğim örnekte, Konya Şeker devletin elinde kalsa idi, ne kadar kar ederse etsin Konya Şeker olarak kalacaktı. Şuan Anadolu Birlik Holding adı altında, sadece şeker işlemekten ziyade binlerce ürün üretiliyor. Bahsetmeye çalıştığım şey buydu. ABD şuan uzay teknolojileri ve savunma sanayi de dahil olmak üzere bir çok alanda özel sektörü kullanmakta. Sebebini bir önceki mesajımda açıklamıştım.
Ancak her zaman böyle olmak zorunda değil. Özel sektör bir çok riski beraberinde getirir. Yani batıp kapanma riski her zaman vardır. Fabrikaların özelleştirilmesi fazlasıyla geç kalmış bir adım. Ancak aynı sektörde çalışan 17 fabrika birden özelleştirilmemeli. Özel sektöre katkı sağlayacak, kendi ayakları üzerinde durabilecek fabrikalar özelleştirilmeli sadece. Ancak bu sistem böyle mi işliyor? Hükümetimiz sağolsun(!), hayır..

Kimsenin şimdiye kadar parayı bankaya yatırma derdinde olduğunu görmedim. Keşke yastık altında saklama, ponzi'lere yatırma derdinde olmak yerine bankaya yatırma derdinde olsa...

Üretmiyoruz kısmına da katılmıyorum. Bunu diyerek siz bence en büyük bencilliği yapıyorsunuz. Üretmek için her sabah erkenden uyanıp fabrikalarda çalışan milyonlarca işçi var. Geceleri bile uyumayan, "gerçekten" iş yapan onlarca mühendis var. Ancak yeterince üretiyor muyuz? Hayır. Çünkü dediğiniz gibi, halkın kalan kısmı tam anlamıyla tembel. Ve ne yazık ki bir o kadar da yabancı düşkünü...
 
Arkadaşlar biraz sıkışacağız ama sabretmeliyiz çünkü 2023 yakın bor madenlerimiz işlenicek başımızda asrın lideri var çok güzel günler göreceğiz. 2023’ü bekleyeceğiz lozan antlaşması biticek bor çıkarıcaz.(!) :(
Güzel yurdumun aptal insanı! Lozan süresiz bir anlaşma. Dünya mal 2023 gelsin Türkiye 'süpergüç' olsun diye beklemiyo. Hangi ülke kuralları ihlal ederse o zaman Lozan bozulur.
Sayın bakan ; ''bakara makara '' Anlayan anladı :D
Lütfen o bir efsane:)
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı