- Katılım
- 27 Mayıs 2019
- Mesajlar
- 5.695
- Çözümler
- 21
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
1- Neden yemek yerken ağzını şapırdatan insanlar var? Ben illaki ''şap, şap; şlap, şlap'' seslerini duymak zorunda mıyım? Ses çıkarmadan yemek yenmiyor mu? Yav, çok basit, fındık mı yiyorsun? Ağzına at, çiğne, yut, bitti. Bu kadar, nesi zor be birader?
2- Sıcak yemeğin soğuması için üflemek kadar barzo bir hareket görmedim. Çorba mı içeceksin, sıcak mı? Olabilir, bekle soğumasını biraz, içilecek kıvama gelince iç. Neden yani? Neden? İnsan ağzında o kadar bakteri varken bir de sen üflersen ne bereketi kalır ne tadı kalır ne de tuzu. Ayrıca berbat bir estetik yarattığı gibi diğer insanları da rahatsız edebilir. Örneğin, benim karşımda ağzı kokan birisi varsa yemeğe üflediğinde ister istemez bana da geliyor.
3- İkinci maddeyle bağlantılı olarak, neden insanlar dişlerini fırçalamaz? Fırçalamıyorlar, temizlemiyorlar ondan sonra pis ağız kokularına millete yediriyorlar. Onu geçtim, bir nevi afedersiniz ama ''enayilik'' olmuyor mu? Yıllar boyu ağızlarına işkence çektiriyorlar sonra tonlarca para basıp diş hekimine gidiyorlar. Akabinde de ağlıyorlar, param gitti, sen sen ol dişlerine iyi bak. La senin elini kolunu mu bağladılar zamanında? Ne biçim bir insansın sen?
4- Çay içerken özellikle bardağı ağızlarına götürürken sanki bir hortum misali öyle bir hava çekme sesi çıkartıyorlar ki sanki bütün masa, mutfak gelcek ağızlarına girecek. Ya kardeşim, çayı sıcak seviyor olabilirsin, emin olmak için de hafif hafif çekmeye başlayabilirsin buraya kadar sıkıntı yok ama taa bardak dudağına deymeden 10 saat önceden mi çekmeye başlanır? Son 1 saniye çek, iç, bitti. Nesi zor? Hmm?
4- Özellikle çay içtikten sonra o hortum gibi çektikleri nefesi masaya bırakmak. Ben senin ağız kokunu çekmek zorunda değilim, kokmasa bile yapamazsın kardeşim. Bir de neden yani böyle bir şeye başvuruyorlar? İç, yut, bitti. 1 saniye nefes alıp vermeyince ölüyorlar zaten.
5- Örneğin büyük akraba ziyaretine gidiyorsunuz, yemekte evin büyüğü acıklı bir geçmiş hikayesi anlatıyor sonrasında ise derdini atmak için yemeklerin üstüne doğru ''ah ah, hey gidi'' diyerek bütün nefesi boşaltıyor. ''YAPMA'' kardeşim, yapma. Neden benim lokmama senin nefesin deyiyor?
6- Genelde evin babalar yapar. Bizim evde böyle bir sorun yok gerçi ama şahit olmuştum. Örneğin evin hanımı tatlı yapıyor, bir saat sonra da servis edilecek. Hemen baba kalkar der ben aç değilim sonra da eliyle 1 tane gider alır oradan servis edilmeden. Yemek istiyorsan herkesle beraber ye işte, derdin ne? Bit bit bit, ne o öyle?
7- Örneğin bir şey alınacak. Evde de küçük çocuk varsa onun dedikleri asla dinlenmez. Hep ''sus, sen küçüksün'' veya ''baban varken sana düşmez'' gibisinden saçma sapan yobaz söz öbekleri kullanılıyor? Sen kendin mi seçtin dünyaya erken gelmeyi? Ya da büyük olunca mevkin mi artıyor? ''Akıl, yaşta değil baştadır'' denen bir söz var bilir misin? Çocuğun diyecekleri yanlış olsa bile bak sen bi dinle, olmazsa yanlışını düzelt, doğrusun öğret. Bunu alırsak de, böyle zararlı çıkarız de. Ama yok, direk, sen karışma. Aynen abi, sonra ülke neden gelişsin.
8- Soktakta sürekli tartışma, kavga arayan tipler. Sadece ''ne bakıyon lan'' dedikten sonra bile kavga çıkabiliyor hiç kimse de alttan alma erdemliğine başvurmuyor. Nedir bu asabilik? Neden barış içerisinde yaşamıyor bu memleket?
9- İyi kavga etmeyi üstünlük olarak görme. Gençlikte çok yaygındır, son dönemlerde azaldı diye düşünüyorum. Çok fazla kişiyi dövebiliyorsan, uzun boyluysan, kaslıysan toplumda saygın oluyorsun. Halbuki hiç kimse üstünlüğün akıl ile olacağını anlamıyor. Taş devrinde yaşıyoruz yemin ediyorum mağara adamları var sokakta.
10- Bağırmadan güzelce tartışamama sorunu. İnsanlar tartışmanın amacını karşıdaki kişiden üste çıkmak olarak düşünüyor. Halbuki önemli olan doğruyu öğretmek, öğrenmek ve yanlışları düzeltebilmektir.
11- Yobazlık. Evde bilgisayar üzerinden oyun oynarken oyundan bir kişiye mesaj attım ve ''Sa'' yazmadığım için tepki gösterdi. Ben elhamdülillah müslümanım ama bir başkası olmayabilir. Ülkede herkes aynı dine inanmak zorunda mı? Sanane kardeşim öyle olsa bile selam vermek zorunda mı istersen dönüş yapmayabilirsin.
12- Bedelli askerlik yapanları vatan haini ilan edenler, toplumdan dışlayanlar. Bak güzel kardeşim, bedelli askerlik devletimizin verdiği hukuki bir imkandır. İsteyen ücretini öder gitmez bu kadar basit. Vatan sevmek sadece böyle mi olurmuş? Yarın bir gün savaş çıkarsa belki o bedelli dediğin kişi senden önce en ön safta olacak da sen korkacaksın. Kaldı ki her ülkede askerlik sistemi farklı ve ben Türkiye kadar bu işi büyüten başka ülke görmedim. Efendim o 6 ay yapmış o 1 ay yapmış bilmem ne. Kardeşim o zaman herkes bordo bereli eğitim alsın subay olsun, o mantık bunu gerektirir, saçmalamaya gerek yok. Sen kendin istersen yap ama yapmana da ses çıkartma saygı göster. Adam kaçmıyor ki askerlikten.
13- Çocukları döverek yetiştirmek. Halan çoğu aile oğluna vurarak bir şey öğretebileceğini zannediyor. Sonra böyle aptal nesil yetişir tabi. Kimse konuşarak halledeyim demiyor. Özellikle bu yazıyı okuyacak babalar varsa onlara sesleniyorum. Yarın bir gün o camide ayağını uzattı diye, çok bilgisayar baktı diye, fikrinizi beğenmedi diye dövdüğünüz çocuklar inşAllah büyüdüklerinde de aynı zulmü size yaparlar o zaman aklınız başınıza gelir. Ama yok, yakışan o değil tabi ki. Biz tam tersini yapıp örnek olacağız inşAllah, dövmek felan yok.
14- Çocukları yaramazlık yapıyor diye büyük insanlara okutanlar dua ettirenler, şikayet edenler. Artık söylenecek söz yok buna. ''Çocuk'' ne demek bilir misiniz? Çocuk, yaramazlık da yapacak şımaracak da karşı da çıkacak. Ne bekliyorsunuz? Size tapan bir put yetiştirmek mi? Asıl deli olan sizlersiniz de neyse...
15- Çocuklara ceza verenler. Bu bir çözüm değil ve asla olmayacak da. Çocuğun psikolojisini bozarak ne elde etmeyi amaçlıyorsunuz? Her istediğini yapın, önüne her şeyi serin demek değil bu. Elbette o da yanlıştır.
16- Babaların kendini tanrı zannetme sorunu. İşe gidip çalışıyor, ev alışverişi yapıyor diye evdeki bütün eşyalara hükmedeceğini, ne derse onun yapılacağını zannediyorlar. Biz yaptıkları işe zaten saygı duyuyoruz, işleri zor elbette ama e adamın görevi o. Bir öğretmen ben ders anlatıyorum diye övünür mü ya? Bu yüzden inşAllah özellikle kız çocukları okuyacak, iş sahibi olacak ve kendilerini ezdirmeyecek kocalarına.
Daha yazacak çok şeyim var da üşendim açıkçası. Arkadaşlar iyi veya kötü yönde eleştirilere açığım ama sizden ricam konuda siyasi içerikli mesaj yazmayın. Daha huzurlu ve barışcıl bir Türkiye dileğiyle...
2- Sıcak yemeğin soğuması için üflemek kadar barzo bir hareket görmedim. Çorba mı içeceksin, sıcak mı? Olabilir, bekle soğumasını biraz, içilecek kıvama gelince iç. Neden yani? Neden? İnsan ağzında o kadar bakteri varken bir de sen üflersen ne bereketi kalır ne tadı kalır ne de tuzu. Ayrıca berbat bir estetik yarattığı gibi diğer insanları da rahatsız edebilir. Örneğin, benim karşımda ağzı kokan birisi varsa yemeğe üflediğinde ister istemez bana da geliyor.
3- İkinci maddeyle bağlantılı olarak, neden insanlar dişlerini fırçalamaz? Fırçalamıyorlar, temizlemiyorlar ondan sonra pis ağız kokularına millete yediriyorlar. Onu geçtim, bir nevi afedersiniz ama ''enayilik'' olmuyor mu? Yıllar boyu ağızlarına işkence çektiriyorlar sonra tonlarca para basıp diş hekimine gidiyorlar. Akabinde de ağlıyorlar, param gitti, sen sen ol dişlerine iyi bak. La senin elini kolunu mu bağladılar zamanında? Ne biçim bir insansın sen?
4- Çay içerken özellikle bardağı ağızlarına götürürken sanki bir hortum misali öyle bir hava çekme sesi çıkartıyorlar ki sanki bütün masa, mutfak gelcek ağızlarına girecek. Ya kardeşim, çayı sıcak seviyor olabilirsin, emin olmak için de hafif hafif çekmeye başlayabilirsin buraya kadar sıkıntı yok ama taa bardak dudağına deymeden 10 saat önceden mi çekmeye başlanır? Son 1 saniye çek, iç, bitti. Nesi zor? Hmm?
4- Özellikle çay içtikten sonra o hortum gibi çektikleri nefesi masaya bırakmak. Ben senin ağız kokunu çekmek zorunda değilim, kokmasa bile yapamazsın kardeşim. Bir de neden yani böyle bir şeye başvuruyorlar? İç, yut, bitti. 1 saniye nefes alıp vermeyince ölüyorlar zaten.
5- Örneğin büyük akraba ziyaretine gidiyorsunuz, yemekte evin büyüğü acıklı bir geçmiş hikayesi anlatıyor sonrasında ise derdini atmak için yemeklerin üstüne doğru ''ah ah, hey gidi'' diyerek bütün nefesi boşaltıyor. ''YAPMA'' kardeşim, yapma. Neden benim lokmama senin nefesin deyiyor?
6- Genelde evin babalar yapar. Bizim evde böyle bir sorun yok gerçi ama şahit olmuştum. Örneğin evin hanımı tatlı yapıyor, bir saat sonra da servis edilecek. Hemen baba kalkar der ben aç değilim sonra da eliyle 1 tane gider alır oradan servis edilmeden. Yemek istiyorsan herkesle beraber ye işte, derdin ne? Bit bit bit, ne o öyle?
7- Örneğin bir şey alınacak. Evde de küçük çocuk varsa onun dedikleri asla dinlenmez. Hep ''sus, sen küçüksün'' veya ''baban varken sana düşmez'' gibisinden saçma sapan yobaz söz öbekleri kullanılıyor? Sen kendin mi seçtin dünyaya erken gelmeyi? Ya da büyük olunca mevkin mi artıyor? ''Akıl, yaşta değil baştadır'' denen bir söz var bilir misin? Çocuğun diyecekleri yanlış olsa bile bak sen bi dinle, olmazsa yanlışını düzelt, doğrusun öğret. Bunu alırsak de, böyle zararlı çıkarız de. Ama yok, direk, sen karışma. Aynen abi, sonra ülke neden gelişsin.
8- Soktakta sürekli tartışma, kavga arayan tipler. Sadece ''ne bakıyon lan'' dedikten sonra bile kavga çıkabiliyor hiç kimse de alttan alma erdemliğine başvurmuyor. Nedir bu asabilik? Neden barış içerisinde yaşamıyor bu memleket?
9- İyi kavga etmeyi üstünlük olarak görme. Gençlikte çok yaygındır, son dönemlerde azaldı diye düşünüyorum. Çok fazla kişiyi dövebiliyorsan, uzun boyluysan, kaslıysan toplumda saygın oluyorsun. Halbuki hiç kimse üstünlüğün akıl ile olacağını anlamıyor. Taş devrinde yaşıyoruz yemin ediyorum mağara adamları var sokakta.
10- Bağırmadan güzelce tartışamama sorunu. İnsanlar tartışmanın amacını karşıdaki kişiden üste çıkmak olarak düşünüyor. Halbuki önemli olan doğruyu öğretmek, öğrenmek ve yanlışları düzeltebilmektir.
11- Yobazlık. Evde bilgisayar üzerinden oyun oynarken oyundan bir kişiye mesaj attım ve ''Sa'' yazmadığım için tepki gösterdi. Ben elhamdülillah müslümanım ama bir başkası olmayabilir. Ülkede herkes aynı dine inanmak zorunda mı? Sanane kardeşim öyle olsa bile selam vermek zorunda mı istersen dönüş yapmayabilirsin.
12- Bedelli askerlik yapanları vatan haini ilan edenler, toplumdan dışlayanlar. Bak güzel kardeşim, bedelli askerlik devletimizin verdiği hukuki bir imkandır. İsteyen ücretini öder gitmez bu kadar basit. Vatan sevmek sadece böyle mi olurmuş? Yarın bir gün savaş çıkarsa belki o bedelli dediğin kişi senden önce en ön safta olacak da sen korkacaksın. Kaldı ki her ülkede askerlik sistemi farklı ve ben Türkiye kadar bu işi büyüten başka ülke görmedim. Efendim o 6 ay yapmış o 1 ay yapmış bilmem ne. Kardeşim o zaman herkes bordo bereli eğitim alsın subay olsun, o mantık bunu gerektirir, saçmalamaya gerek yok. Sen kendin istersen yap ama yapmana da ses çıkartma saygı göster. Adam kaçmıyor ki askerlikten.
13- Çocukları döverek yetiştirmek. Halan çoğu aile oğluna vurarak bir şey öğretebileceğini zannediyor. Sonra böyle aptal nesil yetişir tabi. Kimse konuşarak halledeyim demiyor. Özellikle bu yazıyı okuyacak babalar varsa onlara sesleniyorum. Yarın bir gün o camide ayağını uzattı diye, çok bilgisayar baktı diye, fikrinizi beğenmedi diye dövdüğünüz çocuklar inşAllah büyüdüklerinde de aynı zulmü size yaparlar o zaman aklınız başınıza gelir. Ama yok, yakışan o değil tabi ki. Biz tam tersini yapıp örnek olacağız inşAllah, dövmek felan yok.
14- Çocukları yaramazlık yapıyor diye büyük insanlara okutanlar dua ettirenler, şikayet edenler. Artık söylenecek söz yok buna. ''Çocuk'' ne demek bilir misiniz? Çocuk, yaramazlık da yapacak şımaracak da karşı da çıkacak. Ne bekliyorsunuz? Size tapan bir put yetiştirmek mi? Asıl deli olan sizlersiniz de neyse...
15- Çocuklara ceza verenler. Bu bir çözüm değil ve asla olmayacak da. Çocuğun psikolojisini bozarak ne elde etmeyi amaçlıyorsunuz? Her istediğini yapın, önüne her şeyi serin demek değil bu. Elbette o da yanlıştır.
16- Babaların kendini tanrı zannetme sorunu. İşe gidip çalışıyor, ev alışverişi yapıyor diye evdeki bütün eşyalara hükmedeceğini, ne derse onun yapılacağını zannediyorlar. Biz yaptıkları işe zaten saygı duyuyoruz, işleri zor elbette ama e adamın görevi o. Bir öğretmen ben ders anlatıyorum diye övünür mü ya? Bu yüzden inşAllah özellikle kız çocukları okuyacak, iş sahibi olacak ve kendilerini ezdirmeyecek kocalarına.
Daha yazacak çok şeyim var da üşendim açıkçası. Arkadaşlar iyi veya kötü yönde eleştirilere açığım ama sizden ricam konuda siyasi içerikli mesaj yazmayın. Daha huzurlu ve barışcıl bir Türkiye dileğiyle...
