Cehalet bir tercih midir?

Konuyla ilgili Malcolm Gladwell'in Outliers isimli bir kitabı var, öneririm. Kısaca özetleyecek olursak; tamamen şart/fırsat ile ilgili. Zengin, orta halli bir ailede doğan çocukla bunlara görece daha zayıf gelirli ailelerde doğan bireyler/çocuklar aynı olmuyorlar. Yüksek bir ihtimalle durumu iyi olan ailede doğan çocuk daha bilgili/daha başarılı olacak. Aynı şekilde çevre faktörü de var. Etrafınızdaki insanlar bilgiye aç olan, araştırmacı insanlarsa bu özellik size de eklenir ve siz de devamlı okur ve bilgilenirsiniz. Bunun tersine etrafınızda sürekli "kahve insanı" olarak nitelendirilen amca, dayı, enişte gibi her şeyi bildiğini sanıp, bilmediği konuda da konuşan dolayısıyla bilmediğini bilmeyen insanlar varsa işiniz zor. Sürekli karşılaştığım bir durumdan bahsedeyim: Birey doğmuş, belli bir yaşa kadar gelmiş, büyümüş. Ben bu insana çok basit bir bilgiyi verdiğim zaman olağanüstü reaksiyonlar gösterebiliyor. Şaşkın bir halde bana bakıyor zira ömrü boyunca bu basit bilgiyi ona veren, bu konuyu ona anlatan olmamış. Bu da çevre=şans faktörünü benim için doğular nitelikte.
 
Kesinlikle. İnsan çevresinin bir ürünüdür.(İstisnalar olsa bile)
Evet, çok küçük ihtimalle çevre faktörü olmayabiliyor. Ancak şunu da fark ettim: Bu durumdaki kişiler, kendilerini çevresiyle entegre etmeyen ve çevresinden soyutlayan kişiler oluyor. Yani çevresi ne kadar kötü olursa olsun o etkilenmiyor çünkü çevreyle bir alış-verişi yok.
 
Hocam bunu nasıl açıklayacağız? Bir insan neden öğrenmeye karşı olur? Ben bunun da öğrenilmiş bir şey olduğunu düşünüyorum.
Kişiye çizilen çember kişiye yetiyor, korkuyor veya aileden, çevreden gelen psikoloji olsa gerek çemberini genişletmiyor hayatına bir şeyler katmıyor adeta robot gibi. Bu tamamen onun tercihidir.

Hocam şöyle bir durum var. Herkesin bilinç düzeyi ne yazıkki aynı değil. Bunun aynı olmamasının birçok sebebi var: aile,toplum,çevre .

Bizim farkındalığı yüksek bilinçli biri olmamız , kitap okumamız, araştırma yapmamız vesayre tamamen bizim keşfettiğimiz bir durum değil. Yani demek istediğim yazdıklarınızı bildiği halde yapmayan,tercih etmeyen biri muhtemelen yaşadıklarından dolayı böyle bir durumda olabilir.
Senin dediğin gibi insana ailesi veya çevresi tarafından bir çember çizilmişse yine kişiye bağlı o çemberde kalması, çıkması veya genişletmesi.
Bilgiye erişimin çok kolay olduğu, bununla beraber kimsenin bilmesine imkan olamayacak kadar çok bilginin günlük üretildiği bir çağda yaşıyoruz. Dolayısıyla bilmemek artık cehaletin ölçüsü olamaz, çünkü aslında hiçbirimiz bilmiyoruz, hiçbirimiz hepsini bilemeyiz ama bilebileceğimiz kadarını hepimiz bilebiliriz. Bu dediklerin önceden dediğim gibi kırk, elli yıl önce deseydin aynı düşüncede olurduk
Cehalet 21.yüzyılda bir tercihtir. Sadece etrafına, geriye bakman bile sana bir çok şeyi gösterir.
Arkadaşın da dediği gibi günümüzde cehalet bir tercihtir.

Bu çağda insan ailem kim ki ben ne olayım veya çevrem böyle diye bende böyleyim diye avutamaz kendini.

5baa428bae784904903f3f8a.jpg


Soğukta sokak lambasının altında ders çalışmak.
s-0db94cbbfd36a105b875995068e5484b281222ca.jpg
 
Cehalet 21.yüzyılda bir tercihtir. Sadece etrafına, geriye bakman bile sana bir çok şeyi gösterir.
Buna pek katılmıyorum açıkçası ben ya. Yani herkesin imkanı yok ki. Cemaat yurdunda büyüyen, dergahlardan çıkamayan bir çocuğa dinleri nasıl anlatabilirsin ki mesela? Örnek olarak verdim yani her konu için düşünebiliriz bunu.
 
Cehaleti tercih olarak görenlere sorum: Cahil insan cehaletinin farkında mı? Bence değil. Farkındalık oluşmadığı için cahil diyoruz zaten. Bunu da kendi isteğiyle yapmıyorlar ne yazık ki.
Farkına varmaması var, bir de farkına varmak istememesi var. İkisi çok ayrı şeyler.
Herkesin kendi dediğim doğrudur dediği bu yüzyılda, kimse farkına varmak istemediği için cehalet, bu yüzyılda bir tercihtir diyoruz.
 
Farkına varmaması var, bir de farkına varmak istememesi var. İkisi çok ayrı şeyler.
Herkesin kendi dediğim doğrudur dediği bu yüzyılda, kimse farkına varmak istemediği için cehalet, bu yüzyılda bir tercihtir diyoruz.
Herkesin elinin altında aynı imkanlar yok, herkesin çevresinde de kaliteli insan yok. Tarihi devrimlere baktığımızda da her buluş/icat her yere aynı anda, aynı zaman diliminde ulaşmıyor. Kimisi daha erken, kimisi daha geç.

Cehaletin özelliği budur işte. Herkes kendini en doğru görür dolayısıyla birçok şeyin farkına varmaz. Onlara sorsan "ben cahil değilim, bir bildiğimiz var da konuşuyoruz" diyecekler ona bakarsak. Çünkü her şeyi biliyorlar. Her şeyi bilen insana da hiç kimse bir şey anlatamaz. Kronik bir durumdur, bu yüzden çocuklukta alınan eğitim önemli. Çocuklukta atılan küçücük bir temel, o bireyin hayatını kurtaracaktır. İstememe durumunu şöyle açıklayayım: Mesela yıllar boyunca bir kültüre, ideolojiye, dine boyun eğmiş ve bunu benimsemiş bir insanı kolay kolay vazgeçiremezsiniz. Çünkü onunla büyümüştür, iç içe olmuştur. İstememe durumu değil farkına varamama durumu var. Çünkü beyin belirli düşünce kalıplarıyla küçük yaştan beri sınırlandırılmış. Hayal gücü zayıflamış, düşünce dünyası daralmış bireyler oluyorlar. Dolayısıyla bir seçim değil diye düşünüyorum. Tabii sizin fikrinize de hak veriyorum bir yandan. Bu kadar imkana rağmen nasıl bu kadar bilgisiz olunabiliyor? Bu sorunun cevabını da yukarıda belirttiğim eğitime dayandırıyorum. Çocukluk yaşından beri alınan veya alınamayan eğitim.
 

Geri
Yukarı