Semih Demir
Kilopat
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
- Meslek
- Öğrenci
Beni en çok ilgilendiren konulardan biridir.
Türkiye'de ki ciddi anlamda "şunu oku, mutlaka bu ol" baskısı Anne - Baba ve diğer akraba bireyleri tarafından genç beyinlere çok fazla zikredilir. Kimse okuyan çocuğa "yeteneğin hangi yönde ise mesleğini buna göre seç" demiyor. Çünkü herkeste bir böbürlenme isteği var. "Oğlum doktor, kızım avukat" bilmem ne.
Gençlerin akrabaları ve ailesini tatmin etmekten başka bir mücadelesi kalmıyor bir süre sonra. Zaten sıradanlaşmış bir kapitalist sisteme adapte ediliyorlar.
-Oku, yıllarca mutlaka oku. Diploma olmadan olmuyor zaten, o yüzden bitirenlerin çoğu işsiz. Çünkü gençler istediğini okuyamıyor.
-Sosyalleşme. Kafanı derslerden kaldırma, gece gündüz çalış. Böbürlenmemiz lazım mutlaka çalış.
-Hemen evlen, işe gir. Köle gibi çalış, çünkü işini sevmeyecek bu genç kardeşlerimiz, hayatı buna göre şekillenecek. Ev, iş vs.
-Evlenmişsinizdir artık. Evlendiğiniz kişinin istekleri bitmez bu sefer, diploma almak için harcadığınız senelerin yarısını da evlendiğiniz kişinin isteklerine gösteriş için aldıklarına harcarsınız. Ne de olsa siz 'okumuş enayi' sayılırsınız birilerine göre.
Bu nedir ya? Bu gençler 'insan' değil mi?
Sabah akşam derslere çalış, evet okumak güzel ama insanlar sadece diploman için sana saygı gösteriyor. Seni bunun için seviyor. Türkiye'de durum böyle. Daha sonra bir işe gir, evlen, ev al, araba al, bir ömür boyu da borçları öde.
Gençler niye kaçıyor derler, parlak beyinlerimiz yurt dışına gidiyormuş derler.
Ne yapsın bu çocuklar? Yıllarını vermesine rağmen sizin gibi doyumsuzlara yaranamıyorlar ki! Para zaten çoğunluğunda yok, her dönem zengin bebelerin altında zaten eziliyorlar, iyice moralleri bozuluyor, psikoloji diye bir şey zaten kalmıyor.
Ama olur mu öyle? Büyük adam benim oğlum, kariyer sahibi benim kızım değil mi?
Bu insanların çoğu mutlu değil...
Sizin (kendileri bilir, okuyamazlar buraları ama söyleyelim yine) çocuğunuzun para kazansın sevdası, evlensin, araba alsın, ev alsın, bize baksın hırsınız yüzünden bir ömür mutsuz olanlar var.
Anne - Baba da haklı sayılıyor bir nebze. Onlar da istiyor ki çocuğum aç kalmasın açıkta kalmasın tüm çabam bu yüzden. Ama her şeyin bir sınırı vardır, bu gençlerin sınırını aşmayın.
Türkiye'de ki ciddi anlamda "şunu oku, mutlaka bu ol" baskısı Anne - Baba ve diğer akraba bireyleri tarafından genç beyinlere çok fazla zikredilir. Kimse okuyan çocuğa "yeteneğin hangi yönde ise mesleğini buna göre seç" demiyor. Çünkü herkeste bir böbürlenme isteği var. "Oğlum doktor, kızım avukat" bilmem ne.
Gençlerin akrabaları ve ailesini tatmin etmekten başka bir mücadelesi kalmıyor bir süre sonra. Zaten sıradanlaşmış bir kapitalist sisteme adapte ediliyorlar.
-Oku, yıllarca mutlaka oku. Diploma olmadan olmuyor zaten, o yüzden bitirenlerin çoğu işsiz. Çünkü gençler istediğini okuyamıyor.
-Sosyalleşme. Kafanı derslerden kaldırma, gece gündüz çalış. Böbürlenmemiz lazım mutlaka çalış.
-Hemen evlen, işe gir. Köle gibi çalış, çünkü işini sevmeyecek bu genç kardeşlerimiz, hayatı buna göre şekillenecek. Ev, iş vs.
-Evlenmişsinizdir artık. Evlendiğiniz kişinin istekleri bitmez bu sefer, diploma almak için harcadığınız senelerin yarısını da evlendiğiniz kişinin isteklerine gösteriş için aldıklarına harcarsınız. Ne de olsa siz 'okumuş enayi' sayılırsınız birilerine göre.
Bu nedir ya? Bu gençler 'insan' değil mi?
Sabah akşam derslere çalış, evet okumak güzel ama insanlar sadece diploman için sana saygı gösteriyor. Seni bunun için seviyor. Türkiye'de durum böyle. Daha sonra bir işe gir, evlen, ev al, araba al, bir ömür boyu da borçları öde.
Gençler niye kaçıyor derler, parlak beyinlerimiz yurt dışına gidiyormuş derler.
Ne yapsın bu çocuklar? Yıllarını vermesine rağmen sizin gibi doyumsuzlara yaranamıyorlar ki! Para zaten çoğunluğunda yok, her dönem zengin bebelerin altında zaten eziliyorlar, iyice moralleri bozuluyor, psikoloji diye bir şey zaten kalmıyor.
Ama olur mu öyle? Büyük adam benim oğlum, kariyer sahibi benim kızım değil mi?
Bu insanların çoğu mutlu değil...
Sizin (kendileri bilir, okuyamazlar buraları ama söyleyelim yine) çocuğunuzun para kazansın sevdası, evlensin, araba alsın, ev alsın, bize baksın hırsınız yüzünden bir ömür mutsuz olanlar var.
Anne - Baba da haklı sayılıyor bir nebze. Onlar da istiyor ki çocuğum aç kalmasın açıkta kalmasın tüm çabam bu yüzden. Ama her şeyin bir sınırı vardır, bu gençlerin sınırını aşmayın.