Anlam arayışı, dengesizlik, kaygı, endişe

fahrenheit_blue

Centipat
Katılım
27 Haziran 2024
Mesajlar
20
Daha fazla  
Sistem Özellikleri
x64-UEFI / AMD Ryzen 5 7600X 6-Core Processor / DRAM (32GB & 4800) / PRIME B650M-A WIFI / NVIDIA GeForce RTX 3050
Cinsiyet
Erkek
Meslek
Öğrenci
Felsefe ve edebiyata yatkın biriyimdir fakat, son zamanlarda yaşadıklarım fazla bunaltıcı ve ağır olmaya başladı.

Yaz tatili başladığından beri ne dışarı çıktım ne de ailemle bir şey yaptım. Tüm gün bilgisayar başındayım, yemek yiyorum ve uyuyorum (Tabii sabah 5'te uyumak, "uyumak" sayılıyorsa.).

Bir yerden sonra hiçbir şey zevk vermemeye başladı. Günlerim monotonlaştı. Renkler yavaş yavaş soldu.

Sabahlara kadar kafamdaki karmaşadan dolayı uyuyamıyorum. Sevdiklerimi kaybedeceğimi ve devamında ne yapacağım konusunda kafa yorup endişeleniyorum. Hayatın anlamı ve bunun gibi felsefi konular üstünde çok duruyorum. Mutlu olmaya çalışıyorum ama sadece geçici zevklerle yetinebiliyorum.

Frank Herbert'ın yazdığı Dune kitap serisine kafayı takmıştım 2 hafta öncesine kadar. Filmlerine de bayılmıştım. Altı kitabı da okumak üzere sipariş vermiştim. Fakat okumaya çok üşendim.
Onun dışında müzikle ilgilenen biriyim ama ona da üşendim.
Başka bir örnek olarak da:
Kafamda bir evren tasarlamayı ve hem edebi hem de çizim açısından kağıda dökmeyi seven biriyim. Ona da üşendim.
Aklımda yapmayı düşündüğüm ve heves veren şeyleri asla yapamıyorum. Çok istiyorum ama yapamıyorum. Her şeye üşenmem benim bu bunalımımın nedenidir belki. Sevdiğim, istediğim şeyleri yapmamak.

Eklemek istediğim bir şey daha var.
Ben normalde sosyal bir insanımdır. Arkadaş çevrem, kız arkadaşım hep olur ama maalesef okulun son aylarında yaşadığım talihsiz olaylardan sonra hem kız arkadaşımı hem de yakın arkadaşımı kaybettim. Arkadaş ortamım da dahil. Bana ihanet ettiklerini ve sevgili olduklarını öğrendim bir süre sonra da. İkisiyle de yaz tatili için çok plan yapmıştım. Fakat ortadan kayboldukları için yaz tatilim çok ölü geçiyor.

Biraz kişisel konulardan bahsettim farkındayım ama bana yardımınızın dokunması için bunların gerekli bilgiler olduğunu düşündüm.

Uzun lafın kısası:
Hayatıma anlam katamıyorum. Katmayı denedim belki ya da çok erken vazgeçtim bilmiyorum. Hayatın anlamının çözulecek bir sorun değil yaşanılacak bir gerçeklik olduğunu kendime hep söylemişimdir ama bu sözün etki ettiğini hissedemiyorum artık. Bu yüzden sizden yardım istiyorum...

Hayatımı anlamlı kılacak beni mutlu edecek ne yapabilirim?

İstediğim şeyleri yapmak için kendimi nasıl ikna edebilirim?

images-78.jpeg
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Benim bu anlam arayışlarım ölümden sonrasındaki hayata inanmamla son bulmuştu. Dünyayı "doğmak, yaşamak ve ölmek" şeklinde ele alınca "Sonunda öleceksek ve toprak olup yok olacaksak, neyi neden yaptığımızın ne önemi var?" sonucuna çıkıyor olmak, insanda bir yaştan sonra tat-tuz bırakmıyor. Belki ilk gençlik zamanları eğlenceli gelebilir, ama sonrası anlamsızlık.

Benim durumumda ise, şu an anlamsız gelen hiçbir şey yok. Buna dünyadaki tüm ihanet ve zulümler de dahil. Çünkü ahiret inancı ile hiçbir zulmün son durağı ölüm değil. Ölüm herkesin geçeceği bir geçit sadece ve bunun sonrası da var.

Not:

Farklı düşünenler olabilir, saygı duyarım.
 
Benim bu anlam arayışlarım ölümden sonrasındaki hayata inanmamla son bulmuştu. Dünyayı "doğmak, yaşamak ve ölmek" şeklinde ele alınca "Sonunda öleceksek ve toprak olup yok olacaksak, neyi neden yaptığımızın ne önemi var?" sonucuna çıkıyor olmak, insanda bir yaştan sonra tat-tuz bırakmıyor. Belki ilk gençlik zamanları eğlenceli gelebilir, ama sonrası anlamsızlık.

Benim durumumda ise, şu an anlamsız gelen hiçbir şey yok. Buna dünyadaki tüm ihanet ve zulümler de dahil. Çünkü ahiret inancı ile hiçbir zulmün son durağı ölüm değil. Ölüm herkesin geçeceği bir geçit sadece ve bunun sonrası da var.

Not:

Farklı düşünenler olabilir, saygı duyarım.

Bu yüzden insanlık uzun süre dini inançlara ihtiyaç duymuştur.Onları hayata bağlayan ve zinde tutan, anlam katan bir şeye inanmak; hayatta süreklilik sahibi olmalarına yardım etmiştir.Dini inançlar bireyin sosyal yapısını da etkileyen kavramlardır.Müslümanlar için camiiler, sohbetler, tarikatlar toplanma ve sosyalleşme mekanlarıdır.Hristiyanlar için kilise, yahudiler için sinagog gibi de örnekler verebiliriz.

Fakat modern hayat bizi bilime, öğrenmeye, felsefeye yani düşünmeye ittiği için artık dini inanç konusunda daha keskin taraflar oluşturmaya başlıyoruz.İnanca sahip olmak zorunda değiliz.Mantık olarak kalben istemek gerekiyor bu tür inanç işlerinde.
Ama inancımız olmadığı zaman bizi varoluşsal kriz, depresyon ve devamında intihara kadar götürecek felsefi bir çalkantı bekliyor.Cahillikle yaşamayı da tercih edebiliriz.Mutluluğu elde ederiz lâkin, bilgisiz ve düz bir insan olmak; bizi ne sosyal alanda ne de akademik alanda yüksek mertebelere taşır.Bu yüzden öğrenmek ve deneyimlemek gerekir.Bunlarla yüzleşmek ve bu labirentte sakince ilerleyip çıkış yolunu bulmak...
 
Bu yüzden insanlık uzun süre dini inançlara ihtiyaç duymuştur.Onları hayata bağlayan ve zinde tutan, anlam katan bir şeye inanmak; hayatta süreklilik sahibi olmalarına yardım etmiştir.Dini inançlar bireyin sosyal yapısını da etkileyen kavramlardır.Müslümanlar için camiiler, sohbetler, tarikatlar toplanma ve sosyalleşme mekanlarıdır.Hristiyanlar için kilise, yahudiler için sinagog gibi de örnekler verebiliriz.

Fakat modern hayat bizi bilime, öğrenmeye, felsefeye yani düşünmeye ittiği için artık dini inanç konusunda daha keskin taraflar oluşturmaya başlıyoruz.İnanca sahip olmak zorunda değiliz.Mantık olarak kalben istemek gerekiyor bu tür inanç işlerinde.
Ama inancımız olmadığı zaman bizi varoluşsal kriz, depresyon ve devamında intihara kadar götürecek felsefi bir çalkantı bekliyor.Cahillikle yaşamayı da tercih edebiliriz.Mutluluğu elde ederiz lâkin, bilgisiz ve düz bir insan olmak; bizi ne sosyal alanda ne de akademik alanda yüksek mertebelere taşır.Bu yüzden öğrenmek ve deneyimlemek gerekir.Bunlarla yüzleşmek ve bu labirentte sakince ilerleyip çıkış yolunu bulmak...
Hayal ettiğim zaman, ahiret hayatına inanmaksızın bu arzu edilen çıkış yolunu bulmak: cidden çok zor. Sonuçta dediğiniz gibi "kalben istemek gerekiyor" bu inanç işlerinde; ve "ahirete inanmayı kalben istemeyi" kenara koyarsak, öyleyse bir başka değere "kalben inanmak" zorunda kalacağız ama hangi değer "ölümle son bulan bir hayat" için yaşatılmaya değer ki?

Anlık zevkler veya iyilikler insanı mutlu edebiliyor ama insanda öyle bir parça var ki, akleden kişiler için geçerli olmak üzere: daha büyük anlamları bulup onlara tutunmazsa: kendi içinde büyük bir açlık çekiyor. Ve düşünerek, tutunacak ne kadar büyük bir değer bulunursa bulunsun: ölümün varlığı, o değerin vereceği lezzeti de kırıp geçiriyor.

Bu sebeple, gerçek anlamda hiç bitmeyen huzur ve anlam (hem de dünyanın tüm kötülüklerine rağmen) benim ulaşabildiğim kadarıyla sadece ahiret inancında.

Not:

Bu inanca kendi kendime araştırarak, düşünerek ulaştım. Yukarıda bahsettiğiniz topluluklara katılsaydım -bilimi seven birisi olarak- belki ben de inanmayanların safında yer alıyor olabilirdim.

Bu konuda söylemek istediğim: Çeşit çeşit grupların inandıkları ve yaydıkları inançlar benzer görünebilir ama gerçekte "her biri farklı bir din" denilecek kadar farklılaşmış durumda. (Hıristiyanlık vb. ile Müslümanlık kıyaslaması değil; Müslümanların kendi içindeki ayrışmalarını kastediyorum.) Bu da "insanoğlunun bire bin ekleme ve sürekli yenilik arama" huyundan olsa gerek.
 
İnanç olmadan zaten hayat anlamsızdır.

Mantıklı ve gerçekçi olalım. "Kendi yaşam anlamımızı bulalım." gibi iyimser bir yaklaşımı doğru bulmuyorum.

İnanç kişinin varoluşsal anlamda bu evrende kendi yerini daha iyi görmesine katkıda bulunuyor. Hatta direkt çözüm olabiliyor. Jung'un arketip psikolojisinde tanrının rolü çok önemli.

Ayrıca arkadaşlarının, sevgilinin vs. sana yaptığı ihanet sende sosyal çekilmeye sebep olmuş ki bu da aslında düşüncelerinin, sorgularının kendine yönelmesine neden olmuş -ki inançsız olunca da ister istemez anlamsızlık başlıyor.

Bundan dolayı hayata bakışını, düşüncelerini kendinden dışarıya yöneltmen daha iyi olabilir.

Yeni sosyal ortamlara gir. Spor yap -ama yalnız değil, birini bul; oradan birileriyle iki kelam edip arkadaş bile olabilirsiniz. Kızılay gibi gönüllü kuruluşlarda gönüllülük yap. Alan elden veren el pozisyonuna geçtiğinde ruhundaki ağırlık azalacaktır ve daha iyi hissedeceksindir.

Ayrıca keyif aldığın aktiviteleri düzenli olarak yap -keyif almasan bile. Keyif almak bir amaç olmamalı. Sadece yap. Sadece yap. Gerisi gelecektir. İnternetten, Discord sunucuları vs., ortak ilgi alanına sahip kişiler bulabilirsin. Bunun yanında Boo gibi uygulamalar da yardımcı olabilir.

Depresif belirtiler gösteriyorsun. Psikiyatriye gitmen faydalı olabilir.

Ayrıca uykuna dikkat et. Gece en geç 00.00'da yat. Çünkü geç uyku, depresif hale bürünmene neden olabilir. Biyolojik etkilerinin yanında geç uyumak psikolojik olarak da etki edebilir:

İnsanlar gündüz aktif gece ise uyur. Ama sen gece de uyanıksın. Bu senin diğer insanlardan, bilinçdışında, ayrışmana ve kendini toplumdan kopuk bir birey olarak gösterebilir. İnsan toplumlar oluşturarak hayatta kalmıştır ama sen bilinçdışında toplumdan kopuk olduğun için hayatta kalmaya odaklı yaşamıyorsun.
 
Sevgili dostum,
Yazdıkların bana bir yas sürecinde olduğunu anımsatıyor. Öyle ki bu yas sürecini öyle veya böyle atlatacaksın. Ancak bu süreçte bir şeyleri yapmak için bir istek veya güdü beklemeniz sürecinizi zorlaştıracaktır. "Yapmak için yapmak" bize yol gösteren bir felsefedir. Bir şeyi yapmak için bir istek yahut arzu duymayı beklemek yerine sadece yapmak sizi içerisinde bulunduğunuz süreçte koruyabilecek bir unsurdur. Faal kalmanız dileğiyle.
 
Bilgisayarı azalt ya da direk hayatından çıkar. Spor yap, ne yaparsan yap dışarı çık (hiçbir şey değilse bir saat yürüyüş yap), yeni arkadaşların olsun, onlarla gez dolaş. Geçmişte sana yaşatılanları kabullenip yeni bir sayfa açmaktan başka bir şansın yok. Hayatın içine katılmadan sorunlarını çözemezsin. Erkek adam evde durmaz, duramaz. Durursa psikolojisi bozulur, bu hep böyledir. Senin içindeki enerjini dışarıda harcaman şart.

Hayatı düşüneceğine biraz kendini düşün. Kendini ikna etme meselesine gelince, telefon ve bilgisayarı hayatından uzaklaştırman seni başka şeyler yapmaya zorlayacaktır.
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı