Ülkemizde agitasyon üzerine kurulmuş bir sistem var. Hep bi kendini acındırma, hep bi yalvarma. 55 video çekildi toplamda, oturup bir gün öğleden sonrayı bu videoları izleyip oylamaya ayırdık. 55 videonun 45 tanesinde insanlar koltuğa veya yatağa veya başka bir yere oturuyor ve kuru kuru anlatıyor.
Orada mükemmel bir PC var. Hayatında görüp göreceğin en üst düzey bileşenler bir araya getirilmiş ama senin bunu kazanmak için yaptığın tek şey, oturup konuşmak. Aslında bunu her daim kolay yoldan köşeyi dönmeye çalışan insanımızın yapısıyla özdeşletirebiliriz. Oturayım, yalvarayım, bilgisayarı bana versinler.
Son bir de birbirine dislike veren zihniyet var. Çirkefliğin de böylesi. Eğer "YouTube beğenileri de önem taşıyacaktır" demeseydik kimse dislike vermeyecekti. Ama birbirini aşağıya çekmek ve rakibini hiç de adil olmayan bir biçimde, centilmenlik dışı bir tavırla yarışmadan elemeye kalkmak gerçekten içler acısı.
Yarışmayı kazanan Şükrü Uğurlutoprak'ın videosuna hep birlikte bakalım:
Öncelikle Şükrü Uğurlutoprak'ı diğer videolardan ayıran en büyük etken, birinci kişi değil, üçüncü kişi anlatım tarzını seçmiş olması. Başka hiçbir videoda kimse bunu akıl edememiş. Bu arada anti-parantez, yarışmaya katılmak isteyenler için DonanımHaber'de çok güzel 5 tane senaryo sundum. Hepsi de mükemmel ve uygulaması çok kolay senaryolardı. Ama dediğim gibi kolay yoldan köşeyi dönmek isteyen insanımıza bu senaryoları uygulamak zor geldi galiba.
Ne diyorduk, Şükrü, üçüncü kişi ağzıyla anlatarak kalabalıktan sıyrıldı. Peki daha sonra ne yaptı? Tek bir odaya, balkona veya mekana bağlı kalmadığını görüyoruz. Video zaten bir internet kafede başlıyor ve dikkatinizi çekerim, siyah beyaz olarak başlıyor. Burada geçmişe bir gönderme de görmek mümkün. "Yıllardır internet kafelerde 2010 oyunlarını oynadım" derken ekrandaki görüntü de bu tabire birebir uyuyor.
Şükrü'nün BF3'ü annesine sorması konusu da bence ince bir espiri. Bazı arkadaşlar "Annen ne anlasın BF3'ten" demişler. İşte nüans da burada, espiri de burada. Ama kime anlatıyoruz...
Videonun devamında, diğer hiçbir videoda olmayan bir nokta daha çıkıyor karşımıza. Republic of Gamers. Hediye olarak verilen bilgisayardaki bütün bileşenler oyun odaklı ve anakart ile kulaklık, Republic of Gamers ailesine ait ürünler. Şükrü Uğurlutoprak bu bağlamda ROG konusuna da değinerek rakiplerinden ayrılıyor.
10 yaşındaki kuzenin kasmalar yüzünden HeadShot çekmesi ve bunun gerçekten uygulanıp videoya kaydedilmiş olması da bu video için epey bir uğraş verildiğinin apaçık göstergesidir.
Facebook sayfasında en çok eleştirilen konu ise Şükrü'nün sadece akrabalarına ASUS'u seviyoruz dedirtmesi olmuş. Soruyorum, katılan yarışmacılar videoda kendilerinden başkasına yer verdiler mi? Kamerayı koy, kayda başla, kaydı bitir, upload et, başvur. 5000 TL'lik bir PC'yi iki tuşa basarak kazanacağınızı sanıyorsanız düşünce yapınızda büyük bir değişikliğe gitmeniz gerekiyor demektir. Şükrü tek tek o kadar insanı kaydetmiş, eczaneye gitmiş, berbere gitmiş, oraya gitmiş, buraya gitmiş. Velhasıl kelam ortaya bir şeyler çıkarmış. Oturduğu yerden masal okumamış.
Hangi video seçilirse seçilsin, kazanamayanlar mutlaka eleştirecektir. Zaten olması gereken de budur. Zira insanlar başvurularını yaparken kendi videolarının en iyi olduğunu düşündükleri için o videoyu YouTube'a koyup başvuruyor. En iyi video kimindi diye sorduğunuzda gelecek cevap açık: benimki! Tüm bunların da ötesinde, kazanan videoya nefret dolu sözler sarf edilmesi, dislike veren zihniyetten beklenebilecek bir şey diye düşünüyorum.
Animasyonlu videoya gelince...
Animasyonlu video, Excel formülü ile yaptığımız hesaplama sonunda (Jüri Notu + Like Sayısı + İzlenme Sayısı) birinci geldi. Aslında o video birinci seçilseydi bazılarının eleştirmeye hiç hakkı olmayacaktı. Zira videolarda "ben şöyle tasarım yapıyorum, böyle tasarım yapıyorum, böyle oyun geliştiriyorum" diyen fakat nedense videolarında hiçbir icraat görünmeyen kişiler için kapak niteliğinde bir video idi Ahmet Yılmaz'ın videosu. Ve sonuç olarak baktığınızda mesajı da veriyordu: bu işi 18 günde yaptım, bilgisayarı verirseniz daha kısa sürede daha güzel işler yapmak istiyorum.
Sürenin uzatılması...
Süre neden uzatıldı? Başvuru sayısı az olduğu için mi? Hiç sanmıyorum. Yapılan başvurular arasında kayda değer bir video olmadığı için olabilir mi? Üstelik facebook sayfasında belirtildi: başvuranlar yeni bir video çekip tekrar başvurabilirler. Ama yukarıda da dediğim gibi herkes koltukta oturarak kazanacağından o kadar emin ki, kimse umursamadı bile...
O zaman ne diyeyim, facebook sayfasında da belirtildiği gibi yeni yarışmalar için ASUS facebook sayfasını takip edin. Hep eleştirdiğiniz Şükrü'nün videosundan daha iyi bir video çekmenize fırsat tanıyacak bir yarışma olur elbet...
Bu arada şunu da belirteyim, bilgisayarı teslim etmek için Adana'ya kadar gittik ve Şükrü'nün o bilgisayarı herkesten çok hak ettiğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Tekrar tebrik ediyorum kendisini.