Bilinç nedir?

devonoir dedi:

Bilinç bence farkındalıktır. Bilinç insanın kendisinin ve çevresinde olanların farkında olmasıdır.

Genişletmek için tıkla...

Hayvan da çevresindekilerin farkında olabilir. Hayvanın bilinci var mıdır ? Bilinç insana özgü müdür ?

Somut, fiziksel maddelerin, ilginç bir şekilde soyutlaşmaya attığı adım. Şimdiye kadar sadece fizik ve kimya kuralları ile hareket eden maddelerin, kendi istekleriyle bir kütleyi (vücudu) hareket ettirebilme yetkisini kazanması. Ve nihayetinde, kendi varlığını algılayabilmesi ve düşünebilmesi.

Evrende, fizik kurallarının var oluşundan sonra, ikinci en büyük fenomen.

dyingme dedi:

Fizikde soyut bir şey olmadığına göre buna sebep olan maddesel bir şey olmalı.

Genişletmek için tıkla...

Düşünce soyuttur. Düşüncenin kaynağı beyindir. Beyin somuttur. Kaynağın somut olması ürünü de somut yapmaz. Ya da ürünün soyut olması kaynağı da soyut yapmaz. Bu yönden dediğiniz şey doğru bir bakıma. Bilincin kaynağı somut fakat kendisi soyut. O zaman somutluktan soyutluk çıkabiliyor ya da soyutluktan somutluk. O zaman bu kavramlar karşıt olmak yerine aslında iç içeler. Ama konumuz bu değil. Konuyu fazlasıyla dağıttım.

Iori Yagami dedi:

Düşünce soyuttur. Düşüncenin kaynağı beyindir. Beyin somuttur. Kaynağın somut olması ürünü de somut yapmaz. Ya da ürünün soyut olması kaynağı da soyut yapmaz. Bu yönden dediğiniz şey doğru bir bakıma. Bilincin kaynağı somut fakat kendisi soyut. O zaman somutluktan soyutluk çıkabiliyor ya da soyutluktan somutluk. O zaman bu kavramlar karşıt olmak yerine aslında iç içeler. Ama konumuz bu değil. Konuyu fazlasıyla dağıttım.

Genişletmek için tıkla...

Soyut ve somut kavram tanımları edebiyat/felsefe ve fen alanlarında farklıdır. Edebiyat/felsefe alanında sevgi elle tutulmaz gözle görülmez. Fen alanında sevgi nörolojik ve kimyasal olgularla açıklanabilir. Ve gözlemlemek mümkündür. İkisi arasındaki farkı kaçırmayın. Yanlış tanımladığınız sorunun doğru cevabını bulamazsınız.

Her insanda olmayan, hatta birçoğunun hiç ihtiyaç duymadığı bir şeydir.
Özellikle Türkiye gibi Ortadoğu ülkelerinde.

Bilinç = frontal lob. Beyninizin verilerini biliç olarak şeye dönüştüren yer...

Ne kadar gelişmiş frontal lobunuz varsa (kimi durumlarda büyüklük oranı kullanılır) o kadar çok bilinciniz vardır. Ancak frontal lob beynin diğer bölümleri olmadan hiçtir. Eğer frontal lobunuz beynin diğer bölümleri olmadan bir şekilde hayatta kalabilseydi, yine de bir bilince sahip olamazdınız. Frontal lob beynin geri kalanından gelen bilgileri işler ve bilince dönüştürür.

Tanrı_Misafiri dedi:

Soyut ve somut kavram tanımları edebiyat/felsefe ve fen alanlarında farklıdır. Edebiyat/felsefe alanında sevgi elle tutulmaz gözle görülmez. Fen alanında sevgi nörolojik ve kimyasal olgularla açıklanabilir. Ve gözlemlemek mümkündür. İkisi arasındaki farkı kaçırmayın. Yanlış tanımladığınız sorunun doğru cevabını bulamazsınız.

Genişletmek için tıkla...

Siz de benimle aynı şeyi söylüyorsunuz mutluluğun kaynağı ve nedeni serotonin hormonudur. Ama mutluluk elle tutulamaz, gözle görülemez. Ama kaynak elle tutulur gözle görülür. Aynı rüya gibi. Fen bilimleri böyle konularda üründen ziyade kaynağa yönelirler çünkü soyut bir kavramın araştırılması mümkün değildir ama bu kavramın nedenleri araştırılabilir. Kaynağın somut olması ürünün soyutluğuna etki etmez.

Iori Yagami dedi:

Siz de benimle aynı şeyi söylüyorsunuz mutluluğun kaynağı ve nedeni serotonin hormonudur. Ama mutluluk elle tutulamaz, gözle görülemez. Ama kaynak elle tutulur gözle görülür. Aynı rüya gibi. Fen bilimleri böyle konularda üründen ziyade kaynağa yönelirler çünkü soyut bir kavramın araştırılması mümkün değildir ama bu kavramın nedenleri araştırılabilir. Kaynağın somut olması ürünün soyutluğuna etki etmez.

Genişletmek için tıkla...

Hayır size katılmıyorum. Fen alanında kaynağın somut olması yeterlidir. Kaldı ki fen soyut kavramların hiçbirini kabul etmez. Fen alanı materyalisttir. Madde olmak zorundadır. Soyut kavramı tamamen edebiyat ve felsefenin ürünüdür. Bunlar da bilime müdahale edemez.

Örneğin yer çekimi. Göremez ve duyamazsın. Dokunarak hissedemezsin. Koklayamaz ve tadamazsın. Ancak yer çekiminin varlığından haberdarız.
Bir cismi yere bıraktığında ona etki eden kuvveti algılayamazsın. Algılayamadığın için ona etki eden kuvvete soyut diyemezsin. Yer çekimini edebiyatla açıklamaya çalışsan bile başaramazsın. Çünkü vardır ve maddelere etki eder.

Tanrı_Misafiri dedi:

Hayır size katılmıyorum. Fen alanında kaynağın somut olması yeterlidir. Kaldı ki fen soyut kavramların hiçbirini kabul etmez. Fen alanı materyalisttir. Madde olmak zorundadır. Soyut kavramı tamamen edebiyat ve felsefenin ürünüdür. Bunlar da bilime müdahale edemez.

Örneğin yer çekimi. Göremez ve duyamazsın. Dokunarak hissedemezsin. Koklayamaz ve tadamazsın. Ancak yer çekiminin varlığından haberdarız.
Bir cismi yere bıraktığında ona etki eden kuvveti algılayamazsın. Algılayamadığın için ona etki eden kuvvete soyut diyemezsin. Yer çekimini edebiyatla açıklamaya çalışsan bile başaramazsın. Çünkü vardır ve maddelere etki eder.

Genişletmek için tıkla...

Yerçekimi ile düşünce tamamen farklı şeylerdir. Yerçekimi bir kuvvettir yani bir büyüklüğü vardır fakat düşünceler bize etki etmez, büyüklükleri yoktur. Bir nesnenin soyut olabilmesi için sadece 5 duyu organıyla algılayamamak yetmez. Bilim zaten madde ile ilgili araştırma yaptığı için soyut kavramlara yoğunlaşmaz. Bilim mutluluğu ya da düşünceyi açıklamaz çünkü açıklayamaz. Bilime göre mutluluk yoktur. Bu durumda ise bilim somut bir nesne olan kaynağa yönelir. Yani bilim bilinci açıklayamaz onun yerine bilincin nereden çıktığını açıklayabilir. Beyin ile ilgili araştırmalar yapabilir akılla ilgili araştırmalarda bulunamaz.

Emin55 dedi:

Hayvanın bilinci var mıdır? Bilinç insana özgü müdür?

Genişletmek için tıkla...

Vardır ve insana özgü değildir. Neredeyse tüm canlılar düşünür, sorgular ve plan yapar. Düşünme yetisi olmayan canlının hayatta kalma şansı çok zor. Sinir sistemi sahip her canlı düşünür ve bilinç sahibidir. Hayvanlarda Baldwin etkisi nedir ona bakabilirsin.

Diğer türlerle iletişimden kaynaklı Homo Sapiens türünde de bilinç oluşmuşa benziyor. İnsanın bilinç evrimi ile beyin evrimi aynı paralelikte olmuştur. Bunun sebebi de beyinde oluşan biyokimyasal tepkimelerdir. Beynimizdeki her "karar" ve "düşünce", duyu organlarımız aracılığıyla aldığımız kimyasal ve fiziksel tepkilerin beyinde tetiklediği biyokimyasal reaksiyonlardan ibarettir. Aslında bizler "karar" almayız. Bizler, sadece beynimizi tetikleriz, beyin bizim tetiklememiz doğrultusunda bazı tepkimeler geçirir (cascade) ve bunun sonucunda salgılanan kimyasallar, yine beynimiz tarafından "düşünce" olarak algılanır. Ancak ortada "yaratılmış" hiçbir şey yoktur. Her şey, algıdan ibarettir.