Bir hamam böceği öldürürsen kahraman, bir kelebek öldürürsen katil cümlesi nasıl açıklanır?

Bence tamamen çevreden gördükleriyle alakalı. Henüz küçük bir bebeğin hamam böceğine de, kelebeğe de aynı tepki verdiğini büyük ihtimalle (küçük kardeşimden biliyorum) görmüşsünüzdür. Peki büyüdükçe tavırları neden değişiyor? Tabii ki de diğer insanların tepkileri yüzünden değişiyor. Çocuk büyürken yetişkin birisi hamam böceğini görünce "ıyyy" der, olumsuz tepkiler gösterir, çocuktada hamam böceği için olumsuz tepkiler doğmaya başlar. Yetişkin biri kelebek görür, olumlu tepkiler gösterir, çocukta olumlu tepkiler gösterir. Neredeyse %100 eminim ki bir çocuk hamam böceğine olumlu tepkiler verilen, kelebeğe olumsuz tepkiler verilen bir ortamda yetişmiş olsaydı, bu çocuk büyüdüğünde kelebekten iğrenir, hamam böceğinden hoşlanırdı.
 
Bence tamamen çevreden gördükleriyle alakalı. Henüz küçük bir bebeğin hamam böceğine de, kelebeğe de aynı tepki verdiğini büyük ihtimalle (küçük kardeşimden biliyorum) görmüşsünüzdür. Peki büyüdükçe tavırları neden değişiyor? Tabii ki de diğer insanların tepkileri yüzünden değişiyor. Çocuk büyürken yetişkin birisi hamam böceğini görünce "ıyyy" der, olumsuz tepkiler gösterir, çocuktada hamam böceği için olumsuz tepkiler doğmaya başlar. Yetişkin biri kelebek görür, olumlu tepkiler gösterir, çocukta olumlu tepkiler gösterir. Neredeyse %100 eminim ki bir çocuk hamam böceğine olumlu tepkiler verilen, kelebeğe olumsuz tepkiler verilen bir ortamda yetişmiş olsaydı, bu çocuk büyüdüğünde kelebekten iğrenir, hamam böceğinden hoşlanırdı.
Bir yere kadar haklısın. Görüşünü takdir ettim iyi gözlem ama eksikleri var. Çocukken kendi halimizde büyüyen varlıklar olmadığımızdan ailemize muhtacız. Haklı olduğun kısım neyi görürsek onu yaparak adapte olup hayatta kalmak zorundayız. Bu, ailemizle olan zevklerimizi dahi benzerleştiriyor. Fakat bir noktadan sonra tıpkı bir ceylanın doğduktan sonra koşması ve aslana hayran olmaması, ondan kaçması gerektiğini zaten bilmesi gibi bir evreye giriyoruz. Ne yazık ki hayvanlardan zeka yönünde üstün olsak da bu yönde üstün değiliz. İşte birey evresine girdiğimizde neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlıyor ve ona göre hareket ediyoruz. İşlevsel olan, amacımıza hizmet edenleri sevmeye yatkın varlıklarız. Bence olması gereken budur. Gerisi basit fantaziler olur. Paylaştığım yazımda işlevselliğin estetik yargılarımıza doğrudan etki ettiğinden bahsetmiştim. Bakmanı tavsiye ederim. Ve gözlemini beğendim. Ama bir de bu çerçeveden bakmanı tavsiye ederim.
 
Benim demek istediğim varlığı reddeden birinin örneğini vermek, karşı tarafın yanlış yönde araştırma yapmaya sevk edebilir.
Varlık derken Tanrı'dan bahsediyorsanız, "evet" reddediyor. Doğaya ait olanı savunuyor Nietzsche. Doğaüstünü hor görüp, kötülüyor.

Daha iyilik, kötülük kavramını açıklayamıyorken konu sahibini Nihilizm ile tanıştırırsanız, sular bulanır.
Zaten Nietzsche "Übermensch-Üstinsan"ı yarattığında bunu belirtiyor. Mevcut ahlâki sistem çöktüğünde insan, bu durumu kaldıramayacak, savrulacak, hiçliğe, boşluğa düşecektir. Ancak, o zaman ahlâki evrimini tamamlayıp Üstinsan olacaktır.

E tabi bu durumda ödevi olan arkadaşımız ve bu foruma üye olan insanlar ahlâki olarak ne kadar güçlüdür bilemem tabi.. Umurlarında mı? -Onu da bilemem.

The Sunset Limited kitabında BEYAZ(Profesör) karakterinin şöyle bir tiradı var;

"Kardeşlik, adalet, sonsuz hayat.. Bana insanı hiçliğe ve ölüme hazırlayan bir din göster. İşte ona dine katılabilirim. Senin dinin insanı hayallerle, yanılgılarla, yalanlarla dolu başka bir hayata hazırlıyor. İnsanları bir gün bile olsa ölüm korkusu olmadan yaşamamaya mahkum ediyor. Her neşenin üstüne karanlığın gölgesi çöküyor. Her yolun, her aşkın, her arkadaşlığın yolu ölüme çıkıyor."

Ondan bahsediyorum. Nietzsche'nin iyilik dediği, bizim bildiğimiz iyilik değil.
Hocam, yukarıda "Efendi ve Köle Ahlâkı"ndan bahsettiniz. Efendi ve köle bildiğiniz üzere bir metafordur. İyi, Nietzsche'ye göre Efendi Ahlâkı'na sahip olanlardır. Zoruna gitse de doğruyu söyleyen yapandır.

Yani, yapılacak işin temelidir. Peki herkesin böyle olması mümkün müdür? -Hayır. Peki böyle olmasını ister miydik? -Yine hayır.
 
Son düzenleme:
Çok detaylı bir şey yazamayabilirim ama bu konuda insanlardan örnek vermek istiyorum. Mesela uzun yıllardır orta doğu ve Afrika'da insan ölümleri herkesin malumu fakat yakın zamanda Ukrayna - Rusya krizinde ölen sivillere Avrupalıların çok daha hassas tepki verdiğini gördük.
 
Hamam böceği zararlıdır, mikrop taşır, pislikte gezer. Zararlı bir şeyi ortadan kaldırmak iyi bir şeydir. Kelebek faydalıdır, çiçeklerin, bitkilerin üremesinde büyük rol oynar. Mantıken yanlış bir felsefi soru olmuş.
 
Hamam böceği zararlıdır, mikrop taşır, pislikte gezer. Zararlı bir şeyi ortadan kaldırmak iyi bir şeydir. Kelebek faydalıdır, çiçeklerin, bitkilerin üremesinde büyük rol oynar. Mantıken yanlış bir felsefi soru olmuş.
Bunun bir metafor olduğunu biliyorsunuz değil mi? Burada ikisine de böcek gözüyle bakılıyor. Yararları ya da zararları tartışılmıyor.

Bu mantıkla bundan sonra kimseye "Aslanım, aslan gibi, kurt gibi...." tabirleri kullanmamanızı tavsiye ediyorum o zaman. Sonuçta ne kadar güçlü olsalar da yırtıcılar. Ormanda mı yaşıyoruz? Biyolojik olarak farklı canlılarız.
 
Hamam böceği zararlıdır, mikrop taşır, pislikte gezer. Zararlı bir şeyi ortadan kaldırmak iyi bir şeydir.

Suç ve ceza denkliğine gider bu. Ortada kasıt var mıdır? Ya da hamam böceği eyleminde bilinçli midir?

Bir hamam böceği öldürürsen kahraman sayılırsın, bir kelebeği öldürürsen katil sayılırsın. Ahlakın estetik kaygıları vardır.

Bu sürekli tekrarlanır ve ısrarla öğretilirse tabii ki ahlakın parçası olur. Çünkü ahlak dediğiniz, takdir ile ilişkilidir. Takdir de öğreti ile direkt bağlıdır. Hangi olgu yüksek tondan daha fazla ses ile tekrarlanırsa, ona uyulması hâliyle gelişen fikir de toplumsal ahlakın bir parçası olacaktır.
 
Biri Cehennem hayvanı diğer Cennet hayvanı. Aradaki farkı anlarsın burdan. Şuanda varlar diğer kat semada. Bilmediğimiz dolu türü vardır daha. Sade dünya değil olay yani. Yılan ve kuş daha iyi örnek.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı