Cennetin Sıkıcı Bir Yer Olması

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Orada sıkılmak diye bir şey yok, çünkü dünyadaki gibi üzüntü verecek buna sebep olacak hiçbir şey yok. Cennette her zaman yeni şeyler göreceksin ve sıkılmak diye bir şey olmayacak. Yani insan sürekli bir şekilde heyecan ve sevinç içinde olacaktır. Allah'ın kudreti ile her gün yenilenen ve bu yenilikle değişen bir çehre ve araçlara kavuşan haliyle cennet, sence nasıl sıkılacak bir yer olabilir!
 
Cennette sıkılmak, üzülmek, keder, haset gibi kötü duygular yoktur. Bunlar sadece dünyaya özgü şeylerdir. Cennet sonsuz nimetle doludur, öyle ki oradakilerin bir anı bir anını tutmayacak.
 
"o çocuğun zihinsel engeli var o yüzden sınava tabi değil." Zihinsel engeli var kısmını düşünüyor sadece.
Cennete de o zihinsel engelle gidecekse benim için sıkıntı yok, haklı ancak benim gibi olacaksa, her türlü imkandan yararlanabilecekse ben enayi oluyorum 70 yıl sürünerek. Çok tuhaf bir kafa. Bir de önceki sayfalarda sorguladığından bahsediyordu. Din sorgulamaya açık değil, dindarsan istediğin kadar sorguluyorum de eninde sonunda bir yerde "Allah öyle yaratmış/uygun görmüş"e geliyorsun mecburen. Dinler sadece belli sınırlar içinde sorgulanabilir, o sınırın dışına çıkartmaz seni.
 
Ben de bunu diyorum işte, okuduğunu anlamıyor musun? Bunun haksızlık, adaletsizlik olduğundan ve kaideyi gayet de bozduğundan bahsediyorum. O dediğin gibi imtihana tabi olmadan cennete giriyor ama cennetten diğer herkesle aynı şekilde faydalanıyor. Bu sana adil geliyor mu?
Öncelikle Allah yaptığı iş ve fiilerinden sorumlu tutulmaz ve hesaba çekilmez. Mülkün sahibi mülkünde dilediği gibi tasavvur edebilir ve dilediği gibi yaratabilir. Zira benim elimde 100 milyon param varsa bu para bana aittir ve kimse bunu nasıl harcayacağıma ve kullanacağıma karışamaz. Kimsenin bu para üzerinde bir emeği de yoktur ki ben falanca yere falanca şekilde kullandığımda bana kalkıp hak iddia edip adaletsizlik yaptığımı söylesin. Biz insanlar bu yüzden bedenlerimiz üzerinden bir hak iddia edemeyiz. Zira ne para verdik ne de emek. O yüzden Allah dilediğini yapar ve bu yaptığından sorumlu değildir. Ancak insan yaptığından sorumludur. Allah küçük yaşta ölen çocukları direk cennetine alır, evet. Çünkü onlar imtihana uğramamıştır. Sorduğun sorunun cevabına gelecek olursak; Allah insanlardan üstün ve konumları değişmeyen melekleri de yaratmıştır ve onlara da nimetlerini vermiştir ve onları imtihana tabi tutmamıştır. O yüzden bizler kalkıp "Melekler imtihana tabi tutulmadan nimet görüyorlar ama biz imtihana tabi tutuluyoruz" diyemeyeceğimiz gibi, çünkü Allah'ın melekleri imtihan yaşasınlar diye yaratmadığını biliyoruz, aynı şekilde küçük çocuklar imtihana tabi tutulmadığında da melekler gibi hüküm giyer. Ancak bu insanın tutulduğu imtihanın adaletsiz ve haşa ve kella yersiz olduğunu göstermez. Çünkü her şeyin kendi çapında bir hikmet ve nedeni vardır. Ve yaşayan insanlar geçirdiği imtihanlarda alacağı kararları tamamen kendi hür irade ve seçimleriyle alırlar ve onlara da bir adaletsizlik yapılmaz. Çünkü yaşayıpta cehenneme giden insan çaresizliğinden dolayı değil tamamen kendi seçim ve tercihlerinin yanlışlığından dolayı cehenneme gitmiştir. Peki küçük çocukların imtihan olmadan cennete gitmesi ama diğer insanların yaşaması meselesinde küçük çocukların doğmasının hikmeti ne o zaman direk cennete gidemezler mi, elbette gidebilirler. Allah imtihan sistemi içinde her şeyi birbirine bağlamıştır. Melekler gibi imtihana tabi tutulmayıp nimetlendirilecek bir çocuğu yaratır ancak canını alarak onun "Anne babasını" imtihan eder. Sistem böyle işler. Ve çocuğun anne babası bu vesileyle "Canlarınızla mallarınız evlatlarınızla imtihan olmadan cennette girebileceğinizi mi zannediyorsunuz" ayetine mazhar olurlar ve imtihan sistemi içinde görünürde erken ölen çocuklar, aslında anne babasının imtihanı için yaratılmıştır.
 
Her istediğin olduğu gibi yaşadıklarını unutma isteğin de geri çevrilmeyeceğinden sorun yok.
 
Önceki sayfalarda belirtmiştim. Bize verilen akıl çerçevesi içerisinde sorgulayabiliyoruz.
Sana verilen akıl çerçevesinde değil, izin verilen konular çerçevesinde sorgulayabiliyorsun. Az önce sorduğum sorunun tek cevabı var "Allah öyle uygun görmüş biz bilemeyiz" şeklinde. Bu da sınır oluyor işte. Bu sınırı geçersen, adaletsizlik olduğunu kabul edersen dinle çelişmiş, kafir olmuş oluyorsun. İstediğin kadar sorguladığını iddia et sadece dinin içinde dönüp duruyor, kendini kandırıyorsun. Bu da senin seçimin, bize herhangi bir söz düşmez tabii.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
@Shimada Sensei, tamamen kendi seçimimle bu yolu seçtim. Kaldı ki zamanında seninki gibi tereddüte düştüğüm zamanlar da oldu, doğru yolu bulduğumu düşünüyorum. Tabii ki diğeri de senin seçimin, bana da bir şey demek düşmez. Dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı