Coğrafya kader midir?

Durmazzali47

Hectopat
Katılım
20 Kasım 2021
Mesajlar
750
Çözümler
1
Bu sorunun cevabına normalde evet derdim ancak şu an çekimser kalmak mecburiyetindeyim. Neden?
Coğrafya şüphesiz ki tüm canlıların ve daha modern kabul ettiğimiz insan topluluklarının üzerinde çok büyük bir etkiye sahiptir. -hatta belki de en büyük etkiye sahip olan da coğrafyadır-

Sonuçta deniz kenarında yaşayan topluluklara dağda yaşayan, çölde yaşayan ve Tundra'da yaşayan, ormanda yaşayan ve bozkırda yaşayan toplulukların yaşantısı, kültürleri, dinleri, dilleri, düsünüş şekilleri, gelenekleri ve daha pek çok şeyleri elbette ki farklı olacaktır. Ancak Cem Toker'in de dediği gibi "coğrafya kader diyorsunuz ama bir Kuzey Kore'ye bak bir de Güney Kore'ye". Öyle ki deniz kenarında yaşayan bir topluluk anca balık tutmayı becerirken diğer bir topluluk ise filolar kurabilir -kaldı ki örnekleri vardır- yani coğrafi şartlar çok benzer olsa da bir topluluk diğerinden çok daha üstün bir konuma erişebilir. Çünkü coğrafya "imkanlar grubunu" teşkil eder ve bu imkanları kullanmak da toplumların zeka ve iradesine bağlı bir şeydir.

Yani "Ne yaparsın? Coğrafya kader işte. Orta doğu toplumundan ne beklersin?" diye düşünmek tam anlamıyla boş bir bahanedir. Toplumlar başarısızlığının gerekçesini coğrafya olarak gösteremezler. Elbette ki her coğrafyanın imkanları farklıdır, Fransa ve Türkiye'deki gelişim süreci bir olamaz. Ancak coğrafya gelişime engel değildir. Demin de söylediğimiz gibi coğrafya bir imkanlar grubudur ve toplumlar bu imkanları en iyi şekilde değerlendirmek için çaba sarf etmelidir.

En azından ben böyle düşünüyorum. Siz nasıl düşünüyorsunuz?
 
Bu sorunun cevabına normalde evet derdim ancak şu an çekimser kalmak mecburiyetindeyim. Neden?
Coğrafya şüphesiz ki tüm canlıların ve daha modern kabul ettiğimiz insan topluluklarının üzerinde çok büyük bir etkiye sahiptir. -hatta belki de en büyük etkiye sahip olan da coğrafyadır-

Sonuçta deniz kenarında yaşayan topluluklara dağda yaşayan, çölde yaşayan ve Tundra'da yaşayan, ormanda yaşayan ve bozkırda yaşayan toplulukların yaşantısı, kültürleri, dinleri, dilleri, düsünüş şekilleri, gelenekleri ve daha pek çok şeyleri elbette ki farklı olacaktır. Ancak Cem Toker'in de dediği gibi "coğrafya kader diyorsunuz ama bir Kuzey Kore'ye bak bir de Güney Kore'ye". Öyle ki deniz kenarında yaşayan bir topluluk anca balık tutmayı becerirken diğer bir topluluk ise filolar kurabilir -kaldı ki örnekleri vardır- yani coğrafi şartlar çok benzer olsa da bir topluluk diğerinden çok daha üstün bir konuma erişebilir. Çünkü coğrafya "imkanlar grubunu" teşkil eder ve bu imkanları kullanmak da toplumların zeka ve iradesine bağlı bir şeydir.

Yani "Ne yaparsın? Coğrafya kader işte. Orta doğu toplumundan ne beklersin?" diye düşünmek tam anlamıyla boş bir bahanedir. Toplumlar başarısızlığının gerekçesini coğrafya olarak gösteremezler. Elbette ki her coğrafyanın imkanları farklıdır, Fransa ve Türkiye'deki gelişim süreci bir olamaz. Ancak coğrafya gelişime engel değildir. Demin de söylediğimiz gibi coğrafya bir imkanlar grubudur ve toplumlar bu imkanları en iyi şekilde değerlendirmek için çaba sarf etmelidir.

En azından ben böyle düşünüyorum. Siz nasıl düşünüyorsunuz?
Bilgiye erişim olduğu sürece coğrafya (kişiye) kader değildir, bir zorluk veya kolaylık olabilir. Kişinin bilgiye erişimi yoksa orası onun kaderidir. Kuzey Kore halkının çoğunluğunun bulunduğu durum gibi.
 
Bu sorunun cevabına normalde evet derdim ancak şu an çekimser kalmak mecburiyetindeyim. Neden?
Coğrafya şüphesiz ki tüm canlıların ve daha modern kabul ettiğimiz insan topluluklarının üzerinde çok büyük bir etkiye sahiptir. -hatta belki de en büyük etkiye sahip olan da coğrafyadır-

Sonuçta deniz kenarında yaşayan topluluklara dağda yaşayan, çölde yaşayan ve Tundra'da yaşayan, ormanda yaşayan ve bozkırda yaşayan toplulukların yaşantısı, kültürleri, dinleri, dilleri, düsünüş şekilleri, gelenekleri ve daha pek çok şeyleri elbette ki farklı olacaktır. Ancak cem Toker'in de dediği gibi "coğrafya kader diyorsunuz ama bir Kuzey Kore'ye bak bir de Güney Kore'ye". Öyle ki deniz kenarında yaşayan bir topluluk anca balık tutmayı becerirken diğer bir topluluk ise filolar kurabilir -kaldı ki örnekleri vardır- yani coğrafi şartlar çok benzer olsa da bir topluluk diğerinden çok daha üstün bir konuma erişebilir. Çünkü coğrafya "imkanlar grubunu" teşkil eder ve bu imkanları kullanmak da toplumların zeka ve iradesine bağlı bir şeydir.

Yani "ne yaparsın? Coğrafya kader işte. Orta doğu toplumundan ne beklersin?" diye düşünmek tam anlamıyla boş bir bahanedir? Toplumlar başarısızlığının gerekçesini coğrafya olarak gösteremezler. Elbette ki her coğrafyanın imkanları farklıdır, Fransa ve Türkiye'deki gelişim süreci bir olamaz. Ancak coğrafya gelişime engel değildir. Demin de söylediğimiz gibi coğrafya bir imkanlar grubudur ve toplumlar bu imkanları en iyi şekilde değerlendirmek için çaba sarf etmelidir.

En azından ben böyle düşünüyorum. Siz nasıl düşünüyorsunuz?

Şu an siyasete girmek istemem ama malum partı gelmeden önce biz. Daha iyi yerlerdeydik birkaç. İstisna hariç. Ama pasaportun varsa bekleme.
 
Ben "coğrafya kaderdir" sözünü toplumlar için kullanıyorum. Toplumların bu kişilikleri nasıl oluşturduğunu tam olarak bilmiyorum, tarihe baktığımda ben genel olarak bir toplumun uzun zamandır hep aynı özellikleri taşıdığını görüyorum.
Bu, sandığımızdan daha karışık bir olay.
Örneğin Araplar neden böyle?
Çünkü coğrafya, Arap öyle bir ortamda büyüyor. Kendini bildi bileli böyle gördüğü için kişiliği de ona göre oluşuyor. Coğrafya, kişilik oluşumundaki en etkili etkenlerden.
Kökleşmiş. Kökünden nasıl değiştirebilirsin?
 
Kökleşmiş. Kökünden nasıl değiştirebilirsin?
Toplumun özünü değiştiremezsin ama yukarıda dediğim gibi bu o toplum için başka bir imkanlar grubunu açıyor. Arap coğrafyası zamanında bilimin beşiği idi. Yani ellerinde imkanları doğru değerlendirip çok çok daha iyi yerlere gelebilirler, özlerini de korurlar.
 
Ben aralarında denge olduğunu düşünüyorum coğrafya kader olduğu kadar insanın iradeside vardır. Kimilerinde coğrafya ağır basar onların yasasıyla kendini kapatır kimisi kendi iradesiyle öne çıkar kimsenin başaramadığını başarır.
 
Coğrafya kaderdir sözü kısmen doğru kısmen de yanlış. Örneğin Coğrafya kaderdir denerekten çalışılmazsa bu tamamıyla ahmaklıktır. Afrika kıtası ile Avrupa kıtası arasında dağlar kadar fark var mesela. Afrika kıtasındakiler de Avrupa kıtasında doğmak isterdi. Bu durum aslında düşük gelirli kişilerin söylediği bir şey. Durumu iyi olan kişilerin pek söylediğini göremeyiz.
 
Büyük bir etkendir, tamamıyla kaderdir denilemez ama tam tersi de denilemez.

Mesela Antarktika'da doğan birisiyle Almanya'da doğan birisinin aynı imkanlara sahip olabilmesi imkansız.
Yada Türkiye'nin tarihine bakacak olursak sessiz sakin yaşamasının imkanı yok, çok kritik bir noktada çünkü. Aynı şekilde Afrika, bol petrollü ve dokunulmadan kalmasının imkanı yok.

Ancak bunun anlamı, Türklerin daha sakin bir yerde yaşayan birisinden daha fazla çalışıp çabalayıp bu eksiyi artılarla nötrlemek yada durdurmak. Mülteci sorunu mu var mesela bir zahmet sınırları kapat.

Ama yine de, tamamiyle kader değildir.
1724027384457.png
Bu karşılaştırma da başta kulağa mantıklı gelse de aslında çok da mantıklı değil. Kuzey'in yine coğrafyasını ele alacak olursak, Çin ve Rusya'yla sınırları var. E tabii, üstlerinde baskı da var. Güney ise Japonya'ya daha yakın ve dolayısıyla Kuzey komünist, köle, diktatörlükle yönetiliyor Güney ise daha modern ve batı yanlısı.

Şimdi tam olarak yine kader değil, bakacak olursanız topluca bir ayaklanma başlasa Kuzey'de yıkabilirler diktatörlüğü, bakarsanız böyle bir seçenekleri de var.
 
coğrafya gelişime engel değildir.

Bal gibi de engeldir.

Vakti zamaninda Amerika'dan onemli bir sirkete kabul aldim, Turkiye'den calisabilmem icin bana 2-3 tane elektroniz cihaz gonderdiler. ( Authenticator tarzi ufak arac gerecler ).

Gumruk kanunlari vs sebebiyle gecmedi gumrukten. Benimle birlikte kabul alan diger Avrupali muhendisler projede calismaya basladilar, ben baslayamadim. Cunku devlet vergisini yiyemedigi hicbir elektronik cihazi sana vermiyor. ( 2. el kategorisinde laptop vs gonderilemiyor )

Sonuc olarak benim vizem yoktu o zamanlar ve ben gidemiyordum, onlarin ya da benim vize almam aylar surecekti. Proje benim icin hayal oldu. Tek kabahatim TC vatandasi olmam.

Benzer sekilde bugun Afrika'da totosu ciplak bir kabilede olsaydik bunu yazabilecek bilgisayarimiz dahi olmayacakti.

Gelismek isteyen azmeder her turlu bir yolunu bulur ama cografyanin ya da genel olarak sinifsal farkliligin cok cok onemli bir faktor oldugu gercegini yanlislamiyor bu durum.

Bu mesaji okuyan lise ogrencilerinin %95'i aileden zengin degilse Turkiye sinirlari icinde kendi maaslariyla ev + araba alamayacaklar. Bu cografyanin gelisimi baltalamasi degil de nedir?
 
@bitwise Anadolu toprakları tarih boyunca içinde yaşayan toplumlara düşük refahlı ve istikrarsız bir yaşam sunsa idi dediğiniz doğru olabilirdi. Sizin bahsettiğiniz sorunların suçlusu coğrafya yani bu memleketin dağı taşı, ırmağı, ovası, yer şekilleri, jeopolitik konumundan değil içinde yaşayan milletten kaynaklanan sorunlar. Türk halkı 2005-2014 zamındaki düzelmeyi de gördü, şuanı da görüyor. Niye o zaman düzeliyorduk? Bir Avrupa Birliği coşkusu vardı, adalet güçlüydü, 2007-2008'e kadar Kemal Derviş'in doğru ekonomik reformları uygulanmıştı vs. Ama ne yaptık, tüm bunları güzelce bozduk. Bunun sebebi coğrafyamız değil, biziz. Bu coğrafya sana "burada her türlü kötü olacaksın" demiyor. İyi ya da kötü olmak bizim elimizde.

Ayrıca ben konuyu bireysel olarak değil, toplumsal olarak inceliyorum. Toplumların bozamyacağı kaderleri olmaz. Sizi ve o bahsettiğiniz %95'lik kesimi bu hâllere getiren Anadolu değil, Türkiye Devletinin attığı yanlış adımlar. Yani buradaki kader ananızın ve babanızın Türk olması. Bu milletin içinde olmanız.

Ha bu da kader mi? Değil. İtaatkar, umursamaz ve bencil bir toplum olmak zorunda değiliz. Bugün övdümüz Batı bu günlere lay lay laaay diyerek gelmedi. Adamların ülkesinde enflasyon %2 artsa, halk sokağa dökülüyor bizde neler neler oldu tık yok. Hükûmet bunun rahatlığıyla her ay zam açıklıyor zaten.
E birimiz de çıkıp diyor muyuz "yahu bu böyle olmaz, ben isyan edeceğim." Demeyiz çünkü benciliz. Umrumuzda mı ki? İçeri düşme korkusu fasa fiso, üşengeçlikten ve bencillikten isyan eden bir toplum değiliz. Hakbuki yapamadığımız şey mi? Yoo bu millet gezi olaylarını da gördü yani. 13 milyon kişi sokakta ne demek? Bu sayı Avrupa-Amerika'da bile olmamıştı. İstesek oluyor yani onu demeye çalışıyorum. Bu kadar büyük çaplı olmak zorunda da değil. Eğitim müfredatı bile ne hâle geldi, halk sokağa döküldü mü? Birkaç sendika ve biraz öğretmen o kadar.

Hani Namık Kemal diyor ya:
"Bizde bu hâl ile, bizden büyük olmaz düşmen"
Ne coğrafya düşmanımız ne de herhangi bir devlet. Biz kendimizi bu hallere getiriyoruz. Bir kişi ömrü boyunca çalışıp ev+araba alamıyorsa ve buna rağmen hâla itaatkar yaşıyorsa, ben etliye sütlüye karışmam diyorsa müstehâkdır. Ben de öyleyim he, hepimiz böyleyiz. Ve böyle oldukça kendi talihimizi kara çizmeye devam ederiz. Biz bu kafayla Britanya coğrafyasında olsak, orayı da bozarız.
 
Son düzenleme:

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı