Dil seçmek mantıklı mı?

Aga ben de yan iş olarak çevirmenlik yapıyorum da ben pek bağdaştıramadım. Ben formasyon eğitiminin çok kritik olduğunu söylemeye çalışıyorum. Pediaktrik psikoloji eğitimi alıyoruz 4 sene boyunca, öğretmenlik açısından fazlasıyla kritik bir şey çocukların hayatına etki ediyoruz, bu pediatrik psikoloji eğitimi 2 dönemde alınan 9 dersten ibaret değil. Mikrolarımızda hocalarımız ince eleyip sık dokurdu. Öğretmenlikte formasyon harici eğitim dersleri de görüyorsun, edebiyat dersi edebiyatı derslerine nasıl entegre edeceğini, linguistics dersi derslerinde dil bilimini nasıl kullanacağını anlatıyor örneğin, bunun dışında 30 küsur ders daha var formasyonlar dışında hepsi 4-18 yaş aralığına nasıl ders vermen gerektiği ile ilgili. Dediğimi anlatabilmişimdir umarım.

Hiçbir meslek eğitime bakmaz tecrübeye bakar zaten, dediğim gibi kaliteli bildiğim bütün hocalar neredeyse dil edebiyattan ve tercümanlıktan çıkma, mesleğe başladığın an o saydığın teorik şeyler uçup gidecekler zaten. Fazla toz pembe kalacaklar. Anlatmaya çalışmayacağım bir çocuk sınıfında torpil patlatınca veya veli gelip benim çocuğumun notları niye böyle diyerek seni azarlayınca anlarsın. Ben çevremden ve annemden biliyorum bu saydıklarınızın boş kovadan ibaret olduğunu.

Bu arada bari bende kendi bölümümü zorluklarını sayayım, binbir çesit çeviri türü var, bunların hepsini geçtim çeviri bilimin incelikleri var, anadilden hedef dile çeviri ve aradilden hedef dile çeviri arasında fark nedir? Metin türleri, hedef kitle, size yetişkin edebiyatından bir içerik verirler bunun 12 yaş çocuk edebiyatına çevirisini isteyebilirler. Çevirmen nere gerekli nere gereksiz hepsini düşünür. Bunların üstüne çeviri sürecinde her şey önemlidir, kelime seçimi, hangi içeriğin tutulup hangi içeriğin kalacağı hedef metin mi yoksa kaynak metin odaklı mı olacağı vs. tek tek saysam size 5 yıl lazım. Bizimde derdimiz var o konuda, az buçuk İngilizce öğrenmiş tipler, öğretmenler tutup çeviri yapıyor. Dizi, film çeviriyorlar, metin çeviriyorlar. Lafını biz yiyoruz, yok Türkçe içerik sevmiyorum, oyunları ingilzce oynuyorum türkçeleri berbat diye. Oysaki onu ben çevirmedim. Fansublar çevirdi, öğretmenler çevirdi, çeviri bilimden zerre haberi olmayan insanlar çevirdi. Bunlar arasında işini hakkıyla yapan yok mu var elbette bir sürü vardır. Yani kısacası meslekler birbirlerinden öyle bıçak gibi ayrılmıyor bu dil bölümlerinde.
 
Son düzenleme:
Yorumlarınız için teşekür ederim. Öğretmenliğe sıcak bakmamamın sebebi özgüvensizliğimdi. Yazdıklarınızı okuyunca biraz ısındım öğretmenliğe lakin bu özgüvensizlik sorununu nasıl çözebilirim? Sizde yaşadınız mı hiç? 40 kişinin önünde ders anlatacağım diye düşününce bile korkuyorum.
 
Aga ben de yan iş olarak çevirmenlik yapıyorum da ben pek bağdaştıramadım. Ben formasyon eğitiminin çok kritik olduğunu söylemeye çalışıyorum. Pediaktrik psikoloji eğitimi alıyoruz 4 sene boyunca, öğretmenlik açısından fazlasıyla kritik bir şey çocukların hayatına etki ediyoruz, bu pediatrik psikoloji eğitimi 2 dönemde alınan 9 dersten ibaret değil. Mikrolarımızda hocalarımız ince eleyip sık dokurdu. Öğretmenlikte formasyon harici eğitim dersleri de görüyorsun, edebiyat dersi edebiyatı derslerine nasıl entegre edeceğini, linguistics dersi derslerinde dil bilimini nasıl kullanacağını anlatıyor örneğin, bunun dışında 30 küsür ders daha var formasyonlar dışında hepsi 4-18 yaş aralığına nasıl ders vermen gerektiği ile ilgili. Dediğimi anlatabilmişimdir umarım.
Hocam anlıyorum demek istediğinizi fakat biz de edebiyat bölümlerinde sizin düşündüğünüz gibi zaten öğretmenlikle sıfır alakalı dersler almıyoruz. Dersimize giren öğretim görevlileri de farkında mezun olacakların neredeyse hepsinin öğretmen olacağından o yüzden öğretmen yetiştirir gibi yetiştiriyorlar bizi. Bizim de öğretmenlikle alakalı derslerimiz var örneğin edebiyat ve dil öğretimi, bu derste sadece ders planı hazırlayıp ders anlatmıştık mesela ya da uygulamalı dilbilim bu derste de öğretmenlikle alakalı çok fazla şey gördük öğrendik daha bu şekilde olan bir kaç dersim daha var aklıma gelmeyen. Anlatmak istediğim edebiyat bölümünde düşündüğünüz gibi sadece Shakespeare anlatılmıyor :D
 
Hiçbir meslek eğitime bakmaz tecrübeye bakar zaten, dediğim gibi kaliteli bildiğim bütün hocalar neredeyse dil edebiyattan ve tercümanlıktan çıkma, mesleğe başladığın an o saydığın teorik şeyler uçup gidecekler zaten. Fazla toz pembe kalacaklar. Anlatmaya çalışmayacağım bir çocuk sınıfında torpil patlatınca veya veli gelip benim çocuğumun notları niye böyle diyerek seni azarlayınca anlarsın. Ben çevremden ve annemden biliyorum bu saydıklarınızın boş kovadan ibaret olduğunu.

Bu arada bari bende kendi bölümümü zorluklarını sayayım, binbir çesit çeviri türü var, bunların hepsini geçtim çeviri bilimin incelikleri var, anadilden hedef dile çeviri ve aradilden hedef dile çeviri arasında fark nedir? Metin türleri, hedef kitle, size yetişkin edebiyatından bir içerik verirler bunun 12 yaş çocuk edebiyatına çevirisini isteyebilirler. Çevirmen nere gerekli nere gereksiz hepsini düşünür. Bunların üstüne çeviri sürecinde her şey önemlidir, kelime seçimi, hangi içeriğin tutulup hangi içeriğin kalacağı hedef metin mi yoksa kaynak metin odaklı mı olacağı vs. tek tek saysam size 5 yıl lazım. Bizimde derdimiz var o konuda, az buçuk İngilizce öğrenmiş tipler, öğretmenler tutup çeviri yapıyor. Dizi, film çeviriyorlar, metin çeviriyorlar. Lafını biz yiyoruz, yok Türkçe içerik sevmiyorum, oyunları ingilzce oynuyorum türkçeleri berbat diye. Oysaki onu ben çevirmedim. Fansublar çevirdi, öğretmenler çevirdi, çeviri bilimden zerre haberi olmayan insanlar çevirdi. Bunlar arasında işini hakkıyla yapan yok mu var elbette bir sürü vardır. Yani kısacası meslekler birbirlerinden öyle bıçak gibi ayrılmıyor bu dil bölümlerinde.

Hacı olay tecrübe olsa bizim zamanımızdaki lise ortaokuldaki 50 60 yaşındaki hocalarımızdan iyisi olmazdı. Pedagojik eğitimi küçümsemeyin. Sizin mantığınızla gidersek çünkü bizim bölümde de 2 dönem çeviri dersi var biz de sizin bölümle eşit olmalıyız. Çeviri ve öğretmenlik diye 2 ayrı bölüm açıldıysa iki bölüm sırf aldığı iki ekstra dönem ders yüzünden birbirine eşdeğer olmamalı.

Hocam anlıyorum demek istediğinizi fakat biz de edebiyat bölümlerinde sizin düşündüğünüz gibi zaten öğretmenlikle sıfır alakalı dersler almıyoruz. Dersimize giren öğretim görevlileri de farkında mezun olacakların neredeyse hepsinin öğretmen olacağından o yüzden öğretmen yetiştirir gibi yetiştiriyorlar bizi. Bizim de öğretmenlikle alakalı derslerimiz var örneğin edebiyat ve dil öğretimi, bu derste sadece ders planı hazırlayıp ders anlatmıştık mesela ya da uygulamalı dilbilim bu derste de öğretmenlikle alakalı çok fazla şey gördük öğrendik daha bu şekilde olan bir kaç dersim daha var aklıma gelmeyen. Anlatmak istediğim edebiyat bölümünde düşündüğünüz gibi sadece Shakespeare anlatılmıyor :D

Hocam benim demek istediğim bu değil, benim çeviri de edebiyat da okuyan arkadaşım var. Derslerin gidişatını biliyorum ama ben 4 senede 30 micro 100'den fazla ders planı yazdıysam bu bölümlerde yarısı kadar bile yapılmıyor. İngilizce bilen öğretmenlik yapsına döndü olay, sistem çok yanlış işliyor.
 
Hocam benim demek istediğim bu değil, benim çeviri de edebiyat da okuyan arkadaşım var. Derslerin gidişatını biliyorum ama ben 4 senede 30 micro 100'den fazla ders planı yazdıysam bu bölümlerde yarısı kadar bile yapılmıyor. İngilizce bilen öğretmenlik yapsına döndü olay, sistem çok yanlış işliyor.
Aynı fikirde değiliz hocam öğretmenlik bölümünde doğal olarak öğretmenlik adına daha fazla şey yapıyorsunuz fakat biz de lay lay lom bir şekilde öğretmen olmuyoruz yani sadece İngilizce bildiği için öğretmen olmuyor insanlar sonuçta biz de pedagojik dersler alıyoruz. Ayrıca pedagojik dersleri bir kenara bırakırsak edebiyat okuyan bir kişinin İngilizce öğretmenliği okuyan bir kişiden İngilizce olarak daha donanımlı bir şekilde mezun olacağını düşünüyorum.
 
İlköğretim Matematik okuyan birisi olarak eğitim fakültesi okumak zor değil ama biraz uğraştıran bir iş. Kesinlikle zor değil ama okurken de tecrübe kazanmak, okuduğun bölüme hitap eden yaş aralığının olduğu kurumlarda tecrübe edinmek ve kariyer açısından akademisyenlere yakın olmak çok önemli. Yine okunan bölüme göre -tabii ki not ortalamasına göre de- çift ana dal da yapılması yine zor olmayan bir fakülte. Meslekte ne kadar zorlanacağınız aslında KPSS'de ne aldığınız ile de biraz alakalı çünkü görev yapacağınız muhitin sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel seviyesi öğrenci ve daha önemlisi veli profilini çok etkiliyor. Bu yüzden öğretmenlik yapmak bence kişiye göre zor olup olmamakla beraber görev yapılacak yerin seviyesine göre de kolaylaşıp zorlasaşabiliyor.
 
Aynı fikirde değiliz hocam öğretmenlik bölümünde doğal olarak öğretmenlik adına daha fazla şey yapıyorsunuz fakat biz de lay lay lom bir şekilde öğretmen olmuyoruz yani sadece İngilizce bildiği için öğretmen olmuyor insanlar sonuçta biz de pedagojik dersler alıyoruz. Ayrıca pedagojik dersleri bir kenara bırakırsak edebiyat okuyan bir kişinin İngilizce öğretmenliği okuyan bir kişiden İngilizce olarak daha donanımlı bir şekilde mezun olacağını düşünüyorum.

Hocam bilmiyorum daha önce özel sektörde çalıştınız mı ama son dediğim size yönelik bir şey değildi. Sırf native olduğu için işe alıyorlar milleti sıfır pedagojij eğitim. Sizin son dediğiniz tam olarak benim dediğim şeye çıkıyor, edebiyat öğrencisi ingilizce olarak daha donanımlı mezun çıkar, öğretmenlik öğrencisi öğretmen olarak daha donanımlı çıkar. Aslında aynı fikirdeyiz.
 
Bu arada bari bende kendi bölümümü zorluklarını sayayım, binbir çesit çeviri türü var, bunların hepsini geçtim çeviri bilimin incelikleri var, anadilden hedef dile çeviri ve aradilden hedef dile çeviri arasında fark nedir? Metin türleri, hedef kitle, size yetişkin edebiyatından bir içerik verirler bunun 12 yaş çocuk edebiyatına çevirisini isteyebilirler. Çevirmen nere gerekli nere gereksiz hepsini düşünür. Bunların üstüne çeviri sürecinde her şey önemlidir, kelime seçimi, hangi içeriğin tutulup hangi içeriğin kalacağı hedef metin mi yoksa kaynak metin odaklı mı olacağı vs. tek tek saysam size 5 yıl lazım. Bizimde derdimiz var o konuda, az buçuk İngilizce öğrenmiş tipler, öğretmenler tutup çeviri yapıyor. Dizi, film çeviriyorlar, metin çeviriyorlar. Lafını biz yiyoruz, yok Türkçe içerik sevmiyorum, oyunları ingilzce oynuyorum türkçeleri berbat diye. Oysaki onu ben çevirmedim. Fansublar çevirdi, öğretmenler çevirdi, çeviri bilimden zerre haberi olmayan insanlar çevirdi. Bunlar arasında işini hakkıyla yapan yok mu var elbette bir sürü vardır. Yani kısacası meslekler birbirlerinden öyle bıçak gibi ayrılmıyor bu dil bölümlerinde.
Muhabbeti bölüyorum kusura bakmayın :) ancak bir sorum olacaktı. Dil bölümünden mezunum ve bu sene üniversiteye yerleşeceğim. Hacettepe tercümanlık hedefimdi ancak ufak farkla kaçırıyorum. Gelmezse odtü veya hacettepe öğretmenlik yazacağım. Ardıl, simultane, medikal çeviri tarzında dersler görmek istiyorum acaba ek olarak alabilir miyim bu tercümanlık derslerini? Veya öğretmenlikte de bu dersler var mı? Mütercim tercümanlık alanında gelişmek istiyorum kısacası.

Diğer hocalarım da yanıtlayabilir.
 
Muhabbeti bölüyorum kusura bakmayın :) ancak bir sorum olacaktı. Dil bölümünden mezunum ve bu sene üniversiteye yerleşeceğim. Hacettepe tercümanlık hedefimdi ancak ufak farkla kaçırıyorum. Gelmezse odtü veya hacettepe öğretmenlik yazacağım. Ardıl, simultane, medikal çeviri tarzında dersler görmek istiyorum acaba ek olarak alabilir miyim bu tercümanlık derslerini? Veya öğretmenlikte de bu dersler var mı? Mütercim tercümanlık alanında gelişmek istiyorum kısacası.

Diğer hocalarım da yanıtlayabilir.
Her üniversitenin ders programı ayrı hocam. Bende ticari basın ve ab metinleri üzerine aldım. Eş zamanlı çeviri teknikleri dersimiz de vardı
Hacı olay tecrübe olsa bizim zamanımızdaki lise ortaokuldaki 50 60 yaşındaki hocalarımızdan iyisi olmazdı. Pedagojik eğitimi küçümsemeyin. Sizin mantığınızla gidersek çünkü bizim bölümde de 2 dönem çeviri dersi var biz de sizin bölümle eşit olmalıyız. Çeviri ve öğretmenlik diye 2 ayrı bölüm açıldıysa iki bölüm sırf aldığı iki ekstra dönem ders yüzünden birbirine eşdeğer olmamalı.
Maalesef görüşlerimiz apayrı benim gözümde maalesef eğitim derslerinin çoğu teorik dersler. Zaten bende sana onu diyorum sen aldığın 2 dönem dersle ek çeviri işi yaparken benim aldığım formasyon dersine laf etmeyin. Çeviri yaptığını sananlar yüzünden benim mesleğim kötüleniyor ben laf etmiyorum. 2 sene formasyon vermediler diye öğretmenlikte açık oluştu zaten.
 
Maalesef görüşlerimiz apayrı benim gözümde maalesef eğitim derslerinin çoğu teorik dersler. Zaten bende sana onu diyorum sen aldığın 2 dönem dersle ek çeviri işi yaparken benim aldığım formasyon dersine laf etmeyin. Çeviri yaptığını sananlar yüzünden benim mesleğim kötüleniyor ben laf etmiyorum. 2 sene formasyon vermediler diye öğretmenlikte açık oluştu zaten.
Alanımız dil olunca iş imkanları aslında geniş oluyor sen mütercim mezunusun sadece çevirmenlik yapacaksın demek de saçma öğretmenlik okuyan birisine sadece öğretmenlik yapacaksın demek de saçma edebiyat okuyan birisine neden formasyon veriyorsunuz demek de saçma bana kalırsa...
 

Geri
Yukarı