İlk paragrafının son cümlesinde aynen beni anlatmışsın. Ben 377 puan kazandım ve nitelikli olan bir sağlık lisesine niteliksiz olarak girdim, şu an sınıftaki herkes cahil -eğitimsiz- insanlardan oluşuyor. Ne zaman bir şey söylemeye kalksam ya sözüm kesiliyor ya da söz hakkı tanınmıyor zaten. Sağ olsun bu güzel eğitim sistemimiz nitelikli liseleri niteliksiz hale getirdi.Bir öğrenci olarak bende eleştiri yapmak istiyorum. Yıllardır bizi köpek gibi çalıştırıp; her türlü sosyal etkinlikten mahrum bırakarak bizleri iyi yerlere getirme hayalleriyle kendilerini kandırıyorlar ve bizleri de heba ediyorlar. Velilerin aklını yıkıyorlar ve sadece öğretmenlerin dediğini doğru ve yapılması gereken şey olarak kabul ettiriyorlar. Bazen gece yatıp gece kalkıyoruz, günün büyük bir kısmını okulda geçiriyoruz; peki eve gelip ne yapıyoruz? Ders ders ve yine ders... Gecemiz gündüzümüz ders oluyor. Sıkılıyoruz, daralıyoruz ama zorla baskı yapıp çalıştırıyorlar. İki, üç yılını sadece dersle geçiriyorsun bir sınavı kazanmak için. Sınav günü yaklaşıyor, eğitim sistemini değiştiriyorlar. Bu nedenle de sınavı kazanamayıp 1 yıl daha hazırlanmak zorunda kalıyorsun hatta LGS'ye giren kardeşlerimizin tek hakkı olduğu için bunu bile yapamıyorlar. Hak etmediği kötü liselerde sürünüp kalıyorlar.
Kendi yaşantımdan örnek vermek istiyorum. Bir biyoloji öğretmenimiz var. Sözde aşırı iyi bir anne ve öğretmen. Daha 2. sınıfa giden çocuğuna gece gündüz ders çalıştırıyormuş. Evden televizyonu kaldırmış. Çocukların hiçbir şekilde teknoloji ve oyunla yakınlaşmasına izin vermiyormuş. Yaptığı iyi bir şey gibi bizlere ve velilerimize böbürlene böbürlene anlatıyor. Düşünsenize o çocuğun yerinde olduğunuzu. Daha küçücük yaşta üzerinizde bu kadar baskıyla yaşadığınızı. Sonra da çocuklar niye ders çalışmıyorlar diye suçu biz de arıyorlar. Bir de ortaokulda çok sevdiğim bir matematik öğretmenim vardı. Onun sayesinde belkide matematiği sevmişimdir. Her zaman bize şunları söylerdi:
"Çocuklar; sosyalleşin, gezin, tozun, eğlenin. Hayat dersten ibaret değil. Biz demiyoruz ki hiç ders çalışmayın. Ama ders çalışmaktan da vazgeçmeyin. Bu eğitim sisteminde günün yaklaşık 1/4'ünü okulda geçiyorsunuz. Fakat yinede başarısız olan çocuklar Türkiye'de çok var. Öğrenme yeri okuldur. Bir şeyi zaten okulda öğrenemiyorsanız evde hiç öğrenemessiniz ya da eksik öğrenirsiniz. Bence sizin bunları öğrenememenizde ki asıl sebep sizlerin zekası ve kapasitesi değil, eğitim sisteminin yanlış ve eksik olması."
Halen aklımdan çıkmaz bu söz, çıkacağını da sanmıyorum. Bence bu konu Technopat'ta başa sabitlenmeli herkes bir fikir sunmalı ve birleşerek bu fikirleri desteklemeliyiz. Bir şeyler yapmalıyız fakat bunları yaparken kimseninde hayatıyla oynamamamız gerek.
İkinci paragrafındaki anlattığın öğretmenine benzer bir öğretmenim vardı benim de. Zaten ben onun sayesinde okumaya ve meraklanmaya başladım yoksa ondan öncesinde kitap okumanın, bilgi edinmenin saçma olduğunu düşünürdüm. Sağ olsun hayatımın gidişatını değiştirdi belki de o değerli öğretmenim.
Forum sitesinin başına bu konunun sabitlenmesinin faydası olacağını düşünmüyorum çünkü sadece eğitim sistemi değil, her sistem halkın düzenin bozacak ve halkın fikrini almayacak şekilde tasarlanıyor. Böyle bir ülkenin düzelmesinin tek yolu ise zihniyetten geçer. Daha iyi bir eğitim lazım çocuklara. Eğitim, anne karnından çıkmakla birlikte başlamıştır zaten.