Eğitim sisteminden bıktım

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Teori; Bilimsel deney ve gözlemlerle test edilen ve sağlam bir temele sahip AÇIKLAMA
Evrim pek de deney ve gözlemlerden geçemiyor ama neyse :D

Kanun: Bir şeyin olduğuna ve nasıl olduğuna dair KANIT

Şimdi git çıldır ötede.

Evet pirim tembelliğinize ... Burada sızlanıp iğneyi kendine batırmayan herkes için geçerli.

Sana göre doğru değil. Bana göre doğru. Konu kapandı.

Çünkü insanlığın ömrü milyarlarca yıl değil hatta milyonlarca da değil. Karbon testi ile yapılan testler yer altı suları havadaki karbonun aktivasyonu ile yanlış sonuçlar çıkarıyor ortaya .
Olması gerekenden daha fazla değerler...

Bunu yine bilim kanıtlayacak. Geliştikçe. Aynı evrenin genişlemesi gibi...

Arapça okunuyor çünkü ilk Araplara inmiş. Sonra da evrensellik kazanmış. Dünyanın her yerinde ezanı duyan anlar. Ama sen farklı dilde okusan ülkendeki müslüman bir yabancı turist anlamayabilir.
Irkçılık yapmaya gerek de yok.
Sen Türkçe dersen yarın Kürt de Kürtçe diyecek. En iyisi kurcalamamak...
"Evrim bir doğa yasasıdır (kanun/ilke). Bu doğa yasasının neden ve nasıl çalıştığını açıklayan bilgiler bütününe Evrim Teorisi adı verilir."

Türkçe konuşulan bir yerde bunu istemekte ne var?

Evrenin genişlemesi olayı da ilk önce keşfediliyor ama neyse.

Bir yandan acaba neden Araplara indi? Ya da neden bir şey indi?
 
Yasa mı? Zorlama istersen.
İslam Türkiye'ye değil tüm Cihana hitap eder.
Namazda gözünüz yok ezanla derdiniz ne bırakın namaz kılanlar karar versin buna.
Neden kitap okuyoruz? Öğrenmek için. İşte bu yüzden indi.
Evrenin genişlemesi 632 yılından önce mi keşfedildi. :D
Kuran 632 de tamamdı çünkü.
 
Yasa mı? Zorlama istersen.
İslam Türkiye'ye değil tüm Cihana hitap eder.
Namazda gözünüz yok ezanla derdiniz ne bırakın namaz kılanlar karar versin buna.
Neden kitap okuyoruz? Öğrenmek için. İşte bu yüzden indi.
Evrenin genişlemesi 632 yılından önce mi keşfedildi. :D
Kuran 632 de tamamdı çünkü.
Kesin genişleme yazıyordu orada.

Neyse daha bu konuda yazmayacağım. Bir şeye yaramıyor.
 
Senden yıldığımı mı sandın :D

Kimseyi rahatsız etmek istemem en başında arkadaşına da söyledim ama anlamadı.
Belli ki insanlar kısır atışmalardan rahatsız oldu.

Sen biraz evril öyle gel ok.
 
Dine inanmayan bir insan neden ezanın Türkçe olması gerektiğini düşünür? Arapça olunca noluyor zaten şu anda da serbest istersen Türkçe de okuyabilirsin.
İşte bağnazlık budur. Kendi düşünceni başkasına dikte etmekten kendini alamıyorsun.

Klasik sol görüşlü bağnazlar gibi Atatürk e sığındın oysa benim sözüm geometri kitabı yazan Atatürk'e değil ki. Size, tembelliğinize...

Bir balinayı google da bulup yazman yarım saat sürdü. Evrimcilerin bu iddiaları yetersiz ve genelde çarpıtma. Her sene ara ürün sunarlar sonra sahte olduğu çıkar. Eğer bir gün kanıtlarlarsa zaten evrim kanun olur. Yer çekimi Kanunu gibi... Ben inanmıyorum inanmadığım şeye niye zaman harcayayım.

Ben Kimya Mühendisiyim. Enerji üzerine çalışıyorum. 10 yıldır, Kah devlet hizmetinde kah devleti temsilen özel firmalarla...
Daha geçenlerde NDK Uzman Yardımcılığı sınavına girdim. 1 ay önce VHKİ de ilk sırada aldıkları kişiyi bu sefer asil olarak aldılar beni ise yedeğe yazdılar. Vicdanlarını rahatlatmak için.
Çünkü o kişi bir siyasi partinin Ankara eski yöneticisinin akrabası imiş.
Yani haksızlık her yerde, herkese olabiliyor.

Benim derdim fetva vermek değil sen inancıma saldırıyorsun ben de savunuyorum.
Ben bir oğlan bir kız babasıyım.
Ve çocuk istismarına idam istiyorum.

Kutsal sahifeler Hz Adem'e Şit'e de verildi.
Sümerler de pek tabi bunlardan esinlenerek kendi hikayelerini, destanlarını türetti.


Bana Kurana bak demeyin arkadaşlar ben baktım hala da bakıyorum. Kuran'da bilimle uyuşmayan ayetler varsa ya bilimsel sonuç yanlıştır güncelleme gerekir ya da ayeti biz yanlış yorumluyoruzdur.

Ayrıca Kuran bilimsel bilgilerden ziyade sosyolojik bir kitaptır. İnsan ilişkilerine, İnsanın Yaratıcı ile ilişkilerine daha çok yer verir.
Ve bir çok yerde siz aklınıza danışmaz mısınız der.
Kurana ve İslam'a haksızlık etmeyin lütfen.

Sperm örneğinde insanın tenasül uzuvlarına işaret edilir her şeyi en ince ayrıntısına kadar yazsa Kuran kaç kitap olurdu.
Türklerin ülkesi olan Türkiye'de neden bağıra bağıra Arapça bir şeyler okunsun ki? Asıl bu soruya odaklanmak lazım. Zaten; ben Müslümanım, ben hoş görüyü savunuyorum diyen cahil insanımız ezanın hatta ve hatta çok fazla okudukları -ailemin şüphelenmemesi için benim de fazla okuduğum- Fatiha suresinin anlamını dahi bilmezler. Aslında Arapça bir şeylerin bağıra bağıra okunması kesinlikle yasaklanacak fakat bunun için de bilinçlenmek lazım. Gerçekleri sadece bir avuç insanın değil, her insanın kabullenmesi lazım. Benim bu amacım sana göre bağnazlıktır fakat tekrar söylüyorum: Bağnazlık kelimesinin anlamını öğren ağabey.

Ama "1937 yılından sonra..." dediğin şey Atatürk'e ve laikliğe sallamaktı, neden inkar ediyorsun? Gel dürüst ol "Müslüman" kardeşim. Atatürk'e sığınmak gibi bir amacım olsaydı zaten bu tartışmanın en başında konuyu Atatürk'e getirirdim fakat Atatürk'ü bu saçma işin içine sokan kişi sensin.

Ben bu balina olayını zaten biliyordum fakat mesajı sonradan gördüğüm için maalesef geç yazdım. Ayrıca sen sanırım insanların haklılığını hızlı konuşmalarına ve yazmalarına bağlıyorsun. Sana o kadar üzüldüm ki... Ben diğer insanlara düşüncelerimi aktaracağım zaman iki kez düşünüp aktarıyorum senin gibi dilime geleni sallamıyorum klavye delikanlısı yiğidim benim. Bilimsel bir yazıyı çarpıtma olarak yorumlayacağına daha fazla araştır ondan sonra yaz "hızlı klavye delikanlısı" yiğidim benim. Sen bir fikre inanmıyorsun diye o fikir neden yalan olsun? Önemli olan objektif bakış açısı ile onu araştırmak ve doğru sonuçlara varmaktır fakat sen bunu beceremiyorsun (becerip doğru yolu bulman dileğiyle.).

Böyle bir ülkede zaten önüne geleni bilim insanı ya da çok bilgili kabul ediyorlar şaşırmamak lazım fakat böyle bir işe imza attıysan seni tebrik ederim kardeşim.

Kız çocuğun var bak, lütfen objektif bir şekilde tekrar oku inandığın kutsal kitabı ve bilim kitaplarını. Sen de göreceksin bazı tutarsızlıkları bu inandığın kitaptaki.

Fakat senin destan dediğin o Sümer yazılarının tıpkısı kutsal kitapta da geçiyor fakat yalnızca çok ufak değişiklikler ile.

Kutsal kitabındaki bilgiler uyuşmadı deyince böyle işin içinden sıyrılamazsın. Bilimsel bilgiler kabul görmeden önce defalarca gözden geçirilir ve bu tüm insanlığa duyurulur. Eğer sen "Ayetleri yanlış yorumlamışız aslında." dersen bu eğip bükmek olur, lütfen böyle bir hataya düşme ve gerçek manada düşün. Tekrar söylüyorum: Objektif ol.

Fakat kutsal kitabın doğru olduğunu ve Allah'ı kanıtlamak için "Evet, bakın burada kutsal kitabımız şunu belirtiyor! İşte bu Kuran'ın bilimsel olduğuna dair kanıtlar." gibi sözler söylüyorlar. Madem sosyal yaşantıyı konu alan bir kitap, neden bilimselmiş gibi gösterip bizi bu yalana inandırmaya çalışıyorlar? Bu soruya da doğru düzgün bir yanıt bul lütfen.

Ayrıca şunu da söylemeliyim ki Kuran'a göre akıl değil kalp düşünür. Dikkat ettiysen okurken sürekli "Kalbiniz, kalbiniz!" diye hitap eder Allah. Bu da Mısırlılara kadar dayanır. Mısırlılar önceden hasta olan insanları -bir hastalık vardı fakat şu an aklımda değil- şifaya kavuşturmak için burunlarından uzunca bir alet uzatırlar, istemeden o insanların ölümüne sebep olurlardı. Çünkü onlara göre önemli olan kafa içerisindeki organ -beyin- değil, kalpti.

Son kısımda söylediğin söz eğip bükmek oluyor işte. Orada apaçık bir şekilde "sıvıdan" bahsediyor. Sıvıyı bebek diye yorumlamayın.

Evrenin genişlemesi diyorsun da o kitapta yazan bilgi genişlemeyle alakalı değil zavallı dostum. Muhammed, Araptı ve Arap coğrafyasında yaşamış bir kişiydi. Araplar, göğe baktıkları zaman sanki onun genişlediğine dair çıkarımlarda bulunmuşlardır. Çünkü gökyüzündeki bulutlar ve yıldızlar sanki hareket ediyormuş hatta ve hatta genişliyormuş gibidir. Hareket ettikleri doğrudur fakat genişledikleri maalesef yanlıştır. Peki şöyle bir soru soracağım: Madem Kuran bize bunları önceden bildirmiş, o zaman neden bu bilimsel keşif yapılmadan önce tüm dünyaya evrenin genişlediği duyurulmadı da sonradan bu bilimsel keşif ortaya çıkınca çeneleri kapalı olan Müslüman kardeşlerimiz bir anda çenelerini açtı? Önceden söyleselerdi de biz de bilseydik bunun böyle olduğunu.

Ezanı duyan herkes anlar diyorsun da bizim halkın %90'ından fazlası ezanın hatta Fatiha suresinin anlamını bilmiyor, sen kime yalan fırlatıyorsun buralarda? Turist bir adam Arapça bilecek fakat Türkçe bilmeyecek, bu saçmalık! Ezan Türkçe okunduğu zaman bazı Kürtler karşı çıkar diyorsun da Arapça diline karşı çıkılmazken neden Türkçe diline karşı çıkılsın? Sizin Türkçe dili ile alıp veremediğiniz nedir? Türk olmaktan gurur duyuyorum diyorsunuz fakat Türkçe ezana karşı çıkıyorsunuz, bu nasıl bir çelişkidir? Bence bu konuyu biraz daha kurcalayalım, tabii cesaretin varsa. Burada haksız çıkacak kişi yine sen olacaksın haberin olsun.

Sen kendine yeni bir din kurmuşsun onu yaşa.
@Tolga Samet bu konuyu kapatmanızı rica ediyorum sizden.
@Recep Baltaş bu konuyu kapatabilir misiniz? Kirlilik yaratıyor da.
 
Son düzenleme:
Sondan gidelim sen ezanı Türkçe olarak Kürtlere dikte edersen adam bunun baskı olduğunu söyleyecek ve Kürtçe isteyecek ki haklı da. Arapça devam edersen bak adamlar Türk, Arapça okuyorlar diyecek o da itaat edecek.

İnsanların anladıkları şey Arapça değil, Arapça Ezan. Şu an dünyada Müslüman herkes Arapça Ezanı bilir. Ama sen Türkçe yaparsan İran Farsça yaparsa ezan amacından uzaklaşır.
İbadet etmen gereken bir Tanrının varlığına inanmıyorsun, sanane inananların çağrısından, ibadetinden?
Burası Türk yurdu evet ve bu Türklerin ekserisi İslama inanıyor, hala bağnazlık peşindesin.
1000 yıldır ezan Arapça okunuyor Arap mı olduk.

Kuranda yazan basbayağı Big Bang le alakalı ve bunu sen de çok iyi biliyorsun.
"ve evren’i (göğü) kuvvetimizle kurduk, muhakkak ki onu genişletmekteyiz. (zariyat suresi 47. ayet) "

Bunu dillendiren İslam alimleri mevcuttur fakat asıl etkisi çağımızda kanıtlanması ile olmuştur.

Sıvı nereden çıkıyor mübarek?

(Ey kavmim, buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Ücretim beni yaratana aittir. Akıl etmez misiniz?) [Hud 51]

(Geceyi gündüzü, Güneş’i, Ay’ı sizin istifadenize vermiştir. Yıldızlar da Onun emrine boyun eğmiştir. Bunlarda, akıl edenler için dersler vardır.) [Nahl 12]

(Size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve süsüdür. Allah katında olanlar ise, daha iyi ve devamlıdır. Akıl etmez misiniz?) [Kasas 60]

Sanırım bunlar yeterli akıl etme ile ilgili...

Laiklik 1937 de geldi. Bunu yazdım ne var bunda. Atatürk'ü kalkan edinen sendin.
Keşke sen de kitap yazsan Geometri olmasın Trigonometri olsun seninki de mesela.

Kuranın duvar süsü olduğu konusunda sana katılıyorum meal ve tefsiri halkımız tarafından es geçiliyor genel bir papağanlık durumu mevcut millette.

Sana niye yalan söyleyeyim işimle ilgili. Ne geçecek elime?

Aileni karşına al dürüstçe fikirlerini paylaş.
Başkasından duymasınlar.
 
İlk paragrafta söylenen argümanın çok saçma olduğunu sende biliyorsun güzel kardeşim :) Daha fazla debelenip burada kendini küçük düşürme de kabullen şunu. Arapça yerine Türkçe okunmalı çünkü Türk ülkesinde yaşıyorsun. Türkiye Cumhuriyeti devletinin dini yoktur, bireylerin dini vardır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmi dili Türkçedir. Bu argümanda anlamadığım nokta şu: Arapça okunan bir şeye karşı çıkılmazken -özellikle de Türk ülkesinde ve bağırarak- neden Türkçe'ye karşı çıkılsın? Adam gibi cevap istiyorum bu soruya, öyle bahanelerle bir kenara atıp durma.

Anlamını değiştirmeyecek şekilde çevirisi doğru düzgün yapılır, insanlar önüne sunulur. Fakat ben sizin korkunuzu anlıyorum: Eğer insanlar ezanı Türkçe olarak duyup anlarlarsa bu sefer Kuran denen kitaba da merak duyup onu da okuyacaklar ve gerçekleri görecekler. Gerçeklerden bu kadar korkma, oku ve gör. Arap mı olduk diyorsun; evet, maalesef Arap olduk. Arap kültürünü benimsersen, benliğinden uzaklaşıp başkalarının düşüncelerini kutsal görürsen başka millete benzemeyi bırak ona dönüşürsün zaten. Araplar, Osmanlı'yı kötüleyen dizi çektiler. Ben bunu hak ettiğimizi düşünüyorum çünkü sen onların fikirlerini kutsal sayıp inanırsan, itaat edersen olacağı bu. Az bile yapmışlar, daha da kötülesinler de insanların aklı başına gelsin ve okumayı öğrensinler.

Keşke ayet denen masal cümlelerinde bunun detaylarını da söyleyebilseymiş bizim Muhammed.

Ailemin bu konuda şüpheleri olduğu doğru fakat başka kişilerden duyma ihtimalleri bayağı bir az çünkü ben bu sırrımı sadece iki arkadaşım ile paylaştım. Zamanı geldiğinde -liseden mezun olduğumda veya belirlediğim en kısa zaman diliminde- bunu onlara açıklayacağım.
 
Bir öğrenci olarak bende eleştiri yapmak istiyorum. Yıllardır bizi köpek gibi çalıştırıp; her türlü sosyal etkinlikten mahrum bırakarak bizleri iyi yerlere getirme hayalleriyle kendilerini kandırıyorlar ve bizleri de heba ediyorlar. Velilerin aklını yıkıyorlar ve sadece öğretmenlerin dediğini doğru ve yapılması gereken şey olarak kabul ettiriyorlar. Bazen gece yatıp gece kalkıyoruz, günün büyük bir kısmını okulda geçiriyoruz; peki eve gelip ne yapıyoruz? Ders ders ve yine ders... Gecemiz gündüzümüz ders oluyor. Sıkılıyoruz, daralıyoruz ama zorla baskı yapıp çalıştırıyorlar. İki, üç yılını sadece dersle geçiriyorsun bir sınavı kazanmak için. Sınav günü yaklaşıyor, eğitim sistemini değiştiriyorlar. Bu nedenle de sınavı kazanamayıp 1 yıl daha hazırlanmak zorunda kalıyorsun hatta LGS'ye giren kardeşlerimizin tek hakkı olduğu için bunu bile yapamıyorlar. Hak etmediği kötü liselerde sürünüp kalıyorlar.

Kendi yaşantımdan örnek vermek istiyorum. Bir biyoloji öğretmenimiz var. Sözde aşırı iyi bir anne ve öğretmen. Daha 2. sınıfa giden çocuğuna gece gündüz ders çalıştırıyormuş. Evden televizyonu kaldırmış. Çocukların hiçbir şekilde teknoloji ve oyunla yakınlaşmasına izin vermiyormuş. Yaptığı iyi bir şey gibi bizlere ve velilerimize böbürlene böbürlene anlatıyor. Düşünsenize o çocuğun yerinde olduğunuzu. Daha küçücük yaşta üzerinizde bu kadar baskıyla yaşadığınızı. Sonra da çocuklar niye ders çalışmıyorlar diye suçu biz de arıyorlar. Bir de ortaokulda çok sevdiğim bir matematik öğretmenim vardı. Onun sayesinde belkide matematiği sevmişimdir. Her zaman bize şunları söylerdi:

"Çocuklar; sosyalleşin, gezin, tozun, eğlenin. Hayat dersten ibaret değil. Biz demiyoruz ki hiç ders çalışmayın. Ama ders çalışmaktan da vazgeçmeyin. Bu eğitim sisteminde günün yaklaşık 1/4'ünü okulda geçiyorsunuz. Fakat yinede başarısız olan çocuklar Türkiye'de çok var. Öğrenme yeri okuldur. Bir şeyi zaten okulda öğrenemiyorsanız evde hiç öğrenemessiniz ya da eksik öğrenirsiniz. Bence sizin bunları öğrenememenizde ki asıl sebep sizlerin zekası ve kapasitesi değil, eğitim sisteminin yanlış ve eksik olması."

Halen aklımdan çıkmaz bu söz, çıkacağını da sanmıyorum. Bence bu konu Technopat'ta başa sabitlenmeli herkes bir fikir sunmalı ve birleşerek bu fikirleri desteklemeliyiz. Bir şeyler yapmalıyız fakat bunları yaparken kimseninde hayatıyla oynamamamız gerek.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı