Evren nasıl oluştu?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Anlamak istemeyen zaten anlamaz ama çok istiyorsan sana misaller vererek anlatayım: İki kişi düşün birbirleriyle kavga ediyorlar ve polis geliyor. Kavga eğer çok büyümemişse yani
kötülük az ise polis orada müdahale eder ama kavga büyümüş ve cinayet işlenmişse bu daha sonraya daha büyük bir yer olan mahkemeye taşınır. Sizin yaptığınızda bunun gibidir. Allah, Müslümanları burada ahirete göre daha hafif şeylerle cezalandırır. Hitler gibi kişilerin cezasını ahirete bırakır. Bence hiç kimsenin dini görüşüyle alay etmeyin.
Eleştirmek alay etmek değildir. Kitapta apaçık olduğu zaten yazıyor, onun için sonsuza dek bütün insanlara inmiş bir metnin bağlamı da anlamı da net olmak zorundadır. Her şart ve durumda anlamını korumalıdır. Yani ikimiz baktığımız zaman da aynı şeyi görebilmemiz lazım. Ama öyle olmadığı için ortaya kaç tane mezhep çıkmış.
 
Yıl 571... 3-5 Arap birbirine girer. Allah insanlar çok bozulduğu, yoldan çıktığı için peygamber gönderir. Allah:
-Wow wow wow it's haram bro!

Yıl 1914... Avrupalı devletler Afrika ve Asya'da insanları köle gibi çalıştırıp sömürüyor. Milyonlarca insanı katlediyor. 1. Dünya Savaşı başlıyor ve gene milyonlarca insan ölüyor.

Yıl 1939... 2. Dünya Savaşı başlıyor ve şaşıracaksınız ama gene milyonlarca insan ölüyor. Dünyada diktatörler cirit atıyor, kendi halklarına zulm ediyor ve milyonlarca insan ölmeye devam ediyor. Bu sırada Allah:
-I see no problem down there dude!
 
Eleştirmek alay etmek değildir. Kitapta apaçık olduğu zaten yazıyor, onun için sonsuza dek bütün insanlara inmiş bir metnin bağlamı da anlamı da net olmak zorundadır. Her şart ve durumda anlamını korumalıdır. Yani ikimiz baktığımız zaman da aynı şeyi görebilmemiz lazım. Ama öyle olmadığı için ortaya kaç tane mezhep çıkmış.
Bak şimdi kıyamete kadar bozulmayacak herkese hitap edebilecek bir kitap göndermek bir insan için dünyanın belki de en zor şeyidir. Siz diyorsunuz ki Kur'an insan yazmasıdır. Ama Kur'an dağdaki çobana da hitap ediyor, üniversitedeki coğrafya, astronomi, biyoloji, fizik profesörüne de hitap ediyor, 21. yüzyıla da hitap ediyor, 7. yüzyıla da hitap ediyor. Bak örnek vereyim: Göğü de biz güçle bina ettik ve biz onu genişletmekteyiz. Zariyat/47 buradaki ayette fark ettiysen genişletmekteyiz diyor. Bunu Edwin Hubble 1929'da söyledi. Ama Kur'an bunu 1400 yıl önce söylüyordu zaten fakat Müslüman bilim insanları bunu kanıtlayacak teknolojiye sahip değildi. Edwin Hubble Müslüman olmamasına rağmen kendi eliyle kanıtladı. Aynı şekilde yine bak: O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, göklerle yer birbiriyle bitişik iken, Biz onlar ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar hâlâ inanmayacaklar mı? Enbiya/30 zaten bizim de burada söylediğimiz büyük patlamayı anlatıyor ve bu yine 1922'de Alexander Friedmann tarafından ortaya atıldı. İstersen sana daha çok kanıt sunabilirim aynı şekilde. Bu ayetler günümüze hitap eden ayetlerdir kanımca çünkü 7. yüzyıldaki bir insana "O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, göklerle yer birbiriyle bitişik iken, Biz onlar ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık." dersen adam haliyle anlamaz çünkü daha teknoloji o kadar gelişmemiştir. Umarım anlarsın.
Yıl 571... 3-5 Arap birbirine girer. Allah insanlar çok bozulduğu, yoldan çıktığı için peygamber gönderir. Allah:
-Wow wow wow it's haram bro!

Yıl 1914... Avrupalı devletler Afrika ve Asya'da insanları köle gibi çalıştırıp sömürüyor. Milyonlarca insanı katlediyor. 1. Dünya Savaşı başlıyor ve gene milyonlarca insan ölüyor.

Yıl 1939... 2. Dünya Savaşı başlıyor ve şaşıracaksınız ama gene milyonlarca insan ölüyor. Dünyada diktatörler cirit atıyor, kendi halklarına zulm ediyor ve milyonlarca insan ölmeye devam ediyor. Bu sırada Allah:
-I see no problem down there dude!
Ben sana bunun cevabını zaten verdim fakat hala anlamıyorsun.
 
Bilimle alakalı açılan konular neden illa din tartışmasına dönüşüyor? Sırf din tartışması yüzünden güzelim konular kilitleniyor.
 
Bak şimdi kıyamete kadar bozulmayacak herkese hitap edebilecek bir kitap göndermek bir insan için dünyanın belki de en zor şeyidir. Siz diyorsunuz ki Kur'an insan yazmasıdır. Ama Kur'an dağdaki çobana da hitap ediyor, üniversitedeki coğrafya, astronomi, biyoloji, fizik profesörüne de hitap ediyor, 21. yüzyıla da hitap ediyor, 7. yüzyıla da hitap ediyor. Bak örnek vereyim: Göğü de biz güçle bina ettik ve biz onu genişletmekteyiz. Zariyat/47 buradaki ayette fark ettiysen genişletmekteyiz diyor. Bunu Edwin Hubble 1929'da söyledi. Ama Kur'an bunu 1400 yıl önce söylüyordu zaten fakat Müslüman bilim insanları bunu kanıtlayacak teknolojiye sahip değildi. Edwin Hubble Müslüman olmamasına rağmen kendi eliyle kanıtladı. Aynı şekilde yine bak: O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, göklerle yer birbiriyle bitişik iken, Biz onlar ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar hâlâ inanmayacaklar mı? Enbiya/30 zaten bizim de burada söylediğimiz büyük patlamayı anlatıyor ve bu yine 1922'de Alexander Friedmann tarafından ortaya atıldı. İstersen sana daha çok kanıt sunabilirim aynı şekilde. Bu ayetler günümüze hitap eden ayetlerdir kanımca çünkü 7. yüzyıldaki bir insana "O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, göklerle yer birbiriyle bitişik iken, Biz onlar ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık." dersen adam haliyle anlamaz çünkü daha teknoloji o kadar gelişmemiştir. Umarım anlarsın.

Ben sana bunun cevabını zaten verdim fakat hala anlamıyorsun.
Bu ayetin bu gelişmeler daha bilinmeden yapılmış çevirileri şöyle;

Elmalılı Hamdi Yazır'ın; "biz göğü kudretimizle bina ettik. hiç şüphesiz biz, çok genişlik ve kudret sahibiyiz."
Ayrıca her meal farklı birşey söylüyor.
Bu ayetle ilgili şuradaki tercümelere bakalım mesela: Surah Adh-Dhariyat [51:47]

6 tercümenin üçü bir genişlemeden bahsederken, diğer üçü herhangi bir genişlemeden bahsetmiyor.

Bu iki grubun sizce kendi içlerinde ortak özellikleri ne olabilir?

Bu ayette sürekli bir genişleme olduğundan söz etmeyen çevirilerin yazarları Yusuf Ali, Shakir, Picktihall 1800'lü yıllarda doğup, hayatlarının büyük bölümünü evrenin genişlediğinden habersiz geçirmiş kimselerdi.

Genişlemeden sözeden diğer üç çeviri ise, 1900'lü yıllarda doğan, ve evrenin gelişmekte olduğunu "bilim sayesinde bilen", yani hayatlarının büyük bölümünü hubble'ın evrenin genişlediğini keşfettiği 1929'dan sonra yaşamış insanlar tarafından yazılmıştır.

Hep diyoruz ama dinleyen ya da anlayan yok; insanoğlu kendi çabasıyla bir şeyi keşfettikten sonra, 1400 yıl önce yazılmış bir kitapta geçen kelimelerin anlamlarını eğip bükmek, bugüne uydurmak kolay.

Önemli olan, insanoğlu daha bu keşfi yapmadan, sadece kuran'dan hareketle "allah, bize evrenin genişlediğini söylüyor" diyebilmek. ve "hadi gelin bu iddiayı kanıtlayalım, tüm dünyaya kuran'ın mesajının doğruluğunu gösterelim" diyerek bu buluşa imza atabilmek.

Ayrıca göğün genişlemesi Hindu ve Çin mitolojilerinde de geçmektedir.

Onlarca mucizeye gerek yok tek bir bilimsel hata veya günümüze uygun olmayan ayet olması yeterli.
 
Ayrıca göğün genişlemesi Hindu ve Çin mitolojilerinde de geçmektedir.
Öncelikle İslamiyetten önce de Allah kutsal kitap göndermiştir fakat onların tamamı bozulmuştur.
Bu ayetin bu gelişmeler daha bilinmeden yapılmış çevirileri şöyle;

Elmalılı Hamdi Yazır'ın; "biz göğü kudretimizle bina ettik. hiç şüphesiz biz, çok genişlik ve kudret sahibiyiz."
Ayrıca her meal farklı birşey söylüyor.
Bu ayetle ilgili şuradaki tercümelere bakalım mesela: Surah Adh-Dhariyat [51:47]

6 tercümenin üçü bir genişlemeden bahsederken, diğer üçü herhangi bir genişlemeden bahsetmiyor.

Bu iki grubun sizce kendi içlerinde ortak özellikleri ne olabilir?

Bu ayette sürekli bir genişleme olduğundan söz etmeyen çevirilerin yazarları Yusuf Ali, Shakir, Picktihall 1800'lü yıllarda doğup, hayatlarının büyük bölümünü evrenin genişlediğinden habersiz geçirmiş kimselerdi.

Genişlemeden sözeden diğer üç çeviri ise, 1900'lü yıllarda doğan, ve evrenin gelişmekte olduğunu "bilim sayesinde bilen", yani hayatlarının büyük bölümünü hubble'ın evrenin genişlediğini keşfettiği 1929'dan sonra yaşamış insanlar tarafından yazılmıştır.

Hep diyoruz ama dinleyen ya da anlayan yok; insanoğlu kendi çabasıyla bir şeyi keşfettikten sonra, 1400 yıl önce yazılmış bir kitapta geçen kelimelerin anlamlarını eğip bükmek, bugüne uydurmak kolay.

Önemli olan, insanoğlu daha bu keşfi yapmadan, sadece kuran'dan hareketle "allah, bize evrenin genişlediğini söylüyor" diyebilmek. ve "hadi gelin bu iddiayı kanıtlayalım, tüm dünyaya kuran'ın mesajının doğruluğunu gösterelim" diyerek bu buluşa imza atabilmek.
Zaten bunların Arapçaları var ve hepsi tek bir Arapçadan gelmektedir ve bilirsin ki Arapça gerçekten dünyanın en zengin dillerinden biridir belki de en zengin dilidir. Bundan dolayı Arapçada bir kelime birçok anlama gelmektedir. Kur'an meallerinde ise Türkçeye çevrildiğinden dolayı tek bir anlamını yazabilmekteyiz fakat sen tefsirlere bakarsan Kur'an'ı açıkladığından dolayı bu anlamların tamamını sana söyleyebilir. Senin dediğin gibi o kelime oraya sonradan yazılmamıştır. Arapçasında zaten vardır. Bu bilimsel gelişmeler olduktan sonra alimler bu kelimelerin daha mantıklı olduğuna kanaat getirmiştir. Anlayacağın gidip biraz Kur'an'ın orjinal dili olan Arapçaya bakarsan ve anlarsan zaten olayı çözeceksin.
 
Öncelikle İslamiyetten önce de Allah kutsal kitap göndermiştir fakat onların tamamı bozulmuştur.
Bozuldu diyemezsin onlar bozulmuşsa seninki de bozulmuştur. Bu dini inancı benimseyenler bu dediğini kabul etmez. İncil ve Tevrat'ın kendisi de Kuran gibi değiştirilmediklerini, kitaplarının tanrı tarafından korunduğunu söylüyor. Bu durumda söyleminiz tamamen geçersiz kalıyor.
Arapçasında zaten vardır. Bu bilimsel gelişmeler olduktan sonra alimler bu kelimelerin daha mantıklı olduğuna kanaat getirmiştir.
Kendi kendine itiraf ettin. Alimler bu kelimeleri bilim bulduktan sonra eklemişlerdir önceden ne yazıyorsa bilim bulduktan sonra ayet değişmiyor. Burada apaçık şekilde kitabı bilime uydurma çabasındalar. Kutsal kitaplar insan bilmediği hiçbir yeni bilgiden bahsetmemişlerdir.
Yani atalarının maymun olduğu dışındaki bütün evrim düşüncesi Kuran'da var zaten.
Yine açıkça yalan söylüyor. Hade reddedersin bilgin yok anlarım kitapta olmayan bir şeyi de Kuran'da Evrim var diyecek kadar nasıl yalan söylersiniz anlamış değilim. Evrimi bilmeden Kuran'da var diyor bir de ilk insan tabiri bile doğrudan doğruya evrimle terstir. Caner Taslaman kafası derler buna. Evrimi çürütemeyeceklerini anlayınca kitaba uyarlama çabası bu, buna ancak kitabı okumamış kişileri ikna edersin kitabı okuyanları değil.
 
Son düzenleme:
Öncelikle İslamiyetten önce de Allah kutsal kitap göndermiştir fakat onların tamamı bozulmuştur.

Zaten bunların Arapçaları var ve hepsi tek bir Arapçadan gelmektedir ve bilirsin ki Arapça gerçekten dünyanın en zengin dillerinden biridir belki de en zengin dilidir. Bundan dolayı Arapçada bir kelime birçok anlama gelmektedir. Kur'an meallerinde ise Türkçeye çevrildiğinden dolayı tek bir anlamını yazabilmekteyiz fakat sen tefsirlere bakarsan Kur'an'ı açıkladığından dolayı bu anlamların tamamını sana söyleyebilir. Senin dediğin gibi o kelime oraya sonradan yazılmamıştır. Arapçasında zaten vardır. Bu bilimsel gelişmeler olduktan sonra alimler bu kelimelerin daha mantıklı olduğuna kanaat getirmiştir. Anlayacağın gidip biraz Kur'an'ın orjinal dili olan Arapçaya bakarsan ve anlarsan zaten olayı çözeceksin.
Alakası yok dediğin gibi olsaydı 1920'den önceki çevirilerde de aynı çevirinin olması gerekirdi. Zaten kendinizde söylemişsiniz bilimsel olarak ispatlandıktan sonra çevirinin değiştirildiğini. Ayrıca o mitolojilerinin İslam'la pek bir alakası yok. Bozulduğuyla ilgili elinizde bir kanıt da yok.
 
Kendi kendine itiraf ettin. Alimler bu kelimeleri bilim bulduktan sonra eklemişlerdir önceden ne yazıyorsa bilim bulduktan sonra ayet değişmiyor. Burada apaçık şekilde kitabı bilime uydurma çabasındalar. Kutsal kitaplar insan bilmediği hiçbir yeni bilgiden bahsetmemişlerdir.
Yani dediklerimden bunu nasıl çıkardın anlayamıyorum. Ayet değişmiyor kelime aynı kelime farklı anlamları var diyorum senin dediğine bak. Yaptığın kendini haklı çıkarmak ve vicdanını rahatlatmak için elinden geldiğince dayanmaya çalışıyorsun. Anlaşılan ben sabaha kadar size anlatsam da siz anlamamakta ısrar edeceksiniz ve sözlerimi çarpıtacaksınız. Allah hidayet versin.
 
Kelime anlamları da değişmiyor sadece sizinkiler bilime uyduruyor. Kendi ayetlerinde bile herkesin anlaması için dilini sade tuttuk diye bir sürü ayeti var. Senin bize anlatacağın bir şey yok senden daha fazla kitaba hakimiz. Kendiniz okumuyorsunuz bile gidip oradan buradan alarak yok aslında böyle diyor diyorsunuz, önce gidin kendiniz okuyun, başkalarını dinleyeceğinize kendiniz öğrenin, sizinde okuma yazmanız ne de olsa var.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı