Irkçılığın/köleliğin kaldırılması, demokrasi, insan/hayvan hakları, bağımsız tarafsız hukuk ve daha fazla sayamayacağım etmen çağımızın demokrasiyle yönetilen ülkelerinin olmazsa olmazlarıdır. Bunların bir kısmının eksik bir kısmının hiç uygulanmadığı ülkelerde demokrasinin yara aldığı, ülkenin kağıt üzerinde kuruluş sistemi işleyişine zıt bir yapıya dönüştüğü tartışmalarına gebedir.
Bu tip demokrasisi çatırdayan ülkelerde farklılıklar bazen göze batabilir ve bir süre sonra geçmiş hoşgörü yerini nefrete bırakır. Haliyle oluşan bu nefret, nefretin odakları tarafından oluşturulan kutuplaşmalarla tetiklenebilir. Eskiye dönüş her zaman mümkün olmayabilir bir hata yaparsın biz bu ülke sistemini değiştirdik ama baktık ki bize faydadan çok zarar veriyor. Biz yine eski sisteme geri dönelim demek o kadar kolay değildir. Toplum değişmiş dünya değişmiştir eski eskide kalmıştır.
Yaşlı Avrupa'nın gıptayla baktığı genç nüfusun bir kesimi apolitik tek iktidar görmüş bir şekilde büyüdü/büyüyor. Bu gençlerin idealleri, yaşam şekilleri, aileden gördüklerine ek olarak gelişen teknolojiden faydalanarak hiç ummadığımız taraflara evrilebiliyor. Basit bir şekilde örneklemek gerekirse ailesinin tamamı sofu, muhafazakar olan bir genç aile büyüklerinin teknolojiden özürlü olması sebebiyle farklı bir hayat biçimi farklı bir çevre içerisinde kendini bulabiliyor.
Kutsallarımız gitgide sanallaşıyor. Muhafazakar kesimin bilime teknolojiye uzak kalması, kullananlara farklı gözle öcü gibi bakmasına yol açıyor. Teknoloji geliştikçe muhafazakar kesimin refleksleri de buna paralel artıyor, kutsallarını savunma mekanizmalarını sık sık harekete geçiriyor. Rektör yardımcısı bile cahil kesime başka türlü neden ihtiyaç duyabilir sorusuna bu şekilde düşündüğünüz vakit yanıt alabiliyorsunuz.
Farklılıklarımız günden güne üstte bahsettiğim birtakım sebepler yüzünden artıyor. Açıkçası bu hızlı artış bana zenginleştiğimizi düşündürmüyor aksine korkutuyor.
Bu tip demokrasisi çatırdayan ülkelerde farklılıklar bazen göze batabilir ve bir süre sonra geçmiş hoşgörü yerini nefrete bırakır. Haliyle oluşan bu nefret, nefretin odakları tarafından oluşturulan kutuplaşmalarla tetiklenebilir. Eskiye dönüş her zaman mümkün olmayabilir bir hata yaparsın biz bu ülke sistemini değiştirdik ama baktık ki bize faydadan çok zarar veriyor. Biz yine eski sisteme geri dönelim demek o kadar kolay değildir. Toplum değişmiş dünya değişmiştir eski eskide kalmıştır.
Yaşlı Avrupa'nın gıptayla baktığı genç nüfusun bir kesimi apolitik tek iktidar görmüş bir şekilde büyüdü/büyüyor. Bu gençlerin idealleri, yaşam şekilleri, aileden gördüklerine ek olarak gelişen teknolojiden faydalanarak hiç ummadığımız taraflara evrilebiliyor. Basit bir şekilde örneklemek gerekirse ailesinin tamamı sofu, muhafazakar olan bir genç aile büyüklerinin teknolojiden özürlü olması sebebiyle farklı bir hayat biçimi farklı bir çevre içerisinde kendini bulabiliyor.
Kutsallarımız gitgide sanallaşıyor. Muhafazakar kesimin bilime teknolojiye uzak kalması, kullananlara farklı gözle öcü gibi bakmasına yol açıyor. Teknoloji geliştikçe muhafazakar kesimin refleksleri de buna paralel artıyor, kutsallarını savunma mekanizmalarını sık sık harekete geçiriyor. Rektör yardımcısı bile cahil kesime başka türlü neden ihtiyaç duyabilir sorusuna bu şekilde düşündüğünüz vakit yanıt alabiliyorsunuz.
Farklılıklarımız günden güne üstte bahsettiğim birtakım sebepler yüzünden artıyor. Açıkçası bu hızlı artış bana zenginleştiğimizi düşündürmüyor aksine korkutuyor.
Son düzenleme: