Felsefe ve Din temelde inanç mıdır, değil midir?

Felsefe ve Din temelde inanç mıdır, değil midir?

  • İnançtır.

    Oy: 25 56,8%
  • Değildir.

    Oy: 19 43,2%

  • Oy verenlerin toplamı
    44
Bence forumda inanç için ayrı bir bölüm açılmalı. Tartışma çıkacak diye konuları onaylamazsanız o zaman forumun bir anlamı kalmıyor. Taşkınlık çıkaranlara ceza verirsiniz olur biter.
 
Bence forumda inanç için ayrı bir bölüm açılmalı. Tartışma çıkacak diye konuları onaylamazsanız o zaman forumun bir anlamı kalmıyor. Taşkınlık çıkaranlara ceza verirsiniz olur biter.
İnanç, felsefenin temelidir bana göre. Ama belki İnanç kategorisi oluşturup Felsefe, İslam, Budizm gibi alt sekmeler açılabilir. Ama anlamsız olur. Felsefe hepsinin bütünü bana göre.
 
Eger bir akil yurutme varsa inanc degildir.

"Evren buyuk bir duzen icerisinde, bu duzen tesaduf olamaz, bir ust akil bunlari dusunmus olmali." --> Eger bu sekilde dusunerek yola cikarsan hem felsefi acidan yaklasmis olursun hem de inanctan bagimsiz bir akil yurutmeyle din belirtmis olursun.

Fakat dersen ki "Peygamber X, Y daginda Z dinine dair ilk emirleri aldi, bu da P kitabinda gecmektedir" ---> Burada hic bir akil yurutme yok. Sadece inanc var. ( Tum major semavi dinler orta doguda etrafta kimseler yokken bir peygamberin dagin basinda aldigi emirlerle basliyor )

Felsefe ve din bu sekilde akil yurutme ve dogruya ulasma anlaminda birbiriyle ilintili.

Ama Techopat yoneticileri dogru yapiyor, dini herhangi bir felsefi konu Islam'dan baska hic bir sey bilmeyen ve diger her seyi Islam ile aciklamaya calisan; kendi dinini yine kendi dinindeki ogelerle ispatlama pesindekiler tarafindan zehirleniyor.
 
Yine okumayanlar çok bilmiş gibi yağdırıyor! Felsefenin hiçbir yeri “inanmakla” alakalı değildir ama bazı disiplinlerinin (din felsefesi, siyaset felsefesi) “inançla” alakası vardır. Yani inanç kavramıyla, inanmak fiili çok farklıdır, karıştıranlara duyurulur. Felsefe sadece inancın kavramıyla ilgilenir!
 
Eger bir akil yurutme varsa inanc degildir.

"Evren buyuk bir duzen icerisinde, bu duzen tesaduf olamaz, bir ust akil bunlari dusunmus olmali." --> Eger bu sekilde dusunerek yola cikarsan hem felsefi acidan yaklasmis olursun hem de inanctan bagimsiz bir akil yurutmeyle din belirtmis olursun.

Fakat dersen ki "Peygamber X, Y daginda Z dinine dair ilk emirleri aldi, bu da P kitabinda gecmektedir" ---> Burada hic bir akil yurutme yok. Sadece inanc var. ( Tum major semavi dinler orta doguda etrafta kimseler yokken bir peygamberin dagin basinda aldigi emirlerle basliyor )

Felsefe ve din bu sekilde akil yurutme ve dogruya ulasma anlaminda birbiriyle ilintili.

Ama Techopat yoneticileri dogru yapiyor, dini herhangi bir felsefi konu Islam'dan baska hic bir sey bilmeyen ve diger her seyi Islam ile aciklamaya calisan; kendi dinini yine kendi dinindeki ogelerle ispatlama pesindekiler tarafindan zehirleniyor.
Demek istediğim buydu. Ben akıl yürütmeye çalışıyorum ve bir sorum var ama belli bir dini hedef alıyor bu yüzden konum siliniyor ve bu konuyu açıyorum...

@Pythgoras Dostum neden bu kadar geriliyorsun? Felsefe görüş/inanç anlamına gelebilir. Burada da cevap arıyoruz, ki felsefenin amacı bu değil mi?
 
Demek istediğim buydu. Ben akıl yürütmeye çalışıyorum ve bir sorum var ama belli bir dini hedef alıyor bu yüzden konum siliniyor ve bu konuyu açıyorum...

@Pythgoras Dostum neden bu kadar geriliyorsun? Felsefe görüş/inanç anlamına gelebilir. Burada da cevap arıyoruz, ki felsefenin amacı bu değil mi?
Gerilmiyorum hocam ama bazen konularla alakasız kişilerin yorumlarımı görünce biraz çekiniyorum bunları okuyacakları düşününce.

Felsefe cevapla ilgilenmez bile. Cevaba nasıl ulaşıldığıyla ilgilenir.

Felsefe sadece bir akıl yürütmedir. Aklın olduğu yerde de “inanmak” olmaz ama “görüş” olabilir.
 
Gerilmiyorum hocam ama bazen konularla alakasız kişilerin yorumlarımı görünce biraz çekiniyorum bunları okuyacakları düşününce.

Felsefe cevapla ilgilenmez bile. Cevaba nasıl ulaşıldığıyla ilgilenir.
Felsefe sadece bir akıl yürütmedir. Aklın olduğu yerde de “inanmak” olmaz ama “görüş” olabilir.
Haksızsınız diyemiyorum. Ama felsefeyle ilgilenen bir insanın, tartışmayı göze alması gerekmez mi?

Felsefe sadece bir akıl yürütmedir. Aklın olduğu yerde de “inanmak” olmaz ama “görüş” olabilir.
Peki görüş, inanç ile eş anlamlı olamaz mı?
Felsefe cevapla ilgilenmez bile. Cevaba nasıl ulaşıldığıyla ilgilenir.
Bunu açıklar mısınız? Cevap önemsizse, mutlak doğru yoksa, cevaba nasıl ulaşılacağı neden önemli? Ve nasıl mümkün? Kişisel görüşünüz tabii ki. :)
 
Peki görüş, inanç ile eş anlamlı olamaz mı?

Hayir, gorus icin aklini kullanman gerekir. Bir seyleri analiz etmeden gorus bildiremezsin.

Inancta bu yoktur. Bir seylere inanirsin ve illa ki bunun derin bir analiz sonucu olmasina gerek yoktur.

Galatasaray'in son 20 macina bakarsin, fikstrure bakarsin, guncel sakatlik durumlarina ve tum istatistiklere bakarsin, analiz edip bir sonraki maci kazanabilecegin yonunde gorus bildirirsin. Bunu akil yurutmeden yapamazsin.

Galatasaray'in her maci kazanacagina inaniyorsundur, bir sonraki maci kazanacagini soylersin.

2 farkli insan ayni sonuca varabilir ama birisi bunun icin mental emek harciyor. Digeri sadece ufuruyor.
 
Hayir, gorus icin aklini kullanman gerekir. Bir seyleri analiz etmeden gorus bildiremezsin.

Inancta bu yoktur. Bir seylere inanirsin ve illa ki bunun derin bir analiz sonucu olmasina gerek yoktur.

Galatasaray'in son 20 macina bakarsin, fikstrure bakarsin, guncel sakatlik durumlarina ve tum istatistiklere bakarsin, analiz edip bir sonraki maci kazanabilecegin yonunde gorus bildirirsin. Bunu akil yurutmeden yapamazsin.

Galatasaray'in her maci kazanacagina inaniyorsundur, bir sonraki maci kazanacagini soylersin.

2 farkli insan ayni sonuca varabilir ama birisi bunun icin mental emek harciyor. Digeri sadece ufuruyor.
Peki analiz sonucu edindiği bir görüşe inanması, inanç duyması anlamına gelmiyor mu? Sormak istediğim soru aslında buydu.
 
Peki analiz sonucu edindiği bir görüşe inanması, inanç duyması anlamına gelmiyor mu? Sormak istediğim soru aslında buydu.

Bilim adaminin hipotezinin dogruluguna inanmasi gibi bir sey bu.

%100 bilemezsin her seyi, bazi bilinmeyenlerin senin iddiana engel olmadigina "inanirsin" ve bunda bir sorun yok, cunku ortaya attigin iddianin bir kismi bahsettigim gibi akil yurutmeye dayali ve aksi iddia edilebilir ( yanlislanabilir ).

Dini inancta bu yok.

Bir felsefeciyle tartisarak fikrini degistirebilirsin. Ortaya dogru argumanlar ve iddialar ile cikip analizinde eksiklikler oldugunu ona kabul ettirebilirsin ve bunda bir sorun yok. Cunku felsefe zaten bunun icin var.

Herhangi bir dine inanan kimsenin fikrini ne soylersen soyle argumanlarinla degistiremezsin, cunku felsefenin aksine onun icin hedefe giden yol degil hedefin kendisi onemli. Tanrisina inanmaya devam etsin de ne olursa olsun. Zaten bu sebepten hic bir dindar "ben termodinamige inanmiyorum" demezken "ben evrime inanmiyorum" demekten hic cekinmez. Amac dogru bilgiye inanmak degil, inanclarini sarsan engelleri yok etmek. Felsefecilerde bu ikiyuzlulugu asla gormezsin.
 

Geri
Yukarı