Çok dikkatli ve uyanık biri olarak gösteriliyor kitapta. Bu nedenle yanlışlıkla tifo kapabileceğini sanmıyorum. Sadece kendine yediremedi hiçliği savunup aşık olmayı. Bu nedenle ölmeyi arzuladı ve öldü de. Arkasından ağladığımı da itiraf etmeliyim. Başta nefret edip sonra yakın arkadaş olmuştum. Turgenyev'in çok derin yazmamasına rağmen beni çok üst düzeyde etkiledi. Resmen kendimi olayların içinde hissetmiştim.
Ben de ağladım, itiraf ediyorum. Beni de çok etkilemiştir. Sürükleyici bir kitap. Arkadiy mi Bazarov mu, derseniz. Hemen Bazarov derim. Anna en sonunda geliyor Bazarov'un alnısından öpüyor. Bazarov işte bu kadar diyor ve gözleri kapanıyor. En çok burası etkiledi beni. Katya karakteri ile Arkadiy karakteri birbirine benziyor.
bu bana nitelik nedir sorusunu hatırlattı. Açıklamaya çalıştıkça kendinden uzaklaşıyoruz aslında.
En çok da Arkadiy'in babasının çocuğunun annesi (!?), yani şu hizmetli ile Bazarov'un arasında geçenler sinirlerimi bozmuştu. Amacı ne bunun demiştim. Tam bir salak denilebilir kendisine. Kendisindeki tek insanlık belirtisi aşık olmaktı sanırım. Bir insan neden her şeye muhalif olur? Çok komik bir durum aslında. Sen çık Nihilistim diye etrafa duyuru yap, herkesle kavga et ama aşk seni rezil etsin. Bazarov'dan çok Anna Bazarov'un düşüncelerine uyuyordu. Bazarov Anna'ya hissettiklerinin rengini verdi ardından da Anna tarafından reddedildi. Anna ne kadar ona karşı boş olmasa da öldükten sonra zengin bir adamla mantık evliliği yapıp realist yaşamına devam etti. Ama olmuyor, çok hoşuma gidiyor bu karakter. Turgenyev yarattığı etkileyici karakterleri alt üst etmeye bayılıyordu galiba. Ve Arkadiy çok garip bir karakterdi. Görüşleri amcasınınkine daha yatkın olduğu halde sırf yakın arkadaşı ve fikir hocası (bu tam değil aslında) diye zorla Bazarov'u savundu. Çok zorlamaydı. Her şeye muhalif olmasına rağmen aynı fikirdeydi karşısındaki ile. Bu özelliğini Katya daha da dışa vurdu ve Bazarov hiçliğe karıştıktan sonra kendisi gibi oldu.
