İnsanoğlu neden doyumsuz?

Kimseyi düşünmek veya ona yardım etmek zorunda değilim. Para benim param, çok kazandıktan sonra ister en pahalısını alırım ister en ucuzunu kimsede karışamaz. Şükretmek konusuna gelince herkes Müslüman değil buna inanmakta zorunda değil ve Müslüman olsanda daha iyisine erişebilmek varken niye olduğun yerde durup bunada şükür diyesinki. Zaten Türkiye bu yüzden bu durumda. Milletimiz bunada şükür diye diye böyle olduk.
 
Rousseau, İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı kitabında insanların ne kadar kötü olduğunu, yaşamın o kadar değerli olmadığını söyler.

"İnsanlar kötüdür; yaşanmış ve sürüp giden acı deney, bunun kanıtlanmasına gerek bırakmıyor. Bununla beraber insan, doğası bakımından, iyidir; bunu kanıtladığıma inanıyorum. Öyleyse onu bu derece düşüren, bayağılaştıran toplum yapısındaki değişiklik, yaptığı ilerlemeler ve kazandığı bilgiler değilse, nedir? İnsan toplumuna ne kadar hayran olunursa olunsun, şurası gene doğru olarak kalır: Çıkarları birbirinin zararına olduğu ve çatıştığı ölçüde, insanları zorunlu olarak birbirinden nefret etmeye götüren, insanları birbirlerine ancak görünüşte yardım eder ve aslında birbirlerine akla gelebilecek bütün kötülükleri yapar hale getiren, hep insan toplumudur. Her kişinin aklının kendisine, kamu aklının bütün topluma yaptığı telkinlerin tam tersini bilge sözleri emrettiği ve her kimsenin kendi çıkarını başkasının mutsuzluğunda hatta felâketinde aradığı bir ilişki sistemi hakkında ne düşünülebilir? Geçimi yerinde belki bir tek adam bile yoktur ki açgözlü mirasçıları, çoğu zaman da kendi öz çocukları, gizliden gizliye ölümünü dilemekte olmasınlar. Denizde seyreden bir tek gemi yoktur ki, sulara gömülmesi herhangi bir bezirgan için iyi haber olmasın. Bir tek ticarethane yoktur ki, borcunu ödemek niyetinde olmayan kötü niyetli bir borçlu, içindeki bütün kâğıtlarla ve evrakla birlikte yandığını görmeyi istememiş olsun. Komşusunun başına gelen felâketlerden sevinmeyen bir tek insan topluluğu da yoktur. Böylece biz kendi çıkarımızı hemcinslerimizin zararında buluruz ve hemen her zaman aramızdan birinin zararı ötekinin gönencini ve refahını doğurur."

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

 
Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz her zengine kötü gözle bakmayın.

Günümüz çağındaki insanların çoğu üzerinden yorum yaptım. Tüm zengin insanları kastetmiyorum dostum.

Çok doğru söylüyorsun. Bizim millet zengin biri gördüğünde "ulan namussuz acaba kimin hakkını yedide zengin oldu"diyor.
Günümüz çağındaki insanların çoğu üzerinden yorum yaptım. Tüm zengin insanları kastetmiyorum dostum.

Zengin niye haline şükretsin? Sen niye haline şükretmek yerine daha iyisini istemiyorsun? Ayrıca zenginlerin mutsuz olduğunu kim söylemiş isteselerdi fakir hayatı yaşayamazlar mıydı?

Neden haline şükretmesin? Dünyada açlık çeken insanlar varken, zengin olduğuna şükretmek gerekiyor. Kötü bir durum mu şükretmek?

Adam sırf zengin diye fakirin tekine yardım yapmak zorunda mı? Veya sırf sen müslümansın diye sana dayatılan fikirlerinle bir başkasına yardım etmek zorunda mı?
Adam niye kendi kanından olmayana emeğiyle kazandığı parayı versin?

Her insanın karakteri, büyüdüğü çevresi, yaşamı, durumu, sınıfı veya ünvanı bir değil. Sırf sen istiyorsun diye bir başkası sorumluluk almak zorunda da değil.

Bahsettiğin konuların bütününe biz insanlar "yardım" diyoruz. Sen ve senin gibi düşünen insanlar, malımdan mümkümden eksiliyor ideolojisi ile baktığı ve kendini diğer insanlardan üstün tuttuğu sürece 1 adım ileri gidemeyiz. Yardımlaşmak, kötü bir davranış değildir. Haberin olsun.
 
Son düzenleme:
Adam kötü hayat şartlarında çalışıp bir şeyleri başarıp bu konumlara geldiyse kimsenin ona laf atmaya hakkı yok. İster altından uçak yaptırır ister klozet. Kimse karışamaz. Kaldı ki onun da umurunda olmaz zenginin malu züürtün çenesini yoracaktır :D
 
Bahsettiğin konuların bütününe biz insanlar "yardım" diyoruz. Sen ve senin gibi düşünen insanlar, malımdan mümkümden eksiliyor ideolojisi ile baktığı ve kendini diğer insanlardan üstün tuttuğu sürece 1 adım ileri gidemeyiz. Yardımlaşmak, kötü bir davranış değildir. Haberin olsun.
Ben de senin gibilerden tiksiniyorum. En ahlaklılar, en erdemliler sizsiniz.
Neymiş efendim adam zırf zengin diye fakirin tekini din emrettiği için doyuracakmış.
Sen yap, niye başkasına sorumluluk yüklüyorsun?
 
Herkes dinen bakmak zorunda değil, zenginlerden sadece Elon Musk'ı seviyorum tam benim kafa, deli gibi para + hayal gücü = uzayın sırları.

Bahsettiğin konuların bütününe biz insanlar "yardım" diyoruz. Sen ve senin gibi düşünen insanlar, malımdan mümkümden eksiliyor ideolojisi ile baktığı ve kendini diğer insanlardan üstün tuttuğu sürece 1 adım ileri gidemeyiz. Yardımlaşmak, kötü bir davranış değildir. Haberin olsun.

Kimse yardım etmek zorunda değil, doğru eğitim ile insanlar aç kalmaz bkz. İskandinav ülkeleri.

Neden haline şükretmesin? Dünyada açlık çeken insanlar varken, zengin olduğuna şükretmek gerekiyor. Kötü bir durum mu şükretmek?

Evet şükretmek yerinde saymaktır ve bu insanlığa ters bir durumdur.
 
İnsan kötüdür, değişmeyecek kesin tanı bu. Aksini söyleyenler yalancıdır. Ekosistem içindeki tek uyumsuz canlı insandır. Sonra onun kardeşleri. İsim vermek istemiyorum :D
 
Rousseau, İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı kitabında insanların ne kadar kötü olduğunu, yaşamın o kadar değerli olmadığını söyler.

"İnsanlar kötüdür; yaşanmış ve sürüp giden acı deney, bunun kanıtlanmasına gerek bırakmıyor. Bununla beraber insan, doğası bakımından, iyidir; bunu kanıtladığıma inanıyorum. Öyleyse onu bu derece düşüren, bayağılaştıran toplum yapısındaki değişiklik, yaptığı ilerlemeler ve kazandığı bilgiler değilse, nedir? İnsan toplumuna ne kadar hayran olunursa olunsun, şurası gene doğru olarak kalır: Çıkarları birbirinin zararına olduğu ve çatıştığı ölçüde, insanları zorunlu olarak birbirinden nefret etmeye götüren, insanları birbirlerine ancak görünüşte yardım eder ve aslında birbirlerine akla gelebilecek bütün kötülükleri yapar hale getiren, hep insan toplumudur. Her kişinin aklının kendisine, kamu aklının bütün topluma yaptığı telkinlerin tam tersini bilge sözleri emrettiği ve her kimsenin kendi çıkarını başkasının mutsuzluğunda hatta felâketinde aradığı bir ilişki sistemi hakkında ne düşünülebilir? Geçimi yerinde belki bir tek adam bile yoktur ki açgözlü mirasçıları, çoğu zaman da kendi öz çocukları, gizliden gizliye ölümünü dilemekte olmasınlar. Denizde seyreden bir tek gemi yoktur ki, sulara gömülmesi herhangi bir bezirgan için iyi haber olmasın. Bir tek ticarethane yoktur ki, borcunu ödemek niyetinde olmayan kötü niyetli bir borçlu, içindeki bütün kâğıtlarla ve evrakla birlikte yandığını görmeyi istememiş olsun. Komşusunun başına gelen felâketlerden sevinmeyen bir tek insan topluluğu da yoktur. Böylece biz kendi çıkarımızı hemcinslerimizin zararında buluruz ve hemen her zaman aramızdan birinin zararı ötekinin gönencini ve refahını doğurur."

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.


Efendim, yalnız Rousseau'nun bu tespitinden sonraki çözüme dair çalışmalarını yadsıyamayız değil mi?

İnsan kolaya ve rahata meyillidir lakin iş topluluğa geldiği vakit iltimaslar işin içine girer. İltimas hususundaki dengesizlikler sebebiyle haksızlıklar hasıl olur. İnsan birlik olmak istiyorsa, gönüllü fedakarlıkların zorunlu olduğunu anlamalıdır. Bu gönüllü fedakarlıkları kendi dünyevi kârına kullananlar ve bunları tam manasıyla fedakarlık olarak yapanlar mevcuttur. Kendi kârına kullananların kazançları da dünyevi olmaya devam edecektir lakin bunların ahlak hakkında nutuk atmaya da hakları olmamalidir. Fakat iş yine de öyle değil. Hem suçlu hem güçlü denir ya, işte bu; herkes birinin kölesi, diğerinin efendisi.
 

Geri
Yukarı