Bunun başlıca sebebi kadını ticaret unsuru olarak kullanan film, reklam, pazarlama endüstrisi. Yıllarca insanın çıplaklığını "Cesur poz" olarak lanse ettiler. Millet sanıyor ki onlar benim özgürlüğümü savunuyor, ben özgür ve güçlü görünmek için soyunmak zorundayım. Hayır kardeşim, kimse senin özgürlüğünü savunmuyor. Buna karşı koyanları da cahil, yobaz, köylü diyerek soyutluyor. Sen güçlü kadın, özgür kadın ayağına vücudunu soyarken senin bedenin ve zihniyetin üzerinden milyarlar kazanıyorlar. Ama bizim milletimiz şunu anlamıyor, özgürlük bedenini sergilemek ile olmaz. Bu sadece senin teşhir edilmene yol açar.
Özgürlük fikri, zihni hür; düşüncelerini ve savunduğu ilkeleri yaşayabilen insanlara özgü bir niteliktir.
Kadının objeleştirilmesinin başlıca sebebi budur. Bunu doğudan batıya bütün dünyada görmek mümkündür.
İkinci sebebi, eski erkek zihniyeti. Kadını ikinci plana atan, sadece fiziken değil, zihnen ve fikren de kadının düşüncelerini önemsemeyen zihniyet. Geniş aile yaşandığı yerlerde evin bütün yükünün sırtına yüklendiği, ama insan yerike koyulup da sofraya oturtulmayan zihniyet. Daha durun son 10-15 senedir anadoluda kadın insan yerine konmaya başlandı. Aslında bunun en büyük sebebi anadoluda eskisi gibi geniş aile yaşanmaması, çekirdek ailelerde ise kadının ön plana çıkma şansı yakalaması. Ama mesele ailedeki üye sayısu değil, zihniyet meselesi. Kadına değer veren geniş ailede de baş tacı yapar, değer vermeyen 3 kişilik ailede de köle yerine koyar.