Kemal Sunal, halkın asla sormaması gereken soruları her defasında sormuştur ve sormamızı sağlamıştır. Kendisine ve arkadaşlarına ne kadar çok teşekkür etsek az.
Aziz Nesin'in kitaplarında yer verdiği, esprili dille öykü olarak anlattığı toplumlardaki problemleri anımsayın. O da bazı gazetelerin ya da toplulukların lincine uğradı. Şu anda o malum gazetenin sitesine girip, bakacak olursanız 5-6 yıllık bir yazı var. Kemal Sunal ile ilgili kötü bir yazı. Bazı insanlar toplumları bir kalıba sokmak ister ve birileri de toplumun, "Acaba o kalıba niye giriyorum?" sorusunu, kendilerine sormaları için uğraşır. Ee bu durumda tabi ki de düşman olur. Siz hiç, fakir topluluğun, "Bize paranın önemsiz olduğunu, önemli olanın öldükten sonraki hayat olduğunu söyleyen adamların neden yüz bin dolarlık arabalara bindiğini sorgulamıyoruz?" dediğini gördünüz ya da duydunuz mu? Ben göremedim. Sadece "Halimize şükredelim." dediklerini duydum hep. Haline şükret ama daha iyi noktalara gelebilmek için de çalış, çabala, yorul. Ayriyeten de sor.
Ben söyleyeyim. Kemal Sunal'a ne diye düşman olunur? Bazı duygularımızı sömürmeye çalışan insanları eleştirdiği için.
Kemal Sunal'a niye düşman olunur? Zübük için, Üç Kağıtçı için. Aynı şekilde Aziz Nesin'e de öyle. Onun hakkında da kötü şeyler yazıp, toplumların hassas noktalarını kullanarak soğutmaya çalıştılar.
Lütfen Gençliğe Hitabe'yi okuyun. Okumadan önce de "Acaba şu an Gençliğe Hitabe neden yok?" diye düşünün. Sonlara doğru geldiğinizde cevabı almış olacaksınız.
Sonuç itibariyle birilerini KURTARACAK, PAKLAYACAK tek şey bilinçsizliktir. Kendi deyimleriyle de "Cahil"ler gereklidir.
Toplumsal meseleler hariç, çok fazla komedi filmleri de vardır.
Bize İnek Şaban gibi birisini bıraktı. En başta dediğim gibi, sadece bunun için bile sonsuz kere teşekkür ederim. Korkusuzca eleştiri yaptığı için de teşekkür ederim.