Komünizm neden kötü bir ideoloji?

Şahsım adına komünizmin kötü bir ideoloji olduğunu düşünmüyorum, imkansız olduğunu, insan doğasına ters olduğunu düşünüyorum.

Biz insanlar doğamız gereği devamlı birilerini kıskanmaya meyilliyiz. (Zamanında adını kesin hatırlayamadığım bir filmde bundan bahsediliyordu.)
Peki, sınıfsız ilkel insan toplumu için de ayni şeyi söyleyebilir miyiz?

Bu arada, insan doğası "sınıfsız" da olabiliyor. Doğamıza ters degil yani komünizm.
Sol ideolojilerin, bir kralın tebaası olmayı hazmedememiş entiteler ile var olduğunu düşünüyorum.
Eğer o krala patronlar dersek, evet. Şahsen patronların tebaası olmayı hazmedemiyorum.

Ama komünizme gelen "iyi de halk yönetmiyor ki" eleştirisi çok çok doğru. Yani doğrudan demokrasi dediğimiz mevzu gerçekleşmemiştir mesela SSCB'de. Bu açıdan eleştiriler haklıdır. Lakin işin sonunda kıyas edersek "komünizm > kapitalizm" demekte bir sakınca göremiyorum.
 
Peki, sınıfsız ilkel insan toplumu için de ayni şeyi söyleyebilir miyiz?

Bu arada, insan doğası "sınıfsız" da olabiliyor. Doğamıza ters degil yani komünizm.

Eğer o krala patronlar dersek, evet. Şahsen patronların tebaası olmayı hazmedemiyorum.

Ama komünizme gelen "iyi de halk yönetmiyor ki" eleştirisi çok çok doğru. Yani doğrudan demokrasi dediğimiz mevzu gerçekleşmemiştir mesela SSCB'de. Bu açıdan eleştiriler haklıdır. Lakin işin sonunda kıyas edersek "komünizm > kapitalizm" demekte bir sakınca göremiyorum.
Burda sınıfsız ilkel toplum dediğimizde bile insanlar birbirlerini kıskanacaktır diye düşünüyorum.
 
Ama komünizmin çalışmamasını sağlayan eğer kıskançlıksa, ekonomik olarak bunu engelleyen bir sistem var karşımızda sanki.
Komünizmin çalışmasını engelleyen kıskançlık sadece bir örnek ve bu kadar temelli bir ideoloji için devede kulak. Ama evet bunu engelleyen ekonomik bir sistem olduğuna katılıyorum.
 
insanlar birbirlerini kıskanacaktır diye düşünüyorum.

İşin ilginç tarafı şudur ki materyalist düstur ile bunu ortak bir paydaya çekmeniz pek de olası değil ya da materyalizm şu an için, buna karşı bir bilinç inşasına yeterli değil. İster istemez, iş ahlak ile ilişkili ve maneviyata bulaşmak gerekiyor.

Proudhon'dan baş ucu alıntısı;

20240316_005945-01.jpeg

20240316_010012-01.jpeg
 
Son düzenleme:
Komünizme kötü diyenler, kendi din ya da ideolojilerini yere göğe sığdıramayıp ilahi olduğunu savunanlardır.

Komünizm, kağıt üzerinde gayet de uygulanabilecek bir ideolojidir. Engels ve Marx'ın ideolojiye dahil etmediği en büyük ve en problemli faktör, "İNSANLARDIR." İnsanın doğasında çıkarcılık, açgözlülük, acımasızlık vardır. Fikir adamlarının en büyük yanılgısı bunları göz ardı etmek olmuştur.

Marx ve Engels, bu fikri ortaya atarken "Gelişmiş ve zengin toplumlar, nasıl bir düzene sahip olmalıdır?" sorusu üzerinden yürümüştür. Yani bilinenin aksine fakir toplumlar için değildir.

Buna örnek olarak Avrupa ülkeleri gösterilebilir. Zeminini komünizmden alan sosyalist bir düzen içerisindeler. Tabi ki, "Onlar sosyalist değil." falan diyecekler olacak da sorun sosyalist olup olmamaları değil, yürütülen düzendir.

Bu insanlar bilmelidir ki, aldıkları maaşın, yatırılan sigortaların, alacakları tazminatların hepsi komünizm sayesindedir. Birileri zamanında bir yerlerde bu mücadeleyi verdiği için, şu an ki sistem içerisinde bu haklara sahipsiniz.

KOMÜNİZMİ KÖTÜLEYENLERE ÖNERİM;

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 
Son düzenleme:
Gelelim linç yiyeceğim yere;

Sol ideolojilerin, bir kralın tebaası olmayı hazmedememiş entiteler ile var olduğunu düşünüyorum.
Hocam, linç yiyeceğin bir yer yok. Zaten Komünist Parti Manifestosu'nun Burjuvalar ve Proleterler bölümünün girişinde;

"Bugüne kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf mücadeleleri tarihidir.

Özgür yurttaş ile köle, patrisien ile pleb, baron ile serf, lonca ustası ile kalfa, sözün kısası ezen ile ezilen sürekli karşı karşıya gelmişler, her seferinde ya toplumun tümüyle devrimci bir dönüşüme uğramasıyla ya da çatışan sınıfların ortak yıkımıyla sonuçlanan, kimi zaman gizliden gizliye, kimi zaman açıktan açığa, ama dur durak bilmeyen bir mücadele içinde olmuşlardır."


diyor.
 
Dostlar, Komünizm neden kötü olarak nitelendiriliyor? Tarafsız bir şekilde cevap verirseniz mutlu olurum. Çok sevmem bu tür muhabbetleri ama az önce izlediğim dizide bununla ilgili bir bölüm yapmışlar direk. Bende merak edip araştırdım birazcık. Yani amaçlarına bakınca gayet mantıklı geliyor. (herhangi bir fikri savunmuyorum, sadece bunun vatan hainliğiymiş gibi verildiğini anlamadım.) Dizide ise komünistlere sanki vatan düşmanı havası verilmişti. İzlediğim dizi de young sheldon, normal bir komedi dizisinde böyle bir konuyu işlemeleri şaşırttı beni. Dediğim gibi dostlar, tarafsız bir şekilde cevaplarsanız makbule geçer.
1- İnsanın fıtratına ters düştüğü için ve hiçbir devlette hiçbir zaman başarı sağlayamadığı için. Evet buna Küba da dahil. Peki insan fıtrat gereği nedir? Kapitalist bir rekabetçi. Çünkü insan düşünen bir hayvandır. Zaten dikkat edersen refah düzeyi azaldıkça komünizm isteği artar, refah düzeyi arttıkça komünizm isteği azalır. Ters bir orantı var. Demek ki kendisi başarılı olamamış ve başarılı olamadığından dolayı da el oğlundan zalimlik gördüğü için "eşitlik isterim" diyor. Oysa insanlarda da tıpkı diğer hayvanlarda olduğu gibi zayıf olan ezilir. Çürük elmaları beslemek, onları ayağa kaldırmak söz konusu değildir.

2- Otokratik olduğu için. (Egemen olan güç devletin kendisidir. Devlet sanki bir diktatör gibidir.) Her ne kadar teoride halkın kendi kendini yönettiği bir sistem olsa da özgür değilsin. Çünkü o sistemin dışına çıkmaya hakkın yok. Oysa kişi, hür olmak ister. En büyük problem de belki de bu zira Arnavutluk, Yugoslavya, SSCB gibi pek çok ülkede yaşayan insanların şikayetleri özgürlüktü. Bu yönüyle faşizme de benziyor aslında :D

3- Diğer bir eleştiri konusu ise sosyalist ve özellikle de komünistlerin inançsız olmaları. İnançsız olmalarından da öte sanki diğer insanlardan da inançsız olma tavrını beklemeleri. Tabi bu özellikle inançlı insanların sempatisini kaybeden bir ideoloji yapar komünizmi.

4- Memnuniyetsizlik, kimilerine göre nankörlük ve milliyetçilik eksikliği.
Memnun değillerdir çünkü isyankârlar. Nankörler çünkü anarşist bir tutumla kendi uluslarını hatta tarihlerini gömer yahut hiçe sayarlar. E zaten bu tutumlarıyla de millyetçi değiller. Halbuki insanlık gene bir hayvan olduğu için kendini sosyal kimliklere bölmek ve içinde bulunduğu sosyal kimliği yüceltmek ister. İnsanlığın bulduğu en iyi sosyal kimlik formülü ise milliyettir. Yani bizler Türk olduğumuz için Fransız, Rus ya da Alman vb. olduğumuz için gurur duyarız ve kendimizi o gruba ait görürüz. Komünizm ise öyle yapmıyor. Bu sosyal kimlikleri yıkıyor. Hal böyle olunca gene fıtrat gereği kendini tabakalara ayıran insanlık, özellikle de refahı yüksek kesim, bundan rahatsız oluyor.


5- Kendilerini kemalist görmeleri ancak bunun bir mantık hatası olması.
Mustafa Kemal Atatürk, komünist değildi, hiçbir zaman olmadı ve hiçbir zaman sıcak da bakmadı. Hâlbuki o, tam aksine milliyetçiydi. Sefil bir milleti kalkındırmak için devletçilik sistemini geliştirmesi ve uygulaması onu komünist veya solcu yapmaz. Buradan Doğu Perinçek'e selam olsun.
Atatürk'ün komünizm hakkındaki sözleri:
A-) "Şurası unutulmamalı ki, bu tarz-ı idare, bir bolşevik sistemi değildir. Çünkü, biz ne bolşeviğiz ne de komünist; ne biri ne de diğeri olabiliriz. Çünkü biz milliyetperver ve dinimize hürmetkarız. Hülasa, bizim şekl-i hükümetimiz tam bir demokrat hükümetidir ve lisanımızda bu hükümet halk hükümeti diye yad edilir."

B-) "Türkiye'de bolşeviklik olmayacaktır. Çünkü, Türk Hükümeti'nin ilk gayesi halka hürriyet ve saadet verme, askerlerimize olduğu kadar, sivil halkımıza da iyi bakmaktır."

C-) "Bugün Avrupa'nın doğusunda bütün uygarlıkları ve hatta bütün insanlığı tehdit eden yeni bir güç belirmiştir. Bütün maddi ve manevi imkanlarını top yekün bir şekilde, dünya devrimi gayesi uğruna, seferber eden bu korkunç kuvvet, üstelik Avrupalılar ve Amerikalılarca henüz bilinmeyen, yepyeni siyasal yöntemler tatbik etmekte ve rakiplerinin en küçük hatalarından bile mükemmelen istifade etmesini bilmektedir. Avrupa'da çıkacak bir savaşın başlıca galibi ne İngiltere, ne Fransa, ne de Almanya'dır. Sadece bolşevizmdir. Rusya'nın yakın komşusu ve bu memleketle en çok savaşmış bir millet olarak biz Türkler, orada cereyan eden olayları yakından izliyor ve tehlikeyi bütün çıplaklığıyla görüyoruz. Uyanan Doğu milletlerinin düşünce yapılarını mükemmelen sömüren, onların milli ihtiraslarını okşayan ve kinleri tahrik etmesini bilen bolşevikler, yalnız Avrupa'yı değil, Asya'yı da tehdit eden başlıca kuvvet halini almışlardır."

D-) "Devlet bireyin yerini alamaz, fakat, bireyin gelişme ve kalkınması için genel koşulları göz önünde bulundurmalıdır. Devlet eliyle yapılacak işler, bireyin büyük kar getirmediğinden dolayı yapmayacağı işler veya milli çıkarlar için gerekli olan ekonomik işleri kapsar. Özgürlüklerin ve yurt bağımsızlığının sağlanması ve korunması ile iç işlerinin düzenlenmesi nasıl devletin görevi ise, devlet vatandaşların öğretimi, eğitimi, sağlığıyla ilgilenmek zorundadır. Devlet, memleketin asayiş ve savunması için yollarla, demir yolları ile, telgrafla, telefonla, memleketin hayvanlarıyla, her türlü taşıtlarıyla, milletin genel servetiyle yakından ilgilidir. Memleket yönetiminde ve savunmasında, bu saydıklarımız, toptan, tüfekten, her türlü silahtan daha önemlidir. (...) Özel çıkarlar çoğunlukla, genel çıkarlarla tezat halinde bulunur. Bir de, özel çıkarlar, en nihayet rekabete dayanır. Oysa, yalnız bununla ekonomik düzen kurulamaz. Bu kanıda olanlar kendilerini, bir serap karşısında, aldatılmaya terk edenlerdir. (...) Bir de, ferdin kişisel çalışmaları, ekonomik kalkınmanın esas kaynağı olarak kalmalıdır. Ferdin gelişimine mani olmamak bilhassa iktisadi sahadaki özgürlük ve teşebbüsler önünde devletin kendi faaliyeti ile bir engel yaratmaması demokrasi prensibinin önemli esasıdır."

Son dört alt başlığın kaynağı: Mustafa Kemal Atatürk/Komünizm - Vikisöz

Saygılar, iyi sosyaller.

Siz ne düşünüyorsunuz:

@Mali the Perfect , @Andar Han, @Woolgatherer
 
Son düzenleme:
@Durmazzali47 tüm maddeler ve maddelerin içeriğindekilere tek tek cevap yazamayacağım ki sadece şu cümleniz bile pek çok açıklama gerektiriyor;

1- İnsanın fıtratına ters düştüğü için

Nedir ki insanın fıtratı? Ya da "düşünen hayvandır" kabulü niye geçerlidir? Hayvana bakarak toplumsal sistem mi oluşturacağız? Hangi hayvanı baz alacağız? Kendi türü ile beslenen hayvanların fıtratını da buna dahil edecek miyiz? Yamyamlığın meşrulaşmasının önündeki engel nedir?

Diyelim ki fıtrata ters bu zaten sadece komunizme has değil, her sistem için ya da topluluk olmaya çalışan her insan için geçerli bir söylem. Toplumun sağlıklı olması için, hareketlerin sınırlanmasını sağlayan yasalar zorunluluktur. Mesele de bu yasaların inşasına vesile gücün kapitalden arındırilmasını sağlayabilmek aslında ama insanın güç ile olan ilişkisi sebebi ile kaldıramayacağı kadar güce sahip olduğu vakit, yargısının şaşmasi bir yatkınlık halinde ve bahsettiğiniz sorunlu otokratik uygulamaların temelinde de yönetime haiz azinlıklaların bu sapmaları yatiyor.

3- Diğer bir eleştiri konusu ise sosyalist ve özellikle de komünistlerin inançsız olmaları.

Özünde "mülk Allah'ındır" ifadesi ya da "ihtiyaçtan fazlasını infak edin" hükmü anti-kapitalist söylemlerdir, lakin kolektif ideolojiler ile din her şekilde birbirine zıtmış algısi var. Bu da ideolojileri, özüne bakmadan sahiplenen kişilerin eseri sanırim.

4- Memnuniyetsizlik, kimilerine göre nankörlük ve milliyetçilik eksikliği.

Aslında azla yetinmeyi öğrenebilen insanlar ile hayata gecirilebilecek bir ideoloji. Açgözlülükten, hırstan, zevk ve şatafattan, israftan arınabilmek gerekli (bunlar da fıtratta mevcuttur tabii lakin her şeyi fıtratta var diye kabul edersek, o zaman sağlıklı bir topluma hasret kalırız). Yeryüzünde insanın isteklerini; kafasına estiği sekilde değil de ait olduğu toplumun gerçek bir bireyi olduğunu bilerek ve toplum içindeki diğer bireylerin de menfaatini gözetir biçimde inşa etmesi gerekli ki bu da nerden bakarsanız bakin, milliyetçiliktir. Ama millet diye ifade ettiğinizin temeli de bu ayrimları idrak edebilmiş insanlardır ve ne yazık ki bunlar, kanla ya da akrabalıkla geçebilen doktrinler değiller.

Meselenin kişiler üzerinden ilerlemesinden ziyade, fikirler üzerinden tartışılmasının daha yapıcı olacağı kanaatindeyim. Saygılar bizden.
 
Son düzenleme:

Yeni konular

Geri
Yukarı