Madde ve enerji bilinçli midir?

Westfalen

Hectopat
Katılım
9 Mart 2020
Mesajlar
145
Herkese merhaba, bir beyin fırtınası yapmak adına sizleri bu soruyu sormak istedim. Sizce madde ve enerji bilinçli midir? Eğer bilinçsizlerse nasıl bir araya gelerek bilinçli bir varlık olan insanı meydana getirmişlerdir? Bilinçli iseler neden aynı maddeler bilinçsiz varlıkları oluşturdular? Madde ve enerji sadece bizim dünyamızda mı meydana gelmiştir? Başka gezegenlerde de madde ve enerji oluşmuş mudur? Bizim dünyamızdaki gibi bilinç kazanmış mıdır? Fikirleriniz neler?

Eğer madde bilinçli değilse dünyadaki sistematik düzenin kurulabilmesi için maddeye güç yetirebilme yetisi olan başka güçlerin olması gerekir, ki ben bu fikre katılmıyorum. Atom altı bir parçacığın hem sağa hem sola gittiği , hem sağa hem sola döndüğü , hem var olup hem yok olduğu , hem her yerde hem de hiçbir yerde olduğu gözlemlenebilen bir gerçek ki buna kuantum deniliyor. Atomu oluşturan kuarklar ve elektronlar sürekli hareket halinde. Bunların kütlesiz olduğu varsayılıyor. Sadece enerji. Böyle bakınca mesela masayı oluşturan da aynı atom, insanı da, bitkileri de. Aynı atomdan hem canlı hem de cansız maddeler oluşuyor.

Bu konuda okuduğum bir takım fikirler var bunları alıntı olarak aşağıya bırakıyorum.

"Beyin gibi bir et tomarının bilincinin olduğunu kabul ediyoruz fakat beyini oluşturan atomik düzeydeki parçacıkların bilinç sahibi olup olmadığını bilemiyoruz. "

"Bana vardır gibi geliyor. çeşitli koşullarda çeşitli şeyler yapmak istiyorlar. en basitinden (+), (-)'yi çekmek istiyor. (-)'de (+)'ya gitmek istiyor. kararlı hale gelmek istiyorlar.
hepsi aynı şeyi istedikleri için iradeleri yokmuş gibi düşünüyoruz ama ya hepsi iradelerini bu yönde kullanıyorlarsa?"

Bence bu sorunun cevabı fazlasıyla önem taşıyor çünkü her şeyi değiştirebilir.
 
Herkese merhaba, bir beyin fırtınası yapmak adına sizleri bu soruyu sormak istedim. Sizce madde ve enerji bilinçli midir? Eğer bilinçsizlerse nasıl bir araya gelerek bilinçli bir varlık olan insanı meydana getirmişlerdir? Bilinçli iseler neden aynı maddeler bilinçsiz varlıkları oluşturdular? Madde ve enerji sadece bizim dünyamızda mı meydana gelmiştir? Başka gezegenlerde de madde ve enerji oluşmuş mudur? Bizim dünyamızdaki gibi bilinç kazanmış mıdır? Fikirleriniz neler?

Eğer madde bilinçli değilse dünyadaki sistematik düzenin kurulabilmesi için maddeye güç yetirebilme yetisi olan başka güçlerin olması gerekir, ki ben bu fikre katılmıyorum. Atom altı bir parçacığın hem sağa hem sola gittiği , hem sağa hem sola döndüğü , hem var olup hem yok olduğu , hem her yerde hem de hiçbir yerde olduğu gözlemlenebilen bir gerçek ki buna kuantum deniliyor. Atomu oluşturan kuarklar ve elektronlar sürekli hareket halinde. Bunların kütlesiz olduğu varsayılıyor. Sadece enerji. Böyle bakınca mesela masayı oluşturan da aynı atom, insanı da, bitkileri de. Aynı atomdan hem canlı hem de cansız maddeler oluşuyor.

Bu konuda okuduğum bir takım fikirler var bunları alıntı olarak aşağıya bırakıyorum.

"Beyin gibi bir et tomarının bilincinin olduğunu kabul ediyoruz fakat beyini oluşturan atomik düzeydeki parçacıkların bilinç sahibi olup olmadığını bilemiyoruz. "

"Bana vardır gibi geliyor. çeşitli koşullarda çeşitli şeyler yapmak istiyorlar. en basitinden (+), (-)'yi çekmek istiyor. (-)'de (+)'ya gitmek istiyor. kararlı hale gelmek istiyorlar.
hepsi aynı şeyi istedikleri için iradeleri yokmuş gibi düşünüyoruz ama ya hepsi iradelerini bu yönde kullanıyorlarsa?"

Bence bu sorunun cevabı fazlasıyla önem taşıyor çünkü her şeyi değiştirebilir.
Hocam çok mantıklı sorunuz, gerçekten bir hak dininin olabileceğini kanıtlayabilen cinsten.
Ne yazık ki sorularınızın hepsini cevaplayamayacağım ama "Madde ve enerji sadece bizim dünyamızda mı gelmiştir" sorusu, hayır, evrende madde ve enerji vardır. Tabii ki şu an görebildiğimiz evrende.

Madde ve enerjinin başka bir alemi başlatabileceğini soruyorsanız bence hayır fakat bu soruyu biraz daha açmanızda fayda var.
Madde ve enerjinin bilinci yoktur ama oluşturduğu reaksiyonlar sayesinde DNA oluşuyor.
Bilinci olsa tahta cansız olmaz, hareket ederdi.
Bu arkadaşın dediği gibi fizik kurallarına uygun bir şekilde eylemlerini yerine getiriyorlar, bilinçleri yok(şimdi ki teknoloji öyle gösteriyor).
 
Hocam çok mantıklı sorunuz, gerçekten bir hak dininin olabileceğini kanıtlayabilen cinsten.
Ne yazık ki sorularınızın hepsini cevaplayamayacağım ama "Madde ve enerji sadece bizim dünyamızda mı gelmiştir" sorusu, hayır, evrende madde ve enerji vardır. Tabii ki şu an görebildiğimiz evrende.

Madde ve enerjinin başka bir alemi başlatabileceğini soruyorsanız bence hayır fakat bu soruyu biraz daha açmanızda fayda var.

Bu arkadaşın dediği gibi fizik kurallarına uygun bir şekilde eylemlerini yerine getiriyorlar, bilinçleri yok(şimdi ki teknoloji öyle gösteriyor).
Büyük patlama teorisi gibi bir şey tekrardan olursa yeni bir evren oluşamaz mı?
 
. Atom altı bir parçacığın hem sağa hem sola gittiği , hem sağa hem sola döndüğü , hem var olup hem yok olduğu , hem her yerde hem de hiçbir yerde olduğu gözlemlenebilen bir gerçek
Bu bizim ölçüm aletlerimizin yetersizliğinin bir göstergesi. İndeterministik iddia belirsizlik ilkesine dayanır. Fakat bunun, ölçüm araçlarımızın yetersizliğinden kaynaklı olmadığı kanıtlanamamıştır. Hatta belirsizlik ilkesi aslında ölçüm araçlarımızın yetersizliğinin itirafıdır. Çünkü bir parçacığın hızını ve konumunu aynı anda ölçemediğimizi fakat ayrı ayrı ölçebildiğimizi söyler. Demek ölçüm araçlarımız yetersiz. Ayrı ayrı ölçebiliyorsak araçlarımız gelişirse ikisini birden ölçebiliriz.
 

Bu yazıda çok ilginç teorilere yer verilmiş, merak edenler için önerebilirim. Bu makalenin ortaya çıkardığı bir soruda şu uzay 3 boyuttan fazlası mı çünkü bu sorularımız cevapları uzayın kaç boyutlu olduğuna göre de değişiyor aslında. Biz şu an 3 boyutlu uzaya göre tanımlamalarımızı yapıyoruz fakat sicim teorisi görelilik ve kuantum teorisi bir arada düşünüldüğünde bazı anlaşmazlıkları ve uyuşmazlıkları çözmek için ortaya atılmış bir teori fakat bu teoride de 3 boyutlu uzayın matematiği yetersiz kalıyor. Sicim teorisine göre 3den fazla boyut olmak zorunda, uzaydaki en küçük maddenin *kumaş iplikçiği gibi* titreşimlerinin sonuçlarından bahsediyor ve kuantum teorisi ve göreliliği ancak bu şekilde bir araya getirebiliyor.
 
Eğer madde bilinçli değilse dünyadaki sistematik düzenin kurulabilmesi için maddeye güç yetirebilme yetisi olan başka güçlerin olması gerekir

Hayir, bir duzenin olusabilmesi icin tum maddelere soz gecirebilen ikincil bir guce ihtiyac oldugu iddiasi onyargi.

Gagasinda cali cirpi tasiyarak yuva yapan kus gibi, bir yerde duzen yaratirken baska bir yerde duzensizlik olusturursun ve aslinda gucunun yettigi sadece gaganda tasiyabildigin cali cirpidir.

Dunyada bu sekilde organize ve sistematik bir duzen yok. Her canli turu kendi kapasitesine gore yasamini yonetme derdinde, o kadar.

Yalnizca bu kismi alintiladim cunku bu tarz konularda "muthis duzen bilincsiz olamaz" varsayimindan rahatsizim. Oyle bir duzen olmadigi gibi, olmasi durumunda bunun ne gibi gereksinimleri olacagindan da zerre haberimiz yok.
 
Merhaba. Nitinol eski şeklini hatırlayıp eski şeklini hafızaya alıp ısıtılınca tekrar eski haline dönen bir metal alaşımıdır, nikel-kadmiyum şarjlı piller de ayni şekilde hafıza etkisiyle şarj seviyesini hafızasına alan çok ilginç metallerdendir. Ama bu ilginç özellikler onların mutlaka bir şuura (bilince) sahip olduklarını da bize hiçbir zaman tam olarak da gösteremez.

Suyun buz, su, buhar haline geçişlerinde, her bir fazdan diğer fazlara geçerken, her bir faz için gizli ısıl enerjiye sahip olabilmesi sadece salt fizik kanunlarına bağlıdır, örneğin artı 4 derecedeki suyun en ağır su olabilmesi (eğer böyle olamasaydı Antarktika'da dev buzul dağlarının alt kısımlarında, okyanusların alt tabanında donmadan yaşayabilen yaşayabilen bir su hayatı olamazdı, balıklar, tüm canlılar donarak ölmüş olabilirdi) yine fizik kurallarında veya suyun sahip olduğu bazı fiziksel özelliklerinde vardır.

Elektronun, ayni nitinol veya nikel-kadmiyumlu şarjlı pillerdeki gibi özel öğrenme hafızasının olduğuna, örneğin masaüstü PC kasası çok yeni toplandığı ilk anlarda ve sonrasındaki olan çalıştırmalarda, elektronun anakarttaki tüm port arayüzlerinden en uygun (kestirme) iletken geçiş yollarını çok hızlı öğrenip tanıyarak PC'nin ilk toplanmadan sonraki diğer açılımlarında az da olsa (milisaniyeler bazında) daha hızlı açılabildiğini kuvvetle de düşünüyorum, elektron konusunda çok fazla (çok iddialı) bir varsayımı öne sürebilmiş olarak.

Maddenin enerjiye enerjinin maddeye dönüşümü Einstein'ın ünlü E=m.c2 formülüne göre görünümde sadece salt fizik kurallarına göre oluşabildiği düşünülse bile, bilim adamlarının özellikle Cern' deki parçacık hızlandırıcılarında veya bazı çarpıştırıcı deneylerinde "Tanrı parçacığı" konusunda veya ünlü Fransız deniz bilimleri kaşifi Kaptan Custo'nun okyanus sularının çok gizli iç düzeni hakkında fizik bilimi dışında olabilen ve başka birileri, gizil güçler, vb. tarafından gizli bir düzen konulabileceği hakkındaki yorumları çok dikkat çekicidir. Bu bilim adamları, evrenin oluşumu, büyük patlama ve onun sonrasındaki devam eden çok dengeli devam eden ve yaşayan evren düzeninin, kosmozun, vb. oluşumunda mutlaka yaratıcı bir gücün arka planda her zaman devrede olabileceğini de bize kuvvetle ima edebilmektedir.

Açıklanması çok güç bazı fiziksel oluşumları sadece fizik, kimya, vb. salt bilim kuralları çerçevesinde veya perspektifinde değil, bilim ve dinin birleştirip büyük alim gücün (bir Yaratıcının) arka plandaki hakem veya yönetici sıfatıyla bilime gerektiğinde doğrudan veya dolaylı yollardan müdahele edebileceğini, bilimsel kurallarla belirlenmiş tüm kurallara veya açıklanması güç oluşumlara müdahele edebilme inisiyatifinin bulunabileceği yaklaşımını da hiçbir zaman gözlerden uzak tutmamak gerekiyor.

Yani kısacası evrenin sadece madde, enerji dönüşümleriyle tesadüfen oluşmamış olabileceğini, başka güçlerin geri plandaki desteği veya düzenlemesiyle tam olarak da ayakta kalabileceği, en küçük bir atomdaki elektron, proton ve nötronun dengeli elektrik yükleriyle, merkezkaç kuvveti ve kütle çekim kuvvetleriyle dengelenerek, elektronun çekirdeğe yapışmadan dönebilmesi, güneşe bağlı gezegenlerin de merkezkaç ve kütle çekim kuvvetleriyle dengelenerek, güneşe gidip yapışamadıkları, eliptik yörüngelerle, belirli açılarla gece ve gündüzün, mevsimlerin oluşumunda da düzenleyici ve regüle edici gizli güçlerin bu dengeyi yıllardır dengesi bozulmadan devam ettirebildiğini çok derin düşünerek kendimizce net bir karara varabilmemiz (Bu dengenin sağlanmasında çok gizli bir güç veya Yaratan'ın var olup olmadığı konusunda) gerekiyor. Bu konu üzerinde çok derin düşünülmesi ve ondan sonra nihai (net) bir karara varılması gereken çok zor ve hassas olan bir konudur. Kolay gelsin.
 
Son düzenleme:
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Technopat Haberler

Geri
Yukarı