Modemi gece açık bırakmak

Nötrino örneğin saçma olmuş. Neyse, bilgiler için teşekkürler. İyi akşamlar.
Senin için öyle rahat ediyorsa, psikolojik olarak öyle rahatlıyorsan kapat modemini, bizlik bir durum yok. O zaman dışarı çıkarken de radyasyon kalkanı olan bir kıyafet bulmanı öneriyorum, dışarıda Güneş ve uzaydan gelen kozmik radyasyon düzeyi modemden aldığından daha yüksek. Bu konuda madem bu kadar hassassın, bilgin olsun.

İyi akşamlar.

39.2 derece ateşle yatağımdan uğraştığım şeye bak akşam akşam...
 
Senin için öyle rahat ediyorsa, psikolojik olarak öyle rahatlıyorsan kapat modemini, bizlik bir durum yok. O zaman dışarı çıkarken de radyasyon kalkanı olan bir kıyafet bulmanı öneriyorum, dışarıda Güneş ve uzaydan gelen kozmik radyasyon düzeyi modemden aldığından daha yüksek. Bu konuda madem bu kadar hassassın, bilgin olsun.

İyi akşamlar.

39.2 derece ateşle yatağımdan uğraştığım şeye bak akşam akşam...
Ben hassasım demedim hiçbir yerde. Modem yatağımdan 1 metre uzakta ve hiç kapatmıyorum zaten. Ben bildiğim şeyleri sundum burda. Forum ya burası hani. Ben yazmadan önce kimse ciddi bir şey yazmamıştı. Herkes aklınca espri yapıyor ve dalga geçiyordu konu sahibiyle. En azından bu şekilde daha ciddi tartışıldı konu. Önerin için yine de teşekkürler.
Geçmiş olsun.
 
Ben hassasım demedim hiçbir yerde. Modem yatağımdan 1 metre uzakta ve hiç kapatmıyorum zaten. Ben bildiğim şeyleri sundum burada.
Neyse sana hak verdiğim kısma geleyim. Zaten doğal arka planımız, ışık, canlılar, Dünya'nın çekirdeği, kozmik ışıma gibi doğal radyasyon kaynakları varken bizim yaptığımız yapay kaynaklar olmasa daha mı iyi olurdu? Evet. Sonuçta her yeni radyasyon kaynağı demek bizi beden olarak radyasyonu absorbe etme kabiliyetimizin üst sınırlarına çıkılması demek olabilir. Şu an için 2.4 - 5.9 GHz arası boydaki mikrodalgaların etkisi bu doğal radyasyon düzeylerinden çok daha aşağıda.

Yalnız şu anda bile çok düşük yoğunluklu, çok düşük enerji ve etkileşim düzeyine sahip olan bu kablosuz sistemlerle ve elektrikli her cihazın yarattığı elektromanyetik radyasyonla birlikte bu sınırın uzağındayız. Şu an için hiçbir "akademik çalışma" şu anda maruz kaldığımız bu yapay radyasyonun negatif bir etkisi olduğunu kanıtlayamadı. Şunu unutmamak lazım, bu sistemler çeyrek asırdır hayatımızda yaygın denilebilecek durumda. Bundan 20-25 yıl sonra bir araştırmacı grup çıkıp bu yapay radyasyon kaynakları 70+ yıl olan ortalama insan ömrünü 2 yıl (mesela) kısaltıyor sonucunu kanıtlayabilecek bir çalışma yaparsa o zaman zararlıymış denilir.

Şu an için sadece "şüpheliler" listesinde mikrodalga radyasyonu. O listenin en başlarında şeker vardı, artık o şüpheliler listesinde değil çünkü fazla tüketimin kanser ve diğer sağlık sorunlarına neden olduğu kesinleşti. O listede şu anda daha önce de örneklerini verdiğim turşu ve domates bile var.

Tersi kanıtlanana kadar, hem kendi yaptığım çalışmaya hem de başkalarınınkine şu anda güveniyorum. 20-25 yıl sonra elektrikli şarj bile büyük oranda manyetizma üzerinden gerçekleştiğinde bu radyasyon miktarları kat kat yüksek olacak günümüze göre. O zaman o dönemin şartlarına göre araştırma zaten yapılır, sonuç pozitif çıkarsa da binalara radyasyon kalkanı yapmak çok zor bir iş değil.
 
Son düzenleme:
Neyse sana hak verdiğim kısma geleyim. Zaten doğal arka planımız, ışık, canlılar, Dünya'nın çekirdeği, kozmik ışıma gibi doğal radyasyon kaynakları varken bizim yaptığımız yapay kaynaklar olmasa daha mı iyi olurdu? Evet. Sonuçta her yeni radyasyon kaynağı demek bizi beden olarak radyasyonu absorbe etme kabiliyetimizin üst sınırlarına çıkılması demek olabilir. Şu an için 2.4 - 5.9 GHz arası boydaki mikrodalgaların etkisi bu doğal radyasyon düzeylerinden çok daha aşağıda.

Yalnız şu anda bile çok düşük yoğunluklu, çok düşük enerji ve etkileşim düzeyine sahip olan bu kablosuz sistemlerle ve elektrikli her cihazın yarattığı elektromanyetik radyasyonla birlikte bu sınırın uzağındayız. Şu an için hiçbir "akademik çalışma" şu anda maruz kaldığımız bu yapay radyasyonun negatif bir etkisi olduğunu kanıtlayamadı. Şunu unutmamak lazım, bu sistemler çeyrek asırdır hayatımızda yaygın denilebilecek durumda. Bundan 20-25 yıl sonra bir araştırmacı grup çıkıp bu yapay radyasyon kaynakları 70+ yıl olan ortalama insan ömrünü 2 yıl (mesela) kısaltıyor sonucunu kanıtlayabilecek bir çalışma yaparsa o zaman zararlıymış denilir.

Şu an için sadece "şüpheliler" listesinde mikrodalga radyasyonu. O listenin en başlarında şeker vardı, artık o şüpheliler listesinde değil çünkü fazla tüketimin kanser ve diğer sağlık sorunlarına neden olduğu kesinleşti. O listede şu anda daha önce de örneklerini verdiğim turşu ve domates bile var.

Tersi kanıtlanana kadar, hem kendi yaptığım çalışmaya hem de başkalarınınkine şu anda güveniyorum. 20-25 yıl sonra elektrikli şarj bile büyük oranda manyetizma üzerinden gerçekleştiğinde bu radyasyon miktarları kat kat yüksek olacak günümüze göre. O zaman o dönemin şartlarına göre araştırma zaten yapılır, sonuç pozitif çıkarsa da binalara radyasyon kalkanı yapmak çok zor bir iş değil.
Sigaranın zararları da 50 sene önce bilinmiyordu unutmamak lazım. O zamanki teknoloji zararlı olduğunu kanıtlamaya yetmiyorsa aynısı şimdi için de geçerli olabilir. (ya da yetiyor ancak belli sebeplerden açıklanmıyor)
Neyse iyi akşamlar.
 
Sigaranın zararları da 50 sene önce bilinmiyordu unutmamak lazım. O zamanki teknoloji zararlı olduğunu kanıtlamaya yetmiyorsa aynısı şimdi için de geçerli olabilir.
Bu defa ortada açıklanmayan bir durum yok çünkü geleceğin tüm teknolojisi kablosuz üzerine olacağı için radyasyon toleransına en başından dikkat etmek zorundalar. Bizi sevdiklerinden değil, zarar verici düzeyde buna maruz bırakıp insanları (sermayeyi) patır patır öldürmemek için yapmak zorundalar çünkü. Geçmişte kötü tecrübeleri oldu. SAR değerleri konusunda telefonların tek başına bir anlam ifade etmese de kısıtlanmalarının nedenlerinden biri bu şu anda. Ucuza benzin satmak için kurşunun kansere olan etkisini gizlemeleri gibi bir durum yok bu konuda. Bilinmeyen bir etkisi 20-25 yıl sonra "o dönemin" şartlarına göre çıkabilir ama şu anki şartlarda bir etkisi görülmüyor. Şu anki radyasyon düzeylerinde modemlerin bir etkisi görünmüyor hatta dediğim gibi yanında biriyle uyurken bile daha fazla radyasyona maruz kalıyorsun direkt temas ısınması nedeniyle.

Benim karşı çıktığım konu; hiçbir akademik çalışma, hiçbir hastane grubu kullandığımız tipteki mikrodalgaların vücut ile direkt teması hariç etki edebilecek bir bulgu bulamamışken bunun zararlı olduğu konusunda ısrar etmek. Şüpheci olmak ayrı, tersi kanıtlanmaya çalışıldığı halde fiziksel ve istatistiksel anlamda bir kanıt bulunamayan konuya direkt olarak zararlı demek ayrı.
 
Ben hassasım demedim hiçbir yerde. Modem yatağımdan 1 metre uzakta ve hiç kapatmıyorum zaten. Ben bildiğim şeyleri sundum burda. Forum ya burası hani. Ben yazmadan önce kimse ciddi bir şey yazmamıştı. Herkes aklınca espri yapıyor ve dalga geçiyordu konu sahibiyle. En azından bu şekilde daha ciddi tartışıldı konu. Önerin için yine de teşekkürler.
Geçmiş olsun.
Tartışmak konusunda bir sorun yok ama ortaya attığınız hipotezlerin bir tutarlılığı yok ve ardı ardına karşınızdaki kişinin bilgilerinin yanlış olduğunu ve kendinizinkilerin doğru olduğunu iddia ediyordunuz. Sorun burada, yoksa ortada bir sorun yok. Alaycı bir şekilde tavır takınmamın sebebi biraz kendini kaptırmandan dolayıydı, @Yararsız Üye gibi benim de arkası bir kaynağa dayanmayan yazılar üzerinden ortaya atılan söylemlere pek tahammülüm yok maalesef, anlaşamadığımız konu burada.
 
Benim karşı çıktığım konu; hiçbir akademik çalışma, hiçbir hastane grubu kullandığımız tipteki mikrodalgaların vücut ile direkt teması hariç etki edebilecek bir bulgu bulamamışken bunun zararlı olduğu konusunda ısrar etmek. Şüpheci olmak ayrı, tersi kanıtlanmaya çalışıldığı halde fiziksel ve istatistiksel anlamda bir kanıt bulunamayan konuya direkt olarak zararlı demek ayrı.
Ben bir yerlerimden uydurmadım hiçbir şeyi. Elektromanyetik dalgaların beyin üzerindeki etkilerini de zamanında araştırmıştım. Bununla ilgili yapılmış çalışmalar var. Buna karşı çıkamazsın herhalde. Savunduğum şeyi yanlış anladın ve ordan yürüdün gittin. Herhangi bir konuda da ısrar ettiğimi düşünmüyorum. Neyse amacım polemik çıkarmak değil. Kapatalim bu konuyu.
Tartışmak konusunda bir sorun yok ama ortaya attığınız hipotezlerin bir tutarlılığı yok ve ardı ardına karşınızdaki kişinin bilgilerinin yanlış olduğunu ve kendinizinkilerin doğru olduğunu iddia ediyordunuz. Sorun burada, yoksa ortada bir sorun yok. Alaycı bir şekilde tavır takınmamın sebebi biraz kendini kaptırmandan dolayıydı, @Yararsız Üye gibi benim de arkası bir kaynağa dayanmayan yazılar üzerinden ortaya atılan söylemlere pek tahammülüm yok maalesef, anlaşamadığımız konu burada.
Az önce attığım mesaj senin için de geçerli. Arkası boş olan kolpa bir şey savunmuyorum ben. Uydurmuyorum da. Karşıdakinin fikirlerinin yanlış olduğunu iddia etmedim ayrıca. Lutfen tüm mesajları baştan sona oku. Onunla anlaşamadık farklı pencerelerden bakıyoruz çünkü olaya.
Bu arada bir şey anlatılıyorsa kaynaklarla desteklenmelidir bana göre.
 
Son düzenleme:
Ben bir yerlerimden uydurmadım hiçbir şeyi. Elektromanyetik dalgaların beyin üzerindeki etkilerini de zamanında araştırmıştım. Bununla ilgili yapılmış çalışmalar var. Buna karşı çıkamazsın herhalde. Savunduğum şeyi yanlış anladın ve ordan yürüdün gittin. Herhangi bir konuda da ısrar ettiğimi düşünmüyorum. Neyse amacım polemik çıkarmak değil. Kapatalim bu konuyu.
Dostum elektromanyetik dalgaların beyin üzerinde zararı var diye bir cümle yanlış, çünkü bunun dalga boyu, frekans değeri gibi birçok belirleyicisi var. 5G üzerinden yürütülen sansasyonlar üzerinde çok kullandılar bu "beyine zararlı" argümanını, ama gel gör ki yanlış bir durum. Hatta bunu COVID ile bağdaştıran birtakım kişiler de vardı, bu "conspiracy theory" dediğimiz birtakım dayanaksız savları üreten kişilerin COVID ve 5G üzerine yaptıkları komplo teorileri üzerine yapılan bir araştırma da var linkini bırakayım.
Unutmadan bilgi vermeden de gitmeyelim neden zararlı değil diye, 5G frekansı elektromanyetik spektrum içinde şuradaki görebileceğin yerde.
1602611965525.png
 

Geri
Yukarı