Mutluluk ve insan

Mutluluğu, Farabi; "insan ruhunun varlık bakımından kendisine dayanacağı bir maddeye ihtiyaç duymayacağı bir mükemmellik derecesine ulaşmasıdır" şeklinde tanımlar ve genel olarak, hayatın ahlaki amacı ile ilişkilendirilir. "Tarifi yoktur" deyip kestirip atmadan önce başkaları ne demiş diye bir bakmak gerekir.

Ayrıca, insan; manevi olarak değeri olan olgular için göreceliliği ön plana çıkarak, değerlerin keyfiyet ile belirlenmesinin önünü açmaya vesile olduğunun ve bu sayede kendi desteği ile oluşan kaostan rahatsızlık duymasındaki çelişkinin farkına varabilirse; belki de "mutluluğa" bir nebze olsun yaklaşmayı başarabilir.
 
Son düzenleme:
Şu zamanlarda hiç etrafımda mutlu insan göremiyorum sizce neden?
Eğer öyleyse mutluluğun tarifi nedir?
Şu an siteyi kapatıyorum 1 saat sonra tekrar geleceğim bakalım nasıl cevaplar gelecek?

Mutluyum. Bunun sebebi hedeflerimi biliyorum ve realist davranıyorum, istediğim işi yapıyorum. İş konusunda olan hedefime ulaştım. Tabii bunun yanında çevresel istek ve faktörler de var; aile, kız arkadaş, arkadaşlık-dostluk ilişkileri...
Kendime zarar veren herkesi çıkarttım hayatımdan. Bir şey yapacaksam mümkün olduğunca kendime göre sonuçlarını düşünerek hareket etmeye çalışıyorum. Para konusuna gelirsek tabii belli sınırlarım var ama elime her geçen parayı istek ve ihtiyaçlarım harici değerlendirerek bu sınırımı genişletiyorum.
 
Mutluluğu, Farabi; "insan ruhunun varlık bakımından kendisine dayanacağı bir maddeye ihtiyaç duymayacağı bir mükemmellik derecesine ulaşmasıdır" şeklinde tanımlar ve genel olarak, hayatın ahlaki amacı ile ilişkilendirilir. "Tarifi yoktur" deyip kestirip atmadan önce başkaları ne demiş diye bir bakmak gerekir.

Ayrıca, insan; manevi olarak değeri olan olgular için göreceliliği ön plana çıkarak, değerlerin keyfiyet ile belirlenmesinin önünü açmaya vesile olduğunun ve bu sayede kendi desteği ile oluşan kaostan rahatsızlık duymasındaki çelişkinin farkına varabilirse; belki de "mutluluğa" bir nebze olsun yaklaşmayı başarabilir.
Doğru, bakmak gerekir. Farabi de kendi mutluluk tanımını vermiş bende göreceli diyorum. Kimisi maddeye ihtiyaç duyarak rezil derecede ulaşır kimi de Farabi'nin dediği gibi. İnsanın algısı değişkenlik gösterir bunu hesaba katarak söyledim.

Bence genelgeçer bir tanımı yok o yüzden böyle bir cümle kullandım.

değeri olan olgular için göreceliliği ön plana çıkarak, değerlerin keyfiyet ile belirlenmesinin önünü açmaya vesile olduğunun ve bu sayede kendi desteği ile oluşan kaostan rahatsızlık duymasındaki çelişkinin farkına varabilirse; belki de "mutluluğa" bir nebze olsun yaklaşmayı başarabilir.
Değerler nasıl belirlenecekmiş acaba? Ek olarak ortak değerlere sahip olununca niye mutluluğa bir nebze daha yaklaşıyoruz? Kaosluk veya farklılıktan da rahatsızlık duymuyorum, farklılığı seviyorum.

Ben sizin kadar kitap okumadım veya felsefik konuşamıyorum sizi yanlış anlamış olabilirim, hatam olursa düzeltin.
 
Değerler nasıl belirlenecekmiş acaba? Ek olarak ortak değerlere sahip olununca niye mutluluğa bir nebze daha yaklaşıyoruz? Kaosluk veya farklılıktan da rahatsızlık duymuyorum, farklılığı seviyorum.

Aslında bu; iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin (tabii ki estetik anlamı degil) benzeri değerlendirmeler ile ilgili. Bu konularda, ortak bir anlayış sağlandığında birliktelikler daha sağlam oluşuyor. Yine bu konulardaki anlayış; ne kadar çok kişiyi kapsar ve onları gözetir, korur, kollar ise o birliktelik içindeki insanların yaşamının daha konforlu hâle gelmesini ve doğal olarak, düşünsel ve çevresel sıkıntıların azalmasını sağlayabiliyor. Tersi durumda da herkes kendine göre bir değerlendirme içine girdiğinde, kimin kime gücü yeterse şeklinde ve zorunluluktan dolayı bir bitliktelik olması sebebiyle insanlar kişisel çıkar uğruna ya da lüzumsuz çatışmalarla birbirine hayatı zindan edebiliyor. Bunların örneklerini, farklı bilinç seviyesindeki ya da farklı yaşam standardı olan toplumlarda gözlemleyebiliyoruz.

Kaosluk veya farklılıktan da rahatsızlık duymuyorum, farklılığı seviyorum.

Farklılıkları ben de seviyorum tabii, lakin bağlılık ve uyum için en temelde anlam üzerinden bir ortaklık yakalayabilmek de gerekiyor. Bunun da zorunluluktan dolayı değil de gönüllü olması, o topluluğun gelişmesine destek olabilir.

Başa dönersek, nasıl belirleneceği hususu hâlâ büyük bir sorun olarak önümüzde duruyor ama olur da hâlledilebilirse; ki sınırlı sayıda insanlar için yasalarla hâlledilebiliyor, insanın ruhsal durumuna pozitif olarak katkı sağlaması kaçınılmazdır.

Bu arada, bunlar da kişisel görüş olarak isimlendirilebilir. Ama önceliğinin, çokluk olduğu da yadsınamaz.
 
Son düzenleme:
Aslında bu; iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin (tabii ki estetik anlamı degil) benzeri değerlendirmeler ile ilgili. Bu konularda, ortak bir anlayış sağlandığında birliktelikler daha sağlam oluşuyor. Yine bu konulardaki anlayış; ne kadar çok kişiyi kapsar ve onları gözetir, korur, kollar ise o birliktelik içindeki insanların yaşamının daha konforlu hâle gelmesini ve doğal olarak, düşünsel ve çevresel sıkıntıların azalmasını sağlayabiliyor. Tersi durumda da herkes kendine göre bir değerlendirme içine girdiğinde, kimin kime gücü yeterse şeklinde ve zorunluluktan dolayı bir bitliktelik olması sebebiyle insanlar kişisel çıkar uğruna ya da lüzumsuz çatışmalarla birbirine hayatı zindan edebiliyor. Bunların örneklerini, farklı bilinç seviyesindeki ya da farklı yaşam standardı olan toplumlarda gözlemleyebiliyoruz.



Farklılıkları ben de seviyorum tabii, lakin bağlılık ve uyum için en temelde anlam üzerinden bir ortaklık yakalayabilmek de gerekiyor. Bunun da zorunluluktan dolayı değil de gönüllü olması, o topluluğun gelişmesine destek olabilir.

Başa dönersek, nasıl belirleneceği hususu hâlâ büyük bir sorun olarak önümüzde duruyor ama olur da hâlledilebilirse; ki sınırlı sayıda insanlar için yasalarla hâlledilebiliyor, insanın ruhsal durumuna pozitif olarak katkı sağlaması kaçınılmazdır.

Bu arada, bunlar da kişisel görüş olarak isimlendirilebilir. Ama önceliğinin, çokluk olduğu da yadsınamaz.
Demek istediğini az buçuk anladım, ortak değerler birliktelik için gerekiyor. Bunu kabul ediyorum ama bu değerlerin sağlam bir temeli ve toplumu bir tutma amacı güden değerler olması gerekir. Ha bi de insanlara değerleri dayatmayı veya o değerini insanın beyninin içine sokmayı gereksiz görüyorum. Bunu kişi bireysel çabasıyla bu değeri bulmalı ve benimsemesi gerekiyor. O derece iyi bir değer bulmak gerekiyor ki toplum kolay kolay çözülemesin.

Ayrımcılık yapan değerler toplumu negatif etkileyebiliyor, günümüzde örneği bol.

Bireysel mutluluk ile toplumsal mutluluk farklı şeyler olduğunu anlamış olduk. Sağ olun.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı