Nasıl bu kadar kesin konuşabiliyorsunuz?

  • Konuyu başlatan VP67
  • Başlangıç Tarihi
  • Mesaj 315
  • Görüntüleme 13B
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
İsteyen edebilir ama alıcısı çıkar mı bilmem. Çünkü ana ilkeler yüzlerce yıldır okundu, kaydedildi, arşivlendi. İlgilenenler de bunu biliyor. Ne değişir ki? Tevhid ilkesini değiştirebilir misin? Son elçinin kim olduğunu, temel inanç ve ibadet esaslarını değiştirebilir misin? Elbette hayır. Varmak istediğiniz nedir değerli dostum? İyi geceler.
Şunu merak ediyorum, dünyada ki tüm Kuranlar aynı mı? Hepsi tek kaynaktan mı geliyor? Atıyorum bir Arapla aynı kuranı mı okuyoruz hiç mi değişmiyor?
 
Matematik bizim uydurduğumuz soyut bir şey. Bana 2+2'nin neden 4 olduğunu kanıtlar mısın? Veya sayı bölü 0 neden tanımsız? Ya da 0! neden 1? Yani bazı şeyler açıklamaya gitmek sadece varsayımlardan ibaret oluyor. Kesin bir sonuç varsa ölümden sonra neyin ne olduğudur.
 
Matematik bizim uydurduğumuz soyut bir şey. Bana 2+2'nin neden 4 olduğunu kanıtlar mısın? Veya sayı bölü 0 neden tanımsız? Ya da 0! neden 1? Yani bazı şeyler açıklamaya gitmek sadece varsayımlardan ibaret oluyor. Kesin bir sonuç varsa ölümden sonra neyin ne olduğudur.
Dostum yanılıyor olamaz mısın? Onu biz uydurmadık o zaten vardı, keşfedilmeyi bekliyordu. Tekil nesneler var ise kendiliğinden sayı kavramı "ben buradayım der" ve sen de saymaya başlarsın, bu kadar net! Sıfır, aslında bir sayı değildir çünkü sayı bir varlık ifade eder, ama sıfır sadece yokluk ifade eder, kısaca hiçlik demektir. O yüzden bir sayı, sıfır bir sayı olmadığı için sıfıra bölünemez. Diğeri de yine bununla ilgilidir.
2. dediğinize gelirsem bilinçden bahsetmişsiniz, bilinç fizik ötesi mi? Bknz: Serebral korteks Bilinç Nedir?
Dostum evet öyledir, fizik ötesidir. Verdiğin sayfa bağlantıları, bilincin fizik ile incelenebilir somut bir varlık olduğu algısını güçlü tutmak için karşı görüşe karşı yapılan savunma girişimlerine ait iki güzel örnektir. Ama aşağıdaki itirazlara maalesef bir cevapları yoktur. Daha fazla kısaltamadığım için özür dilerim.

Fiziksel bir varlık ya maddedir ya da enerjidir çünkü Evrendeki bütün fiziksel varlıklar öyledir ve dolayısıyla izole edilip incelenebilirler. Bir fiziksel varlık bu durumda eğer madde formunda ise en küçük olarak kuark düzeyinde yapıtaşlarına indirgenebilir ya da enerji formunda ise kuantum paketçikleri düzeyinde yapıtaşlarına indirgenebilir. İnsan vücudu, madde formunda fiziksel bir varlık olduğu için incelenebilir. İnsan vücudunda çalışan çeşitli organ ve diğer biyolojik sistemlerin ürettiği veya kullandığı biyoelektrik etkinlik çeşitleri de yine aynı şekilde enerji formunda fiziksel varlıklar oldukları için incelenebilirler.

İnsanın kişiliği, bilinci veya eşanlamlı olarak ruhu da denilen varlığın fiziksel bir varlık olması için ya kuarklara ya da kuantumlara indirgenebilir olması gerekir. Eğer öyle ise bu varlığın içinde bulunduğu statik veya dinamik bir durumun sonuçları varsa ki, olmalıdır; bu sonuçların da fiziksel olması yâni ölçülebilir olması gerekir. Kısacası fiziksel bir varlığın durumu ve ürettiği sonuçlar ölçülebilirdir veya bunun tam tersi olarak, fiziksel olmayan bir varlığın durumu ve ürettiği sonuçlar ölçülemezdir. Benzer bir anlatımla fiziksel olarak ölçülemeyen bir durum veya üretilmiş bir sonuç için bunların fiziksel bir varlığa ait olamayacağı açıktır. Öte yandan insan kişiliğinin veya bilincinin, kişisel karar ve kişisel düşünce gibi sonuçlar ürettiği bilinmektedir, ama bu iki kelime ile belirtilen varlıkların fiziksel varlıklar olmadığı da çok açıktır, çünkü her ikisi de fiziksel olarak ölçüm dışıdır. O zaman fiziksel bir varlığın, fiziksel olmayan sonuçlar ürettiğini kabûl etmek gerekir. Bu ise fiziksel varlık tanımına aykırı bir çelişkidir, o halde kişisel karar ve kişisel düşüncenin ait olduğu insan kişiliğinin veya bilincinin de bu durumda fiziksel bir varlık olamayacağı ortaya çıkar. Sonuç olarak insan kişiliği veya bilinci, ne kuark ne de kuantum denilen en küçük yapıtaşlarına indirgenemez ve bu durum onun madde veya enerji gibi fiziksel bir varlık sınıfına ait olmadığını, saf soyut bir varlık olarak metafizik varlık alanına ait olduğunu gösterir. Konuyla ilgili çalışma yapan bilim insanları yine de onu oradan kurtarıp fiziksel varlık alanına getirmek için çok çalışıyorlar 😀ve geçerli bir “Bilinç Teorisi” kurabilmek için yeni varsayımlar üretiyorlar. Ama fiziksel ölçüm teknikleri ve cihazları ne kadar gelişirse gelişsin ve insan beyni ne kadar incelenirse incelensin elde edebileceklerinin sadece, insan kişiliği veya bilincinin eylemlerinin veya eylemsizliklerinin insan beyninde toplamda konnektom denilen çeşitli merkezlerde bıraktığı, kodlanmış biyoelektriksel sinyal izdüşümlerini tespit edebilmekten fazlası olamayacağı görüşündeyim. Sonuçta insan kişiliği veya bilincinin, aslında bir tür ultra-kompleks veri merkezi görevi yapan beynin fonksiyonel bir çıktısı olmadığı, tam tersine o merkezin, görünmez bir kullanıcı arayüzünün arkasındaki gerçek kullanıcısı olan bir tekil operatör olduğu görüşündeyim. Dolayısıyla insan kişiliğinin veya bilincinin, o merkezde tutulan sinaptik verilerden gerekli olanları çözüp işleyerek ve kendi içinde tuttuğu mevcut veya gerçek zamanlı bilişsel veriler yardımıyla anlamlandırarak karar ve düşünce ürettiği sonucuna varılabilir.

İnsanın biyolojik olarak önce vücudunun meydana gelmesi ve sıfır anından yaklaşık 120 gün sonra yâni henüz daha dünyaya gelmeden bilinç kazandığını belirten çeşitli görüş ve bilgiler olsa da bilincin kökeni ve nasıl ortaya çıktığı tam bir bilinmezdir. O, açıkca fizik ötesi bir varlıktır.
Ayrıca diyelim ki dediğiniz gibi, bu ölümden sonraki dirilmenin vb. diğer şeylerin bir açıklaması olmuyor bence.
Elbette olmuyor ama, size varlığı fiziksel olarak gösterilemese de aslında var olan fizik ötesi varlıklar için en yakın etkili örnek olarak veridi. Benzer şekilde ölümden sonrası da fizik ötesi olduğu için, fiziksel veri elde edilemediği için yoktur sonucuna varanlara karşı verilebilecek çok güçlü bir örnek olarak düşünülebilir demek istemiştim.
Açıkçası pek tartışılcak bir şey olduğunu görmüyorum, her şey apaçık ortada. Görmek isteyen istediğini seçip görüyor zaten buradaki boş diyaloğumun ikimiz içinde bir manaya gelmediğini çok iyi biliyorum.
Tartışmanın sebebi uzlaşma olmadığındandır. Bu diyalog kesinlikle boş bir diyalog değildir, çünkü gerçeklerin ortaya çıkabilmesi ve uzlaşmanın sağlanabilmesi için karşı düşüncelerin çarpışması ilkesi doğrudur. İyi günler.
 
Son düzenleme:
Hangi mantıksal çıkarım? Kafanda çok güzel bir örnek tasarlamış olabilirsin ancak yazdığın iki cümle ile bunu hiç aktaramadığını yazdım. Düzgünce açıklarsan örneğin üzerinde düşünebiliriz.



Ben bilmek için kendimi zorlamıyorum, zaten hiçbir zaman bilemeyeceğim. Bilemeyeceğimi bildiğim için de durduk yere bir tanrı fikrini ortaya koymuyorum. Olabilir de olmayabilir de. Ben olmamak zorunda olduğu kanaatindeyim. Olması fikrini saçma buluyorum yoksa reddettikçe birileri bana para vermiyor.



Hocam dağların nasıl ortaya çıktığı gayet açıktır. Üst üste binen faylar yükselir ve dağlar meydana gelir. Bilinmez ama tahmin edilebilir, nasıl senin 1500 yıldır değişmeden aynı kitabın günümüze geldiğini tahmin ettiğin gibi (inerken orada yoktun değil mi?).

Fizikçi arkadaşın nedensellik ve tümevarım kullanarak bir başlangıç olması gerektiği düşüncesi zırva değildir, mantıklı gelebilir ancak kolayca karşı fikirler ileri sürülebilir. Ben mantıklı bulmuyorum, neden diye sorarsan evrenin salınım yaparak içine çöküp patladığını ve maddenin (veya evrenimizin diyelim) sonsuzdan gelip sonsuza gittiği.

Madde hep var olamaz bir başlangıcı olmalı diyorsan da araya tanrıyı sokuyorsun ve bu tanrının bir başlangıcı olmamalı diyorsun. Böyle dersen sorunu erteleyip aynı zamanda çelişmiş olursun.



Hocam bu son kısma gülmekten karnıma ağrılar girdi. Lütfen klavyede kedi gezdi falan de.

Seninki mantıksal ama benimki değil ha? Eğer biraz önce yazdığım gibi salınım yapmıyorsa (ki o zaman da başlangıç bir problem olabilir) Evrenin başlangıcı sorununda bir problem var. Yoktan var olmaya akıl erdiremiyoruz değil mi? Sen de bu sorunu çok mantıklı bir şekilde " O zaman yoktan var edebilen ve her zaman var olan bir X koyayım da sorun çözülsün " diyerek Polyannalık yapıyorsun.
Güzel cevabınız için teşekkürler. Elbette size karşı cevaplarım olacak ama şu sıralar zaman bulma sorunu yaşadığım için hemen bunu yapamayacağım. Kusura bakmayın.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı