Nasıl bu kadar kesin konuşabiliyorsunuz?

  • Konuyu başlatan VP67
  • Başlangıç Tarihi
  • Mesaj 315
  • Görüntüleme 13B
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Ya sen gerçekten ya trollsün ya söylediklerimi okumadın. Yazdıklarımı duvara anlatsam anlar yahu! Sürekli aynı şeyi tekrarlamaktan sıkıldığım için ve sen bu tartışmadan farklı bir bakış açısı kazanmayacağın için ben bu tartışmayı sonlandırdım. Sana tekrar söylüyorum dostum anlamak istersen eğer. Tevbe suresi inen son surelerdendir bu noktada nasih mensuh devreye girer. Tevbe suresinden önce vereceğin hiç bir kaynağın örneği kabul edilmez. Eğer Tevbe suresinde inanmayanlara Ültimatom veriliyorsa bu dinin genel tavrının ne olduğu gayet net anlaşılır. Ama sen söylediklerimi okumuyor musun ne yapıyorsun bilmiyorum ama bir şekilde söylediklerimi anlamamakta ısrar ediyorsun. Tevbe suresinden mana çıkarmak için kuranın tamamına bakılması gerekmez. Bazı durumlarda sadece ayet dahi yeterlidir. Sen diyorsun ki cevap veremiyorsun. Hayır dostum duvardan daha kalın olan ön yargının içine girmeye çalışmaktan sıkıldım. Körler sağırlar siz birbirini ağırlayın o zaman. Ben bu konuya bakış açısı kazandırmak için yazıyorum, bazı cahilleri eğlendirmek için değil.
Hala kendinizi haklı görmeye çalışıyorsunuz. Tevbe 4 ayetinde müstesna diye bir kavram var. Orda ayrıca savaşanlara bir uyarı var. Savaşmayanlara neden savaş olsun ki? Bakara 193 ayetinde olduğu. Yunus suresinde 99 ayetinde insanları zorlayacak mısın diye bir ibare de var? Abese 7 ayetinde bir oku. Eğer zorlama olsaydı Osmanlı da diğer inanç mensupları yaşar mıydı? Aynı şekilde Endülüste yaşayan Yahudiler ve Müslümanlar ile birlikte barış içinde yaşadılar hatta sonradan Hıristiyanlar onları öldürmeye çalıştılar. Osmanlı Devleti de Yahudileri bile kurtardı. Bu uygulama da olanları görüyoruz işte. Bir şeyi anlamaya her açıdan bakabilmek çok önemlidir.
İşte o da yok ben deistim ama o doğru olmayabilir.
Sizce yaratıcı insanlarla neden bir iletişim kurmasın?
 
Teist veya ateist, deist ya da agnostik hiç fark etmez, nasıl bu kadar kesin konuşabiliyorsunuz?
Zaten insanlar kesin olmadığı için Agnostik oluyorlar, bi' kavram eksikliğiniz var gibi.
 
@494722 ben fıkra anlatmadım ki neden gülme emojisini kullandınız ki?

Dostum ne kadar uğraşırsan uğraş boşa kürek çekiyorsunuz. Sen ne anlatırsan anlat onların senin sorularına verebilecek mantıklı bir cevapları yok. Aynı şekilde onların sorularına da sana göre mantıklı gelen ama onlara göre mantıklı gelmeyen cevaplar var. Yani bu tartışma yıllarca sürse bile bir kazananı olmaz. Herkes inanmak istediğine inanıyor.
 
Ben o kadar paragraf yazdım. Şimdi bunu mu yazıyorsun? Ne diyebilirim ki?
 
Dostum ne kadar uğraşırsan uğraş boşa kürek çekiyorsunuz. Sen ne anlatırsan anlat onların senin sorularına verebilecek mantıklı bir cevapları yok. Aynı şekilde onların sorularına da sana göre mantıklı gelen ama onlara göre mantıklı gelmeyen cevaplar var. Yani bu tartışma yıllarca sürse bile bir kazananı olmaz. Herkes inanmak istediğine inanıyor.
Yani normalde pek tartışmam çünkü genelde fikirler değişmiyor. Ben eğer zorlama olsaydı Osmanlı Devleti ve birçok devletinde dinde zorlama görebilmemiz gerekirdi ama göremiyoruz. Hem de pratikte.

Cahilik kavramını neye göre kime göre sınırı çiziyorsun?

Yazının içeriğine karşı bir delil getiremedin ki.
 
Yani normalde pek tartışmam çünkü genelde fikirler değişmiyor. Ben eğer zorlama olsaydı Osmanlı Devleti ve birçok devletinde dinde zorlama görebilmemiz gerekirdi ama göremiyoruz. Hem de pratikte.

Cahilik kavramını neye göre kime göre sınırı çiziyorsun?

Yazının içeriğine karşı bir delil getiremedin ki.
Yav nasıl getirmedim? Daha Nasih Mensuh kavramı ne bilmiyorsun gelmiş benle Kuran ayeti tartışıyorsun. Tevbe suresinde geçen bir olayın karşılığını Yunus ve Bakara suresinden veriyorsun. Ben sana daha ne anlatmaya çalışayım, neyin kanıtını sunayım. Dayatma dini olduğu Tevbe (inen son surelerden) suresinde belli diyorum, sen genele bak diyorsun? Evet Kuran konusunda cahilsin (Arapça bilgisiz demek) ama büyük bir özgüvenle savunmaya çalışıyorsun. Ama aradaki fark ben ateist olmama rağmen senin dinini senden katbekat daha iyi biliyorum. Hoca ağzıyla konuşup bir de çürüttüm zannediyorsun ya, çok yazık! Tartışacağın konuyu bilmeden neden tartışıyorsun? Hem dinini hem kendini küçük düşürüyorsun?
 
Dinde tercih hakkı yoktur dayatma vardır. İslam tarihi günümüzde fazlasıyla sansürlü zaten. Göze hoş gelmesi için bir çok şey saklanıp anlatılmıyor. Dinden soğumak, tiksinmek taraf tutmaya gerek yok. Güvendiğiniz kaynak Tecrid-i Sarih okunsa dahi dinden çıkmak için başlıca sebeptir.
Dostum tercih kelimesi ile anlatmak istediğimi yanlış anlamış olabilirsiniz. Biliyorsunuz insanlar dinî kabûl edip etmemekte yani tercihlerinde hürdürler. Zor kullanarak bir dinî kabûl ettirmek mümkün değildir. Biz dinî tercihimizi yâni onu seçip kabûl edip etmeme kararını hür irademizle veriyoruz, kimse bizi zorlamış değildir. Dinî kabûl ettikten sonra kurallarına uymak onun gereğidir, dayatma dediğiniz buysa yanlışınız var demektir. (Tevbe suresi giriş kısmındaki tarihi olay, o zamanki savaşla ilgiliydi, onu günümüze işte dayatma var diye taşımayın, onu orda bırakın.) İslam tarihindeki arızalı işleri yapanların hatalarından dolayı temel dinî inanç esaslarından ve temel ibadet esaslarından kuşku duymak ve dine bu yüzden karşı olmak yanlış bir görüştür. Güvendiğiniz kaynak dediğiniz derleme kitaptaki içeriğin hepsine katılmak zorunda değilsiniz, bağlayıcılığı yoktur. Bağlayıcılığı olan sadece temel inanç ve ibadet esaslarıdır. Bunları kabûl etmezseniz dine girmiş sayılmazsınız.
Araştırmalarım eleştirel akla yatkındır İslamcı kafanızı yormak istemem. Ayrıca Hürufu Mukatta'yı anlamak için Arap dil bilimcisi olmak gerekmez, onlar sadece temsili harflerdir. Avesta'da Allahın kitabı değil, benzerlikler olması kabul edilemez, ayrıca aynı kaynaktan geldiğini nereden biliyorsunuz?
Eleştirel aklı karşı olmadığım için zaten size cevap veriyorum. Siyasal islam denilen olumsuzluktan yâni dincilik hastalığından uzaktayım, din istismarına karşı olan dindarlık görüşünü kabûl etmekteyim. Hürufu mukatta, o dönemdeki başka hiçbir Arapça edebî eserde rastlanmayan, ne anlama geldikleri bilinemeyen, elçinin kendi uydurması olamayacağı için kitabın doğaüstü bir kaynaktan geldiğine dair güçlü kanıtlardır. Mecusilerin kitabı olan Avesta'nın İncil ve Tevrat gibi olmadığı biliniyor fakat kendinden önceki Tevrat'tan benzerlikler taşıması beklenmedik bir durum sayılmaz. Kur'an kitabı ile aynı kaynaktan gelenler İncil, Tevrat, Zebur denilen kitaplar ile Hz. Adem, Hz. Şit, Hz. İdris ve Hz. İbrahim'e gönderilen sayfalardır. Bunların kaynağının Allah olduğu, dinler tarihinde ve bizzat Kur'an kitabında ifade edilen bir husustur, bilgidir, benim uydurduğum bir şey değildir.
Bozuldu diyerek diğer kutsal kitaplara iftiralar atarak, savaşlar çıkarıp, yağmacılık yaptınız nesini savunuyorsunuz?
Dostum beni güldürüyorsun. Bozulmuş olmasalardı Kur'an kitabının ortaya çıkmasına gerek kalmazdı. Arıza çıkaran yağmacı Emevilerden bahsediyorsan elbette haklısın, zaten onlarınki tam bir din istismarıydı. Onları dinciler savunabilir, ben değil.
Tevrat'ın temeli Kuranın aslından daha az çelişki barındırır, hangi kitabın doğru olduğunu sen nereden biliyorsun da konuşuyorsun? Belki Zerdüştlük gerçek dindi belki Yahudilik tek doğru dindi sen nasıl bu kadar eminsin? Eminsin çünkü Kuranını okumadın. İçindekilerden İslam tarihinden bir habersin konuşuyorsun. Son kitap olması neyi değiştiriyor? Müslümanlıktan sonra Mormonlar geldi, kim diyebilir Mormonlar yalan söylüyor? Aynı dinin ekolünden gelen onlar. Muhammed ile Joseph Smith'i birbirinden ayıran nedir?
Dostum sen nasıl konuşabiliyorsan ben de öyle konuşabiliyorum aslında. Son kitap olması yeterlidir, siz kabûl etmiyorsunuz ama, mantıklı olan budur. Öncekiler aynı doğruluğu taşısalardı sonrakinin gönderilmesine gerek olur muydu? Son kitap olması, öncekilerin iptali anlamına geliyor. İnanıp inanmamak, gerekçelerin, yâni dolaylı kanıtların sağlam ve güçlü olduğunu kabûl edip etmemene bağlıdır. İslam tarihindeki yanlış kişi, iş ve olaylardan ziyâde temel inanç ve ibadet esaslarına ve İslam dininin temelde haksızlık ve sömürüye karşı olmasına odaklanmak gereklidir. Elbette en önemlisi hayatın sonrasında olduğu ifade edilen evreye gerekli hazırlık ile geçmektir, geri dönüş olamayacağı için. Mormonlar'ın iddiası geçerli değildir çünkü son elçi bellidir.

Sözde İslam'a mensup arızalı ve zararlı kişiler, topluluklar, görüşler sebebiyle dinin ana ilkelerini reddetmek ne kadar mantıklı olabilir ki? Lütfen olaya ilkesel olarak bakın, hatalı kişi, tutum, uygulama, olay ve tarih olarak bakmayın. Önceki paragraftaki kalın puntolu metnin içeriği bunu vurguluyor.
Umarım yararlı olmuştur.
 
Son düzenleme:
Dostum tercih kelimesi ile anlatmak istediğimi yanlış anlamış olabilirsiniz. Biliyorsunuz insanlar dinî kabûl edip etmemekte yani tercihlerinde hürdürler. Zor kullanarak bir dinî kabûl ettirmek mümkün değildir. Biz dinî tercihimizi yâni onu seçip kabûl edip etmeme kararını hür irademizle veriyoruz, kimse bizi zorlamış değildir. Dinî kabûl ettikten sonra kurallarına uymak gereğidir, dayatma dediğiniz buysa yanlışınız var demektir. (Tevbe suresi giriş kısmındaki tarihi olay, o zamanki savaşla ilgiliydi, onu günümüze işte dayatma var diye taşımayın, onu orda bırakın.)İslam tarihindeki arızalı işleri yapanların hatalarından dolayı temel dinî inanç esaslarından ve temel ibadet esaslarından kuşku duymak ve dine bu yüzden karşı olmak yanlış bir görüştür. Güvendiğiniz kaynak dediğiniz derleme kitaptaki içeriğin hepsine katılmak zorunda değilsiniz, bağlayıcılığı yoktur. Bağlayıcılığı olan sadece temel inanç ve ibadet esaslarıdır.

Eleştirel aklı karşı olmadığım için zaten size cevap veriyorum. Siyasal islam denilen olumsuzluktan yâni dincilik hastalığından uzaktayım, din istismarına karşı olan dindarlık görüşünü kabûl etmekteyim. Hürufu mukatta, o dönemdeki başka hiçbir Arapça edebî eserde rastlanmayan, ne anlama geldikleri bilinemeyen, elçinin kendi uydurması olamayacağı için kitabın doğaüstü bir kaynaktan geldiğine dair güçlü kanıtlardır. Mecusilerin kitabı olan Avesta'nın İncil ve Tevrat gibi olmadığı biliniyor fakat kendinden önceki Tevrat'tan benzerlikler taşıması beklenmedik bir durum sayılmaz. Kur'an kitabı ile aynı kaynaktan gelenler İncil, Tevrat, Zebur denilen kitaplar ile Hz. Adem, Hz. Şit, Hz. İdris ve Hz. İbrahim'e gönderilen sayfalardır. Bunların kaynağının Allah olduğu dinler tarihi ve bizzat Kur'an kitabında ifade edilen bir husustur, bilgidir, benim uydurduğum bir şey değil.

Dostum beni güldürüyorsun. Bozulmuş olmasalardı Kur'an kitabının ortaya çıkmasına gerek kalmazdı. Arıza çıkaran yağmacı Emevilerden bahsediyorsan elbette haklısın, zaten onlarınki tam bir din istismarıydı. Onları dinciler savunabilir, ben değil.

Dostum sen nasıl konuşabiliyorsan ben de öyle konuşabiliyorum aslında. Son kitap olması yeterlidir, siz kabûl etmiyorsunuz ama, mantıklı olan budur. Öncekiler aynı doğruluğu taşısalardı sonrakinin gönderilmesine gerek olur muydu? Son kitap olması, öncekilerin iptali anlamına geliyor. İnanıp inanmamak, gerekçelerin, yâni dolaylı kanıtların sağlam ve güçlü olduğunu kabûl edip etmemene bağlıdır. İslam tarihindeki yanlış kişi, iş ve olaylardan ziyâde temel inanç ve ibadet esaslarına ve İslam dininin temelde haksızlık ve sömürüye karşı olmasına odaklanmak gereklidir. Elbette en önemlisi hayatın sonrasında olduğu ifade edilen evreye gerekli hazırlık ile geçmektir, geri dönüş olamayacağı için. Mormonlar'ın iddiası geçerli değildir çünkü son elçi bellidir.

Sözde İslam'a mensup arızalı ve zararlı kişiler, topluluklar, görüşler sebebiyle dinin ana ilkelerini reddetmek ne kadar mantıklı olabilir ki? Lütfen olaya ilkesel olarak bakın, hatalı kişi, tutum, uygulama, olay ve tarih olarak bakmayın. Önceki paragraftaki kalın puntolu metin içeriği bunu vurguluyor.
Umarım yararlı olmuştur.
Tüm saçmalıklarını görmezden gelerek bir soru sormak istiyorum dostum. Şimdi bu Kuran bozulamaz tahrif edilemez değil mi? Yani Allah kelamı olduğu için değiştirilemez manası bozulamaz doğru mu?
 
Tüm saçmalıklarını görmezden gelerek bir soru sormak istiyorum dostum. Şimdi bu kuran bozulamaz tahrif edilemez değil mi?
İsteyen edebilir ama alıcısı çıkar mı bilmem. Çünkü ana ilkeler yüzlerce yıldır okundu, kaydedildi, arşivlendi. İlgilenenler de bunu biliyor. Ne değişir ki? Tevhid ilkesini değiştirebilir misin? Son elçinin kim olduğunu, temel inanç ve ibadet esaslarını değiştirebilir misin? Elbette hayır. Varmak istediğiniz nedir değerli dostum? İyi geceler.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı