Neden hiçbir şeyin eski tadı yok?

Orası öyle. Teknolojinin gelişmesi çok güzel ama bu tarz sorunlar da getiriyor yanında. Mesela en basitinden günümüz futbol turnuvaları hiç sarmıyor eskiden örnek veriyorum 2008 ve 2010 çok çok iyiydi fakat ondan sonraki turnuvaların hiç tadı tuzu yok.
Bu döneme dönmek çok güzel olabilirdi :)
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 
Hocam bu dedikleriniz tamamen siyasala bağlı. Tabii biraz da umudu yitirmemekle alakalı görüyorum ki kendi içinizde umut kalmamış bu ülkeye dair. Lakin şunu söyleyeyim size ben hükümeti de desteklemiyorum muhalefeti de. Ama size şunu kesinlikle söyleyebilirim ki, Bir toplum nasılsa, öyle yönetilir. Diye güzel bir söz var. Anladınız mı? Demek ki toplum olarak kötü bir toplumuz ki, kötü yönetiliyoruz.
Ne oldu bizim toplumumuza? Tarihini kanla yazmış bir millet, topraklarını kanıyla sulamış bir millet, kendisinden büyük kendini tanrı olarak gören devletlere karşı savaşıp zafer kazanmış bir millet, vatanını sömüren hükümetlere karşı ağzını açıp savaşını ilan eden bir millet nasıl oldu da bu kadar korkak oldu? Neden birlik olamıyoruz? Asıl sorun da bu işte. Gerçekten Türk milleti tarihin her noktasında birleşikti, sorunları birlikte çözüyordular. Yeri geldi, milletimiz hükümetini indirdi, yeri geldi hükümdarını, yeri geldi İngilizi, yunanı, ermeniyi, fransızı, italyanı, rus'u bu ülkeden sildi attı. İşte gördünüz mü birlik olursak hiçbir şey olmaz bu millete ve eski günlere geri dönebiliriz. Kısa ve öz olarak sözlerimi Mustafa Kemal Paşa'nın şu sözleri ile bitirmek istiyorum "Uyuyan milletler ya ölür ya da köle olarak uyanır!" İster inanın ister inanmayın, bu söz bir gün gerçekleşecek. Ve bu sözün sonucunu Türk milleti belirleyecek. Uyanıp birlik mi olacağız, yoksa uyandığımızda köle mi?
Ayrılıkçı kesimler ve parayı ülkesine karşı tercih eden insanlarla (diğer ülkelere gidenlerden bahsetmiyorum, zamanında para için ülkesinin aleyhine hareket edenlerden bahsediyorum şuanda aklıma gelmedi örnek bir isim) dolu olduğu sürece başta kim olursa olsun değişen bir şey olmayacak.
 
Ayrılıkçı kesimler ve parayı ülkesine tercih eden insanlarla (diğer ülkelere gidenlerden bahsetmiyorum, zamanında para için ülkesinin aleyhine hareket edenlerden bahsediyorum şuanda aklıma gelmedi örnek bir isim) dolu olduğu sürece başta kim olursa olsun değişen bir şey olmayacak.
Hocam kim gelirse gelsin bu ülke 100 yıl sonra da aynı olduğu yerde saymaya devam edecek. Çünkü gelenler hep yaşlı moruklar ve tek bildikleri şey eskiden neyin nasıl olduğu ve şimdi nasıl olduğu. Genç nesil ülkeyi yönetmediği sürece bence hiç bir şey değişmeyecek.
 
Ayrılıkçı kesimler ve parayı ülkesine karşı tercih eden insanlarla (diğer ülkelere gidenlerden bahsetmiyorum, zamanında para için ülkesinin aleyhine hareket edenlerden bahsediyorum şuanda aklıma gelmedi örnek bir isim) dolu olduğu sürece başta kim olursa olsun değişen bir şey olmayacak.
Bende onu diyorum, Türk milleti olarak ya böylelerine karşı topyekun mücadele ederiz ya da böyle zırlaya zırlaya dururuz.
 
Hocam kim gelirse gelsin bu ülke 100 yıl sonra da aynı olduğu yerde saymaya devam edecek. Çünkü gelenler hep yaşlı moruklar ve tek bildikleri şey eskiden neyin nasıl olduğu ve şimdi nasıl olduğu. Genç nesil ülkeyi yönetmediği sürece bence hiç bir şey değişmeyecek.
Çağa ayak uydurup geleceğe ve şimdiki zamanda neler gerçekleşeğini/gerçekleştiğini düşünmek haddinden çok daha fazla önemliymiş demek ki.
 
Borç denen illeti normalden farklı sebeplerle öğrendim. Bundan kaynaklı bulunduğum yaşta (16) çok şey öğrendim.
Dâhâ yolun başındayız ama hiç kimse aynı yolda yürümüyor. :)

Kendi adıma konuşmam gerekirse başımı sokabileceğim bir ev, güvenebileceğim ailem ve dostlarım var çok şükür ancak bunlar benim için yeterli değil.
Bir ömrümü ev, araba ve yemek ihtiyacımı karşılamak için heba etmek istemiyorum bu ülkede.

Diğer yandan bir başkasının yaşadığı elit hayatı biz yaşasaydık bugünkü kadar stresli ve depresif bir yaşam sürmezdik çünkü para ile ilgili bir endişe yerine ilişkilerine önem veriyorsun.
Tâbi bu en masum şekilde cümleler ile anlatımı, bazıları ne hayatlar yaşıyor bir bilseniz. 😇
 
Dâhâ yolun başındayız ama hiç kimse aynı yolda yürümüyor. :)

Kendi adıma konuşmam gerekirse başımı sokabileceğim bir ev, güvenebileceğim ailem ve dostlarım var çok şükür ancak bunlar benim için yeterli değil.
Bir ömrümü ev, araba ve yemek ihtiyacımı karşılamak için heba etmek istemiyorum bu ülkede.
Keşke kabus gibi olan bu hayattan sanki bir rüyaymışçasına uyanıp çoğunluğun mutlu olduğu herhangi bir zamanda uyansam.
 
Bu konuyu bende açmayı düşünüyordum ama siz benden önce davranmışsınız ve hislerime tercüman oldunuz öncelikle bunu söyleyeyim. Bende son keyifli yılın 2014 yılı olduğunu düşünüyorum. 2014 yılından sonra sadece yaşamak için geçiyor günlerim eski keyfim yok. Özellikle 2007 ve 2012 arasını çok özlüyorum. 2010 yazı benim en keyifli geçirdiğim yazdı.
 
Diğer yandan bir başkasının yaşadığı elit hayatı biz yaşasaydık bugünkü kadar stresli ve depresif bir yaşam sürmezdik çünkü para ile ilgili bir endişe yerine ilişkilerine önem veriyorsun.
Tâbi bu en masum şekilde cümleler ile anlatımı, bazıları ne hayatlar yaşıyor bir bilseniz. 😇
Normalden daha fazla tasarruflu olmaya çalışmak gerçekten insanı yoruyor. Hele hele oturduğu yerden hiçbir emek olmadan bulunduğu konuma gelen milletvekillerini gördükçe gerçekten ama gerçekten her şeyden bıkıyor insan.
 
Hocam kim gelirse gelsin bu ülke 100 yıl sonra da aynı olduğu yerde saymaya devam edecek. Çünkü gelenler hep yaşlı moruklar ve tek bildikleri şey eskiden neyin nasıl olduğu ve şimdi nasıl olduğu. Genç nesil ülkeyi yönetmediği sürece bence hiçbir şey değişmeyecek.

Bu ülkede seçim olursa Ahmet gider Mehmet gelir bir şey değişmez. Önemli olan insana reform yapılması herkesin okuyup okutulması kurallara uyulması vatandaş bilinci kazandırılması gerekiyor. Türkiye'nin panzehiri hafızadır çabuk unutuyoruz. Unutmamalıyız unutturmamalıyız. Her şeyin arkasından gitmemeliyiz takım tutar gibi parti tutmamalıyız. Başka cumhuriyet yok. Şanslıyızki genç nesil çabuk ulaşabiliyor görebiliyor. Bu konuda çok şanslıyız hem de çok, Atatürk'ün seslendiği gençler 2000 sonrası doğan kuşaktır. Bekleyip göreceğiz istediği olur umarım.
 

Geri
Yukarı