Yani sen şimdi tüm vücudunu kontrol eden beyninin, kafası atarsa seni çat diye öldürebileceğini düşünmüyor musun?
Sana gerçek hayattan bir örnek vereyim.
Bir adam var, iş adamı, zengin. Ama mutlu değil şehir hayatından ve Miami gibi nispeten daha sahil kıyısı, doğa olan bir yere gitmek istiyor. Bıkmış beton gökdelenlerden. Ancak çevresi buna şiddetle karşı çıkıyor. Adam böyle bir şey yapamaz çünkü herkes ona çok sert tepki verir.
Bu esnalarda, adam kanser olduğunu öğreniyor. 3 - 4 aylık ömrü kaldığı söyleniyor. Adam da "Hay yapacağınız işin ben!" deyip, her şeyi satıyor. Miami'ye taşınacak, ömrünün geri kalanını orada geçirecek. Her şey hazır. Tam Miami'ye gideceği günlerde, kanseri birden yendiğini öğreniyor. 3 - 4 aylık ömrü yok, uzun yıllar yaşayacak ve bu sefer, Miami'de. Hep istediği yerde.
Kanser ona güzel bir bahane olmuştu. Buradaki şey kesinlikle tesadüf değil. Apaçık beyin, kendisini bu döngüden kurtarmak için bir kanser oluşturuyor ve istedikleri yerine geldikten sonra, bu kanseri yok ediyor. İşte beyin böyle bir organ, isterse kanser de yapar, isterse öldürür, isterse vezir eder!
Bu yüzden ben beynime taparım. Kendime taparım.