Özgür irade yoktur

Sebepsiz eylem olmadığını düşünüyorum. Bu yüzden sizle aynı fikirde değilim.
Benim şimdi oturduğum yerden kalkıp duvara el sallamamdaki amaç neydi o zaman? Siz de deneyebilirsiniz. Bir anda ayağa kalkıp duvara el sallayabilirsiniz. Bunda bir amaç olamaz değil mi? Öyleyse iradem vardır ve özgürdür diyemez miyim? Sonuçta bunu yapabiliyorum ve bunun ne benim geçmiş deneyimlerimle ne etraftan gördüklerimle bir bağlantısı ne de keyif verdiği var.
 
Eki Görüntüle 831817

Öncelikle bu konuyu açmamın iki temel sebebi var:
  • birincisi, özgür irade hakkındaki düşüncelerimi bir konuya kaydetmek istiyorum.
  • ikincisi, karar verme odaklı monoton tartışmalara yeni bir renk getirmek istiyorum.
Daha önce herhangi bir özgür irade tartışmasında bulunduysanız bileceğiniz üzere, özgür irade tartışmaları karar verme odaklı tartışmalardır. "a ya da B'yi seçebiliyor muyum, yoksa seçemiyor muyum?" çoğunuz için özgür irade bundan ibarettir, değil mi? Ben özgür iradenin olmadığını düşünüyorum ve bu herhangi bir din ile, reddebileceğiniz bir şey bile değil. çünkü temelini direkt insanın kendisinden, gelişiminden ve en aptal insanın bile sahip olduğu bir şeyden alıyor: Tecrübe!

İlk olarak tecrübenin tam olarak ne olduğunu anlamak ve kavram karmaşasını engellemek amacıyla, Wikipedia tanımına bakalım:

Şimdi bundan ne anlamalıyız? Bir konuda zamanla elde ettiğiniz bir bilgi birikimine tecrübe dersiniz. Mesela çikolatalı bir dondurma yediniz ve sevmediniz. Bu bir tecrübedir. Bu tecrübenize göre, çikolatalı dondurmayı sevmiyorsunuz. Burada önemli olan nokta, artık bir şeyi tecrübe etmiş olmanız. Çikolatalı dondurma yemeyi tecrübe ettiniz ve artık isterseniz aklınızdan çikolatalı dondurmanın tadını tekrar tadabilirsiniz. Bunu hemen uygulayın. Tadını tecrübe ettiğiniz bir yiyeceği aklınızda canlandırın ve tadını hissettiğinizi düşünün. Tadını hemen hatırlayacaksınız. Sanki yemişsiniz gibi tadı gelecek. yani beyin zihninde bu tecrübeleri geri çağırabiliyor.

Hayatımızı çoğunlukla aynı çekirdek tecrübe bütünüyle bitiririz. Bu çekirdek tecrübe bütünü, çocukluğumuzdan gelir. Yaklaşık 0-7 yaş arasından bahsediyoruz burada. Bu yaşlar arasında bilinçli bir varlıktan çok, hipnozda gibisinizdir. Yani öğretilen bilgiler direkt bilinçaltınıza yerleşir. Bilinçaltı bildiğiniz gibi insanın neredeyse tamamını kontrol eder. Bilinciniz ne düşünürse düşünsün, bilinçaltınızla şiddetli bir uyuşmazlık varsa, muhtemelen bilinçaltınız kazanacaktır. Bu yüzden başarıyla ilgili kişisel gelişim kitapları okuyup, bilincinizi dönüştürmenize rağmen başarısız oluyorsunuz. çünkü önemli olan bilinçaltıdır. Bilinç dediğiniz nedir ki? :)

Bu çekirdek tecrübe bütününü oluşturan parametreleri kabaca listelemek gerekirse:
  • doğduğunuz yer.
doğduğunuz ülke, il ve ilçe gerçekten çok önemlidir. Çünkü aşağıdaki tüm parametreleri etkiliyor.
  • ebeveynleriniz.
ebeveynleriniz çok önemli. Nasıl bir eğitim seviyesine sahipler, ne kadar para kazanıyorlar, sizle nasıl ilgileniyorlar vs.
  • dış görünüşünüz.
bunu en basit şöyle açıklayayım: Dış görünüşünüz, okuldaki inek Ahmet mi yoksa popüler berke su mu olacağınızı belirler. :)
  • konuştuğunuz dil.
kavramlar ile düşünürüz. Yani konuştuğumuz dil ile. Dillerin yapısı farklılık gösterebilir yani nasıl düşündüğünüzü etkileyebilir.
  • çocukluk arkadaşlarınız.
size nasıl davrandılar, ne tür ilişkiler kurdunuz, onlarla ne tür sorunlar yaşadınız, ne oyunlar oynadınız vs.
  • ilkokul öğretmenleriniz.
yeri gelecek, onları ebeveynlerinizden bile fazla göreceksiniz. Önemi yeterince açık diye düşünüyorum.
  • oradan buradan duyduklarınız. :)
bu en tehlikelisi işte. Oradan buradan duyduklarınız kafanıza bir yerleşirse ve şansınıza pek iyi bir şeyler değilse...

Şu ana kadar farkına vardınız mı bilmiyorum ama işte kafanızdaki şimşekleri çaktıracak soru geliyor: Bunların hangisini kontrol edebilirsiniz? Hangisini değiştirebilirsiniz? Doğduğunuz yer size bağlı değil. Ebeyvenleriniz zaten bağlı değil. E dış görünüşünüz de öyle. Konuştuğunuz dili de değiştiremezsiniz. Çekirdek diliniz, ilk öğrendiğiniz dildir. Çocukluk arkadaşlarınızı da pek kontrol edemezsiniz. İlkokul öğretmenleri de keza öyle. Oradan buradan duyduklarınız 0, hiç yani.

Buraya kadar oldukça basit, otantik felsefi terimler kullanmadan derdimi anlattığımı düşünüyorum. Bunları anlatmak zorundaydım zira bunları bilmezseniz, neden tecrübe de tecrübe diye tutturduğumu anlamayacaksınız. :) şimdi sıra geldi karar almak ve tecrübe ilişkisine. karar vermek için tecrübeye ihtiyacımız var. tecrübenin olmadığı yerde de ya benzer tecrübelerimiz devreye girer ya da içgüdülerimiz. Burada ayrım yapmak için bilmemiz gereken önemli iki şey var:
  • tecrübe doğuştan gelmez. Geldiğini iddia etmek kavramın direktmen anlamına aykırıdır.
  • içgüdü doğuştan gelir ve herhangi bir tecrübe gerektirmez. Hayatta kalmak, acıdan kaçmak, zevki aramak vs.
Yani canlı, herhangi bir alan için bir tecrübeye sahip değilse, ya diğer benzer tecrübelerini kullanır (çikolatalı pastanın tadını tecrübe etmeyen bir canlı, çikolatalı dondurmanın tadını tecrübe ettiği için aralarında bağlantı kurarak çikolatalı pastanın tadının da kötü olabileceği sonucuna varabilir) ya da içgüdülerini kullanır ki, her daim kullanılacağını söylemiyorum. Benzer tecrübeler arasında bağlantı kurmak, günlük hayatımızda daha sık yaptığımız bir şey.

Peki bir diğer sorumuz geliyor: Çekirdek tecrübe bütününüzü oluşturan şeylerden hiçbirini kontrol edemezken, diğer elde ettiğiniz tecrübeler de zaten çekirdek tecrübe bütününün etkisi altında kaldığı ve yine kontrol edemediğiniz için, nasıl özgür iradeye sahip olabileceğinizi iddia ediyorsunuz? hangi argümanınız, inandığınız dinin hangi kısmı, mensubu olduğunuz felsefelerin hangisi, bu basit gerçeği çürütebilir?

Sizinle aynı fikirdeyim. İşin garip tarafı şudur ki bunları kontrol edemeyeceğimizi bildiğimiz halde geçmişte veya çocukluğumuzda yaptığımız şeyler için büyük pişmanlıklar duyarız. Ben çocuklukta yaptığım şeyleri hatırladığımda hala pişmanlık duyarım 8 yaşında yaptığım şeyden bile pişmanlık duyuyorum. Özgür irade büyüdüğümüzde biraz artabilir ama çocukluğumuzda tamamen yok olduğunu düşünüyorum. Daha çoğu şeyi tecrübe etmemişizdir ve pişmanlığımızda sonradan edindiğimiz tecrübe ile aynı anıyı yargıladıktan sonra oluşan acıdır.
 
Benim şimdi oturduğum yerden kalkıp duvara el sallamamdaki amaç neydi o zaman? Siz de deneyebilirsiniz. Bir anda ayağa kalkıp duvara el sallayabilirsiniz. Bunda bir amaç olamaz değil mi? Öyleyse iradem vardır ve özgürdür diyemez miyim? Sonuçta bunu yapabiliyorum ve bunun ne benim geçmiş deneyimlerimle ne etraftan gördüklerimle bir bağlantısı ne de keyif verdiği var.
O hareketi yapmanız için ilgili kasların aktivite olması, birçok beyin bölgesinin ateşlenmesi gerekir. Bunlar durup dururken olabilir mi? Ayrıca "amaçsızca" olarak nitelendirdiğimiz eylemlerde aramaya başlamışsak artık özgür iradeyi, bu aciz kaldığımız anlamına gelmez mi?

Bu eylemlerin hayatımıza bir faydası var mı? Bu eylemlerimde gerçekten bir amaç olmasa bile bu tür bir özgür irade ne işimize yarar? Hayatımızın en önemli kısımlarında, belki de tamamında özgür irademiz yoksa, bu özgürce yaptığımız amaçsız eylemler bizi avutmaya yeter mi?
Sizinle aynı fikirdeyim. İşin garip tarafı şudur ki bunları kontrol edemeyeceğimizi bildiğimiz halde geçmişte veya çocukluğumuzda yaptığımız şeyler için büyük pişmanlıklar duyarız. Ben çocuklukta yaptığım şeyleri hatırladığımda hala pişmanlık duyarım 8 yaşında yaptığım şeyden bile pişmanlık duyuyorum. Özgür irade büyüdüğümüzde biraz artabilir ama çocukluğumuzda tamamen yok olduğunu düşünüyorum. Daha çoğu şeyi tecrübe etmemişizdir ve pişmanlığımızda sonradan edindiğimiz tecrübe ile aynı anıyı yargıladıktan sonra oluşan acıdır.
Şu görsele bayılırım:
1612728643786.png
 
Ayrıca "amaçsızca" olarak nitelendirdiğimiz eylemlerde aramaya başlamışsak artık özgür iradeyi, bu aciz kaldığımız anlamına gelmez mi?
Zaten amaçsız davranışlarımız dışında bilinç ve zeka sahibi varlıklar olmamıza rağmen temelde hayvanlardan pek bir farkımız yok. Bu yüzden ben de insanları en aciz yaratıklardan biri olarak görüyorum. Hatta o kadar kötü durumdayız ki kendimize kurallar uydurup onlara uymaya çalışıyoruz. Sonra onu bile düzgün beceremeyip her şeyi ağzımıza yüzümüze bulaştırıp tüm milletleri kutuplaştırıyoruz.
Hayatımızın en önemli kısımlarında, belki de tamamında özgür irademiz yoksa, bu özgürce yaptığımız amaçsız eylemler bizi avutmaya yeter mi?
Açıkçası bedenimin kontrolünün benim elimde olması bana yetiyor. Zaten yazdığım mesajlarda bedenimizin kontrolünün (Belli bir yere kadar) bizim elimizde olduğundan bahsettim. Özgür irade bundan ibaret bence. Kararlarımın çevremdeki olaylardan ve insanlardan topladığım verilerle şekillendiğini ben de biliyorum yoksa. Bu kararların da benim huzurlu kalmamı sağlaması dışında çok bir işlevi yok. Mesela büyük bir kararla örnek vermek gerekirse: İki büyük şirketten iş teklifi geldiğinde yaptığım seçim beni daima huzura yakınlaştıran olur.
Bu eylemlerimde gerçekten bir amaç olmasa bile bu tür bir özgür irade ne işimize yarar?
Hayata tutunmamızı sağlar bir nevi. İpler tamamiyle bizim elimizdeymiş gibi hissettirir. Bu şekildede çıldırmamızı önler.


Resim çok iyiymiş bu arada, kendimi çok rahat hissettim gördüğüm zaman.
 
Seçemediğimiz şeyler dışında neler kontrol edebiliriz seçimlerimizi?

Cok basit, biz.

Eylemlerimizin bir kismini biz, bir kismini bizim secmedigimiz seyler kontrol ediyor.

Insanlarin tumuyle ozgur iradeden yoksun oldugu fikrine kesinlikle katilmiyorum. Bazi seyleri bilerek ve isteyerek, gayet bilincli sekilde yapabiliriz.

Konuda haklilik payi var, bazi aksiyonlar bizim secimimizmis gibi gorunse de degil. Manipule edilebilen canlilariz. Ya da genetik miras tercihlerimizi etkiliyor. Ama bu tum hareketlerimizin bizim irademiz disinda oldugunu kesinlikle gostermiyor.

Aslinda bu ozgur irade nanesi dinci kesimin "Her seyi olmadan bilen tanri" iddiasi nedeniyle gereksiz-fazla sorgulanan bir mesele bana gore. Sebep sonuc iliskisi kurabilen, analiz yetenegi olan her zeki canli gibi biz de basi seyleri bilincli ve planli sekilde kendi irademizle yapabiliyoruz. Babunlar da bunu yapiyor.
 
Özgür irade dediğimiz şey seçim özgürlüğü değil midir? Saçımı ne tarafa yatıracağım, hangi diziyi izleyeceğim, hangi dine mensup olacağım, ileride hangi mesleğe sahip olacağım...
Müslüman bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğinizde, sizi o aile büyüttüğü için müslüman olarak büyüyorsunuz. Fakat büyüdüğünüzde ateist olabiliyorsunuz.

Çocukluk arkadaşınız, okuduğunuz okul, ilkokul öğretmeniniz olsa olsa aileniz ve hayat şartları tarafından belirlenebilir. Bunların insanın özgür iradesini yok eden şeyler olduğuna inanmıyorum.

10 gün olmuş bu arada, fark etmedim :(
 
Özgür irade dediğimiz şey seçim özgürlüğü değil midir? Saçımı ne tarafa yatıracağım, hangi diziyi izleyeceğim, hangi dine mensup olacağım, ileride hangi mesleğe sahip olacağım...
Müslüman bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğinizde, sizi o aile büyüttüğü için müslüman olarak büyüyorsunuz. Fakat büyüdüğünüzde ateist olabiliyorsunuz.
Hocam, çevresi tamamen müslüman olan kaç kişi ateizme yönelebilir veya ateizmi düşünebilir? Açıklayınız lütfen.
 

Geri
Yukarı