Osmanlı şüphesiz büyük bir imparatorluktu. Nasıl ki Fatih gibi Yavuz gibi Kanuni gibi anlı şanlı isimler geldiyse de, ceddine ihanet eden Abdulhamid, Vahdeddin gibi isimler de gelmiştir.
Abdulhamid son bir kaç senedir adı duyulan bir padişah. Neden meşhur edildiği tam olarak bilinmiyor. Fakat "Kızıl Sultan" olarak anılmasının da sebepleri var illaki.
1 -20 Yüzyılda elektriğin ve telefonun İstanbul'a girmesine müsade etmemiştir. Yalnızca Saray'da kullanılmıştır.
2 -Asker'e manevra fişeğiyle bile ateş talimi yaptırtmamıştır.
3-Donanmayı, "Yıldız sarayını bombalamasınlar" diye Haliç'te çürümeye terketmiştir. Sırf onun yüzünden hiç bir deniz kuvvetine sahip olmayan bir Osmanlı donanması kalmıştır geriye. 1912'de kaybedilen Oniki adalarda hak iddia edilebilecek bir durum dahi kalmamıştır ortada.
4-Medreselerde Edebiyat dersini kaldırmış, "Kuru ecdat övüntüsü" dışında tarih dersi bile verdirmemiştir.
5-Duyun-u Umumiye kendisi zamanında kurulmuştur. Kendisi Saray hayatı yaşarken, halkını tümüyle sefalete terketmiştir.
6-Sırf inat uğruna Ruslarla savaşmaya kalkmış, Ruslar Yeşilköy'e kadar gelince İngilizlerden yardım dilenmiştir.
7-Onun döneminde, Şimdiki Türkiye Cumhuriyeti topraklarının tam 3 katı büyüklüğünde toprak kaybedilmiştir.
Bunları Osmanlı'ya nefret kusmak için yazmıyorum. Eski bir Osmanlı hayranı olarak araştırdıkça inanması güç şeyler karşıma çıktı hayatım boyunca. En basitinden şu bilgi bile çok garip. Anadolu'da Osmanlı tarafından yapılmış tek bir eser bulunmamakta. Tamamı ya Selçuklular ya da daha öncesinde yapılmıştır. Osmanlı tüm yatırımını İstanbul ve Balkanlara yapmıştır.
Ecnebiler sadece vergi vererek güvenlice yaşamlarını sürdürmüşken, Türk halkının hayatı cephelerde geçmiştir. Türk milletinin kapısı ya vergi lazım olduğunda ya da savaş için asker lazım olduğunda çalınmıştır. Onun dışında Osmanoğulları Türk milletini hep hakir görmüştür. Saray eşrafı hep ecnebilerden oluşmaktadır. Padişahlar da eşlerini zaten hep yabancılardan seçmişlerdir.
4 kıtada nam salan Osmanlıdan, Sevr imzalamış bir devlet kalmıştır geriye. İlkokul bilgilerinizden hatırlayacak olursanız Mondros Antlaşmasını imzalamasıyla tüm orduları dağıtılmış, ordunun tüm silahlarına el koyulmuş, en ufak bir müdahelede dahi halkını koruyamayacak bir devlet kalmıştır geriye.
Yunan İzmir'e, İtalyan Akdeniz'e, Fransız Güneydoğu Anadolu'ya çıkarma yapmış, Memleketin dört bir yanı işgal edilmiştir. İngiliz, İstanbul'u işgal etmiş, dönemin harbiye nazırını yani Genelkurmay Başkanını tutuklamış, Galata kulesine İngiliz bayrağı çekmiş, Mübarek Ramazan Ayı'nda Süleymaniye Camii'ne "The God Bless Queen" diye mahya çekmiştir. Yunan Kralı'nın oğlu Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in mezarını tekmelemiş, üzerine ayağını basarak hatıra fotoğrafı çektirmiştir.
Ondan sonra Yüce Allah, aziz Türk Milleti'ne Mustafa Kemal Paşa'yı nasip etmiştir. Halk örgütlenmiş, memleketin dört bir yanında topyekün mücadeleye öncülük etmiştir. Osmanoğullarının 600 yüzyıllık zulmüne son verilmiş, hakimiyet millete verilmiştir. Halka yalnızca Allah'a kulluk etme fırsatı tanınmıştır. Halkı cehaletten kurtarmış, fikri ve vicdanı hür bir nesil oluşmasını sağlamıştır.
Allah'a ne kadar şükretsek azdır. Son dönemde yapılmaya çalışılan kara propaganda ile beraber aziz şehitlerimize ve hatıralarına her ne kadar dil uzatılmaya çalışılsa da, yok olmuş bir devletten ortaya çıkarılmış bir Cumhuriyet ve kazanımlarının keyfini çıkarmaya çalışıyoruz.