Red Dead Redemption İncelemesi

Gerçi şu aralar Rockstar'dan RDR remake bekleniyor da işte çoğu PC veya konsolda olmuyacağı olanlarında 8.000 TL olacağı bir nesle çıkacak.
Ben PS 5 almayı planlıyorum. En sevdiğim oyun Rdr 1 eğer remake çıkarsa 1500tl olsa bile alırım. Ama Türkçe Altyazılı olması çok önemli. Olmazsa daha geç alırım.
 
Herkese selam. Bugün ki yazımda Red Dead Redemption(ilk oyun)'u inceleyeceğim. Red Dead Redemption Rockstar Games tarafından yapılan Vahşi Batı temalı bir açık dünya oyunudur. 2010 yılında Xbox 360(720p ve 2x Anti Aliasing) ve PS3(640p ve Anti Aliasing yok) için konsola özel olarak çıkmıştır. Bu oyunun bir PC sürümü çıkmamıştır. Oyunu Xbox 360'ın ve PS3'ün dijital mağazalarından satın alabilir veya internetten disk olarak satın alabilirsiniz. PS4 ve PC'de ile PS Now(Türkiye'de yok) ile oynayabiliyorsunuz. Bunun haricinde Xbox One'da geriye dönük uyumluluk desteği var. Oyunun Xbox 360 sürümüne dijital veya disk olarak sahipseniz Xbox One'da 1080p olarak oynayabiliyorsunuz.

1- Hikaye

Oyun 1911'in Vahşi Batı'sında, ABD ile Meksika sınırı arasındaki bölgede geçmektedir. Oyunun ana karakteri olan eski bir çete üyesi olan John Marston'un eşi Abigail ve oğlu Jack, devlet ajanları tarafından kaçırılır. Ajanlar John'a, eski çetesinin liderleri Bill Williamson ve Javier Escuella'yı yakalaması karşılığında ailesini serbest bırakacaklarını söyler. Başka bir seçeneği olmayan John, artık Fort Mercer'da kendi çetesini yöneten eski arkadaşı Bill Williamson'u yakalamak veya öldürmek için New Austin'e doğru yola çıkar. Williamson'u yakalamak için gittiği Fort Mercer'da Williamson'ın çetesinin üyeleri tarafından vurulan John, ölüme terk edilir. Bonnie MacFarlane adındaki bir çiftçi, John'u yaralı bir halde bulur ve onu iyileşmesi için doktora götürür...

Birkaç güne kadar iyileşen Marston, MacFarlane ailesinin yaptıkları karşısında kendisini onlara karşı borçlu hisseder ve çiftlikteki işler konusunda yardımcı olmaya çalışır. Öte yandan, Fort Mercer'a yapmayı planladığı saldırı için çeşitli kişilerin yardımlarından yararlanmaktadır. Armadillo kasabasının şerifi Leigh Johnson ile adamı, dolandırıcı Nigel West Dickens, mezar soyguncusu Seth Briars ve sarhoş silah tüccarı İrlandalı ile yaptığı plan sonucunda Fort Mercer'a, Truva Atı benzeri bir taktikle baskın yaparlar. Şerif ve adamıyla birlikte kaledeki herkesi öldüren John, Bill Williamson'un, eski çete üyelerinden Javier Escuela'nın yardımını almak için Meksika'ya kaçtığını öğrenir. Bunun üzerine İrlandalı ile Marston, iki ülke arasındaki sınırı belirleyen nehir üzerinden Meksika'ya geçerler.

Marston Meksika'da, Albay Agustin Allende ve Yüzbaşı Vincente de Santa ile, aynı zamanda ordu ile savaş içinde olan devrimcilerin lideri Abraham Reyes ile çift taraflı olarak çalışmaya başlar. Allende; Marston'a, kendisi için çalışması karşılığında Williamson ve Escuela'yı vereceğini söylese de bir süre sonra ona ihanet eder ve de Santa, Marston'u devrimcilerle birlikte hareket ettiği gerekçesiyle öldürmeye kalkar. Fakat olaydan sağ olarak kurulan Marston, devrimcilerle iş birliği yaparak de Santa'nın öldürülmesine yardım ederken, sonrasında ise Escuella'yı sağ olarak ele geçirir. Marston'u kontrol eden oyuncular, Escuella'nın yakalanmasının ardından yaşaması veya ölmesi yönünde bir karar vermek durumunda kalırlar. Olayın arından Reyes ve adamlarıyla birlikte Allende'nin villasına baskın yapılır. Allende ve Williamson bu baskında öldürülürken, Marston'un arkadaşı Luisa da Reyes'i kurtarmaya çalışırken hayatını kaybeder. Orduya vurulan bu darbenin ardından çevre illerin kontrolünü ele alan Reyes'in önderliğindeki devrimciler başkente doğru yola çıkarken, Marston da Blackwater'a dönerek hükümetle arasında bağlantıyı sağlayan Edgar Ross ile görüşmeye gider. Fakat Ross; Marston'a, uzun bir aradan sonra saklanmayı bırakıp ortaya çıkan çete lideri Dutch (Hollandalı anlamına gelmektedir) van der Linde'yi öldürmeden ailesini göremeyeceğini söyler. Van der Linde, bu sıralarda civardaki Birleşik Devletler ordusuyla çatışma halindedir.

Yapılan şantajın ardından Marston, mecburen Ross ve beraberindeki askerlerle birlikte Hollandalı'nın saklandığı dağlık mekana saldırı düzenler. Çatışmaların ardından dağların yüksek kısımlarına kadar kaçan Hollandalı'yı takip eden Marston, bir uçurumun kenarında onu kıstırır. Yakalanmak yerine ölümü seçen Hollandalı, kendisini uçurumdan aşağı bırakarak intihar eder.

Sonunda hükümetle olan anlaşması gereğince ailesini görmesine izin verilen Marston, kendisine verilen adresteki çiftliğe gider. Sonunda çiftliğinde; karısı Abigail, oğlu Jack, amcası ve köpekleri Rufus'la birlikte yaşamaya başlar. Burada geçirdiği birkaç günün ardından Edgar Ross'un önderliğindeki askerler, çiftliğe baskın düzenler. Abigail evin içinde saklanırken; John Marston, oğlu Jack ve amcası askerlerle çatışmaya başlar. Bu sırada amca vurulur. Çatışma devam ettiğinden kendisiyle çok fazla ilgilenilmediğinden kısa bir süre sonra hayatını kaybeder. Hemen sonrasında Marston, karısı ile oğlunun güvenliğini sağlamak amacıyla ahıra kaçmasına yardım eder. Her ikisini de burada bulunan ata bindirir ve arka kapıdan göndererek olay yerinden uzaklaşmasını sağlar. Birkaç dakika sonrasında ahırın kapısını aralıyarak bakar. Onlarca kişi, kapıya doğru silah tutmaktadır. Derin bir nefes alarak kapıyı açar. Birkaç adım attıktan sonra silahını çıkarır ve ateş etmeye başlar; fakat sadece birkaç kişiyi vurabilir. Hemen sonrasında ise onlarca kişi üzerine kurşun yağdırmaya başlar. Direnmeye çalışsa da kendisini sırtüstü yere bırakarak hayatını kaybeder. Silah seslerini duyan Jack ve Abigail ise çiftliğe geri dönerler. John'un cansız bedeniyle karşılaşırlar, askerler ise gitmiştir. John ile amcasını çiftliğin yakınlarındaki bir tepeye gömerler.

Sahnenin ardından oyun üç yıl sonrasına, 1914'e atlar. Büyümüş olan Jack, ailesinin mezarları başında durmaktadır (annesi Abigail de hayatını kaybetmiştir; fakat ölümüyle ilgili bir bilgi verilmemektedir). Sonrasında ise artık emekli olmuş Edgar Ross'u bulmak amacıyla Blackwater'a gider. Burada hükümet adına çalışan birinden Ross'un, Meksika sınırındaki nehir kenarında yaşamını sürdürdüğünü öğrenir. Oraya ulaştığında ördek avlamakta olan Ross ile kısa süreliğine konuşur. Ardından silah düellosuna girişen ikiliden Jack galip çıkarak Ross'u öldürür ve babasının intikamını alır. Arkasını dönüp oradan uzaklaşmasıyla oyun sonlanır.

Oyunun baş karakteri olan John Marston, Bill Williamson, Javier Escuella ve Dutch van der Linde ile birlikte Batı'nın en tehlikeli dörtlüsü olarak görülmekteydi. Edgar Ross ise en son John Marston'ı öldürdükten sonra şeref madalyası ile ödüllendirilip emekli olmuştur.

Hikaye, Vikipedi'den alıntıdır. İçine çeken sürükleyici bir hikayesi var. Oynarken kesinlikle sıkmıyor. Hikayeyi iyi anlayabilmek için iyi bir İngilizce gerekiyor.

2- Oynanış

Eki Görüntüle 615925
Eki Görüntüle 615911Eki Görüntüle 615912Eki Görüntüle 615921
Red Dead Redemption, GTA serisi gibi bir oynanışa sahip. Haritadaki işaretli bölgelere giderek görevleri tamamlıyoruz. Görevleri tamamladıkça daha fazla silah ve bölgeler açılıyor. GTA gibi doğrusal bir hikaye ile oynamaktayız. Oyuna Amerika'da başlıyoruz. Görevleri yaptıkça Meksika'ya geçiş yapıyoruz. En sonunda haritanın sağ üst köşesinde bulunan nispeten daha modern olan bölgeyi açıyoruz. Oyunda bizi üçüncü şahıs bakış açısı karşılıyor. Oyunda ulaşımı atlarla sağlıyoruz. Atları bulup evcilleştirebiliyoruz veya "General Store" adındaki yerlerden at satın alabiliyoruz. Belli başlı kasabalarda taksi olarak nitelendirebileceğimiz at arabaları bulunmakta. Belli bir para karşılığında istediğimiz yere başkalarının sürdüğü at arabalarıyla hızlıca gidebiliyoruz. Oyunun haritası çok geniş ve detaylı ve yan unsurlar çok fazla. Para kazanmak için birçok şey yapabilir ve gene kazandığınız paraları birçok şeyde harcayabilirsiniz. Çöl'de veya ormanda avlanıp hayvanların derisini ve etini satarak, görevler yaparak, çetelerin üslerini basarak, insanlara yardım ederek ve kumar oynayarak kazanabilirsiniz. Bu paraları silah, ilaç, at gibi şeyleri almakta harcayabilirsiniz. Oyunda hikaye sırasında yapılabilecek bir çok şey mevcut. Kumar oynayabilir, çetelerin üslerini basabilir, bilek güreşi yapabilir, aranan kişileri bulabilir, avlanabilir, insanlara yardım edebilir ve birçok şeyi yapabiliriz. Yada sadece atınızla saatlerce gezerek oyunun geniş haritasını ve güzel manzaralarını keşfedebilirsiniz. Oyunda sadece at sürmek bile bir keyif.

3- Harita
Eki Görüntüle 615917
Oyun çok geniş ve çok çeşitli bir haritaya sahip. Haritanın bir ucundan bir ucuna gitmek çok uzun sürüyor. Giderken çevredeki manzaralar ile insanı büyülüyor. Haritanın geneli çöl olarak inşa edilmiş. Oyunda ayıların da olduğu karlı bir dağ ve geniş bir orman mevcut.

4- Grafikler ve Fizik

Eki Görüntüle 615925

Oyundaki grafikleri çıktığı yıl olan 2010 yılına göre değerlendireceğim. Oyunun grafikleri gayet güzel ve seçilen renk paleti oyunun konusuna çok uygun. Şu an bile birçok oyunla yarışabilecek seviyede. PS3 ve Xbox 360'ın nispeten düşük donanımına rağmen çok fazla çim ve ağaç barındırıyor. Bir ormana girdiğinizde veya çölde oranın gerçekten çöl veya orman olduğunu anlayabiliyorsunuz. Oyunun fizikleri iyi. Oynarken gerçekten bir ata bindiğinizi veya gerçek bir insanı oynadığınızı hissediyorsunuz.

Genel Değerlendirmem:

Oyunu çok sevdim. Görevlerini yaparken hiç sıkılmadım ve hikayesi kendi içine çekti. Oyunun grafikleri ve müzikleri oyunun mükemmelliyetini tamamlıyor. Oyunu bitirdikten sonra bile yapabileceğiniz çok şey var. Bunları yaparken gayet keyif alıyorsunuz. Hiçbir şey yapmasanız bile atınızı alıp haritayı karış karış gezip manzaraların tadını çıkardım. Ben bu oyunu PS3'de oynadım. Oyunun şehirlere girdiğinizde ciddi bir FPS düşmesi söz konusu. PS3'ün karmaşık işlemcisi nedeniyle oyun geliştirmek çok daha zor. Bilgisayara çıkmaması nedeniyle nispeten düşük satış adedine sahip. Elinizde bir PS3 veya Xbox 360 varsa mutlaka oynamalısınız

Oyunun Artıları ve Eksileri:
+ Sürükleyici hikaye ve oynanışa sahip.
+ Zamanına göre çok iyi grafikler ve fiziklere sahip.
+ Oyunun müzikleri dinlemesi keyif verici ve oyunun içine çekiyor.
+ Geniş, çeşitli ve detaylı haritaya sahip.
+ Geniş silah çeşitliliğine sahip.
+ Geniş ve detaylı yan içerikler ile oyunda çok uzun süre zaman geçirebiliyorsunuz.

- PS3 için olan optimizasyonu kötü yapılmış.
- Oyun PC'ye çıkmaması satış adetlerini nispeten düşük tutuyor.
- Atmosfer ve mekanlar haricinde birçok yönden GTA'ya benziyor. Biraz daha farklı bir oynanış mekaniği yapılabilirdi.

Bu benim ilk incelemem olduğundan beğendiğiniz ve beğenmediğiniz kısımları lütfen benim paylaşın. Okuduğunuz için teşekkür ederim. :)
Merhabalar.Seriye ikinci oyunla mı başlamalıyım?Yoksa birinci ile mi?
 

Geri
Yukarı