Rezil olmakta usta olmak

Klasik Türk genci problemleri, hatta klasik genç problemleri. Yaşadıklarınızın bazılarını ben de yaşadım. Hayat bu, oluyor böyle şeyler. Keşke demeseydim, keşke yapmasaydım. Kafaya takmamak ve hatalardan ders almak ise ana gaye olmalı.

Tavsiyem daha iyi arkadaşlar edinmeli ve sizi kötü etkilediğini düşündüğünüz arkadaşınızla daha az görüşerek aradaki "samimiyeti" mümkün olan en az indirgemek. Böylece özel konuları onlarla konuşmak sizin için aşılması gereken uzun bir bariyer gibi zorlu olacaktır. Ayrıca bu şekilde onların zihinlerde daha az yer edinerek sizinle ilgili anıları yavaş yavaş yerini başka anılar dolduracak.

İkinci tavsiyem ise düzenli hayata geçmeniz. Evet, disiplin belki olanla ölene çare olmuyor ama kişinin yaşayacağı vicdan azabını en aza indirgiyor. İşinizi son saate bırakacak bir mentalite ile bir an önce çıkın ve zor olana yani düzenli ve kurallı bir zihniyete geçin. Tabii ki bunu da acı deneyimlerinizin kahredici sonuçlarını unutmayarak ve sanki birinin sizi göklerden izleyip de (bunu vefat etmiş sevdiğiniz bir yakınınız olarak düşünebilirsiniz) sizi hayal kırıklığıyla süzüyor olarak düşünebilirsiniz. Başka yollarında olduğunu unutmamak gerek.

"En büyük Fatih kendini fethedendir." denmiş. Özsaygına ve özbenliğine gereken önemi verdiğin takdirde bu açtığın konu kötü bir anıdan başka bir şey olarak hatırlanılmayacaktır.

Zaten genel olarak fazla öz güven problemim yok fakat dediğiniz gibi aşırı disiplinsiz ve mümkün olan son ana kadar erteleyen birisiyim.
Özellikle son zamanlarda erteleme ve umursamama davranışlarım tepeye çıktı.
Artık mutlu olmakta bile zorlanıyorum hiçbir şey keyif vermiyor. Bu yaşadıklarımın üzerine 2 hafta yaşadığım son olay top noktası oldu hayattan nefret etmeye başladım ama hiçbir zaman isyan etmedim. O gün insanların ne kadar bencil ve başkalarını düşünmez olabileceğini en canlı örneği ile gördüm.
Benim elimde olmayan bir şey olduğundan fazla pişmanlık duymuyorum ama aşırı derecede berbat bir olay olması 2 haftadır neredeyse ciddi anlamda gülemedim daha yeni yeni biraz unuttum oldu bitti deyip köşeye attım.

Olay aşırı umudum olan bir kızla ilgili.
Geçen sene sınıfımız deprem bölgesinden gelen bir kız vardı (aramızda depremzede varsa tekrardan geçmiş olsun hala toparlanamadı hayat orada)
Kız ortalamanın üstünde nazik ve hoş birisiydi ve fazla arzulanan bir kız değildi benim de fazla ilgimi çekmemişti fakat birkaç haftanın ardından kız yalnız birisi olmamasına rağmen teneffüs saatlerinde özellikle öğle teneffüslerimde halimi hatrımı sorup kafa açıyordu çünkü neden olduğunu bilmiyorum ama konudan konuya zıplıyordu ve bir söylediği bir söylediğini tutmuyordu ve felaket bir şekilde göz temasından kaçıyordu. İlk başlarda önemsemedim biraz daha yakınlaştık ve artık her gün sohbet ettiğim iyi anlaştığım birine dönüştü ben hala pek bir ilgi duymuyordum fakat kızın saf olması aşırı hoşuma gitmişti ben hayatımda her şeye hemen inanan birisini görmemiştim şakasına bir yalan söylediğim zaman hemen inanıyordu sorgulamadan bir ara yüzme birincisi olduğuma bile inandı söylemesem gerçek olduğunu düşüncekti öyle böyle zaten okul senesinin sonuna doğru gelmişti öyle böyle kapattık yaz tatilinde birkaç kez tesadüfen karşılaşıp sohbet ettik.
Ve şöyle bir detayda vereyim kız o zamana kadar bana sadece bir kere kanka demişti (friend zone muhabbetine sokmamıştı yani )

Yeni senede uzun süre görüşmememizin sebebiyle biraz soğuk girsede beden dersinde hiçbir sporda başarılı olmamamdan ötürü köşede oturduğum bir sırada geldi ve yaztatilimi sordu sonra sormadan heyecanla kendisinkini anlattı falan filan yani aramız hala iyiydi.

Sonra işlerin en zirve noktaya çıktığı ve benim de işleri ciddiye bindirdiğim noktaya geldi kız artık arkadaşlarını ekiyordu bahçeye çıkmak yerine yorgun olduğunu söyleyip benimle sohbet ediyordu. Ayrıca kızın hiç anlaşamadığı erkek bir sıra arkadaşı vardı. Gelip bana sıra arkadaşıyla yer değiştirip yan yana oturmayı teklif etti. Anında kabul etsemde sınıfın kalabalık olmasından ve arkadaşımın rızası olmadığı için bu gerçekleşemedi burada arkadaşımıda suçlamıyorum çünkü gerçekten oturduğu yer rahat ve peteğin yanıydı bende olsam bende kalkmazdım.

Kız artık canım sıkkın olmasa bile suratımı azıcık asmam ile gelip iyi misin diye sorması bir oluyordu. Fakat ben bu sırada hormonlarımı dinleyip kendimi ana bırakmak yerine mantığımı kullanmaya karar verdim. Belki doğru belki yanlış bir karar verdim hiçbir fikrim yok. Kızla sınıf arkadaşıydık bu büyük bir sorundu çünkü muhtemel bir ayrılık sonucu aynı sınıfta barınmak zor olacaktı. Ve ayrıca ilişkileri gizli yürütme taraftarı birisiyim en yakın arkadaşıma bile anlatmamıştım ucundan bile. Bazı arkadaşlarım bu fazla yakınlığı uyanıp şakayla karışık sorsada mükemmel bir şekilde geçiştirmiştim. Ayrıca bu işin kötü bir tarafıda vardı reddedilme olasılığında sınıfta herkesin diline düşmek istemiyordum. Çünkü kız sır tutmayı beceremiyordu birisinin ufak bir baskısı ile hemen dökülüyordu.

Artık kızın şakayla karışık sevgilin var mı? Ya da hoşlandığın birisi var mı sorularıyla içimden artık top ceza sahasında tek bir hareketimle gol yapabilirim diyordum. Fakat biraz daha düşünmeye karar verdim keşke vermeseydim. İşlerin yokuş aşağı gitmeye başladığı noktada burası. Şu an ağır kavgalı olduğum bir arkadaşım bozuk bir sandviç yemişti tarihinin geçmesine 1 gün vardı ve berbat kokuyordu. (3 ders ve teneffüs sonrası) sınıfı zehir gibi bir koku sardı ama koku öksürük krizine sokacak cinsten felaket kötü. Ve bu kokuyu büyük ihtimalle kendisi yaptı kendisini kurtarabilmek için benim uzaktan yakından alakam olmayan kokunun kaynağını bana yamadı. Tabii ki de ben yapmadığımı söylemesemde o arkadaş kusursuz bir yalancıydı sınıfta bağırarak olayı üstüme yıktı.

Ya keşke o anları yeryüzünden herkesin hafızasından silebilmem sadece kızın suratını görmeniz lazımdı... O kadar iğrenmişti ki. Beynim o an tepki vermeyi durdurdu 2 kelimeyi yan yana getiremiyordum tüm vücut fonksiyonlarım durmuş gibiydi ve an ortamın fazla kalabalık olmasından arkadaşa çıkışamamıştım. Tüm sesler bulanıklaştı. Geri kalan gün boyunca kimseyle konuşmadım. Ayrıca arkadaşımın birkaç tane daha yapmadığım şeyleri ben yokken anlatmasıyla top dışarı kaçmıştı dedim ya kız aşırı saf bir tip hemen her şeye inanıyor diye büyük ihtimal o arkadaşın anlattığı her şeye inandı... Ve arkadaş bayağı tipsiz birisiydi bende süper yakışıklı birisi değildim ama saçım uzundu ve sivilcesiz yani ortalama birisiydim. Artık kızla fazla yakınlaşmamı kıskandı ve çekemedimi bilmiyorum ama kavga ettikten sonra bile her şeyi dalgaya vurmaya devam edince seni Allah'a havale ediyorum diyip iletişimi kestim belkide bunu daha erken yapmam gerekiyordu fakat geçmişi değiştiremeyeceğimden yapacak bir şey yoktu.

Buradaki olay kızın kabul etmemesi değildi ilk defa bu kadar iyi bir flörtüm olmuşken arkadaşımın bunu kendine kabullenemeyip her gün takılıp iyi anlaşıp iltifatlaşmamızı kaldıramayıp kızı zehirlemesiydi. Kız şu an benimle eski yakınlığımızdan eser yok...benimle mecbur olmadıkça konuşmuyor.

O gün arkadaşlarımı gözden geçirdim ve değerini bilemediğim arkadaşlarıma daha fazla vakit ayırdım.
Ve bu olaylar tamamen benim insanların ve ortamın keyfini kaçırmamak için sesimi çıkarmamamdı uzun süredir devam eden bu toksik arkadaşlığı bitirseydim belki çok daha olumlu birisi olarak devam edecektim fakat başkalarını düşünmekten kendimi unuttuğumu fark ettim insanları memnun etmeyen bir şey söylediğimde hep kötü birisi olduğumu düşünüyorum. Fakat artık anladım ki ağzının payı verilmesi gereken adama ağzının payı verilmesi gerekiyormuş... Hayat döve döve tecrübe kazandırıyor yapacak bir şey yok.
 

Geri
Yukarı