Roman yazmaya devam etmeli mi?

Bakışlarını yerden kaldırarak yüzünü Yiğit’e doğru çevirdi ve baştan aşağı süzdü. Yiğit de kendisi gibi baştan aşağı tüm vücudu ıslanmış, saçları ise alnına doğru yapışmıştı. Sanırım bu soruya yanıt vermesi gerekiyordu.

“ Yiğit söylediklerini kendi kulakların algılıyor mu acaba? Arşına sadece basit bir soru sormama rağmen kendi acılarını benim acılarımla kıyasladı. Sorun bu değildi zaten. Kendi yaşadığı acıların yanında benim acılarımı hafife almasıydı zoruma giden. Orada onun söylediklerinden sonra emin ol kimse durmazdı.”

Elfida bu sözleri söyledikten sonra Yiğit’in kardeşini savunmasını bekledi ama o tam tersini yaparak kendisini desteklediğini açık bir şekilde ifade etmeyi tercih etti.

“ Elfida, daha birbirimizi bugün gördük. Ne sen beni tam anlamıyla tanıyorsun ne de ben seni. Aynı şekilde kardeşim için de. Arşının annesiyle arasında geçenler Arşının kırmızı çizgisi. Bu yüzden de sana karşı biraz sert çıkışmış olabilir, onun adına özür dilerim. Ama senin yaşadığın acıları açıklatmak zorunda bırakması kırıcıydı. Hiç kimse bu sözleri duymayı hak etmez. “

“ Bu kadar yaşadığın derin acılara rağmen dimdik ayakta ve son derece güçlüsün. Dudaklarında yorgun bir gülümseme hakim, gözlerin yaşadığın acıları bas bas bağırsa da sanki buruk bakıyorsun hayata karşı. Yaşamak artık senin için sadece ölümle yaşam arasındaki çizgi gibi gelip gidiyor sürekli. Senin yerinde biri olsaydı bu acıya rağmen ölmeyi dilerdi. Söylesene Elfida, sen nasıl yaşıyorsun? Yaşıyorsan buna yaşamak denir mi?”

Elfida bu sözlerden sonra dışarı doğru derin bir nefes bıraktı, ilk defa bir erkeğe karşı kendini bu kadar açmıştı ve anlaşıldığını hissediyordu.

yarım bıraktığım kitabın bir kesiti


para kazanmak değil o da olabilir ama ben yazdıklarım okunsun istiyorum
Yazdıkların bu dönemlerde okunabilir ama ölümsüz bir yazar olmak istiyorsan wattpadd yazma.
 
Roman yazmayı seviyorum ve her gün neredeyse aklıma onlarca texting ya başka kurgu geiyor ve ben oturup yazmıyorum. Yazsam belki de şimdi bir süre okuyucum olacaktı.

Sizce Watpad'de kendimi geliştirmek için aynı zamanda da bir kitle elde etmek için yazmalı mıyım?

Yazmak bir tutku işi ve ben hem hobi olarak hem de her şeyden uzaklaşmak için yazıyorum.
Genç kadın, güneş ışınlarının odaya sızıp yüzüne vurduğu anda yattığı yerde kıpırdayarak gözlerini araladı. Gördüğü manzara bir adet tavandan başkası değildi.

Gözleri zorlukla açıldı, kendine daha tam anlamıyla gelememişti. Yan tarafında bulunan komodinin üzerindeki telefonu aldı ve saate baktı. Günün yarısına kadar uyumuştu, saat öğlen sularını gösteriyordu.

Aklına gelen düşünceyle hemen yerinden fırladı, sonra da aniden olduğu yerde kalakaldı. Akşam gideceği buluşma için giyeceği kıyafete karar vermemişti ve bayağı zamanını alacaktı.

O zaman bırakma, kim ne derse desin; hayalinden vazgeçme.

Sen yaparsın, ben inanıyorum. Sen de inan.

Okudum, burada yazdığın hikayeyi.
 
Bakışlarını yerden kaldırarak yüzünü Yiğit'e doğru çevirdi ve baştan aşağı süzdü. Yiğit de kendisi gibi baştan aşağı tüm vücudu ıslanmış, saçları ise alnına doğru yapışmıştı. Sanırım bu soruya yanıt vermesi gerekiyordu.

“ Yiğit söylediklerini kendi kulakların algılıyor mu acaba? Arşına sadece basit bir soru sormama rağmen kendi acılarını benim acılarımla kıyasladı. Sorun bu değildi zaten. Kendi yaşadığı acıların yanında benim acılarımı hafife almasıydı zoruma giden. Orada onun söylediklerinden sonra emin ol kimse durmazdı.”

Elfida bu sözleri söyledikten sonra Yiğit'in kardeşini savunmasını bekledi ama o tam tersini yaparak kendisini desteklediğini açık bir şekilde ifade etmeyi tercih etti.

“ Elfida, daha birbirimizi bugün gördük. Ne sen beni tam anlamıyla tanıyorsun ne de ben seni. Aynı şekilde kardeşim için de. Arşının annesiyle arasında geçenler arşının kırmızı çizgisi. Bu yüzden de sana karşı biraz sert çıkışmış olabilir, onun adına özür dilerim. Ama senin yaşadığın acıları açıklatmak zorunda bırakması kırıcıydı. Hiç kimse bu sözleri duymayı hak etmez. “

“ Bu kadar yaşadığın derin acılara rağmen dimdik ayakta ve son derece güçlüsün. Dudaklarında yorgun bir gülümseme hakim, gözlerin yaşadığın acıları bas bas bağırsa da sanki buruk bakıyorsun hayata karşı. Yaşamak artık senin için sadece ölümle yaşam arasındaki çizgi gibi gelip gidiyor sürekli. Senin yerinde biri olsaydı bu acıya rağmen ölmeyi dilerdi. Söylesene elfida, sen nasıl yaşıyorsun? Yaşıyorsan buna yaşamak denir mi?”

Elfida bu sözlerden sonra dışarı doğru derin bir nefes bıraktı, ilk defa bir erkeğe karşı kendini bu kadar açmıştı ve anlaşıldığını hissediyordu.

Yarım bıraktığım kitabın bir kesiti.

Para kazanmak değil o da olabilir ama ben yazdıklarım okunsun istiyorum.

Bence devamını getirmeniz iyi olabilir konu günümüz şartlarında ilgi çekici gözüküyor.
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı