Tanrı yoksa evren nasıl oldu?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bununla kıyaslama yapmak saçma oldu ama yine de sizi kırmayalım.

Doğmak istemiyor olabilirdim. Doğmak zorunda değilim. Var olmak zorunda değilim. Bunu düşünmek çok zor olmasa gerek.

Bir ateist ve bir dindar insan için çocuk sahibi olmak farklı anlamlara gelir. Dindar biri çocuk sahibi olduğunda "bunu bize tanrı bahşetti" der. Ateist ise biyolojik süreçlere daha çok odaklanır ve "biz yaptık ve oldu" der.

18 yaşı modern dünyada çoğunlukla kabul edilen bir yaştır. Benim şahsi fikrim ise en az 20'dir. Zaten dünyanınn her yerinde değişkenlik gösterir bu yaş sınırı. Ve evet. Dünyaya gelmeyi ben seçmediysem ebeveynlerim bu dünyayı benim için olabildiğince zahmetsiz hale getirmek zorundadır. Zaten yeterince maddi ve manevi gücü olmayan birinin dünyaya çocuk getirmesi evrensel ahlak yasaları ile ters düşer. Buna ileride ben de çocuk sahibi olursam ben de dahilim.

Ayrıca çocuk sahibi olmak zorunda da değiliz. Bu bizim tercihimiz. Ama ne yaparsın. Canlılık içgüdülerimiz sayesinde genlerimizi yaşatma arzusu içindeyiz.


Bu ihtişamlı derecede merhametli, memnun edici ve ödüllendirici bir şey. Ciddiyim.
Ama eğer cennet veya cehennem arasında bir seçim yapmak zorunda bırakılmasaydım. Çünkü cennete gidemezsem cehennemde olacağım kesin. Sadece cenneti yaratıp herkesi içeriye tıkabilirdi. Kötülük ve iyilik kavramları yaratılmak zorunda bile olmazdı. Kötülük olmadığı için cehennem ile cezalandırılması gereken kötüler de var olmazdı.

Bunu ne sen seçtin ne de ben. Tanrının senaryosunda oynamak zorunda olan sözleşmeli oyuncularız sadece. Senaryoya göre bir rol aldık. Kimine iyi geldi kimine kötü. Rolünü iyi oyna yeter...
Öncelikle dinde bilim yokmuş gibi anlatmışsınız. Bir çocuk dünyaya geldiğinde İslam asla biyolojik olayları reddetmez. Spermin yumurtaya girişi, Mitoz mayoz bölünmeleri zaten bir gerçektir. Sadece iyilik olsaydı bu dünyanın yaratılmasının bir amacı olmazdı. Dediğiniz gibi bu dünya da herkesin farklı bir rolü var. Fakat bunları iyi veya kötü olarak değerlendirmek sadece bu dünya için geçerlidir. Bu dünyada adaletsizlik yaşayan biri öbür dünya da hakkını sonuna kadar alacaktır. Daha uzun uzun yazmak isterdim fakat telefondan bir hayli zorlanıyorum.
Bu arada yoğurtlu yulaflı tarif verdiğiniz konumda bir soru sormuştum, onu cevaplayabilirseniz sevinirim.
 
Öncelikle dinde bilim yokmuş gibi anlatmışsınız.

Dinde zaten bilim yoktur. Dinde bir şeylerden bahsedilir. Bunlara neyin neden olduğundan bahsedilmez. Eğer bahsedilen şeyler gerçekse bunları açıklığa kavuşturan şey bilimdir.

Sadece iyilik olsaydı bu dünyanın yaratılmasının bir amacı olmazdı.

Bakınız, anlamamız gereken bir detay var. Eğer toplumsal normlar bize kötü olmakta bir sorun yok deseydi ya da iyi olmanız gerek demeseydi insanlar, birinden biri olmak için çaba harcamazdı.
Kendi topluluğundaki insanların etlerini yiyen kabilelere git de sor bakalım. Bu yaptıkları şey onlara göre kötü bir davranış mıymış. Birisi onlara modern dünyada neye iyi neye kötü dediğimiz fikrini empoze etmezse bu kabileler oldukları gibi devam ederler. Ve kimse umurlarında olmaz.

Ve ekliyorum.

Fiil ve özne olmayan tüm soyut şeylerin bir zıddı vardır. Soyutluk insana özgüdür ve insanın düşüncelerinden ortaya çıkar. Bu durum, onun gerçek olduğu ve evrendeki her yerde geçerli olmak zorunda olması gerektiği anlamına gelemez. İyilik ve kötülük. Sevgi ve nefret. Varlık ve yokluk... Bunlar sadece bir düşünceden ibarettir.
 
Gazları kim varetti gaz diye bir şey nasıl var? Gazlar niye sıkıştı? Gazlar sıkışınca evren mi oluşuyor? Biz de sıkıştıralım?

Gazları kim yarattı sorusunun bir cevabı yok, hiçbir din de bunu bilemez. Bildiğini iddia edenlerin hepsi yalan söylüyordur. Gazlar sıkıştı çünkü kusursuz ve mükemmel, muntazam kısacası sözler köşkünde anlatıldığı gibi bir varoluşun içerisinde değiliz. O gazları sıkıştırabilmen için 40 fırın ekmek yemen lazım.
 
3. boyutta algılıyoruz ve düşünüyoruz bu yüzden tanrı varsa da büyük ihtimal bu bizim düşündüğümüz gibisinden bir tanrı değildir.
 
tarihi de asla çirkin değil.
Arapların yaptığı en büyük katliam: Talkan Katliamı. Kuteybe bin Müslim önderliğinde gerçekleşen bu katliamda 40.000 Türk katledilmiştir. Hayır savaş falan değil, katliam. Türkler savaşmamışlardır fakat savaşmadıkları halde hiç acımadan katledilmişlerdir. 24km boyunca cesetleri ağaçlara asılmıştır. Neden mi? Diğer beyliklere örnek olsun diye! Türkler kendi inancına benziyor diye müslüman olmadı, zorla müslüman olmak zorunda kaldılar. Tengricilik ve İslamiyet tek Tanrı inancını savunduğu için asimile olmaları kolay oldu sadece.

Dininin tarihinin çirkin olmadığını savunman sadece kendini kandırmanla sonuçlanır. İstediğin şeye inanabilirsin fakat yalan söylersen başkaları yalanını yüzüne vurur.
 
Aslında bu soru farklı şekilde de sorulabilir. Tanrı nasıl oldu? Tüm evrenin büyük patlama ile olduğuna inanmayanlar, Tanrının yoktan var olduğuna inanıyorlar. Aslında ikisi de aynı çelişki. Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar sorusu gibi. İkisini de kabul etsek, Tanrı yoktan var oldu evren de büyük patlama ile oldu diye, bu seferde dinler ile çelişiyoruz. İki ucu da boklu değnek. Normalde doğrular ve gerçekler tektir felsefesini savunurum ama bu konu da değil! Neye inanıyorsanız gerçeğiniz ve doğrunuz o dur!
 
Arapların yaptığı en büyük katliam: Talkan Katliamı. Kuteybe bin Müslim önderliğinde gerçekleşen bu katliamda 40.000 Türk katledilmiştir. Hayır savaş falan değil, katliam. Türkler savaşmamışlardır fakat savaşmadıkları halde hiç acımadan katledilmişlerdir. 24km boyunca cesetleri ağaçlara asılmıştır. Neden mi? Diğer beyliklere örnek olsun diye! Türkler kendi inancına benziyor diye müslüman olmadı, zorla müslüman olmak zorunda kaldılar. Tengricilik ve İslamiyet tek Tanrı inancını savunduğu için asimile olmaları kolay oldu sadece.

Dininin tarihinin çirkin olmadığını savunman sadece kendini kandırmanla sonuçlanır. İstediğin şeye inanabilirsin fakat yalan söylersen başkaları yalanını yüzüne vurur.
Dostum güzel yazmışsın fakat maalesef Türkler hakkında söylenen en büyük yalanlardan birisi "Tengricilik" denilen şeyin tek tanrılı olduğu. Türklere bu dini kabul ettirmek için işlenen on numara bir kılıf. Aslında Türkler gayet paganlar gibi bir inanışa sahipti tengri en büyük tanrı olmak üzere bir çok tanrı vardı. Hatta içlerinde Umay adıyla bilinen kadın tanrıça vardı. O yüzden eski Türkler (araplaşmadan önce) kadına önem ve mevki verirdi. Arap allahı gibi kadını beyinsiz yerine koyan, değersizleştiren hiç bir sistem Türk inançlarında var olmadı. Hatta Talkan ve Curcan katliamı yapılırken bölgenin yönetimi bir kadın yöneticiye aitti adını unuttum şimdi.
Aslında bu soru farklı şekilde de sorulabilir. Tanrı nasıl oldu? Tüm evrenin büyük patlama ile olduğuna inanmayanlar, Tanrının yoktan var olduğuna inanıyorlar. Aslında ikisi de aynı çelişki. Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar sorusu gibi. İkisini de kabul etsek, Tanrı yoktan var oldu evren de büyük patlama ile oldu diye, bu seferde dinler ile çelişiyoruz. İki ucu da boklu değnek. Normalde doğrular ve gerçekler tektir felsefesini savunurum ama bu konu da değil! Neye inanıyorsanız gerçeğiniz ve doğrunuz o dur!
Bunlar aklının yetmediği her şey için "mutlaka bir iş vardır" diyerek tanrı arıyorlar. David Copperfield dediğin adam uçtu, yok oldu, dev objeleri yok etti. Eğer sırrını açıklamasaydı büyük ihtimalle bunlara cevap veremeyenler adamı peygamber ilan edecekleri ama neyse ki korkulan olmadı.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı