Tanrının ihtiyacı

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Hocam öncelikle insanın aklını açıklamıyorum. Günümüzdeki insan profilinin gösterdiği gelişim ve öğrenme için Tanrı tarafından bahşedilen bir akla sahip olması gerektiğini düşünmüyorum. İnsanın hala bilmediği ve beceremediği çok şey var.

İkincisi için cevabım basit. Evrim hakkında yayınlanmış makale ve yazıları okumak için Google Scholar kullanabilirsiniz.
İnsan evrimle akılının geliştiğinimi düşünüyorsunuz ?
 
Öncelikle insanlığın öğrenmesi gereken şeyin kendisini yaratan zat olduğu kanısına nereden vardığınızı merak ettim. İnsanın henüz böyle bir zatın var olup olmadığına dair kesin bir bilgisi dahi yok. Muhtemelen hiç olmayacak.
 
Öncelikle insanlığın öğrenmesi gereken şeyin kendisini yaratan zat olduğu kanısına nereden vardığınızı merak ettim. İnsanın henüz böyle bir zatın var olup olmadığına dair kesin bir bilgisi dahi yok. Muhtemelen hiç olmayacak.
Bazı şeyler teslimiyet ister inanç kavramının temelide budur inanmak görmeden bilmeden, bu yüzden ‘var olup olmadığı dair kesin bilgi’ inanan bir insan için aranılacak bir özellik değildir inanmıştır.
 
Peki bir şey soracağım hocam. 1.cisi, insanın aklını nasıl açıklıyorsunuz? Eğer insanlar aklını evrim ile kazandıysa insanlarla aynı ortamda yaşayan diğer canlılar neden kazanmadı da sadece insan kazandı? 2.cisi milyon yıllık bir süreç diyorsunuz da bu milyon yıllık sürecin takibini nasıl yapabiliyorsunuz? En son adaptasyon ile gelişen insan ırklarının kafataslarını milyon yıllık maymun kafatası diye yutturan bilim adamları vardı. Sizin bilim dünyasının kabul ettiği bir kanıtınız var mı? Bilim kitaplarında gösterilen?
Bazı özellikler benzersiz biçimde bir türde artış gösterebilir. Bir türün kendine has özellikleri olması çok doğal bir şey. Eğer kazandığı özellik çevresindeki diğer türler üzerinde bariz avantajlar sağlıyorsa yüksek ihtimalle türe üzel bir özellik olarak kalır. Buna bukalemunlar örnek verilebilir.

İkinci dediğin şey Piltdown adamı sanırım. Bunu yapan kişinin iddiası daha sonra çürütülmüştü. Günümüzde teknolojinin çok ileri olmasıyla artık bu tarzda sorunlar yaşamıyoruz.
C14 testleriyle bir fosilin çok az bir hata payıyla hangi döneme ait olduğunu hesaplayabiliyoruz. Genom haritalarının daha sonraki fosillerle de eşleşmesiyle birlikte nerelerden gelip nereye gittiğini anlayabiliyoruz. Bunun çok fazla yöntemi var.
 
İnsan evrimle akılının geliştiğinimi düşünüyorsunuz ?
İnsanın sürekli olan gelişimi aklın evrimleştiğini gösterir.
Bazı şeyler teslimiyet ister inanç kavramının temelide budur inanmak görmeden bilmeden, bu yüzden ‘var olup olmadığı dair kesin bilgi’ inanan bir insan için aranılacak bir özellik değildir inanmıştır.
Elbette insanın gelişimi konusu inançlarımıza göre farklılık gösteriyor. Bu son derece normal. İyi geceler dilerim.
 
Korkuyla alakalı değildir. Dinler inmeden önce de insanlar çeşitli şeylere inanıyorlardı. Put yaptılar, putlara inandılar. Güneşe taptılar, Aya taptılar. Fakat o zaman cehennem cennet kavramları bile yoktu. Bu adamlar Güneşe taparken korktular mı? Hayır.
Korkuyla çok alakası var. İnsanlar gök gürültüsünün kulak yaran sesinden, zifiri karanlık geceleri aydınlatan ışığından ve düştüğü yeri kömüre çeviren gücünden korktular ve ona taptılar. Güneşin kör eden parlaklığından, dev kar kütlelerini eriten ve en uzun nehirleri kurutan sıcaklığından korktukları için ona taptılar. Taptılar ki bir gün bu varlıklar kızdıklarında bu gücü kendilerine karşı kullanmasınlar.
 
Asırlardır bu kainat var insan en üstünü olmasaydı yaratılanlarda kendini bu kadar geliştirebilir miyiydi? Güneş asırlar önce de aynı şimdi de aynı, elma ağacı yıllar önce de aynı elmayı veriyordu, hayvanlar yıllardır aynı tatikle avlanıp duruyor insan dışında hangisi kendini geliştirebildi?

O kadar çok yazım yanlışı var ki bu basit hataları yapan birinin düşüncelerinin çok etkileyici olmayacağını düşündüm ilk okuyuşumda. Fiziksel olarak bakarsak aklımız olduğu için somut evrendekilerden üstünüz. Ama soyut evrene geçersek irade sahibi Çin'ler, 25 insan gücünde. Bizden daha hızlılar. Hadi sadece somut evreni gözlemleyelim, o zaman engelli insanların var oluş sebebini de açıklamanız lazım, yine buradan da tanrı kötüdür ilkesi ortaya çıkıyor.

Bu tür felsefik konuları çok sık görmeye başladım. Tanrı deyince insan, yaratıcıyı küçücük beyniyle somutlaştırmaya çalışır ama yapamaz. Bu yüzden de gözüyle görmediği bir şeye inanmayacağı için inkar etmeye başlar. Sürekli Tanrı'nın varlığını sorgulamaya başlar ama bir sonuca varamaz. Kısırdöngü içerisinde kalır, küçücük beynini yorar. Sonuçta insanı insan yapan düşünüp sorgulamasıdır ama "Tanrı'nın ihtiyacı" konusu gibi saçma sapan konulara açacağınıza bu sorunuzun cevabını 4 Kutsal kitabı okuyarak ve birbirleriyle mukayese ederek edinebilirsiniz. İstediğiniz cevabı diğer insanlardan hiçbir zaman alamazsınız. Tanrı'nın varlığına inanan ve inanmayan insanların söylediklerine inanmak istersiniz ama inanmazsınız çünkü somut bir şey görmek istersiniz. Verdikleri cevaplar ve söylenen kişisel fikirler sizi ondurmaz. Kimisi evrimi savunur kimisi de Deizm'i savunur. Dini inancı olan ve ibadetlerini eksiksiz yerine getirmeye çalışan insanlar ise bu tür konularla ilgilenmez ve kafaları daha rahattır. Sorgulayıp durursunuz ama sınırı aşamazsınız, aklın da bir kapasitesi vardır. Biraz araştırmacı olun, söylenen şeylere inanmayın.

Hocam zaten eğer gözümle görebilirsem de inanmam, o kadar kudretli bir varlık ben gibi birine kendini göstermek için mi çabalayacak. Eğer birisi ben tanrıyım derse sokarım mızrağı mabadına, kendi kendine iyileşirse, ölümsüzse(tam şu anda vazgeçtim bu dediklerimden, Deccal'in böyle yetenekleri vardı :D) bazı vasıfları vardır. Ve sizin 4 kutsal kitap dediğiniz kitapların aslında 3 tane olduğunu(Zebur, Tevrat'ın içinde bulunan bir bölümdür.) Bilmeyişiniz, ve zaten İncil ve Tevrat'ın da aslında sadece bir tarih kitabı niteliğinde oluşu bu durumu daha ironik hale getiriyor. Ki sizin deyiminize göre diyelim ki kaynağımız 4 kitap, ama sizin bu önerdiğiniz 4 kaynak da birbiriyle çelişen ifadeler içeriyor. "Hayır arkadaş, tamam sadece Kuran'a bak" dersen de, Kuran'da Ebu Leheb'e sövmekten asıl öğrenmemiz gereken kısımlar eklenmemiş, o zaman da hadislere başvurmamız gerekiyor. Hadisler de kutsal kitap sayılmadığı için ve sadece İslam öğretilerinin bir parçası olduğu için kaynak olarak alamayız. Yani tanrı kitap yollamış, daha kendi öğretilerini bile bize ulaştıramamış. Biz de onun bize verdiği aklı kullanarak işin içinden çıkmaya çalışıyoruz, ne var ki bunda? Hem gayet de doğru bir şey yaptığımızı düşünüyorum, düşünmeden "Ben Müslümanım" diyenlerden daha üstün görüyorum kendimi. Bu bir kibir değil, onları aşağılamak...
 
Son düzenleme:
Hadi sadece somut evreni gözlemleyelim, o zaman engelli insanların var oluş sebebini de açıklamanız lazım, yine buradan da tanrı kötüdür ilkesi ortaya çıkıyor.
Bizim müslüman olarak inançımız dünya hayatında bir takım imtihanlar zorluklar yaşacağımızdan şüphemiz yok, bunun sebebi ise Allah bu zoruluğu verdi o kul isyan edecek mi yoksa sabırlı olup şükürmü edecek şüphesiz bize göre şükür eden en güzel hareketi göstermektedir. Gelelim engelli bireylere engelli bireyler ve ona bakmak zorunda kalanlara bir imtihan bu, başka birini yokluk ile başkasını sağlık sorunları ile kimi kulunada çok verip ne yaptığını görmek istemesinden. Herkesin sınavı ve imtihanı farklı gördüğünüz üzere.
 
Hiçbir metafiziksel varlık bizimle temasa geçmedi. Hepsi bilinçaltımızda. Metafiziksel varlıklarında bir gezegenin canlılarından çok, Evren'in kendisinden güç çekmesi ihtiyacında bulunacaklarını düşünüyorum.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı