Yaşadığınız en korkunç olay

Ben çocukken yaşadığımız sobalı evde bir akşam soba çok fazla yanmıştı ve hiç tahmin edilemeyen ve daha önce karşılaşmadığımız bir durum oldu. Ben akşam bir ara mutfağa gitmiştim. Banyonun camından yansıyan hafif kırmızı-turuncu ışıkların olduğunu gördüm. Banyonun lambası o şekilde yanmıyordu ve o sıra banyoda kimse yoktu. İçerde ne var diye bakmak için kapıyı açtım ve küçük bir yangın olduğunu gördüm. Çok harlı yanan sobadan çıkan kıvılcımlar borudan geçip bacaya ulaşmış ve oradan da banyonun bulunduğu baca boşluğundan aşağı inip banyodaki baca deliğini tıkamak için kullandığımız malzemelere ulaşmıştı. Kağıt ve naylon parçaları tutuşmuş yanıyordu. Bir de banyoda tüplü şofben de vardı. Aklıma ilk gelen şey tüpün patlamasıydı. Direkt oturmasına gidip haber vermiştim ve ailem söndürmüştü yangını. Ben mutfağa gitmesem ve banyodaki garip ışıkları farketmesem yangın daha da büyür ve hatta tüp patlayıp felakete yol açabilirdi. Şimdi düşününce daha korkunç geliyor.
 
Doğrudur. Biraz cahilce söyledim :)
Cahilce değil bence. İslam dininin de gayet kabul edilen bir şey. Hatta binlerce kişi karabasan gördüğünü söylüyor. Bunlardan biride benim kuzenim. O gün onların evinde kalmıştım. Kalktım lavaboya gittim. Bi baktım çığlık attı bu. Gittim yanına dili tutulmuştu. Yüzü bembeyazdı. Ailesine haber verdim geldiler yanına. 2 saat boyunca konuşmadı. Konuşamıyordu korkudan. Şimdi hala anlatır bazen o geceyi. Gördüğü şeyi.

Dayım beni havuzun içine simitsiz atmıştı 5 yaşındayken 15-20 saniye dipte kaldım boğuluyordum son anda babam yakaladı.
Yani hocam biraz büyürsün anlarımda 5 yaşında atmak nedir yahu? Benimde başıma aynısı hatta daha kötüsü geldi diyebilirim. Daha 6 7 yaşlarındayım galiba öyle hatırlıyorum. Neyse amcam tuttu beni ayaklarımdan. Suda ayaklarım yukarda başım suda kalacak şekilde tam tur döndürmeye başladı. Hem nefesim yetmiyecekti hemde sürekli döndürüyordu. Neyse su ıslak diye elinde kayıp suya düştüm. Boğulucaktım yani artık gidiyordum. Artık Allah nasıl güç verdiyse bir çırpınmayla suyun yüzeyine çıktım.


O bana da oluyor. Masaya bir şey koyuyorum sonra bakıyorum yok. Sonra bir daha bakıyorum var.
Hocam malum harfliler işini bitirdikten sonra geri yerine koyuyorlardır 😀
 
Son düzenleme:
Anlatacağım olay bu pazartesi ile bu çarşamba arasında yaşandı. Biryıldır dedemin (Yurdaşen Karahasan, belki tanırsınız Galatasaray'da eski yönetici) böbreklerinde sorun var. Zaman zaman hastanede yatıyor iyileşincede taburce olup çıkıyordu. Bu pazarteside tekrar böbrek şikayetiyle hastaneye gitmiştestler yapıldığında değerleri çok kötü çıkmış ve doktorlar geçici diyalize gireceğini (sorunlar devam ederse kalıcı diyaliz olucak) söylemiş. Muhtemelen böbrek kalbi kötü etkilediği için hastanede yatarken bir anda tansiyonu 30-40 lara düştü. Bir kaç saat boyunca durumuna bakılıp yoğun bakıma girdi. Yoğun bakımdayken tansiyonu 28 olmuş ve kalbinde ritimsizlik vardı (tansiyon 25 olunca vefat ediyorsun). 1-2 gün kaldıktan sonrada yoğun bakımdan çıktı. Biz çok korkmuştuk şimdi de kalp pili takılıp hastanede bir kaç gün istirhat ediyor.
 
Boğazıma mandalina kaçmıştı tabi etrafta heimlich manevrası bilen biri olmadığı için tam boğulurken kendim kurtuldum bir şekilde. 4-5 yaşlarındayken bir arkadaşımla boncuk tabancasıyla oynarken yanlışlıkla gözüme sıkmıştı o da kötü bir anı.
 
Aslında çok da korkunç olmaması gereken bir durum. Geçen sene Elazığ depreminde bizim şehirde etkilendi. Bina iyi sallandi. Nenelerim dedelerim cevremde kim varsa ilk defa boyle bir deprem yaşadık dedi. Toplumu siz düşünün. Deprem olmaya başladı. Biz şaşkınlık içinde ne yapacağız diye duruyoruz. Arkadaş boyle bir bağırık yok. Binadan merdivenle asagi kaçan bir adam aynen su şekilde ve binadaki herkesin duyacağı şekilde "ölmek mi istiyorsunuz? Canını seven kacsiiiin!". Yav arkadaş boyle bir şey yok. 32 daire aynı anda aşağı kaçmaya başladı. Deprem esnasında yapılmayacak ne varsa yapıldı. Şehirde maddi olarak hiçbir kayıp yoktu.
 
Ankara'yı bilenler bilir, Atapark'tan Kuşcağız'a giden uzun bi yokuş var. Oradan aşağı yağdırırken dolmuş bi anda sağa kırmıştı, az kalsın çarpıyordu. Frene basmak bile aklıma gelmedi, o dönerken iyice yüklendim. Tabii kaldırım biraz fırlattı ama dolmuşun içindekilerin benden daha çok korktuğunu söyleyebilirim :d
 
Ben başlıyorum. Bir gün İstanbul'dan Manisa'ya yolculuk yapıyorum. Yanımda babam annem kardeşlerim var işte. Küçük kardeşim abi benzinlikte dur tuvalete gideceğim dedi. Bende bir tane benzinlikte durdum. Bayağı kalabalıktı benzinlik. Durur durmaz garip bir koku geldi. Arabadan indim kaputu açacaktım. Birden arabanın içinde ateş çıktığını gördüm. Ön kısmından. Tam o sırada da kaputu açmıştım. Ateşi görür görmez arabanın içinden kardeşlerimi çıkardım. Uzak bir yere gönderdim. Bende benzinlikten yangın söndürücü bulmak için göz gezdirdim etrafa ama bulamadım.

Bir şekilde ateşi söndürmem gerekiyordu benzinlikteydik araç patlarsa bayağı sıkıntı olurdu. Özellikle benzinlik gibi bir yerdeyken. Ortalık dumandan geçilmiyordu. Benzinliğin yanında kafe vardı. İnsanlar arabalarına binip kaçtılar oradan. Hatta bir tanesi kaç kaç ortalığın am... Koydu dedi. O da kaçtıktan sonra daha da korktum. Neredeyse çalışanlar dışında kimse kalmamıştı. Bir şekilde ateşi söndürmem lazımdı ama araba patlayacaktı neredeyse. Neyse ki benzinlikte çalışan bir tane genç çocuk yangın söndürücü getirdi. Hala minnettarım o çocuğa hatta yardım edeyim dedi. Ben zorla uzaklaşması için uyardım. Ateş söndürücüyü sıktım yanan yere ama bayağı fazla yanıyordu. Söndürmekte inanılmaz zorlandım.

Söndürdükten sonra benzinlikteki arkadaş su getirdi hepimize. Her tarafım duman olmuştu. Dumandan etkilenmiştim sürekli öksürüyordum. Kardeşimin o ara tuvaleti gelmese belki de şu an bu konuyu açamıyordum. Neyse 1 gün benzinlikte kaldık. Ertesi gün benzinlikte çalışan genç abi benim çekici bir arkadaşım var istersen arayayım gelsin sizin arabayı sanayiye çeksin. Ücret falan istemiyorum dedi. Bende zorla parasını verip kabul ettim. Gittik sanayiye araca ne oldu diye bakılması için. Oraya bıraktıktan sonra bir çorbacıya girdik.

Televizyonda tam biz girdiğimiz gibi araba yanıp patlama haberleri çıktı. Denk mi geldi bilmiyorum. Sonra usta beni aradı çağırdı yanına dedi ki arabanın kablosu fazla ısıdan yanmış. O kadar büyük ateşe küçük bir kablo sebep olmuş. Bir de arabanın bir parçasının yağı koyulmamış dedi. Şu an hatırlayamadım parçayı ama hatırladığım tek bir şey vardı. Ben o parçayı 3 4 gün önce bir ustaya tamir ettirmiştim. Aradım onu işte şöyle şöyle oldu dedim. O da dediki ben yaptıktan sonra çırağa yağ koysun diye uyardım. Yağ koymamış dedi. Sonuç olarak o çırağın yaptığı küçük bir hata neredeyse birkaç kişinin ölümüyle sonuçlanıyordu. Yaptığınız küçük hataların bile çok büyük bir sonucu olabilir.

Beni cidden en çok korkutan anılarımdan biri. Peki sizin en yaşadığınızda en çok korktuğunuz olay hangisi?

 

Yeni konular

Geri
Yukarı