Benim yaşım 34, hatırladığım bir olay değil ancak ailemin anlattığı bir konu var.
Benim babamın babaannesi beni görmeyi çok arzuluyormuş ama ben doğmadan yıllar önce vefat etmiş.
Vefat edeli uzun yıllar olmuş ki artık konusu bile geçmiyormuş.
Bir gün köye gitmişiz, ben daha çat pat konuşuyorum, düşe kalka yürüyorum ve köye ilk defa gitmişim.
Annem babam arabadan eşyaları indirmiş; amcam, yengem, komşular vs odada 8-10 kişi oturmuşlar.
Ben evi keşfetmeye çalışıyormuşum tabi, herkes odada ben mutfaktayım.
Daha köye geleli, odaya oturalı 5-10 dakika olmuşken ve ben odada değilken birden büyük bir korkuyla odaya koşmuşum.
Çat pat konuşan, o güne kadar dediğimi annem dışında çoğu kişinin anlayamadığı ben, nefes nefese çok net konuşarak "mutfakta çok yaşlı biri var; kafasında beyaz yazma, üzerinde sarı yelek, kırmızı saçlı (kına sürermiş hep) elinde baston, beni çağırdı, görmek için çok beklediğini ve öpmek istediğini söyledi, ismi de Cennet'miş, bende kaçtım" demişim.
Dilim açılmış birden.
Herkes mutfağa koşmuş tabi kimse yok.
Ev ahalisi bembeyaz olmuş çünkü tasvir ettiğim kişi yazmasıyla, sarı yeleğiyle, kınalı saçlarıyla birebir babamın babaannesi...
Ve yıllardır konusu bile açılmayan, fotoğrafı bile olmayan, benim tanımadığım görmediğim birisi.
O gece komşular bile dağılmamış, kimse uyuyamamış tabi.
Sonradan büyüdüğümde bana bu anlatıldığında pek algılayamadım ve bu tür olaylara inanmam ama hep içimden yıllarca "keşke kaçmasaydım da öpseydi beni" diye geçmiştir...