Evet bazı bilimle bağdaşmayan efsaneler her zaman türemiştir. İnsan nasıl kendini merkeze koyduysa, dünya sabit, güneş, güneş sistemi, yıldızlar, hatta evren bile insanın etrafında dönüyor inancı vardı geçmişte. Bir de dünyanın güneşe yakınlığı meselesi, bir milim oynasa yaşam olmazmış kavrulurmuşuz. Bu da yalan, coğrafyayı iyi öğretememişler demek ki. Mevsimlerin eğim ile oluştuğunu öğretmemişler, veya işimize gelmiyor.
Her şey bizim için yaratılmış inancı vardır da hala. Ama bence buda beynimizin bize uydurduğu yalanı. Neden, biz bir sebze yeriz, aaaa ne güzel. Bir hayvan yersin bizim damak tadımıza göre yaratılmış derler. Ama bunun diğer bakış açısı da bana göre, biz enerji depolayacağımız şeyleri, damak tadımıza uydurduk. Yani damak tadımız da evrim geçirdi, çünkü tadı iyi gelmese yemeyeceksin, açlıktan öleceksin. Ama canlının DNA'sında yaşamak var. Yaşamak için ise enerji almalısın bunu için bir şeyleri sevmelisin. Aslında canlılar her ortama uyum sağlayabilir, evrim geçirebilir.