Yaşlı insanlara saygı duymuyorum

Türkiye'de insanlar sadece yaşça büyük olduğu için ne kadar saygısızlık, pis hareket yapılırsa yapılsın sesimiz çıkmamalıymış gibi davranıyor. Bu iş yerinde, otobüste, sokakta vs. her yerde geçerli.

Sesimizi çıkarınca da ayıplanıyoruz, şaka gibi.
Ha bu arada evet, etrafta hacı hoca diye gezip de eșcinsel olan tipler de var. Nedense aynısını gençler yapınca kafamıza taşlar yağıyor. 🤠
 
Ben de duymuyorum. Yasi itibariyla saygi bekleyenler hicbir sekilde saygiyi hak etmiyorlar. Insan ilk once akliyla, adabiyla ve gururuyla one cikmalidir. Gurursuz, edepsiz ve akilsizlara neden saygi duymaliyiz ki anlamadim :)
 
Klavye başında keke bile isyan eden bir nesil yetişiyor.
En büyük keşfi de herşeye isyan etmek.
Bunu da modernlik, zekilik zannediyor.
Kendini geliştiremediği, değiştiremediği, yetiştiremediği için hep işi başkalarıyla uğraşmak.
İnsan önce kendini düzeltmeli. Herkesin derdi başkasıyla.
 
Benim de bir anım var bununla alakalı, parkta oturuyorum sırf oturaktan kalkmadım diye (ki 2 adım daha yürüse başka oturaklar var) saygısız, şerefsiz ilan edildim. :D Saygı istiyorlarsa ilk başta hak edecekler.
Keşke adam sana hakaret edince ayağa kalkıp topallayarak yürüseydin vicdan azabı çekerdi.
 
Klavye başında keke bile isyan eden bir nesil yetişiyor.
En büyük keşfi de her şeye isyan etmek.
Bunu da modernlik, zekilik zannediyor.
Kendini geliştiremediği, değiştiremediği, yetiştiremediği için hep işi başkalarıyla uğraşmak.
İnsan önce kendini düzeltmeli. Herkesin derdi başkasıyla.

Kimse kimseyle uğraşmıyor burada yaşlıların gereksiz egosundan bahsetmisler.
 
Ama her toplumda yaşlıya saygı, hürmet, düşüncesine önem vardır. Siz baştan yenik başlıyorsunuz konuya.
Vardır değil, vardı. Sebebi çok basit çünkü bilgiye erişim çok kısıtlıydı ve tarım gibi deneyimin teknik bilgiden daha önemli olduğu bir uğraş vardı. Atalar kültü olayı bundan ibaret. Bakın aslında gençlerin yaşlıları eleştirirken sundukları argümanlardan bunu da anlayabilirsiniz. Mesela telefonunu çıkar göster olayı, teknolojinin lüks olduğu dönemlerden bir yansıma. Bizim zamanımızda kuyruk vardı olayı kıtlık zamanlarından kalan bir deneyim. Hatta açık giyinme vs olayının da bir deneyim silsilesini anlatmakta aslında. Fakat şu var ki biz gençlerin bu deneyimlere ihtiyacı yok artık. Yaşadığımız dünya her şeye rağmen insanlık tarihinin en rahat ve en gelişmiş zamanları. İş ve politika dünyasından x kuşağı çekildikçe de bu durum daha da ortaya çıkacak. Hatta bizden sonra gelenler için tek aktarılması gereken bilgi gücü öğrenmeyi öğrenmek olacak. Ki z kuşağında bunu da görüyoruz zaten. Bu gençler bir şey bilmiyorlar ama o bilgiye nasıl ulaşılırı biliyorlar. Oksimoron ya da baskı yaratan ailelerinin bunu bilmeyip çocuğu etkilemesi. 1-2 senelik bir çabayla dünyada öğrenilemeyecek meslek yok. Ha neyi öğrenemezler, ülkelere özel birtakım alışkanlıklar var. Bizdeki ticareti ya da neopotizmin olağan olduğunu öğrenemezler. Zaten bunu bilmeyenler direkt diplomalı işsiz oluyor. :D Bunu da öğrenip de içselleştirmesinler de zaten. Bakın çok yakın zamanda olan bir olay silsilesinden bahsedeyim. Jahrein ve Erlik'in twitter'da tartışmaları. Olay tam olarak "kuşak çatışması" çünkü. Gidip bakın isterseniz. Ama çok özetle şunu söyleyeyim, Jahrein ve Erlik genç kuşak kafasında. Bu adamların üslup kaygısı vs olmaz(ha hak edene olur, eski yayınlarını falan da açın izleyin.) ama bir fikir söylerler ya da bilgi aktarırlar. Bu isimlerin takipçisi gençler de bu bilgileri nasıl aktardığına falan bakmaz. Dedim ya öğrenmeyi öğrenmek. Bunu bilenler işte 10 satır küfürün içinden bilgiyi kapar. Ki öyle de oldu zaten. Fakat tartıştıkları yaşlı kesimin bilgiyi elde etme yönteminden kaynaklı(deneyim) bu üslup yanlış geldi mesela ya da adamın genel olarak hayatını bilgiden daha önceye koydu. Aynısını Nevşin Mengü gibi tanınan gazeteci söylese haklı denirdi Jahrein'i eleştirenler tarafından. Neden o gazeteci titrine sahip. Jahrein ya da Erlik tweet attıklarını biraz sakince kitaplaştırsaydı tam bir gazetecilik cart curt diye övgülerden övgü alacaktı. Neyse, bunun haricinde bilgiye erişim kolaylaştığı için birinci ağıza ya da birinci ağıza ulaşmış olana da ulaşabiliyoruz artık. Bunun nasıl bir güç olduğunu deneyimlemeniz gerekiyor. En başta empati geliştiriyor zaten. Mesela bu yaşlılık meselesi bundan 2-3 yıl önceki videolarda pek yoktu. Neden, çünkü bizler tanımadığımız bir şeye önyargılı değildik(yaşlılık ve yaşlı insanlara). Ne zaman ki hakkınızdaki bilgileri öğrendik, o zaman fikirlerimiz ortaya çıktı(dediğim gibi biz bilgiyi öğrenmeyi biliyoruz. Yaşlı kesim gibi deneyim sahibi olmamız gerekmiyor. Bir konuda uzmanlaşması o konuda yeterliliğin ya da diğer konudaki bilgisinin önemli olduğunu aktarmıyor bize. Sadece bir işle fazla meşgul olup çoğu kez diğer şeylere kendini kapattığını gösteriyor ki bu diğer şeylerin içinde kendi uzmanlık alanının gelişimi de dahildir). Yani umarım anlatabilmişimdir. Mesela tamamen kendi deneyimimden bahsedeyim, internet alabildiğine pdf kütüphanesi. Korsan içerik tüketirim. Hırsızsın sen diyecek de umrumda değil. Ben parasızım diye neden bilgiye erişimimi kısıtlayım? Tam tersi para kazanacak yetkinliği kazanmam gerekiyor ki kitaba da para verebileyim(gamerlar bilir Half Life'ı korsan oynamasaydık. Dünyanın en iyi oyun serisi haline gelir miydi adamlar? Hatta Steam pazarı bu kadar domine edebilir miydi? Valve bu kadar büyür müydü :D). Oyun teorisi denilen bir şey var. Karını her zaman maksimize etmeye çalışma ki uzun vadede ayakta kalabil. Beğendiğim kitap olursa da fiziki olarak kütüphaneme eklerim ama. Hatta yeri gelir internette paylaşır, gerilla reklam yapmasını sağlarım. Ama mesela hiç almadığım kitaplar, pdf paylaşan sitelerden link kaldırtan kitaplar oluyor. Bunu bilinçli de yapmıyorum. Kendiliğinden oluyor. Çünkü pdf'i önceden okuduysam kitap ve yazarı hakkında aklımda bir şeyler kalıyor. Kitabı beğendiysem falan zaten alıyorum, satın almasam dahi tanımış oluyorum. Denk gelirse diğer çalışmalarına da bakıyorum vs. Ama okumadığım kitabı siliyor kafam. Onun içinde hayatın anlamı da olsa yok. Ne yazarı hatırlıyorum ne kitabın baskısını fellik fellik arıyorum. Hatta yayınevi pdf'ten de para da kazanır. Üstelik şunu söyleyeyim, kitap okunmayan Türkiye'de bile ciddi para kazanırlar. Beni finanse etsinler, tam yetki versinler 1 senede batık sektörü kurtarırım :D Öyle iktisatçı ya da 40 sene tecrübem de yok. Sadece yeni çağın iş modellerini biliyorum. Fakat işte yaşlı kesim de bunun tam tersini yapıyor, sonra da gençler okumuyor vs muhabbetine giriyor. Arkadaş gençler de gayet okuyor. Hatta okumayı geçtim yazıyor da. İnternette yazılan şeyleri birileri yazıyor. Şu forumda bile binlerce mesaj atan insan çokça. Birisi yapacak da ileride bunu, sadece kitap okuma rakamları vs yüzünden risk alamıyorlar. Ha mesela bir örnek daha vereceğim. Zafer Partisi'nin teşkilatlanmadır, il binalarıdır falan eksikliklerinin olduğunu ve seçime girip girmeme konusunun netleşemediğini biliyoruz. Bunun karşısına da Dinöm'ü koyacağım. Şimdi Jahrein'in aktarmasına dayanarak, diyor ki ben her ilçeden ilden insanları bulup onların evlerini parti binası olarak göstereceğim. Kampanyayı da internetten daha yoğun yapacağım. İşte yaşlı versus genç kafası tam olarak bu. Dinöm kurulur kurulmaz bilmiyorum fakat Zafer Partisi gibi ya da herhangi bir parti gibi şaşalı binalar, milyonlarca lira yakılan seçim kampanyaları düşünmüyor adam. Üstelik bunu yaparken de seçime girip giremeyecekleri bile kesin değil. Sizin bana ya da gençlere saygı duyup duymamanızın da kendi adıma zerre önemi yok. Dediğim gibi iş ve politikayı gençlere devrettiğinizde yepyeni bir çağ başlayacak. Ha bizde tam olarak bu dediğimi göremiyor olabilirsiniz çünkü ifade özgürlüğü yok ülkede. Politikayla ilgilenen insanlar bunu talep ediyor çünkü. Sadece hareket alanları kısıtlı şimdilik. 1 nesil sonrasına bakıyor iş. Aslında bu değişim olayı çoğu yerde olacak. Politika kitleleri etkileme meselesi olduğundan politik genç figürler daha ön planda görünüyor. Şu anki çatışma ortamından sıyrılırlarsa ileride daha etkili olacaklardır(ki aşacaklarını düşünüyorum. Politikanın olayı da bu zaten). Yoksa ben kendi sektörümde de bu "dip dalga"yı görüyorum, sadece daha geri planda kaldıkları için fark edilmiyor bu değişim. Öyle ki öncü isimlerin içinde Forbes'ın listelerinde bile yer buldu herifçioğulları, işin ciddiyetini umarım anlatabiliyorumdur.

Benim saygı duyacağım 3 şey var. İlki ailemdir. Çünkü içinde yer aldığım ve hayatımı etkileyen şey için deneyimi önemserim. İkincisi yapmak istediğim mesleğin gerçekten büyük aktörleridir(buna özellikle yaşlı kesimden saygı duyan şöyle iyi böyle süper denilenler de öyle değilse saygı duyamıyorum açıkçası). Üçüncüsü ise rakiplerim başta olmak üzere bir şeyleri başarmış ya da başarma potansiyeli olan yaşıtlarımdır. Ha benden göreceğiniz saygıdan da sizi etkiler mi, evet muhtemelen çok da önemi olmayan bir konu bu. Tutup saygı duymuyorum diye de negatif olduğumu düşünmeyin(negatiflik yaparsanız karşınızda negatiflik görürsünüz ama) nötrüm sadece. Düşman olmaya gerek de yok. Emekliliğinizi bizler finanse edeceğiz, sizler de bunun karşılığı olarak bize iyi kötü birbaşlangıç çizgisi bıraktınız.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı