Agnostisizm hakkında konuşalım

Ahmet Asım Karakuş dedi:

Açıkçası ben gereksizist'im(!) din ve inanç ile alakalı bütün meselelere kafa yormayı nöronlar-arası elektrokimyasal ve zaman israfı olarak görüyorum. Alınmayınız lütfen.

Genişletmek için tıkla...

Bunun da bir ismi var: Apateizm.

Hocam agnostik misiniz bilemem. Ancak bazı sorularım olacak.
Agnostikler ilahi varlıkların bilenemeyeceğini savunduğuna göre ruh kavramına nasıl bakıyorlar?
Siz bir birey olarak bir işte çok maharetli olsanız bunu dışarı yansıtmak istemez miydiniz?

Andar Han dedi:

Zihnin ve algının sınırları pek değişmiyor aslında ki VR teknolojisi buna güzel bir örnek. Eğer varliğın ve gerçeğin ayrımına net bir şekilde varabilseydik, VR ile zihnin ve hislerin aldatılması mümkün olmazdı.

İnanç mevzusu için ihtiyaç duyulan kanıtlar kişiden kişiye değişmektedir. Kimisi için basit bir olgu bile kanıt olabilir. Kiminin de gözünün önünde gerçekleşen olayı reddettiğini gorebiliriz. Bu konu da insanın neye, nasıl baktığı ile alakalı ve öznel durumlardır.

Genişletmek için tıkla...

Algılarımız aldatılabilir. İçimizde her zaman şüphe olacaktır. Algılarımız her daim yanılıyor ise bu dünyanın gerçek olup olmadığıda sorgulanamaz mı? Sadece yaratıcı üzerindeki şüphelerimiz bir yana dokunduğumuz şeyin bile gerçek olup olmadığını neye göre anlayacağız? Tabi ki 5 temel duygu organımıza göre. Bir bilgisayarın çıkış ve giriş aygıtları kesin bilgileri aktarır. İnsan duyu organları ise bu bilgileri akıl ve mantığa göre. Hangisinin yaptığı bilgi aktarımı doğrudur? Bu gibi sorula yanıt bulabilmek için evrensel kümenin dışına çıkmak gerekir. İmkansız olduğu için yine hiçbir şey tam anlamıyla kanıtlanamaz bana göre. İnanç mevzusu ise kanıt olsun veya olmasın sadece inanmaktır ve yine bana göre saçmadır. Vakit ayırıp konu altında bilgilerinizi paylaştığınız için çok teşekkürler.

Senin anneni kim doğurdu, onu kim doğurdu, onun annesini kim doğurdu, onu kim yarattı?

Salvonyus dedi:

Hocam agnostik misiniz bilemem. Ancak bazı sorularım olacak.
Agnostikler ilahi varlıkların bilenemeyeceğini savunduğuna göre ruh kavramına nasıl bakıyorlar?
Siz bir birey olarak bir işte çok maharetli olsanız bunu dışarı yansıtmak istemez miydiniz?

Genişletmek için tıkla...

Birinci sorun için diyebileceğim çok bir şey yok zira bilimin ötesinde hiç bir şey benim için gerçek değildir. İkinici sorunu sormanın sebebi ise bir tanrının yapabildiklerini göstermek ve sergilemek için tıpkı bir sanatçı gibi (bir insan gibi) sanatını sergilemesi ve bunu kişisel tatmini için kullanmasıdır. Bu tanrı tanımına tamamen uymaz.

- Seni seviyorum.
+ Beni sevdiğine dair kanıt göster?
- Kanıt inancı öldürür. Eğer kanıt gösterirsem seni sevdiğimi bilirsin. Ben "seni sevdiğimi bilmeni" değil, "seni sevdiğime inanmanı" istiyorum..
+ Neden?
- Çünkü bilmek beyinle, inanmak kalple yapılan iştir.
Bu bir deney değil sonuçlarını kanıtlayalım test edelim veya bilimle açıklamaya çalışalım. Kalbimizle inanmamız gerekiyor. Kıssadan hisse yaratıcıyı görse herkes inanır (Gerçi insanoğlu çiğ süt emmiş biridir inkar edenler bile çıkacaktır.) lakin Allah (ya da inancındaki adı) onu görmeden inanmamızı ve kalbimizle sevmemizi istiyor. Beynimizle değil.

Yosemite Sam dedi:

Birinci sorun için diyebileceğim çok bir şey yok zira bilimin ötesinde hiç bir şey benim için gerçek değildir. İkinici sorunu sormanın sebebi ise bir tanrının yapabildiklerini göstermek ve sergilemek için tıpkı bir sanatçı gibi (bir insan gibi) sanatını sergilemesi ve bunu kişisel tatmini için kullanmasıdır. Bu tanrı tanımına tamamen uymaz.

Genişletmek için tıkla...

Hocam ancak kişisel tatmin ve şefkat kavramları farklıdır. Siz zengin bir birey olarak yoksul insanlara yardım edersiniz ancak bunu kendinizi tatmin için yapmazsınız. Tanrı kavramına uygunluğu, merhametinden dolayı evreni yaratmasıyla ilişkilendirilebilir.

Salvonyus dedi:

Siz bir birey olarak bir işte çok maharetli olsanız bunu dışarı yansıtmak istemez miydiniz?

Genişletmek için tıkla...

İlahi bir varlık, insanda bulunan duygusal ve fiziksel zayıflıklara sahip olamaz; olursa ilahi olmaktan çıkar. Bu yüzden insandan örnek vererek sorgulamak pek doğru bir hareket değil.

Salvonyus dedi:

Hocam ancak kişisel tatmin ve şefkat kavramları farklıdır. Siz zengin bir birey olarak yoksul insanlara yardım edersiniz ancak bunu kendinizi tatmin için yapmazsınız. Tanrı kavramına uygunluğu, merhametinden dolayı evreni yaratmasıyla ilişkilendirilebilir.

Genişletmek için tıkla...

Gayette zenginler veya yardım eden insan bu işten mutluluk duyduğu için yapar. İnsan çıkarcı bir varlıktır.

wooky388 dedi:

- Seni seviyorum.
+ Beni sevdiğine dair kanıt göster?
- Kanıt inancı öldürür. Eğer kanıt gösterirsem seni sevdiğimi bilirsin. Ben "seni sevdiğimi bilmeni" değil, "seni sevdiğime inanmanı" istiyorum..
+ Neden?
- Çünkü bilmek beyinle, inanmak kalple yapılan iştir.
Bu bir deney değil sonuçlarını kanıtlayalım test edelim veya bilimle açıklamaya çalışalım. Kalbimizle inanmamız gerekiyor. Kıssadan hisse yaratıcıyı görse herkes inanır (Gerçi insanoğlu çiğ süt emmiş biridir inkar edenler bile çıkacaktır.) lakin Allah (ya da inancındaki adı) onu görmeden inanmamızı ve kalbimizle sevmemizi istiyor. Beynimizle değil.

Genişletmek için tıkla...

Kalbin tek görevi kan pompalamaktır.

Yosemite Sam dedi:

Gayette zenginler veya yardım eden insan bu işten mutluluk duyduğu için yapar. İnsan çıkarcı bir varlıktır.

Kalbin tek görevi kan pompalamaktır.

Genişletmek için tıkla...

Ancak Tanrı bildiğimiz kadarıyla kusursuz bir varlıktır. Yani kendisinin bu tür bir çıkar gütmesi kendisine aykırıdır.