Yıl 2015... Marketten, eve dönüyordum. Onu gördüm. Durmuş bana bakıyordu. İçimden şunu söyledim: Neden bana bakıyor, dedim. Yanından geçtim. Birkaç gün sonra dışarı çıktım. Tekrar onu gördüm, yine bana bakıyordu. Geçip gidiyordum. Umursamıyordum. Birkaç hafta sonrasında, annemle birlikte dışarı çıktık. Arkamı döndüm, durmuş bana bakıyordu. Ben de karşılık verdim. Başka sokağa dönene kadar baktı bana. Konuşmak istiyordu, ama ben buzdolabı gibiyim. Hiç konuşmadık. Yeşil gözleri... Gözümün içine bakıyordu, karşılığında gözlerimi kapatıyordum. Sevmek, sevilmek istemiyordum. Bana bakıyordu, ben ise sırtımı çeviriyordum. Taşındıkları zaman canım yandı. Onu sevdiğimi o zaman hissettim. Hep onu düşünüyorum. Keşke konuşsaydım. Son pişmanlık fayda etmiyor. Yeşil gözlerini unutamıyorum.
Bir de 2020 yılında yaşadığım... Yazamıyorum. Onu seviyor muyum? Bilemiyorum. Resimlerine ve mesajlarına bakıyorum sürekli. Uykusuz kaldım. Kendisinden uzak durmak için elinden geleni yapıyorum. Olmuyor. Bir ara başardım unutmayı... Olmadı. Kendisinden nefret ediyorum.
Bir de 2020 yılında yaşadığım... Yazamıyorum. Onu seviyor muyum? Bilemiyorum. Resimlerine ve mesajlarına bakıyorum sürekli. Uykusuz kaldım. Kendisinden uzak durmak için elinden geleni yapıyorum. Olmuyor. Bir ara başardım unutmayı... Olmadı. Kendisinden nefret ediyorum.