Düzeltme: Müminlerine karşı. (Çünkü şart koşar.) Bana kulluk edin der, sadece müminleri kulluk etmiş olacağından sadece müminleri kullarıdır.
Haddim değil sadece gözlem sonucu tahmin.
İnançsız olmak ve hatta kötü bile olmak sonsuz azap sebebi olmamalı o zaman. (İrade vermiş, özgürüz.) Eğer yok o sınavdı meselesine girersek: O noktaya da korku giriyor, tehdit ve şart koşma giriyor.
Banka soygunu sırasında bankada çalışan görevlisin misal. Soyguncu kafana silah tutmuş. Ya paraları verirsin beraber yeriz diyor. Ya da kafana sıkarım diyor. Hırsız son anda bir ekleme daha yapar ve şunu der: Eğer kafana sıkmamdan korktuğun için ilk seçeneği seçersen yine kafana sıkarım. Sen doğal hayatta kalma içgüdüsü ile ilk seçeneği seçeceksin. Daha doğrusu seçtiğini zannetme sanrısı yaşayacaksın.
Mesela neler yaptın?
Bu mantıklı. Çünkü bilim anlamsızlığımızı ve değersizliğimizi ortaya çıkarıyor ama din bu açığı kapatıyor. Ancak sana göre olsa bile dinde böyle bir şey yok. Bu şey gibi: Bana göre yer çekimi yok demek gibi bir şey.
Kesinlikle doğru. Bir yaratıcı varsa nasıl yaptığını açıklıyor ama bu açıklama İslam Tanrı'sı değil. Çünkü İslam Tanrı'sı ile tamamen çelişiyor. Daha çok deizm inanç sistemindeki Tanrı kavramları ile uyuşabilir. Çünkü esnetilebilirler, sebebi de arkalarında din olmaması.
Bir tane dahi yok. Kaldı ki tesadüfen olsa bile bir tanesinin bile hatalı olması yeterli. (Çünkü Tanrı hata yapmaz.)
Vicdanında vites yükseliyor. Varsayımlar ile gerçeği örtbas ederek vicdan rahatlatmak.