Ne için varız?

Bu aralar bir şey moralimi bozdu ve bu sorunun cevabını merak ediyorum.

Bazen yaşamasam daha mutlu olurum gibime geliyor.
Forumda neseli olsam da bu aralar normal hayatta bunalımdayım.

Foruma girmeyecektim ama bu sorumu kafamı kurcaliyor.

Neden ve niçin varız?
Sana tek cevabım öldüğümüzde ruhumuz boşluğa kaybolup gitmicek elbet bireyler hissedeceğiz başka yerde.
 
Bu aralar bir şey moralimi bozdu ve bu sorunun cevabını merak ediyorum.

Bazen yaşamasam daha mutlu olurum gibime geliyor.
Forumda neseli olsam da bu aralar normal hayatta bunalımdayım.

Foruma girmeyecektim ama bu sorumu kafamı kurcaliyor.

Neden ve niçin varız?

Ölmek için yaşamak. Umarım bu cümle yeterlidir.
Benim için var olmak; bir amaç için yaşamak demektir. Hayatımın kafama göre ilerleyip, inandığım dinin ibadetini yapmak ve asla cevabını bulamayacağım sorularla beynimi doldurmak için varım.
 
Bu sorunun cevabı herkesin kendine belirlediği kimlik ile şekillenir. Ateistin, Müslümanın, Yahudinin, agnostikin, deistin, budistin cevapları farklı olacaktır.

Din, tanrı kavramları olmasaydı ve buna istinaden ateistlik ya da türevleri de olmasaydı zaten bu soruya herkes tıpkı milyonlarcası gibi doğuyoruz, yaşıyoruz ve ölüyoruz deyip geçerdi. Ölümden sonrasını bilmiyorsan farklı bir ütopik cevabın olamaz.

Neye inandığından çok, nasıl olduğun önemlidir. Bütün insanlar bilinçsiz olarak doğuyor ancak doğup bilince sahip olduktan sonra bir ömrü nasıl yaşayacağın senin elinde. İster sınav de, ister amaç yok de, ister kendi kurallarını oluştur. Fark eden bir şey yok. Ölmeden bazı soruların cevabını kimse bulamayacak, dolayısıyla hayatını yaşayacaksın ve bazı soruların cevaplarına zamanı geldiğinde erişeceksin ya da erişemeyeceksin.

21. yy'da hala insanlar din, dil, ırk, cinsiyet konularında birbirlerine düşmanlık besliyor. Gerçekten evren için kum tanesinden ibaret birer varlık olarak çok aciziz.
 
“Yaşam, meçhuldür. Bilebildiğimiz tek şey, bu dünyaya yemek ve olabildiğince uzun yaşamak için geldiğimizdir.”

Martı Jonathan Livingston kitabından muhteşem bir alıntıdır.
 
Yanılıyorsun. Toplum dayatması fikirlere göre sen şanssızsın ama topluma göre. Peki senin fikrin ne?
Kullanıcı adı "Yararsız Üye" ve "no brain no pain" yazan profil fotoğrafı olan birinin yazdığını çok ciddiye aldın bence. Ben bile kendime cevap verirken "Öylesine mi dedim acaba?" diye kendi kendime soruyorum genelde. :D
 
Eski konuları tekrar okuyordum da tamamen derken?
Bir kere bile çelişmesi tamamen çelişeceği anlamına da gelir, bunu da ekleyeyim. Dinler esnetilebilir şeyler değiller. Şurada şans eseri tutturdu da -ki yok böyle bir şey- A tavşanı zıplayacak dedi diye bilimin sponsorluğundaki bir dine dönüşmüyor İslam.

Allah neyin nasıl oluştuğunu açıklarken kendine özgü ve bilimsellikten uzak olgular ortaya koyuyor, mesela ilk insanların yaratılışı gibi. Toprağın şekillendirilip içine ruh üfürülmesi, kaburga kemiğinden kadınların atasının yaratılması gibi tamamen yüksek bir güce dayalı ifadelerinin özellikle gözlem ve deney ile yanlışlanabilir şeyler olduğunu görüyoruz. Bilim ile bu şekilde açıklamıyoruz, bilimde yöntem vardır; rastgele söylemler yoktur.

Ama alıntıladığın mesajda deistlerin böyle bir sınırlandırmada olmadığı söyleniyor. Ha bana göre evrenin oluşumunu anlamada tökezleyen ve kafası karışık, arada kalmış kişilerin seçimidir deistlik.
 
@Finisterre Anladım da şimdi anlamadığım yer nerede çelisiyor?
Din bilimi mi reddediyor?
İlahi güç var dinde ama ben hala din ile bilimin bir oldugunu kabul ediyorum.
Ha sen gidip bilimsel açıklamaya dini katamazsın ama bu çeliştiği anlamına gelmez. İkisi ayrı yerler.
(Din diye İslam'ı belirttim.)
 
Din bilimi mi reddediyor?
Din bilimi reddetmez, aksine destek de verir ki takipçisi artsın. Ama bilim dini reddeder, çünkü dinin yöntemlerinin bilimsel bir karşılığı yoktur.

Ikisi birdir ne demek? Kalıpsal hipotezleri bilime uydurmaya çalışmak, defalarca aksi kanıtlanmasına rağmen hala bu kalıpları terk etmemek demek. Bilimin neresinde dogmacılık var? Kim bir hipoteze gönülden bağlanır, o hipotezi -yanlışlansa bile- desteklemek için bu kadar uğraşır? Soruların cevabı az çok fikir oluşturacaktır.

Nerede bilimle uyuşmaz demişsin. Ben Kur'an mealini bir kez okudum, her ayeti ezbere bilmiyorum, din ne demiş ne yapmış açıkçası hakim değilim. Ama yukarıdaki örnekten gideyim, sözde evrimsel süreci Hz. Adem'den başlatmak durumundasın. Bilimde bunun yeri yoktur. Evrimi anlatacak değilim ama din ve evrimin yan yana yürümesi pek mümkün değil.
 

Geri
Yukarı